Twitter Trump gerilimini nasıl okumalı?

Sosyal medya şirketi Twiter'ın Trump'ın tweetlerine teyit uyarısı büyük tartışma yarattı. Twitter'ın bu konudaki metodolojisi ve yöntemleri tepki çekti.


02/06/2020 08:05 6 dk okuma

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

Son günlerde hakikat sonrası çağın köşe taşı olabilecek tartışmalarından birini yaşıyoruz. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile Twitter arasında, medya ekosisteminin tüm aktörlerini ilgilendiren bir gerilimle karşı karşıyayız. Twitter’ın, Trump’ın iki tweetine koyduğu “teyit uyarısı” ile başlayan süreç, bir başkanlık kararnamesi yayınlanmasına kadar vardı. 

Twitter 2020’nin ilk çeyreğinde, yaklaşan başkanlık seçimleri öncesinde manipüle edilmiş görselleri işaretleyeceğini açıklayarak doğrulama konusunda adım atacağının sinyalini vermişti. Gelişmenin öncesinde t cetveli isimli podcastimizde de konuyu tartışmış ve Twitter gibi bir sosyal medya şirketinin olası uygulamanın metodolojisi ve nasıl adımlar atılacağının açıkça belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştik

Geçen zamanda tartıştığımız konularla ilgili pek bilgi paylaşılmadı. Ancak Covid-19 kriziyle birlikte Twitter yanlış bilgi içeren bazı tweetleri işaretlemeye başladı. Hatta BBC, bu konuyu haberleştirirken Shayan Sardarizadeh’in bir yorumuna da yer verdi. Sardarizadeh, Facebook’a benzer bir işaretleme yapan Twitter’ın bağımsız teyitçilerle çalışmadığını hatırlatırken, sosyal medya şirketlerinin düşünce özgürlüğüne hassasiyet göstermesi gerektiğini vurgulamıştı. Uygulama sonrasında politik bir alana geçti.

26 Mayıs tarihinde ABD Başkanı Donald Trump attığı tweetiyle 3 Kasım'daki başkanlık seçimlerinde posta yoluyla kullanılacak oyların hileye açık olduğunu, oy sandıklarının çalınacağını ve sahte oy pusulası basılacağını öne sürmüştü. Bu paylaşımın ardından Trump’ın tweetinin altında bir uyarı belirdi ve "bu konudaki gerçekleri öğrenin" notu iliştirildi.

trumptweet1

Hamlenin ardından Trump bir açıklama yaptı ve "yalancı basın" ifadesini da tekrarlayarak Twitter’ın ifade özgürlüğünü kısıtlamasına başkan olarak izin vermeyeceğini söyledi. Sonrasında el artırarak gerekirse sosyal medya platformlarını regüle edecek düzenlemeler uygulayacaklarını, hatta kapatabileceklerini belirtti. Başka bir tweetinde de doğrudan bir Twitter çalışanını hedef gösterdi.

Twitter CEO’su Jack Dorsey de karşı bir açıklama yaptı; yanlış veya tartışmalı bilgileri engellemeye devam edeceklerini söyledi ve çalışanların konu dışında bırakılması gerektiğini vurguladı.

jacktweetfoto

Polemiğe Facebook’un yöneticisi Mark Zuckerberg de dahil oldu ve bir televizyon programında Twitter’ı eleştirdi: “Bu konuda Twitter’dan farklı bir politikamız olduğunu düşünüyorum. Facebook’un insanların internette söylediği her şeyde gerçeğin belirleyicisi olmaması gerektiğine güçlü bir şekilde inanıyorum. Genel olarak özel şirketler, özellikle de bu platformlar bu pozisyonda olmamalı.” 

Sonrasında da meşhur başkan kararnamesi yayınlandı. Kararname sosyal medya şirketlerine yönelik yasal korumanın azaltılmasını ve bu şirketlerin daha sıkı denetlenmesini öngörüyor. Kararname denetleyici kurumlara, Facebook ve Twitter gibi şirketlere karşı gerektiğinde yasal işlem başlatma yetkisi de veriyor.

Twitter da bu düzenlemenin ifade özgürlüğünü ve demokrasiyi engellediğini dile getiren bir yanıt verdi

İkinci raund: Minneapolis

Tartışmalar burada bitmedi. Minneapolis’te George Floyd adlı siyah bir vatandaşın polis tarafından öldürülmesi, ırkçılık tartışmasını alevlendirdi. Sokaklarda polise ve politikalara yoğun tepki sürerken, Trump bir tweet daha attı ve yağma başlarsa silahların ateşleneceğini söyledi

trumptweet3

Twitter Trump’ın bu tweetini de şiddeti övdüğü gerekçesiyle engelledi. Tweete eklenen mesajda, Twitter’ın topluluk kuralları hatırlatılıyordu. Beyaz Saray hesabından atılan tweete de aynı işlem uygulandı. An itibariyle tansiyon karşılıklı açıklamalarla artmaya devam ediyor. 

