Araştırma: YouTube algoritması komplo teorilerini öne çıkarıyor

Youtube gibi kullanıcıların içerik ürettikleri çevrimiçi platformlar, komplo teorilerini yayan hesapları tespit ederek bunlara karşı önlem almaya başladı.


13/02/2019 15:03 6 dk okuma

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Facebook ve YouTube gibi, kullanıcıların içerik ürettikleri, içerikleri yönetip değiştirebilecekleri çevrimiçi platformlar, komplo teorilerini yayan ve yanıltıcı içerikler üreten hesap ve sayfaları tespit ederek önlem almaya başladı. Siyasi propaganda ve nefret söylemleriyle kullanıcılarını şiddete yönlendiren ve çevrimiçi dünyadan sızarak gerçek hayatta ciddi sonuçlara neden olabilen içeriklerin kullanıcılara önerilmemesi için adım atıldı.

YouTube 25 Ocak 2019 tarihinde resmi blogunda yayımladığı bir yazıyla, kullanıcıların platform deneyimleri sırasında “eşik içerik” (borderline content*) olarak adlandırılan içeriklerin “önerilenler” olarak öne çıkmaması için çalışacağını söyledi(*eşik içerik: teknik olarak içerik politikasını ihlal etmemesine rağmen insanları yanlış yönlendiren yanıltıcı içerikler).

Fakat YouTube, yeni düzenleme yayımladıktan yaklaşık iki hafta sonra, Ruth Bader Ginsburg hakkında çıkan komplo teorilerinden dolayı eleştirilere maruz kaldı. The Washington Post’un verilerine göre YouTube, uzun süre kanser tedavisi gören Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi Yüksek Yargıcı Ruth Bader Ginsburg’un ölümüne dair komplo teorilerini öne çıkarıyor. Ginsburg’un yaşadığı bilgisi kesin olsa da, YouTube hala otomatik aramalarda “RBG dead” (RBG öldü) sonucunu öneriyor.

Eşik içerikler önerilenlerde daha az çıkacak

YouTube’un önerilenler listesi, kullanıcı memnuniyetini artırmak amacıyla yeniden düzenlenmişti. Bu düzenleme kapsamında YouTube, kullanıcıların beğenileri ve videoda harcadıkları süre gibi çeşitli verilerden yola çıkarak yeni bir algoritma oluşturduğunu ve görüntülenmesi fazla olan, tık çeken içeriklerin, artık kullanıcıların karşısına daha az çıkacağını duyurmuştu.

“... Ciddi hastalıklara sahte mucizevi çareler üreten, dünyanın düz olduğunu iddia eden veya 11 Eylül gibi tarihi olaylar hakkında alenen yanlış iddialara yer veren videolar gibi, eşik içerik ve kullanıcıları yanlış bilgilendirerek zarara neden olabilecek içeriklerin kullanıcılara daha az önerilmesi için çalışmaya başlayacağız.”

Fakat komplo teorilerini azaltacak olan bu algoritma, içeriğin tamamen YouTube’dan kaldırması yönünde atılmış bir adım değil.

YouTube’un önerilenler algoritması tüm görüntülenmelerin %70’ini oluşturuyor

YouTube’un yürürlüğe koyduğu son düzenlemelere rağmen, genelde kişisel hesapların vloglarından oluşan ve komplo teorileri içeren videolara karşı ciddi yaptırımlar uygulamadığı şüphesi gündemde. YouTube, eşik içeriklerin, önerilenler algoritmasına daha az dahil edilmesi için çalışsa da bu tür içerikleri tamamen sitesinden kaldırmıyor. The Verge’de yer alan bir makaleye göre YouTube, bu alanda istenilen etkiyi yaratamıyor: “YouTube, tehlikeli olduğu tespit edildiği takdirde komplo videolarına erişimi kısıtlayabilir ancak bu içeriğin siteden tamamen kaldırılmaması çok muhtemel.”

Paul Lewis’e göre YouTube’un “sıradaki” adı altında otomatik olarak kullanıcılara önerdiği videolar, kullanıcıları YouTube’da daha fazla zaman geçirmeye yönelik oluşturuluyor. Bahsi geçen algoritmanın, aslında YouTube’un etki alanının genişlemesinde çok büyük bir payı var. Hatta eski algoritma mühendisi Guillaume Chaslot, sadece bu konu üzerine yoğunlaşan bir internet robotu oluşturdu. AlgoTransparency isimli çevrimiçi site aracılığıyla internet kullanıcıları, YouTube algoritmasının o gün hangi videoyu öne çıkardığını görebiliyor.

youtube algo

YouTube günde bir milyar saat izleniyor.

YouTube’un önerilenler algoritması tüm görüntülenmelerin %70’inden fazlasını oluşturuyor.

Bu her gün 700.000.000 saat demek.\"

algoritma youtube

“Hangi videolar algoritmalar tarafından öneriliyor?”

