Araştırma: Teyitçiliğin etkisini büyütmek için sistematik bir desteğe ihtiyaç var

Yanlış bilgi sorununu çözmek için teyitçilik faaliyetleri tek başına yeterli değil. Mezenformasyonla mücadelenin güçlenmesi için diğer aktörlerin de sistematik desteği gerekli.


27/08/2022 12:30 6 dk okuma

Artık teyitçilik 80 ülkede faaliyet gösteren 300 internet sitesiyle küresel bir olgu. Bu kuruluşların birçoğu, köklü medya kuruluşlarıyla ve dünyanın en büyük teknoloji platformlarıyla işbirliği yapıyor. Teyitçilik, zamanında, belli bir medya ortamında başlamıştı. Yeni aktörler bu mücadeleyi hızlandırdı.

Duke Üniversitesi'ndeki Reporters' Lab'in (Gazeteciler Laboratuvarı) eş yöneticisi Mark Stencel'a göre, yanlış bilgileri çürüten gazetelerin izi 20. yüzyılın başlarına kadar gidebiliyor. FactCheck.org, PolitiFact ve Washington Post'un siyasi söylemleri Pinokyo ölçeğinde değerlendiren Fact Checker'ı gibi, modern haber tüketicilerinin karşılaşabileceği teyitçilik dünyası ise son 20 yılda ortaya çıktı.

Bu siteler, 1988'deki ABD başkanlık seçimi kampanyaları sırasında gerçekleşen bilgi kirliliği kültürüne verilen tepkinin uzantısıydı. O zamanlar, şu anda Pennsylvania Üniversitesi Annenberg İletişim Fakültesi'nden Kathleen Hall Jamieson da dahil olmak üzere, gazeteciler ve akademisyenler, Hall Jamieson'ın deyişiyle “önemli sonuçları olacak meseleleri karara bağlamak için gazeteciliğin zorunluluğu olduğunu” savunuyordu.

2003'te Beyaz Saray yetkilileri ve büyük gazeteler, o yıl Irak'taki askeri müdahaleyi haklı çıkarmak için, daha sonra var olmadığı ortaya çıkan Irak silah programı hakkında bilgi yayıyorlardı. Aynı yıl, Hall Jamieson bir ortağıyla birlikte FactCheck.org'u kurdu.

Bu sitenin ilk amacı, zaman kısıtlaması olan gazetecilerin, kendi haberlerinde kullanabilecekleri birincil kaynaklara erişimini sağlamaktı. Hall Jamieson'ın söylediği üzere, kamuya açık bir kaynak olarak tasarlanmamıştı. Ancak 2004 yılındaki başkan yardımcılığı münazaralarında bahsedildiğinde, site o kadar çok ziyaretçi aldı ki çöktü.

Bu noktadan sonra, Pulitzer ödüllü, yerel ortaklıklar yürüten ve söylemleri Doğruluk Ölçer'e (Truth-O-Meter) göre derecelendiren PolitiFact de dahil olmak üzere, benzer internet siteleri ortaya çıkmaya başladı. Şu an Reuters, Associated Press ve Agence France-Presse'in de teyitçilik departmanları var ve son zamanlarda dünya çapında birçok proje hayata geçiriliyor.

2014’ten bu yana Stencel ve Duke Reporters’ Lab, kamu figürlerinin iddialarını kontrol eden, yanlış bilgileri çürüten veya siyasi vaatleri takip eden, dünya çapındaki partizan olmayan teyit kuruluşlarının listesini tutuyor. Bu teyit kuruluşlarının metodolojilerinin ve finansal kaynaklarının şeffaf olması, tüm partilerin siyasi figürlerine eşit mesafede durmaları gerekiyor.

Bu kriterlere göre dünya çapında en az 102 ülkede, 60'ı ABD'de olmak üzere yaklaşık 350 teyitçilik kuruluşu var.

Bu küresel faaliyetlerin çoğu, sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla çarpıcı biçimde değişen medya ekosistemine yanıt olarak gelişti.

Sosyal medya şirketleri, yanlış bilginin platformlarında çok kolay yayıldığına yönelik eleştirilere yanıt olarak, son yıllarda teyitçilik programları başlattı. Facebook, platformda paylaşılan içerikleri incelemek için dünya çapında üçüncü taraf teyitçilerle işbirliği yapıyor. Yanlış veya yanıltıcı içerikler işaretleniyor ve akışta gösterilme olasılığı azalabiliyor.

Twitter kısa süre önce güvenilir içerikleri öne çıkarmak için AP ve Reuters ile işbirliğine başladı. Aynı zamanda kullanıcıların yanlış bilgileri bağımsız olarak bildirmelerine izin veriyor ve kitle kaynaklı teyitçilik için Birdwatch isimli aracı geliştiriyor.

