*Bu içerik ilk kez "A Wild Plan to Crowdsource the Fight Against Misinformation" başlığıyla Wired tarafından 17 Nisan 2017 tarihinde yayınlanmış ve Sonay Ün tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Sosyal medya ve doğrulama uzmanı Claire Wardle zombilerle savaşıyor. Burada geçen zombi ifadesi filmlerdeki anlamından ziyade çürütüldüğü ve doğru olmadığı kanıtlandığı halde internet ortamında yayılmaya devam eden sahte “olgulara” işaret ediyor. Bu türü siz de bilirsiniz. Onları yeniden canlandırmaya gerek kalmaz. Bu olayları “zombi söylentiler” olarak adlandıran Wardle kendisini, kişilerin bireysel Facebook içerik akışlarında yayımladığı yanlış bilgi, ulus-devlet destekli propagandacılar tarafından yürütülen çok geniş çaplı dezenformasyon kampanyaları ve kalıcı algoritmalarla daimi kılınan sahte haberler gibi birçok şekilde karşımıza çıkan zombi söylentilerin kökünü kurutmaya adamış.
Wardle hakkında bilginiz olmayabilir. Buna karşın kendisi, dünya genelindeki öncü yanlış bilgi uzmanlarından biri. Önceden Harvard Üniversitesi’nin Shorenstein Merkezi’nde araştırma görevlisi olarak çalışmalarda bulunan Wardle, dünya çapında yanlış bilgi ve dezenformasyonla mücadele eden kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan First Draft’ın kurucusu. Şu anda ise, Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı’nın (IFCN) kurucu direktörü Alexios Mantzarlis ile beraber Civic (Değerleri Bilgi Kaynaklarına Dahil Etme Koalisyonu) isimli yeni bir oluşumun direktörlüğünü yürütüyor. Wardle, koalisyon vizyonunu açıklamak için TED 2019’un konuğu oldu: İnternette yanlış bilgi ile mücadele etmek üzere kitle desteğinden faydalanmak.
İnternetteki şiddet veya vahşet içeren görüntülere ve nefret söylemlerine kıyasla, internette dolaşan yanlış bilgiyi ortadan kaldırmak bazı yönlerden daha zorlu bir süreç; çünkü bu görüntüler ve nefret söylemleri, insanların ve makinelerin tanıyabileceği şekilde alışılagelmiş kategorilere çok daha kolay ayrılabiliyor. Yanlış bilgiyi özellikle tehlikeli kılan unsur, aynı zamanda karakteristik özelliklerinden biri: Söz konusu “olgu” çoğunlukla gerçek görülebilecek yeterlilikte oluyor veya var olan yanlılıkları güçlendiriyor. Yanlış bilgi aynı zamanda temel bir duyguyu, yani korkuyu sömürüyor. “Bu özellikle insanların kendi ve sevdikleri kişilerin güvenliğine dair duydukları korkuyu barındırıyor” diyor Wardle.
İşte kitleler bu noktada devreye giriyor. Wardle, insanların kendi kültürlerinin uzmanı olduğunu ve bu uzmanlığı uygulayabildikleri bir sistemin bulunması halinde internette dolaşan zombi, yani son verilemeyen söylentilere karşı mücadele edebileceklerini ifade ediyor. Peki söz konusu sistem neye benziyor? Wardle TED’deki konuşmasında “Güven Wikipediası” olarak adlandırdığı ve dürüst kişilerin internette yayılan sahte bilgileri ve bot faaliyetlerini gönüllü olarak tespit edebildiği, yorumlayabildiği ve sınıflandırılabildiği ve zombi söylenti olabilecek görsellere ve bilgilere önemli ölçüde kültürel bağlam katabildiği destekleyici nitelikte bir katılımcı modelden bahsetti. Bu gönüllüler internetteki çocuk istismarı görüntüleriyle ilgili çalışmalar yapan topluluklar gibi, arada ısrarla kendini hatırlatan zombi söylentiler için şifreli öğelerden meydana gelecek bir havuzun oluşturulmasına bile yardım edebilecek. Böylece yaygın olan yanlış bilginin otomatik olarak filtrelenmesi sağlanacak.
Wardle, Civic platformu, büyük sosyal medya platformlarının tamamıyla iş birliği yapacağı için herkesin kolektif fikirlerden faydalanacağını öne sürüyor. Bunun yanı sıra sosyal medya platformları yanlış bilgi kampanyaları hakkında ayrı olarak topladıkları bilgileri, kitle kaynağının kullanıldığı Civic platformuyla paylaşacak.
