Elon Musk’ın Twitter'ı 25 Nisan 2022’de 44 milyar dolara satın alacağının duyurulması, platformun geleceğiyle ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. En büyük sosyal medya platformlarından birinin satışının konuşulduğu gündemde yanlış bilginin de ortaya atılması kaçınılmazdı. Nitekim Elon Musk’ın Truth Social’ın Twitter’dan daha çok kullanılan bir uygulama olduğu iddiasını incelerken, ifade özgürlüğü ve sansür gibi incelikli kavramları bonkörce açıklamalarının iddianın önüne geçtiğini ve teyitçilere daha geniş bir tartışma alanı açtığını gördük.
Truth Social, piyasaya sürüldüğü gün App Store'da en çok indirilen uygulamalarından biri olsa da her iki uygulamanın kullanım verileri göz önünde bulundurulduğunda Truth Social’ın Twitter’dan daha çok kullanıldığı iddiası doğru değil.
Musk’ın ifade özgürlüğü vaadi ne anlama geliyor?
Her şeyden önce, Twitter gibi milyonlarca insanın fikir beyan ettiği bir şirket üzerinde tek bir kişinin kontrol kurmasının etkilerini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Çünkü Twitter herhangi bir şirket değil: Twitter haber takip edilen, #MeToo ve #BlackLivesMatter gibi sosyal hareketlerin şekillendiği, ünlülerin ve politikacıların ruh halinin nasıl olduğu hakkında fikir edinilen bir platform haline geldi. Bu yüzden Twitter'da nelerin yayınlanabileceği, hangi içeriğin güçlendirileceği ve nasıl öne çıkarılacağı konusunda verilen kararlar, hem ifade özgürlüğü hem de yanlış bilgi sorununu yakından ilgilendiriyor.
Musk, satın alma anlaşmasının gündeme gelmesinin hemen öncesi Twitter’da yaptığı paylaşımda “Umarım beni en sert eleştirenler bile Twitter'da kalmaya devam eder, çünkü ifade özgürlüğü bu demek” dedi.
Twitter’ı satın aldığını duyururken de, “Twitter'ı yeni ürünlerle hiç olmadığı kadar iyi bir yere taşımak istiyorum” diye konuştu. Musk, Twitter algoritmasını açık kaynağa dönüştürmeyi, bot hesapları ortadan kaldırmayı ve gerçek kullanıcıların uygulamada var olmasını sağlamayı hedeflediğini söyledi. Musk kendisini "ifade özgürlüğü mutlakiyetçisi" olarak tanımlasa da neredeyse tüm sosyal medya platformlarının uzun yıllardır denge kurmaya çalıştığı gelişmelerin tek bir gecede olmayacağı açık.
Twitter'ın ABD’de demokratların ifade özgürlüğünü korurken muhafazakarları sansürlediğini düşünenler sevinse de, birçok uzman Musk’ın ifade özgürlüğü vaadinin yanlış bilgi, nefret söylemi ve tacize daha çok alan açmasından endişeleniyor. Endişelerinin sebebiyse, Musk’ın daha önce başka insan ve platformların ifade özgürlüğünü kısıtlayan eylemlerde bulunması. Siber güvenlik uzmanlarının bir diğer endişesi de Musk’ın Twitter’ı açık kaynak kodlu hale getirme vizyonu. Algoritmayı açık kaynak haline getirmek kullanıcılar için şeffaflığı artırabilir, ancak aynı zamanda Twitter’ı saldırganlar için daha açık bir hedef haline de getirebileceği vurgulanıyor.
Uluslararası Af Örgütü’nden Michael Kleinman, mülkiyeti kime ait olursa olsun, Twitter'ın ayrımcılık ve şiddetten uzak yaşama hakları ve ifade ve düşünce özgürlüğü de dahil olmak üzere insan haklarını koruma sorumluluğu olduğunun altını çiziyor: “Twitter'ın kullanıcıları korumak için tasarlanmış politikaların ve mekanizmaların uygulanmasını aşındırmak için atabileceği adımlardan endişe duyuyoruz. İhtiyacımız olan son şey, kullanıcılara yönelik şiddet içeren ve küfürlü konuşmalara göz yuman bir Twitter.”
