*Bu içerik ilk kez "The psychology of misinformation: Why it’s so hard to correct" başlığıyla First Draft News tarafından 14 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmış ve Can Başaçek tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Neden psikolojimiz yanlış bilginin düzeltilmesini bu denli zor hale getiriyor? First Draft’tan Tommy Shane üçlü serinin ikincisinde ana kavramları açıklıyor.
Yanlış bilgi psikolojisi, yani doğru olmayan şeylere inanmamız için bizi yüreklendiren zihinsel kısayollar, karışıklıklar ve yanılsamalar, bunun zararlı etkilerini nasıl önleyebileceğimiz konusunda bize çok fazla bilgi verebilir. Psikolojimiz, düzeltmelerin işe yarayıp yaramadığını, medya okuryazarlığı derslerinde ne öğretmemiz gerektiğini ve neden ilk etapta yanlış bilgilere karşı savunmasız olduğumuzu etkileyen şey. Aynı zamanda insan beynine büyüleyici bir bakış açısı sunuyor.
Yanlış bilgi psikolojisi serisinin ikinci bölümü, teyit ve çürütme gibi düzeltmelerle ilgili psikolojik kavramları ele alıyor. Bu bölümde sürekli ortaya çıkacak ana tema, temel doğrulama sorunu: Yanlış bilgiye maruz kaldığımızda bunu kafamızdan çıkarmak çok güç.
Düzeltme psikolojisi üzerine temel bir okuma yapmak istiyorsanız, özellikle Briony Swire-Thompson tarafından yazılan "Misinformation and its Correction: Cognitive Mechanisms and Recommendations for Mass Communication"ı öneriyoruz.
Devam eden tesir etkisi
Devam eden tesir etkisi, yanlış bilginin düzeltildikten sonra bile insanlara tesir etmeye devam etmesi. Kısacası, düzeltmelerin başarısız olması.
Bazen "inanç yankıları" olarak da adlandırılan bu olgu, düzeltmeler söz konusu olduğunda anlaşılması gereken en önemli psikolojik kavram. Yanlış bilgiye maruz kaldıktan sonra bunu beyninizden çıkarmanızın çok çok zor olduğu konusunda fikir birliği var.
Düzeltmeler genellikle başarısız oluyor, çünkü yanlış bilgi çürütülerek bağlamıyla açıklansa bile daha sonra gerçek bir bilgiymiş gibi hatırlanabiliyor. Çift süreç teorisine geri dönecek olursak, daha hızlı, otomatik düşünme, bilgiyi hatırladığımız ama düzeltildiğini unutabildiğimiz anlamına gelebiliyor. Örneğin, siyasi bir ismin sarhoş olarak gösterildiği üzerinde oynanmış bir video hakkında bir teyit okuduğumuz zaman, sonrasında bu politikacının sarhoş olduğu fikrini hatırlayabiliyor ama bunun çürütülmüş olduğunu unutabiliyoruz.
Yanlış bilgileri tekrarlamak yerine gerçekleri doğrulayan, çok fazla ayrıntıya sahip etkili düzeltmeler bile yalnızca bir hafta sonra etkisini yitirebiliyor. Batı Avustralya Üniversitesi (UWA) bilişsel bilim insanı Ullrich Ecker'in sözleriyle, "devam eden tesir etkisi, kendisini ortadan kaldırma girişimlerinin çoğuna meydan okuyor."
En önemlisi de bu, yanlış bilgiler söz konusu olduğunda, önlemin tedaviye tercih edildiği anlamına geliyor.
İleri okuma önerisi: Stephan Lewandowsky, Ullrich K.H. Ecker, Colleen M. Seifers, Norbert Schwarz ve John Cook tarafından yazılan ve 2012’de Psychological Science in the Public Interest, 13 (3), 106–131’de yayınlanan “Misinformation and Its Correction: Continued Influence and Successful Debiasing.”
Zihinsel modeller
Zihinsel model, olan bir şeyi anlamak için kullanılan çerçeveye deniyor. Eviniz yanıyorsa ve kırık bir molotof kokteyli görürseniz yangının bir saldırıdan kaynaklandığına dair makul bir zihinsel model oluşturabilirsiniz. Bir itfaiyeci, yangının önünüzdeki molotof kokteylinden kaynaklanmadığını söyleyerek sizi düzeltirse zihinsel modelinizde bir boşluk oluşuyor; özellikle de yangına neden olan şey hakkında.
