Araştırma: Sahte haberin 17. yüzyıla dayanan tarihi

Sahte haber, yarı-yanlışları içeren haberler gazetelerin halk tarafından takip edilmeye başlandığı dönemlerde Londra ve Paris'te zirveye ulaşmıştı.


25/02/2017 13:07 7 dk okuma

Bu içerik 6 yıldan daha eski tarihlidir.

Bu içerik ilk kez The True History of Fake News başlığıyla The New York Review tarafından 13 Şubat 2017 tarihinde yayınlanmış ve Gülin Çavuş tarafından Teyit için çevrilmiştir.

Yanlış bilginin uzun tarihinde, sahte habere ilişkin son dönemlerdeki gelişmeler özel bir yer tutuyor, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın özel danışmanı Kellyana Conway, Müslüman ülkelere yönelik seyahat yasağını savunmak için Kentucky katliamını icat ederek oldukça ileri gitti. Alternatif gerçeklerin uydurulması tarihsel olarak da oldukça enderdir, ama bugünün zehirli, tadımlık yazılarının ve tweetlerin muadiline farklı tarihsel dönemlerde, hatta antik dönemlerde dahi rastlanılabilir.

Prokopius, 6. yüzyılda yaşamış Bizanslı tarihçi, resmi tarih yazımıyla İmparator Justinianous’un dikkatini çekmeyi başardıktann sonra imparatorun saygınlığını lekelemek için Anektod olarak bilinen şüpheli bilgileri üretmiş ve ölene kadar bu sırrı saklamıştır. Pietro Aretino 1522’deki papalık seçimlerini manipüle etmek için adaylar hakkında garip soneler yazmıştır. Roma’da Navona Meydanı’nda bulunan Pasquino olarak bilinen heykelin yakınlarında halka bu soneleri söylemeye başlamıştır. “Pasquinade” (taşlama) tabiri sonradan halka mal olmuş kişiler hakkındaki ahlaksız ve çoğunlukla da yanlış haberler için söylenen genel bir kullanıma evrilmiştir.

Hatta “Pasquinade” asla yok olmamıştır, 17. yüzyılda daha da popüler bir türe dönüşerek “canard” olarak adlandırılmış ve iki yüz yıl boyunca Paris sokaklarını fethedecek sahte haberlere dönüşmüştür. Canards, bazen broşürlere basılarak bazen ise gravür tasarımları aracılığıyla her şeye çabucak inanan insanları kandırmak için kullanılmıştır. 1780'lerin en çok satanı, Şili'de yakalanan bir canavarın İspanya'ya gönderiliyor olduğu bilgisiydi. İddiaya göre canavarın, bir mitolojik karakter olan Fury gibi kafası, yarasa gibi kanatları, pullarla örülü devasa bir vücudu ve ejderha kuyruğuna benzer bir kuyruğu vardı. Fransız Devrimi sırasında, gravürcüler Marie-Antoinette’in yüzünü eski bakır levhalara işledi ve canardlar başka bir forma evrilmiş oldu. Artık yalan, politik propaganda içererek ve bilerek söyleniyordu. Yarattığı etki ölçülemiyordu, ancak kesinlikle kraliçeye karşı patolojik bir nefreti besliyordu ki bu, kraliçenin 1793 Ekim ayında idam edilmesiyle son buldu.

The Canard enchainé, Paris’in politika üzerine uzmanlaşmış meşhur dergisi, başlığıyla bu geleneği tekrar canlandırdı. Başlığında kabaca “Sahte Haber İçermez” yazıyordu. Geçen hafta patlak veren bir hikâye, başkanlık seçim kampanyasında favoriler arasında yer alan merkez sağın adaylarından François Fillon’un eşi hakkındaydı. Bütün gazetelerde, Bayan Fillon’un yani Penelope’un, yıllardır kocasının parlamento asistanı olarak çalıştığı, devletten çok yüksek meblağlarda maaş aldığı belirtildi. Dahası Fillon, bu hikâyenin uydurma olduğunu belirtmedi ve eşini çalışan olarak işe aldığını itiraf edip, bunda yasa dışı bir şey olmadığını söyleyerek “Penelope Gate” skandalına imza attı. Donald Trump’ı ön sayfalardan çıkardı ve Fransa’nın kendi Trump’ını yaratan, aşırı sağcı bir politikacı olarak yerini aldı.

Sahte haberler, yarı-yanlışların üretimi ve ufak tefek doğrular içeren haberler gazetelerin halk tarafından takip edilmeye başlandığı 18. yüzyıl Londrası’nda zirveye ulaşmıştı. 1788 yılında, Londra’da on adet günlük, sekiz tane üç haftalık ve dokuz tane haftalık gazete bulunuyordu ve bunların hikâyeleri yalnızca bir paragraftan oluşuyordu. “Paragraph men” kafelerde konuşulan bir dedikoduyu seçiyordu, bir parça kağıda birkaç cümle karalıyordu ve bunu basılı hale getirilmesi için hazırlıyordu. Gazeteler de bunu buldukları uygun bir boşluğa köşe yazısı gibi yerleştiriyordu. Bazı “paragraph menler” para alıyordu, bazı içerikler halkın fikrini değiştirmek ve manipüle etmek için yazılıyordu. Bu bazen tanınan bir figür, bazen bir oyun bazen ise bir kitap oluyordu.