Öngörülen riskler hesaba katılmazsa var olan sorunlar derinleşebilir
Ayrıca Musk’ın ifade özgürlüğü konseptinin tam olarak neyi hedeflediği ve kapsayacağı belirsiz. İnternette veya fiziksel dünyada neredeyse hiçbir yer “mutlak bir özgür ifade alanı” değil. Yani daha özgür konuşmanın sınırı ne olacak ve hudutlara kim karar verecek? Musk’ın ifade özgürlüğü alanında müphem konuşmalar yapıyor olması, hem cumhuriyetçilere hem demokratlara mavi boncuk dağıttığı şeklinde yorumlanıyor.
Elon Musk'ın Twitter'ı satın alırsa nasıl yöneteceği hakkında hala bilmediğimiz çok şey var. Ancak bildiğimiz, ifade özgürlüğünü nasıl ele alacağının önem taşıdığı. Twitter’da yapılması planlanan değişimler öngörülü ve ölçülü ele alınırsa, bu dünyanın en etkili sosyal ağlarından birinde daha özgür ve güvenilir bir alan oluşmasıyla sonuçlanabilir. Ancak Musk öngörülen riskleri hesaba katmazsa taciz, nefret söylemi ve yanlış bilgi sorununun daha da derinleşmesi tehdidi aktüelleşebilir.
Twitter bugüne kadar "kalabalığın bilgeliği”ne güvendiğini söylemiş, çözümü kullanıcıların desteğinde arayacağını belirtmişti. Bir süre sonra sınırlı bir alanda Reuters ve Associated Press (AP) ile doğrulama için çalışmaya başladığını duyurdu. Üçüncü taraf doğrulama platformlarıyla ilişkisi her zaman sınırlıydı. Diğer yanda Musk ifade özgürlüğü ve sansür gibi çok temel konulara defaatle vurgu yapsa da, sosyal medyanın bir diğer gerçekliği yanlış bilgi sorununa ilişkin herhangi bir somut planı olduğundan söz etmedi. Platformdaki ifade özgürlüğünü tartışırken dezenformasyonu göz ardı etmek mümkün olabilir mi?
Dijital kamusal alan tartışmaları
Elon Musk, “İfade özgürlüğü işleyen bir demokrasinin temelidir ve Twitter, insanlığın geleceği için hayati önem taşıyan konuların tartışıldığı dijital şehir meydanıdır” ifadelerini de kullandı.
Aslında Twitter dijital bir agora olarak tasarlanmadı ve bugüne kadar böyle bir iddiada da bulunmadı. Twitter, bilgi paylaşımını topluluktan daha öncelikli hale getirerek onu milyonlarca “kasaba sakini” için bir alan haline getirdi; insanların bir araya gelip tartışabileceği bir “kasaba meydanı” haline değil.
Her platform sahibi gibi, Elon Musk da platformun kamusallığına vurgu yapsa da kamusal dijital meydanlar olduğu iddia edilen yerler, bu sürecin bize gösterdiği üzere bir gün bir zenginden diğerinin eline geçebilir.
Nitekim birçok gazeteci ve uzman da Elon Musk ile aynı fikirde değil. The Guardian’dan John Naughton, Mike Masnick'in işaret ettiği gibi, internetin mecazen bir “şehir meydanı” olduğunu ancak Twitter’ın o alandaki seçkinlerin, trollerin, gazetecilerin ve milyonlarca robotun takıldığı ve birbirleriyle savaştığı “küçük bir özel dükkandan” ibaret olduğunu söyledi.
Çünkü fikirlerin serbestçe ve belli bir müktesebat çerçevesinde çarpışabileceği bir agora için, ifade özgürlüğünün yanı sıra, iyi niyet, çok seslilik, azınlığın sesinin duyulması, güvenlik ve her şeyden önce nezaket üzerine kurulu bir kozmopolitanizm gerekiyor. Algoritmaların kullanıcıları daha fazla oyalamak için kutuplaşmaya odun taşıdığı bilinen bir kâr maksimizasyonu düzeninde bu nasıl olacak? Yankı fanuslarından çıkmadan demokratik bir agora olası mı? Görünen o ki, Musk’un mevcut vaatleri bu kaygıları gidermekten uzak.
Bu sırada Elon Musk, 13 Mayıs 2022’de Twitter'ı satın almak için yürüttüğü görüşmeleri, platformdaki bot spam hesapların sayısının tespit edilmesi için geçici olarak askıya aldığını açıkladı.
Kısacası Twitter’ın ifade özgürlüğü ve çoğulculuğun egemen olduğu gerçek bir dijital kamusal alan haline gelmesi için ifade özgürlüğü ve yanlış bilgi kapsamında atılacak adımların sistematikleşmesi ve şeffaflık gerekiyor.