Dang humması, tropikal ve subtropikal iklimlerde bulunan, Aedes cinsi sivrisinekler tarafından taşınan ve bulaştırılan viral bir enfeksiyon. Nisan 2016'da, Dang Hummasını önlemeye yardımcı olmak için geliştirilen bir aşı olan Dengvaxia, Filipinler'de tanıtıldı ve okullarda yürütülen bir kampanya ile 800 binden fazla çocuğa uygulandı. 2018 yılına gelindiğinde Dang hummasına yakalanmış kişilere uygulanan aşının etkili olduğu, fakat hastalığa yakalanmamış kişilere aşılama yapıldığı takdirde uzun vadede bazı hastalık risklerinin ortaya çıkabileceği açıklanınca Filipin hükümeti kampanyayı durdurdu. Bunu, blog yazarlarının ve ulusal medyanın yaşananları haberleştirirken kullandıkları dil/yöntem ve konuyu ele alış biçimleri sebebiyle artan çevrimiçi panik ve çokça politik bir soruşturma izledi.
Tüm bunların ortasında, aşılara duyulan güven Filipinler’de yüzde 82'den yüzde 21'e düştü. Araştırmacılar bu durumun, ülkede son dönemde çocuk felci ve kızamık gibi aşıyla önlenebilen hastalıklara dair vakalarda artışa neden olmuş olabileceğini düşünüyor.
Filipinlerin güncel sayılabilecek bu deneyimi bize medyanın yaşananları ele alış biçiminin, etkili birer önleyici tedavi oldukları kanıtlanmış aşılar hakkında ortaya çıkan yanlış bilgileri ve dolayısıyla aşı kararsızlığı ve karşıtlığını körüklemedeki etkisini de gösteriyor.
“Dengvaxia iki çocuğun ölümünden sorumlu” başlıklı haber. Not: Bugüne kadar Filipinli çocukların ölümleri ile Dengvaxia aşısı arasında nedensel bir ilişki kurulmadı. Dengvaxia, Avrupa Birliği ve ABD dahil 19 ülkede satış için onaylandı ve tahmini 1 milyondan fazla hayat kurtadı.
First Draft’ın yayınladığı vaka çalışması, “aşı karmaşası”, “dang ölümü”, "Dengvaxia riski" gibi örneklerin haber başlıklarında en sık yer verilen kelime öbekleri olduğunu ortaya koyuyor. Başlıklarda yer bulamayanlar ise daha karmaşık ve incelikli detaylar barındıran doğru bilgiler.
Yanıltıcı başlıklar belirsizlik ve endişeyi büyütebilir
Covid-19 salgınının başından bu yana incelediğimiz iddialarda haber sitelerinde yer alan içeriklerin payı dikkate değer. Öne çıkan içerikler ise bağlamından koparılarak oluşturulmuş yanıltıcı başlıklar.
İlginizi çekebilir: Haber başlıkları bizi neden yanıltabilir?
Bazen basit bir tık tuzağı bazen ise daha fazlasını barındıran başlıkların ortak özelliği aşıya karşı oluşabilecek şüpheyi beslemedeki başarıları. Sözcü tarafından “Covid-19 aşısı oldu, eve dönerken öldü” başlığı ile yayınlanan haberle karşılaşan bir okurun haberdeki kişilerin Covid-19 aşısı nedeniyle öldüğünü düşünmemek için tek sebebi, tık tuzaklarının haber sitelerinin sıkça başvurduğu bir yol olduğunu bilmeleri olabilir.
Sözcü'nün 3 Mayıs'ta yayınladığı "Covid-19 aşısı oldu, eve dönerken öldü” başlıklı haberin Twitter paylaşımı
Bağlantıya tıklayıp haberin devamını okumak isteyen okurun karşılaşacağı hikaye ise Covid-19 aşısı olduktan sonra eve dönerken aracı yoldan çıkarak ağaca çarpan sürücünün hayatını kaybetmesi. Yani kazanın Covid-19 aşısıyla ilgisi yok.
Tık tuzağı (clickbait) olduklarında ayırt etmek daha kolay olabilir, ancak yanıltıcı başlıklar bundan ibaret değil. Bağlamından koparılmış başlıklar, haberin, dolayısıyla yanlış bilginin ilgi çekiciliği ve yayılma gücü üzerinde hayli etkili.
Pfizer ve BioNTech aşısı denemelerine plasebo grubundaki dört, deney grubundaki iki kişinin hayatını kaybettiğini aktaran haber "Altı kişiyle ilgili korkulan şey oldu” başlığı ile verilmişti.
Ya da İsrail’de kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden 75 yaşındaki kişinin ölümüne Covid-19 aşısının neden olduğunu gösteren bir bulgu olmamasına rağmen haberin başlığı “Koronavirüs aşısı olduktan iki saat sonra hayatını kaybetti” idi.
Salgın gibi belirsizliğin arttığı dönemlerde, belirsizlikten beslenen korku ve endişe gibi duygularımıza hitap eden haberlerdeki yanıltıcı dil yalnızca bu salgına ve Covid-19 aşılarına yönelik süreci değil, genel olarak aşılara duyulan güveni de tehlikeye atıyor olabilir.
