Teyitçiler YouTube’u yanlış bilgi sorununa karşı gerçekçi adımlar atmaya çağırıyor

Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı imzacısı teyitçiler YouTube’a çağrıda bulunuyor. Platformdaki yanlış bilgi sorununun hayati, bugüne kadar atılan adımların yetersiz olduğu vurgulanıyor. Çözüm şeffaflık, kararlılık ve işbirliğinden geçiyor.


12/01/2022 08:00 4 dk okuma

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

İnternetteki yanlış bilgi sorunundan tek bir platform ya da aktör sorumlu değil. Sosyal medya platformlarının da yanlış bilgiyle mücadelede izledikleri yollar birbirinden farklı. Facebook 2016, TikTok 2020’den beri üçüncü taraf doğrulama kuruluşlarından destek alıyor. Twitter ilk olarak “kalabalığın bilgeliği”ne güvendiğini söylemiş, çözümü kullanıcıların desteğinde arayacağını belirtmişti. Yakın zamanda sınırlı bir alanda Reuters ve Associated Press (AP) ile çalışmaya başladığını duyurdu

Video paylaşım platformu YouTube da uzun süredir internet deneyimimizde önemli bir yer tutuyor. Platformun yanlış bilgiyle ilişkisi ise tartışmalı. Dünya üzerindeki teyitçiler, YouTube’un salgınla birlikte ne kadar hayati sonuçlar doğurduğuna bir kez daha tanık olduğumuz yanlış bilgi ve dezenformasyon sorununa karşı izlediği yöntemleri yetersiz buluyor. Buna dikkat çekmek için Teyit’in de aralarında olduğu, Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı (International Fact-Checking Network) imzacısı teyit kuruluşları bir açık mektup yayınladı. Mektup YouTube’a, yanlış bilgiyle mücadele ve doğru bilgiye erişim konusunda katkısının elzem olduğunu hatırlatıyor. 

Yanlış bilgi YouTube’da yayılmaya devam ediyor

YouTube’un, internetteki yanlış bilginin ana kanallarından biri haline geldiğini ve bundan fayda sağlayanlar için çok etkili bir organizasyon ve bağış toplama aracına dönüştüğünü hem araştırmacılar, hem de teyitçiler sık sık vurguluyor. 

Sahte kanser tedavilerinden düz dünyacılara, iklim değişikliğine dair yanlış bilgi içeren videolardan aşı karşıtı içeriklere kadar geniş yelpazede birçok içeriğin platformun algoritması nedeniyle çok fazla öne çıkarıldığı ve reklam aldığı biliniyor. 

Platform içeriklerin kalitesini ve platformdaki deneyimi güçlendirmek için 25 milyon dolarlık bir bütçe ayırdığını, yanlış bilgiyle mücadele için bir dizi plana sahip olduğunu açıklasa da, geçen zaman bu politikaların yetersiz kaldığını, platformadaki yanlış bilginin dünya genelinde insan hayatına ciddi zarar vermeye devam ettiğini gösteriyor. ABD başkanlık seçimlerinin arifesinden ertesi güne kadar, seçimde “hile” yapıldığı hikayesini destekleyen YouTube videoları 33 milyonun üzerinde izlendi. Bu dezenformasyonun sonuçlarına ise öfkeli kalabalık Amerikan Kongresi'ne saldırdığında tanık olduk. Bu durum, sosyoekonomik olarak daha zayıf olan ve özellikle İngilizce konuşulmayan ülkelerde daha da vahim. 

İlginizi çekebilir: 6 Ocak 2021 Washington DC protestoları

Dezenformasyon olarak kabul ettiği içerikleri kaldırmayı taahhüt eden şirket, kullanıcılarına daha fazla bilgi verme seçeneğini reddediyor ve içeriği neden yanıltıcı olarak kabul ettiğine dair açıklama yapmıyor. Bu durum temel sorunun halı altına süpürülmesine neden oluyor. Etkili bir mücadale için doğru bilginin erişilebilir olmasına ihtiyaç var. 

Çözüm: kapsayıcı ve gerçekçi politikalar, kararlı yaptırımlar, işbirliği ve şeffaflık

Çağrı yalnızca soruna işaret etmeyi amaçlamıyor. Uzun süredir internetteki yanlış bilgi sorunuyla mücadele eden teyitçilerin çözüme dair bazı önerileri de var. 

  • İzlenecek politikalar ve kullanılan algoritmayı, platformdaki yanlış bilgi sorununa yönelik anlamlı bir yoruma izin vererek çözüme katkı sunabilecek şekilde, şeffaflıkla paylaşmak. 
  • İfade özgürlüğünü kısıtlama riskini barındıran içerik kaldırma yöntemi yerine sorumluluk alıp bu alanda çalışan bağımsız teyitçilik çabalarını destekleyecek adımlar atmak. 
  • Sürekli ve kasıtlı olarak yanlış bilgi yayan ve özellikle bu içeriklerden ekonomik çıkar elde edenlere karşı kararlı bir yaptırım politikası uygulamak. 
  • İngilizce dışındaki dillerde de etkin bir moderasyon politikası geliştirmek.

Öneriler bilgi ekosisteminin ortak ihtiyaçlarından doğdu

Çağrının topluluktan gelmesinin yanında mektup, ortak yürütülen bir sürecin ve deneyim paylaşmının ürünü. Teyit Vizyon ve Strateji Sorumlusu Gülin Çavuş, sürecin hedeflenen değişime katkısını kıymetli bulduğunu aktarıyor: 

“Teyitçilerin avantajlı olduğu konulardan biri de birbiriyle sık sık konuşan, deneyimlerini ve zorluklarını paylaşan büyük bir topluluk olması. Topluluk olarak yanlış bilgiyle mücadelede ve doğru bilgiyi yaygınlaştırmakla ilgili hedeflerimizi ortaklaştırabildiğimiz sürece etkimizi de büyütebiliyoruz.

YouTube'a yazılan mektup da benzer bir amaçla hazırlandı. Süreç İspanya'da teyitçilik faaliyeti sürdüren Maldita ve IFCN'in öncülüğünde farklı ülkelerden teyitçiler YouTube'un
dezenformasyona karşı mücadele yöntemlerini açıkladığı duyuruyu tartışmasıyla başladı. Belirli rutinlerle bir araya gelerek, ortak bir doküman üzerinde uzlaşan tüm organizasyonlar yanlış bilginin önüne geçmek için platformları teyitçileri ve kullanıcıların taleplerini duymaya çağırıyor.”

Teyitçilerin sosyal medya platformlarına yaptığı ilk çağrı bu değil. IFCN imzacısı kuruluşlar 2016’da Facebook CEO’su Mark Zuckerberg’e yaptıkları çağrıda platformun sahip olduğu politikaların yanlış bilgi sorununu nasıl derinleştirdiğinden ve çözüm için hangi alanlara katkı sunabileceklerinden bahsetmişti. 

Çavuş açık mektubun önemini vurguluyor: “Yanlış bilgi sorununun gözardı edilemeyecek paydaşlarından birinin sosyal medya platformları ve sahip oldukları algoritmalar olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz ve platformları bu konuda adım atmaya çağırıyoruz.”

Mektubun tamamına buradan erişebilirsiniz.