1772’de Papaz Henry Bate, The Morning Post isimli bir gazete yayınladı ve bu gazetede paragraf üstüne paragraf sıralamaya başladı. Bunların hepsi ayrı içeriklerdi ve büyük kısmı yalandı. 13 Aralık 1784 yılında, The Morning Post Marie-Antoinette’in jigolo servisi hakkında bir paragraf yayınladı:

The Gallic Kraliçesi, İngilizlere pek düşkün. Aslında, onun favorilerinin çoğu bu ülkeden. Ama kimse Bay W. kadar kraliçe tarafından destek görmedi. Bu beyefendinin harcamaları Paris’e gidip, birinci sınıf şıklıkta giyinip, zevk ve moda tutkusuyla yaşadığından beri zıvanadan çıktı. Arabası, kılık kıyafeti, sofrası en yüksek düzeyde gösteriş ve görkem içerisinde. 

yalan haber louis xv

Bibliothèque de l'Arsenal

1749 yılında, kağıt parçasına yazılmış ve Fransa’da 15. Louis’in ahlaksızlıklarını ve vergileri eleştiren bir şiir.

"Rahip Bruiser" olarak bilinen Bate, rakip bir skandal sayfası bularak The Morning Herald'a geçti. Bu sırada The Morning Post ise “aşırı ve düşmanlık besleyen hakaretlerin yer aldığı tür olan paragrafları” yazması için Dr. Viper olarak da bilinen rahip William Jackson'ı işe aldı. İki din adamı olan Rahip Bruiser ve Dr. Viper, yazdıkları gazetelerde kozlarını paylaşarak skandal yazıları için yüksek bir standart belirleyerek Murdoch basınını gölgede bıraktılar.

Bu tür haberler 1789’dan önce Fransa’da yayınlanamazdı, ancak kulaktan kulağa, yeraltı gazeteleriyle yayılırdı, nouvellisteler sağolsun ki paragraph men’in boşluğunu doldurabildiler. Tuileries Gardens ve Palais Royal (Kraliyet Sarayı)’deki Tree of Cracow bahçesi gibi dedikoduların yayıldığı yerden haberleri seçtiler. Bazı zamanlarda bu bilginin yayılmasına karşı duydukları haz nedeniyle, bir parça kâğıda son gelişmeleri çabucak yazarak gittikleri kafelere ya da oturdukları banklara bu kâğıtları bırakıyorlardı. 

tree cracovie

Palais Royal’in içinde yer alan Tree of Cracow bahçesinin çizimi, 1742

Nouvellisteri baskı altına almak için polisler var gücüyle uğraşıyordu ve Les Grands’ın gizli yolları hakkında içeriden bilgi alabilmek adına çarpıcı haberleri takip ediyorlardı. 

Bastil’de yaşanan gelişmelerle ilgili olarak, nouvellistlerin üzerleri aranıyor ve üstlerinde bazı yazılar bulunuyordu. Bastil arşivlerinde onlara yönelik suçlama yapılan birkaç örnek buldum, karalamalarla dolu kâğıt parçaları, iki yüzyıl önce yani akıllı telefonların olmadığı dönemden ilkel gazetecilik örnekleri ve şahitlikleri. 

Polis yarı profesyonelleri, bir paragraftan daha uzun olmayan el yazması “nouvelles a la main” olarak bilinen gazete yazılarıyla yakalamıştı. Bu yeraltı gazetelerinden bazıları basılmıştı da. Böylelikle La Chronique skandallarına tipik bir giriş olmuş oldu.

Dük, karısını, oğlunun öğretmeninin kollarında görünce şok oldu. Kadın büyük bir yüzsüzlükle adama dönüp“ Neden burada değilsiniz, Mösyö? Ne zaman kavalyem olmasa, uşağımın kollarında buluyorum kendimi” dedi.

Bu türün en çok satanlarından The Iron-Plated Gazeteer Londra’da basılan ve muhtemelen iftira içerikli Londra basınından etkilendi ancak bu Fransa için yeni bir şeydi. En tipik biçimi bir cümlelik paragraflardan oluşuyordu.

Tabii ki bu karalamalar elitlerin cinsel içerikli kabahatlerinden daha başka kaygılar taşıyordu özellikle bazıları siyasi etkiler yaratıyordu. Tıpkı bugün Hillary Clinton’ın dahil olduğu seks partileriyle ilgili sahte haberler gibi. Marie-Antoinette’in kaderi bu tür iftiraların nasıl büyük sonuçlar doğurabileceğinin en etkili örneği, ama daha pek çok örnek bulunuyor.

Poetry and the Police: Communication Networks in Eighteenth-Century Paris’te anlattığım gibi bu tür hurafelerin yayılması şarkılar ve bugünkü tweetlerden daha uzun olmayan şiirler sayesinde oluyordu. Bunlar 1749 Nisan’ında bir bakanlığın düşmesine ve siyasi ortamın değişmesine bile neden oldu. 

Bu tür haberler halkın dikkatini çekebiliyordu, işin içine safsata karıştırmak tam anlamıyla gerçekleri söylemekten daha iyiydi. Bunların çoğu yalandı, çoğu zaman açık bir biçimde öyleydi. Le Gazetier cuirasséin dipnotuna baktığımızda şu yazıyordu: “Bu makalelerin yarısı doğru.” Ama hangi yarısı olduğuna karar vermek okuyuculara kalmıştı.

Bu içerik Teyit tarafından çevrilmiştir.

The True History of Fake News, The New York Review, 13/02/2017

Çeviri: Gülin Çavuş

Kapak Görseli: The New York Review