Bu da düzeltmelerin, yarattıkları boşluğu alternatif bir nedensel açıklamayla doldurması gerektiği anlamına geliyor. Fakat, bunu başarmak çok zor: Zihinsel bir modelin değiştirilmesi her zaman mevcut bilgilerle mümkün olmuyor.
İleri okuma önerisi: Briony Swire ve Ullrich K.H. Ecker tarafından yazılan ve 2018’de Misinformation and Mass Audiences’da yayınlanan “Misinformation and its Correction: Cognitive Mechanisms and Recommendations for Mass Communication.”
İma edilen gerçeklik etkisi
İma edilen gerçeklik etkisi, bir şeyin düzeltilmediği için doğru görünmesi.
Bu, platformlar için büyük bir sorun. Bilginin teyit edildiği analizler gibi düzeltmeler gönderilerin tamamına değil, bazılarına uygulandığı zaman, etiketlenmemiş gönderilerin doğru olduğu ima edilmiş oluyor.
Gordon Pennycook ve meslektaşları kısa bir süre önce, sosyal medya gönderilerinin bazılarında yanlış bilgi uyarısı çıkıp, bazılarında çıkmadığında ima edilen gerçeklik etkisinin yaşandığını ortaya koydu.
İleri okuma önerisi: Gordon Pennycook, Adam Bear, Evan T. Collins ve David G. Rand yazılan ve 2020’de Management Science’ta yayınlanan “The Implied Truth Effect: Attaching Warnings to a Subset of Fake News Headlines Increases Perceived Accuracy of Headlines Without Warning.
Kusurlu gerçeklik etkisi
Kusurlu gerçeklik etkisi, düzeltmelerin insanların diğer gerçek bilgilerden şüphe etmeye başlamasına neden olması. Bunun tehlikesi ise düzeltmelerin ve uyarıların, insanlarda medya gibi kaynaklardan okuduklarına dair genel bir güvensizlik yaratması.
İma edilen gerçeklik etkisinde olduğu gibi, kusurlu gerçeklik etkisi ("yayılma etkisi" olarak da biliniyor) de sosyal medyada yanlış bilgilerin etiketlenmesiyle ilgili olası bir sorun oluşturuyor: İnsanların internette gördükleri her şeyden şüphe etmeye başlamasına neden olabiliyor.
İleri okuma önerisi: Malwina Szpitalak ve Romuald Polczyk yazılan ve 2010’da Polish Psychological Bulletin, 41(3), 105-112’da yayınlanan “Warning against warnings: Alerted subjects may perform worse. Misinformation, involvement and warning as determinants of witness testimony.”
Tekrar
Tekrarlar, yanlış bilginin insanların zihnine oturmasına neden oluyor ve düzeltmeyi çok daha zor hale getiriyor.
Bunun birkaç nedeni var. İlk olarak, bir ifadeyi bir kereden fazla duyduğunuzda bunun doğru olduğuna inanma olasılığınız artıyor. Tekrarlar aynı zamanda bir düşüncenin olduğundan daha yaygın hale gelmiş gibi görünmesine neden olabiliyor; bu da bu düşüncenin inandırıcılığını artırabiliyor. Bunun sonucunda da insanlar bu düşünceye inanan çok kişi olduğunu varsayarak bilginin doğru olduğuna dair yanlış bir sonuca varabiliyor.
İleri okuma önerisi: Kimberlee Weaver, Stephen M. Garcia, Norbert Schwarz ve Dale T. Miller tarafından yazılan ve 2007’de Journal of Personality and Social Psychology, 92, 821–833’de yayınlanan “Inferring the popularity of an opinion from its familiarity: A repetitive voice can sound like a chorus.”
Yanıltıcı gerçeklik etkisi
Yanıltıcı gerçeklik etkisi, doğru olmayan bir şeyin aşinalığı yüzünden doğruymuş gibi görünmesine sebep oluyor.
Bu yalnızca bir kez bile yanlış haber başlıklarına maruz kaldığınızda yaşanabiliyor. Maruz kalmak, insanların dünya görüşleriyle çelişen haber başlıklarının inandırıcılığını artırabiliyor.
İleri okuma önerisi: Gordon Pennycook, Tyrone D. Cannon ve David G. Rand tarafından yazılan ve 2018’de Journal of Experimental Psychology: General 147(12):1865‐1880’da yayınlanan “Prior exposure increases perceived accuracy of fake news.”
