Fotoğrafın Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde çekildiği iddiası

Fotoğrafın Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde çekildiği iddiası

Doğru Doğru

Bulgular

1934-1944 yılları arasında büyükelçilik görevini yürüten Mehmet Münir Ertegün’ün döneminde Washington Büyükelçiliği’nde siyah Amerikalıların davet edildiği etkinliklerle ilgili anlatılara rastlamak ve ABD’li siyasetçilerin bir kısmının bu etkinliklerden rahatsızlık duyduğunu gösteren kayıtlara ulaşmak mümkün.

Bu fotoğraf da bu etkinliklerden birinde çekilmiş ve ABD Kongre Kütüphanesi’nin arşivlerinde bulunuyor.

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Sosyal medyada paylaşılan fotoğrafın Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde siyah Amerikalıların ağırlandığı bir etkinlik sırasında çekildiği iddia edildi. İddiaya göre Washington Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinlik neredeyse bir diplomatik krize sebep olmuş, Amerikan Senatosu konukların elçilik binasına alınmaması gerektiği konusunda uyarıda bulunmuş, ABD İçişleri Bakanlığı ise konukların arka kapıdan alınmasını önermişti. İddiada belirtildiğine göre büyükelçilik yetkilileri bu talebi reddetmişti.

Fotoğrafı da içeren bir tweet şimdiye kadar 2 bin 800’ün üzerinde kullanıcı tarafından retweet edilirken 6 binin üzerinde beğeniye ulaştı.

buyukelcilik

Fotoğraf Washington Büyükelçiliği’nden

İddiaya konu olan fotoğraf ABD Kongre Kütüphanesi’nin arşivlerinde bulunuyor. Kütüphane kayıtlarında fotoğraf hakkında bazı bilgiler de sunuluyor.

buyukelcilik1

Fotoğrafçı William Gottlieb tarafından çekildiği belirtilen bu karede Nesuhi Ertegün, Herb Abramson, Ahmet M. Ertegün, Mezz Mezzrow, Jay Higginbotham, Art Hodes, Lou McGarity, Henry Allen, Lester Young ve Sadi Coylin’in bulunduğu söyleniyor. Kayıtlara göre Higginbotham ve Coylin dışında ismi belirtilenlerin fotoğraf karesinde yer aldığı net. Yalnızca bu iki ismin yanına birer soru işareti konmuş. Kayıtlarda fotoğraftaki isimlerin kimler olduğunu gösteren ek bir fotoğrafa daha yer verilmiş.

buyukelcilik2

Net bir tarih belirtilmese de fotoğrafın 1940’lı yıllarda Washington Büyükelçiliği’nde çekildiği kayıtlarda yer alıyor.

Benzeri bir kareye ulaşmak mümkün

Kongre Kütüphanesi arşivlerinde benzeri bir başka kareye ulaşmak da mümkün.

buyukelcilik3

Bu kare de William Gottlieb tarafından çekilmiş. Yine arşiv kayıtlarında bu fotoğraf için net bir tarih belirtilmemesine karşın fotoğrafa ek olarak yer verilen ve fotoğraftaki kişilerin isimlerini gösteren bir başka kayıtta ilgili fotoğrafın 1940 yılında Washington Büyükelçiliği’nde çekilmiş olduğu ifade ediliyor.

buyukelcilik4

Fotoğrafta Ahmet M. Ertegün, Mezz Mezzrow, Art Hodes, Nesuhi Ertegün, Herb Abramson, Benny Morton, Jay Higginbotham, Henry Allen, Lou McGarity, Lester Young ve Sadi Coylin’in yer aldığı belirtiliyor. Kayıtlarda yalnızca Morton’un isminin yanında bir soru işareti bulunuyor.

Her iki karenin de aynı buluşma sırasında çekilip çekilmediğine dair net olarak bir şey söylenemese de fotoğraflar incelendiğinde bu analizde ele alınan iddiaya konu olan fotoğrafın 1940’ta veya 1940’lı yılların başlarında çekildiği çıkarımı yapılabilir.

İddiaya konu olan karedeki isimlerinse aşağıda belirtildiği şekilde olduğu söylenebilir:

buyukelcilik5

Kongre arşivlerinde yer alan kayıtlar ışığında fotoğrafın çekildiği yerin Washington Büyükelçiliği olduğu konusunda herhangi bir şüphe bulunmuyor. 1980 yılında fotoğrafçı Carol Highsmith tarafından çekilmiş fotoğraflar incelendiğinde de ilgili karenin büyükelçilik binasından olduğunu anlamak mümkün:

buyukelcilik7

Teyit'in Washington Büyükelçiliği’nden edindiği bilgilere göre ise iddiaya konu olan fotoğraf şu anda büyükelçilik rezidansı olarak kullanılan eski büyükelçilik binasında çekilmiş. Büyükelçiliğin şu an kullanımda olan binasına 1999 yılında taşındığı belirtiliyor.

Bu isimleri bir araya getiren şey neydi?

Görüntüde yer alan Mezz Mezzrow, Amerikan cazının ünlü saksafon sanatçılarından. Jay Higginbotham ise yine dönemin ünlü bir trombon sanatçısı. Art Hodes tanınan bir caz piyanisti. Sidney De Paris ise bir trompet sanatçısı. Lou McGarity bir trombon sanatçısı olması yanı sıra aynı zamanda bir vokalist. Henry Allen ise bir trompet sanatçısı ve vokalist. Lester Young dönemin tanınan bir başka saksafon sanatçısı.