Araştırma sonuçlarını doğru aktarabilmek önemli
Bilimsel kanıtlara dayanan, güvenilir kaynakları takip ederek yanlış bilgiye karşı bağışıklık kazanmak mümkün. Bilimsel araştırmalar ile kamuoyu arasında köprü oluşturma görevi ise gazetecilerin. Ancak gelişemeleri aktarırken yapılabilecek yanlışlar kaygının ve belirsizliğin büyümesine, bağlamından koparılmış bilgilerin yayılmasına ve en önemlisi halk sağlığının riske girmesine neden olabilir.
Bu durum bazen araştırmadan elde edilen çıktıların bağlamından koparılarak aktarılmasından kaynaklanıyor. Mesela “Araştırmalar, sosyal mesafenin koruyucu olmadığını ortaya çıkardı” haber başlığındaki araştırma, aslında sosyal mesafenin işe yaramadığını değil, tek başına yeterli olmadığını söylüyor.
Milli Gazete'nin "Pfizer/BioNTech aşısında şok iddia! Yüzde 50 koruma sağlıyor!” başlıklı haberi
Ya da “Pfizer/BioNTech aşısında şok iddia! Yüzde 50 koruma sağlıyor!” başlıklı haberin okuyucuya aktarmadığı gerçekler, aşının ilk doz korumasının yüzde 50 olmasının olağan olduğu ve tam korumanın ikinci dozdan sonra sağlandığı.
Bazen de sorun, sağlık haberciliğinde özellikle bilimsel araştırmalara yönelik bulguları aktarırken gerekli olan uzmanlık ve özen eksikliği oluyor. Haberlere “Güney Afrika varyantı BioNTech’i ‘aşabilir’” ve “Gerçek veriler açıklandı: BioNTech / Pfizer aşısı Güney Afrika ve İngiliz varyantlarına karşı koruma sağlamayabilir” şeklinde yansıyan konu, araştırma metotlarını doğru incelemenin önemini hatırlatıyor.
Çünkü araştırma, aşının Güney Afrika varyantına karşı koruma sağlayamayabileceğine dair kesin bir bulgu barındırmıyor. Zaten araştırmanın metoduna dikkat edildiğinde de bu başlıklara sebep olacak bir yargıya ulaşmanın mümkün olmadığı görülüyor.
Craig Silverman sağlık dezenformasyonuna yol açan bilgilerin genelde, küçük ve yönetilebilir risklerin insanları alarma geçirecek komplo teorilerine dönüştürülmesi ile ortaya çıktığını hatırlatıyor. “Ortalama bir insan bu medikal risk ile günlük rutinde karşılaştığımız risklerin birbirine ne kadar benzer olduğunu anlamakta zorlanabilir. Öne çıkardığınız tek şey risk olursa bunun insanları gerçekten etkileme olasılığını perde arkasında bırakmış olursunuz.”
Zerdeçal, lavanta, zeytin yaprağı, sarımsak suyu gibi ürünlerin koronayı tedavi ettiği ya da yeni çıkan bir ilacın hastalığa karşı etkili olduğu gibi işe yaramayan “zararsız” öneriler barındıran haberler ise sahte bir güvenlik hissi yaratabiliyor.
Faruk Bildirici tüm bu bilgi akışını kamuoyuna aktarırken gözetilmesi gereken değerleri şöyle özetliyor: “Uzman ve deneyimli sağlık muhabiri istihdam etmek, piyasaya yönelik kaygılarla hareket etmeyen, sağlık haber ve yazılarında gazetecilik ve tıbbi etik ilkelerin uygulanmasına özen göstermek, en önemlisi de kamu çıkarını her türlü ticari kaygının üzerinde tutmak gerekir.”
İlginizi çekebilir: Neden ve nasıl sağlık teyitçiliği yapıyoruz?
Peki aşı gelişmeleri nasıl haberleştirilmeli?
Aşı hakkında bir haber ya da içerik hazırlanırken tüm kaygıların üzerinde tutulması gereken bir nokta var: Halk sağlığı. Çünkü aşılar, bulaşıcı hastalıkları önlemede en basit, etkili ve güvenli müdahale yöntemi ve 20. yüzyılın halk sağlığı açısından en büyük kazanımı. Bunun için haberde konu "aşı" olarak tartışılmaktan ziyade, hangi aşıdan bahsediliyorsa doğrudan adı vermek önemli bir kriter. Bir diğer önemli nokta ise, haber ve içeriklerde aşıların etkinliğini ve faydalarını sorgulayanların görüşlerini aktarmak yerine, her zaman bilimsel kanıtlara dayalı bilgilere ve yetkin kişilerin değerlendirmelerine odaklanmak. Elbette aşıların olası yan etkileri açıklanırken, korku ve endişeye sebep olabilecek abartılı ifadelerden kaçınmakta da fayda var.
Medya çalışanları, halka aşı gelişmeleri hakkında doğru bilgi verme açısından hayati bir rol oynuyor. Bu nedenle toplumun aşılar hakkında doğru bilgilendirilmesi her zamankinden daha yakıcı bir öncelik. Medyada aşı karşıtlığının alevlendirilmemesi, aşı kararsızlığı ile mücadele edilmesi ve bulaşıcı hastalıkları önlemedeki önemi vurgulanarak aşıların yaygınlaştırılması için çaba harcanması gerektiğinin altını çizmek gerekiyor. Bildirge de aslında bu çabanın bir ürünü. Bildirgeye asibildirgesi.org üzerinden erişebilirsiniz.
Kapak: First Draft/ Fotoğraf: Pexels (Anna Shvets, Artem Podrez)