Geri tepme etkisi
Geri tepme etkisi düzeltmenin, yanlış bilgiye olan inancı güçlendirebileceği teorisi. Bu etki, aşırı geri tepme etkisi, dünya görüşü geri tepme etkisi ve aşinalık geri tepme etkisi olarak üçe ayrılıyor. Hepsinin açıklamalarını aşağıda veriyoruz.
Geri tepme etkisi yanlış bilgi söz konusu olduğunda en tartışmalı psikolojik kavram. Çok bilinmesine rağmen henüz bir norm olarak benimsenmedi ve hatta bazıları bu etkinin var olmadığından şüpheleniyor. Full Fact ilgili literatürü gözden geçirdikten sonra bunun normdan ziyade bir istisna olduğunu ortaya koydu. Daha yakın zamanda ise araştırmacılar şu sonuca vardı: "teyitçiler, teyitlerinin grup düzeyinde inanç artışına yol açmasının oldukça olasılık dışı olduğu konusunda emin olabilirler."
Ancak bu toplum bilincine nüfuz etmeye devam ediyor. İşin garip yanı ise bunun düzeltilmesi zor bir söylenti olması.
İleri okuma önerisi: Amy Sippit tarafından yayınlanan ve 2019’da Full Fact’te yayınlanan “The backfire effect: Does it exist? And does it matter for factcheckers?”
Aşırı geri tepme etkisi
Aşırı geri tepme etkisi, yanlış bilgi, aşırı karmaşık düzeltmeden daha inandırıcı olduğunda gerçekleşiyor. Bu da düzeltmenin geri tepmesine ve yanlış bilgiye olan inancın artmasına neden oluyor. Bir düzeltme anlaşılması zor, çok ayrıntılı veya çok fazla karşı argümana sahip olduğu zaman çok karmaşık olabiliyor.
Son zamanlarda yapılan bir çalışmada çok fazla karşı argümanın geri tepmeye yol açtığına dair hiç kanıt bulunamadı.
İleri okuma önerisi: Ullrich K.H. Ecker, Stephan Lewandowsky, Kalpana Jayawardana ve Alexander Mladenovic tarafından yazılanve 2018’de Journal of Applied Research in Memory and Cognition’da yayınlanan “Refutations of Equivocal Claims: No Evidence for an Ironic Effect of Counterargument Number”.
Dünya görüşü geri tepme etkisi
Dünya görüşü geri tepme etkisi, bir kişinin kendi dünya görüşüyle örtüşmediği için bir düzeltmeyi reddettiği zamanı tanımlıyor. Ve kişiler böyle yaparak var olan inançlarını güçlendiriyorlar.
Bütün geri tepme etkileri gibi bunun da varlığına dair sağlam kanıtlar bulunmamış olsa da bu etkiyi hafifletmek için sunulan öneriler yine de önemli ve bunlara dikkat edilmeli. Örneğin bir çalışma, düzeltme yaparken insanların dünya görüşlerini doğrulamayı öneriyor. Öz doğrulama da yardımcı olabiliyor: Bir çalışmaya göre insanlardan, kendileri hakkında gurur duydukları şeyler hakkında yazmaları istendikten sonra, dünya görüşlerine zıt düşen görüşleri kabul etme olasılıkları daha yüksek oluyor.
İleri okuma önerisi: Briony Swire-Thompson, Joseph DeGutis ve David Lazer tarafından yazılan ve 2020’de ön baskısı yapılan “Searching for the backfire effect: Measurement and design considerations.”
Aşinalık geri tepme etkisi
Aşinalık geri tepme etkisi, yanlışlarını tekrarlayarak yapılan düzeltmelerin, yanlış bilgileri daha tanıdık, dolayısıyla daha inandırıcı hale getirdiği durumu tanımlıyor.
Northeastern Üniversitesi yardımcı araştırmacı ve bilim insanı Briony Swire-Thompson ve meslektaşları, aşinalık geri tepme etkisine dair hiçbir kanıt bulamadı: "söylentiyi tekrarlayan düzeltmeler, geri tepmekten ziyade (teyitlerle karşılaştırıldığında) sadece daha az etkili."
İleri okuma önerisi: Briony Swire, Ullrich K.H. Ecker ve Stephan Lewandowsky tarafından yazılan ve 2017’de Journal of Experimental Psychology: Learning, Memory, and Cognition, 43(12), 1948-1961’de yayınlanan “The role of familiarity in correcting inaccurate information.”