Bununla birlikte, birçok uzman bu yaklaşımların boyutunu ve İngilizce dışındaki dillerde kitlelere ulaşmadaki etkinliklerini sorguluyor. Örneğin Facebook’taki teyitçilik faaliyetleri, bireysel gönderileri veya kendini yanlış bilgi paylaşmaya adamış gizli grupları kapsayamıyor.

Hall Jamieson bu konuda şöyle söylüyor:

“Artık mikro hedefleme yaparak [yanlış bilgiyle] kendine has kitlelere ulaşmak mümkün. Teyitçiler bu yanlış bilgileri bulmakta zorlanıyor, bulduklarında ise yanlış bilgiler çoktan etkisini göstermiş oluyor. Bu sebeple, teyitçilik topluluğuyla örneğin Facebook arasındaki işbirliği aslında çok önemli. Çünkü bu sayede teyitçilerin, bir yanlış bilgi viralleşmeden önce ona ulaşabilmesi ihtimali artıyor.”


Araştırmalar aynı zamanda, yanlış bilgiyi bu şekilde işaretleyen platformlara karşı bir tepki olabileceğini gösteriyor. Örneğin, insanların yanlış olarak işaretlenen içerikleri paylaşma olasılığı
daha az olsa da “ima edilen gerçeklik etkisine” göre, böyle bir işaretin olmayışını, doğruluk emaresi olarak görme ihtimalleri de var.

Bazı uzmanlar ise platformları, özellikle de Facebook'u, platformlarındaki zararlı içeriklere karşı koymak için yeterince çaba göstermemekle eleştiriyor.

Mezenformasyon ve dezenformasyon üzerine araştırmalar yürüten, kâr amacı gütmeyen First Draft'ın eş kurucusu Claire Wardle, sosyal medya kullanıcı verilerinin şeffaf olmayışını eleştiriyor.

Wardle, 2021'in Ekim ayında Poynter Enstitüsü tarafından düzenlenen küresel teyitçilik konferansındaki açılış konuşmasında, yanlış bilgi üzerine çalışan birçok araştırmacının ve teyitçinin çalışmalarını sosyal platformlarla işbirliğiyle yürüttüklerini, ancak verileri edinemediklerini belirtti.

Yine 2021'in Kasım ayında Washington Post'ta yayınlanan bir köşe yazısında, George Washington Üniversitesi ve Ohio Devlet Üniversitesi'nde araştırmalar yürüten Wood ve Porter, Facebook'un iddiaların teyit edildiği analizleri okurların karşısına çıkarmak için daha çok çaba sarf edebileceğini belirtti. Örneğin, bir gönderi, okur onu gördükten sonra yanlış ya da yanıltıcı bilgi olarak işaretlendiyse, o kişi sonradan bu iddianın teyit edildiği analizi de görmeli.

Wood ve Porter, köşe yazılarında şöyle söylüyor:

“Eğer bu şirket gerçekten halkın doğru bilgiye erişmesini önemsiyorsa, analizleri bunlardan en çok yararlanabilecek kişilerin, yani yanlış bilgiye maruz kalanların önüne çıkarmak için adımlar atmalı.”


Teyitçiler de bu zorlukların farkında ve bu aracı daha erişilebilir ve daha ilgi çekici hale getirmenin yollarını düşünüyorlar.

“Kullanılacak başka formatlar ya da şüpheci bir okuyucunun ilgisini çekecek şekilde yapılandırılmış analizler olabilir” diyor Stencel. “Hemen hemen bütün analizler size analizin metodolojisini adım adım anlatıyor. Ancak belki de sonucu başında açıklamamak ve kişinin, kanıtları adım adım incelemesini sağlamak, okuyucuya, 'Ne kadar mantıklıymış" dedirtebilir.”

Teyitçiler zamanın gerekliliklerine de yanıt üretiyor. Örneğin yapay zeka teknolojisinin teyitçilik için nasıl kullanılabileceği, hâlâ ucu açık bir soru. Bunun dışında "aşılama" yani okuyucuları, yanlış bilgi yayılmadan önce ona aşina hale getirme yöntemi hakkında tartışmalar devam ediyor.

Her şeye rağmen, teyitçilik sektörü dünya çapında büyümeye devam ediyor. Facebook ve Twitter'ın, platformlarındaki yanlış bilginin önüne geçmek için bu araca ihtiyacı artıyor.

Ancak bu yeniliklerin hiçbiri, kamu güveninin azalması ve aşırı kutuplaşma gibi, medyanın bir bütün olarak karşı karşıya kaldığı büyük krizi çözmüyor.

Teyitçiler, konuya karşı daha sistematik bir yaklaşım olmaksızın, bir oradan bir buradan çıkan iddiaları yanlışlamaya çalışıp duruyor. Fakat iddiaların ardı arkası kesilmiyor.

Bu içerik Teyit tarafından çevrilmiştir.

Can fact-checking solve the misinformation pandemic?, Grid News, 12/01/2022

Çeviri: Can Başaçek

Kapak Görseli: Midjourney

factorybanner