Twitter’ın doğrulama hamlesi

Twitter’ın doğrulama uygulamasına geri dönelim. Sosyal medya şirketlerinin doğru haberleri öne çıkarması, yanlış bilgi bombardımanının yoğun olduğu günümüzde önemli. Ancak bir o kadar önemli olan bir diğer konu da bunun nasıl yapıldığı. Facebook birkaç yıl önce bu konudaki tehditlerin ve yayılımın önüne geçmek için, bağımsız teyit platformlarıyla anlaştı ve platformunda bu bilgilerin önlenmesi için çalışmalarına hız kazandırdı. Teyit’in de bir parçası olduğu anlaşmayla platformda birçok yanlış bilginin yayılmasının önüne geçildi. Facebook IFCN ile anlaşarak sahte haberle mücadele ederken nitelikli bir yöntem izlenmesini kabul etti. Yani yanlış bilgiyle mücadelede çok güçlü bir metodoloji ve herkese aynı standartta uygulanan bir usül merkeze alındı.

Ancak Twitter doğrulama hamlesini, farklı bir strateji izleyerek yaptı. Platform sahte haberle mücadele edeceğini belirtti, ancak metodoloji ve yol haritasını açıklamadan önce, dünyanın en popülist siyasi liderlerinden birinin tweetini engellemeyi seçerek savaşın fitilini ateşledi. Attığı adımın geri tepmesi bir yana, sosyal medya platformlarının engellenebilmesine bile zemin hazırlayan bir kararnamenin de ortaya çıkmasına neden oldu. Trump’ın imzaladığı ve devletin sosyal medyaya doğrudan müdahalesini mümkün kılan kararname, günün sonunda yaklaşan başkanlık seçimleri öncesi gazeteciler ve teyitçiler için de tehdit. Sosyal medya ile mücadelede devletin rolü konusu da zaman zaman Teyit’in podcastinde tartıştığımız konulardan biriydi

Teyit’in kurucusu Mehmet Atakan Foça ise Twitter’ın adımının yarardan çok zarar getirdiği görüşünde. Foça bunun şeffaflığı, tarafsızlığı test edilmemiş bir uygulamayla yapılmasının gereksiz bir kavga başlattığını belirtirken “'İlk kez' ve 'sadece' Trump'la sınırlı kalmasaydı, Twitter kullanıcıları daha önce bu yöntemi görmüş ve geribildirim vermiş olsaydı, tasarım A/B testiyle denenseydi, neyin yanlış olduğu kararını Twitter değil bağımsız teyitçiler verseydi, yine sonuç bu mu olurdu?” görüşünü dile getiriyor

IFCN direktörü Baybars Örsek de, teyit işlemlerinin şeffaf ve tarafsız olması, bir olguyu kimin ve nasıl teyit ettiği ile ilgili tanımların açıkça belirlenmesi gerektiği görüşünde. Birçok başka teyitçiden de benzer tepkilergeldi.

baybarstweet

Akademisyen Sarphan Uzunoğlu ise kişiye özel mecra çıkışlı doğrulamanın göze hoş gelen bir halkla ilişkiler uygulaması olduğunu, ancak problemin özüne müdahale etmediğini belirtiyor. TGS Akademi koordinatörü Orhan Şener de "Trump'a yöneltilen eleştiriler, düzeltmeler birçok devlet başkanı için de geçerli. Hepsine aynı muamele gerekir derken, iş sadece somut bir olgu doğrulama ile sınırlı tutulsa ve görece nötr 3. bir kuruma yaptırılsa durum farklı olurdu ama mevcut hâli ile garip" diyor

Twitter’ın hamlesi belli ki tartışılmaya devam edecek. Bu adım teyitçiliğin sansür olmaması gerektiğinin altını bir kez daha çizerken, kişilerden bağımsız, tarafsız ve gerçeğe odaklı doğrulama yapılmasının önemini de ortaya çıkardı. Twitter’ın doğrulama politikasında değişikliğe gidip gitmeyeceği merak konusu; Trump’ın çıkardığı kararnamenin yaratabileceği olası tehditler ise ayrı bir tartışma.