“Örneğin Facebook haber doğrulama süreçlerinin oluşturulmasına ilişkin üç proje yürütüyor. Bu projelerle ilgili bilgiler Facebook’un veri tabanına dahil ediliyor” diyor Wardle ve şunu ekliyor: “Bizim de açık bir veri tabanımız olmalı. Böylece Google, YouTube ve sosyal haber sitesi Reddit, gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalardan faydalanabilmeli.”
Wardle’ın bundan sonra açıkladığı fikir daha radikal. Wardle insanların, Civic’in kendilerine ait olan sosyal medya verilerine doğrudan erişmesine izin vermelerini ümit ediyor, böylece araştırmacılar platformların yanlış bilgiyi nasıl ortaya çıkardıklarını ve ele aldıklarını analiz edebiliyorlar. Her bir sosyal medya içerik akışı, algoritmik olarak kullanıcıya göre optimize edildiği için araştırmacılar bu tür bilgileri hemen tespit edemiyorlar. “Facebook profilimin Haber Akışı seninkinden çok farklı olduğu için insanların neler gördüğünü incelemek imkânsız hale geliyor,” diyor Wardle. Bununla birlikte Wardle gibi araştırmacıların yanlış bilgi ekosistemini, yani verilerin nasıl paylaşıldığını, sunulduğunu ve yayıldığını anlamak için sosyal medyayı, kullanıcılarının gerçekte gördüğü gibi görmeleri gerekiyor. Sosyal medyaya bizim gözümüzden, diğer bir deyişle profillerimizde yayımlanan mevcut sosyal medya içerik akışlarının bağlamında bakmaları gerekiyor. Buna karşın ilk defa Facebook ile ilgili bilgi toplayan ve Cambridge Analytica skandalına yol açan kişinin bir akademisyen olduğunu göz önünde bulunduran platformlar bu verilerin sağlanması konusunda oldukça temkinli hareket ediyorlar. Bununla beraber Facebook, yanlış bilginin tespit edilmesine yardım etmek üzere araştırmacılara veri sağlama vaadinde bulundu. Wardle ise bu iş birliğinin yavaş ilerlediğini belirtiyor. Wardle, kullanıcılardan kendilerine ait olan verileri isimsiz olacak şekilde doğrudan Civic’e bağışlamalarını istiyor. “Kendilerine ait olan verileri bilime bağışlayabilecek kişilerden küresel bir ağ oluşturabilir miyiz?” sorusunu soruyor Wardle.
Yukarıda bahsedilen fikirlerin tamamı henüz uygulama aşamasına gelmedi. Yalnızca Civic’in internet sitesi geçen hafta yayımlanmaya başlandı ve koalisyon şu sıralar, TED’in New York’taki tesislerinde tasarlanıyor. Civic yakın zamanda 12 ülkedeki sosyal medya kullanıcısıyla, Wardle’ın arzu ettiği ipuçlarını sağlayabilecek, aşıya ilişkin yanlış bilgi hakkında bir anket gerçekleştirdi. Wardle’ın ekibi katılımcılara şunu sordu: Bir arkadaşınız için aşı hakkında bilgi edinmek isteseydiniz internette hangi siteleri incelerdiniz ve neyi araştırırdınız? Ardından katılımcılardan ilgili ekran görüntülerini göndermeleri istendi. Alınan sonuçlar katılımcıların yaşadıkları yerlere, ilgilendikleri ağlara veya yeni bilgi edinmek için kullandıkları platformlara bağlı olarak değişiyordu. Elde edilen dikkat çekici bir sonuca göre kullanıcılar “vacc,” ifadesini yazdıklarında önerilen etiketler ve hesaplar olarak “vaccines kill” (aşılar ölüm saçıyor) veya “vaccines are the worst” (en kötüsü aşı) karşılarına çıkıyordu.
“Yalnızca bu adımları uygulayarak ve ilgili ekran görüntülerini bize göndererek bu engellerin boyutunu görebiliyoruz” diyor Wardle. Bununla birlikte veri paylaşımına yönelik anonim bir küresel bilgi havuzu, basit bir ekran görüntüsünü internette dolaşan birçok zombi söylentisine karşı kullanılabilecek bir silaha dönüştürebilir.