Guillaume Chaslot tarafından kurulan ve YouTube'un önerilenler algoritmasını gösteren AlgoTransparency isimli platform.

YouTube, algoritmalarında hala komplo teorilerine yer vermesi hakkındaki eleştirilere karşı bir açıklamada daha bulundu. İlk düzenlemesinde YouTube, komplo videolarının “daha az” öne çıkarılacağını söylemişti. Fakat, NBC News, 10 Şubat 2019 tarihinde, YouTube’un “artık komplo videolarını öne çıkarmayacağını duyurduğu” haberini manşete taşıdı. Bu, komplo teorilerinin yayılmasını önlemede çok önemli bir adım olsa da araştırmacılara göre bunu yapmak göründüğü kadar kolay değil.

algo youtubeNBC News: “Youtube artık komplo videolarını öne çıkarmayacağını duyurdu.”

Zeynep Tüfekçi: “Manşet, YouTube’un attığı mütevazi adımdan çok daha iddialı. Bekleyip bu işin nereye varacağını görelim. Yöntem doğru fakat sorun çok büyük.”

Amazon Prime da komplo teorilerini öne çıkarıyor

Peki, YouTube’da alınan önlemlerin etki alanı, uygulanabilirliği ve geliştirilebilirliği tartışılırken Amazon Prime bu tartışmanın neresinde duruyor?

Amazon Prime Video, dijital film ve televizyon programlarını izlemeyi, kiralamayı ve satın almayı sağlayan, Türkiye’de daha yaygın olarak kullanılan Netflix’le karşılaştırılabilecek çevrimiçi bir platform. Yakın zamanda YouTube’un yanı sıra, Facebook ve Apple gibi şirketler de içerik politikalarında düzenlemeye giderek, yanlış bilgi ve nefret söylemlerinin azalmasını için adım attı. Fakat Amazon’un komplo teorisi yayan filmleri öne çıkardığı iddia edildi.

Buna göre Amazon, daha önce yanlış olduğu belirtilerek çürütülmüş veya belirsiz olduğu için iddia niteliğinde olan bilgileri doğruymuş gibi gösteren filmleri “önerilenler” listesine alıyor. Daha da ilginci ise, bu tür filmlerin bazılarının “belgeseller” kategorisi altında bulunması.

Amazon’un algoritmasına gelen eleştirilerden büyük bir kısmı, bu tür filmleri “önerilen belgeseller” bölümünde çıkarmasına yönelik. Yani Amazon, sadece komplo teorileri işleyen filmlerini öne çıkarmakla kalmıyor aynı zamanda bunları “belgesel” başlığı altında toplayarak kullanıcılarını yanıltıyor. Dolayısıyla, paylaşılan içerikler, gerçeklere dayanmadığı halde, belirli bir ırk, toplumsal cinsiyet veya dini grubu hedef göstermiş oluyor. Sonuçlanamamış ama insanlarda derin korku ve endişe bırakan gelişmelerin failini gösterdiğini iddia eden bu içerikler, belirli kimseleri bu konuyla ilişkili hale getiriyor ve yanlış bilginin yayılmasının önünü açıyor.

Öne çıkarılan komplo teorileri, bu konulara ilgiyi artırıyor

Amazon’un komplo teorileri ve yanıltıcı içerik üreten filmleri “belgesel” adı altında öne çıkarmasının çok ciddi sonuçlar doğurabileceği fikri, yanlış bilginin yayılmasını inceleyen araştırmacılar arasında yaygın bir görüş. Yani bu filmler, teori olarak sunuluyor olsalar da bunların gerçek olma olasılığının tartışılmasının çevrimiçi dünyanın ötesinde çok daha ciddi bir etki yaratması bekleniyor.

Bu tartışmalardaki örneklerden biri Yahudiler hakkında olan filmler. Çevrimiçi Şiddeti Önleme Enstitüsü CEO’su Andre Oboler, Amazon Prime Video’nun Yahudi tarihiyle ilişkili, yanıltıcı veya yanlış içerikli ‘belgeseller’i öne çıkardığından bahsediyor. Yahudilerin hükümeti, bankaları, haber kanalları ve sosyal medyayı ellerine geçirdikleri gibi alt metinde yatan komplo teorileri bunların arasında. Oboler’e göre internet üzerinde video akışı yapan platformların öne çıkardıkları komplo teorileri, bu konulara karşı ilgiyi arttırıyor.

“Yıllar boyunca birçok şiddet olayına tanık olduk… bunlar, insanların şiddet eğilimini pekiştiren komplo teorilerinin sonucuydu.” Mark Pitcavage

Amazon iddialara karşı henüz bir açıklama yapmadı; fakat Amazon’un içerik politikası bazı araştırmacılara göre, diğer çevrimiçi sitelere kıyasla oldukça esnek. Bu da komplo filmlerinin yayılmasında çok önemli bir etken.