Ahmet M. Ertegün ve Herb Abramson ise bu fotoğraftan kısa bir süre sonra 1947 yılında Atlantic Records ismiyle bir plak şirketi kurdular. Nesuhi Ertegün de bu yapım şirketinde yöneticilik yapmıştı. Atlantic Records kuruluşundan bu yana Aretha Franklin, Led Zeppelin, Bruno Mars ve Ed Sheeran gibi isimlerle birlikte çalıştı.

Birleşik Devletler’de “ayrı ama eşit” (separate but equal) gibi ayrımcı yasal doktrinlerin aktif olduğu ve toplumsal yaşamın Jim Crow Yasaları olarak bilinen, siyah Amerikalılarla beyazlar arasına belirli bariyerler çeken kurallar bütünü etrafında şekillendiği bir dönemde, siyah ve beyaz Amerikalı müzisyenlerin bir arada müzik yapmasının ve hatta bir büyükelçilik binasında bir araya gelmesinin çarpıcı olduğu söylenebilir. Siyah Amerikalıların yurttaşlık hakları için verdiği mücadelenin nüvelerini iddiaya konu olan fotoğrafın da çekildiği 1940’lı yıllarda görmek mümkün olsa da bu mücadelenin en önemli aşamalarının 1950’lerde kaydedildiğini ve 1964’te ABD Başkanı Johnson tarafından imzalanan Sivil Haklar Kanunu ile bu mücadelede kritik bir başarı kazanıldığını ifade etmek mümkün. ABD’de ırk siyasetinin günümüzde de çeşitli açılardan belirgin olduğu ve ayrımcılığa dayalı sıkıntıların yer yer çözülemediği görülmekte.

İddiaya konu olan karede yer alan isimleri böyle bir toplumsal ve siyasi atmosfer dahilinde Ertegün kardeşlerin caz tutkusunun bir araya getirdiği söylenebilir. Peki ama bu nasıl oldu?

Diplomat Mehmet Münir Ertegün’ün müzik tutkunu çocukları

Mehmet Münir Ertegün Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında görev yapmış bir diplomat. Lozan Konferansı sırasında Türk delegasyonunda hukuk danışmanı olarak da bulunan Münir Ertegün, 1925 yılında Milletler Cemiyeti’nde Türkiye’nin temsilcisi olarak yer aldıktan sonra yeni kurulan cumhuriyetin İsviçre, Fransa, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki temsilciliklerinde büyükelçi olarak bulundu.

buyukelcilik8

Mehmet Münir Ertegün

Marjory Collins tarafından 1942 yılında Washington Büyükelçiliği’nde çekilmiş bir kare

Münir Ertegün, 1934 ile 1944 yılları arasında Türkiye’nin Washington Büyükelçisi olarak görev yaptı. Ahmet ve Nesuhi adındaki oğulları onunla birlikte Washington’da bulunuyordu.

buyukelcilik6

Ahmet Ertegün ve Nesuhi Ertegün

William Gottlieb tarafından 1940’lı yıllarda Washington Büyükelçiliği’nde çekilmiş bir kare

Kaynaklarda yer alan bilgilere göre 1940’lı yıllarda bu ikili bir araya geliyor ve ABD’de o dönemin siyasi koşullarında tartışmalı olarak yorumlanabilecek bir adım atarak siyah müzisyenlerle beyaz müzisyenleri bir araya getiriyor.

Ertegün kardeşler caz müzisyenlerini pazar günleri büyükelçilik binasında düzenledikleri öğlen yemeklerine davet ediyor. Toplumun birçok kademesinde siyah ve beyaz Amerikalı ayrımının yapıldığı bir dönemde Ertegün kardeşlerin bu adımı dikkatini çekiyor.

Etkinliğin büyükelçilik binasında düzenlenmesine Münir Ertegün ne diyordu?

Bu buluşmaların dönemin bazı siyasetçilerini rahatsız ettiği biliniyor. Nitekim güneyli bir senatörün Büyükelçi Münir Ertegün’e hitaben öfkeli bir dille kaleme aldığı bir mektupta şunları dile getirdiği anlatılıyor:

“Beyaz olmayan bir insanın evinize ön kapıdan girdiği görülmüştür. Benim ülkemde bu teşvik edilmemesi gereken bir uygulamadır.”

Bu mektubun üzerine Büyükelçi Ertegün’ün ise şu yanıtı verdiği söyleniyor:

“Benim ülkemde dostlarımız ön kapıdan evimize girerler. Ancak elçilik binamıza gelmek isterseniz siz arka kapıdan girebilirsiniz.”

Ertegün ailesinden bir başka müzik tutkunu: Hayrünnisa Ertegün

Ertegün ailesinde müziğe duyulan ilgi Ahmet ve Nesuhi Ertegün’ün girişimleriyle sınırlı da değil.

buyukelcilik9

Ertegün Ailesi. Ayaktakiler Ahmet, Selma ve Nesuhi Ertegün. Oturanlar Hayrünnisa ve Mehmet Münir Ertegün. Marjory Collins tarafından 1942 yılında Washington Büyükelçiliği’nde çekilmiş bir kare

Ertegün kardeşlerin anneleri Hayrünnisa Ertegün’ün sesinin güzel olduğu ve gelişmiş bir müzik kulağına sahip olduğu anlatılıyor. Kendisinin eline aldığı herhangi bir tuşlu veya telli enstrümanı rahatlıkla çalabildiği belirtiliyor.