NASA’nın Mars’ta mikroplar olarak bilinen küçük yaşam formlarını destekleyebilecek çevresel şartlara şimdiye kadar sahip olup olmadığını araştırmakla görevli keşif aracı Curiosity, gezegene iniş tarihi olan 6 Ağustos 2012’den bu yana Dünya’ya Mars’ta kaydettiği fotoğrafları gönderiyor. Bu fotoğraflar kızıl gezegen Mars’ın keşfi için büyük önem taşıyor. Fakat, Curiosity’nin gönderdiği bazı fotoğraflar insanlar tarafından farklı şekillerde yorumlanabiliyor. İnsanların fotoğrafları çeşitli şekillerde yorumlama yetisinden ortaya çıkan bu durum, Mars’ta bulunan cisimlere farklı anlam yüklenmesine neden olabiliyor.
Mesela Curiosity tarafından gönderilen bu fotoğrafta bir kadın silüetinin olduğu iddiasına yer veriliyor.
Fakat, aynı gün çekilen başka bir fotoğrafta, Curiosity’nin tekerleğine oranla, görünen cismin birkaç santimi geçmeyeceği anlaşılabiliyor.
Cnet’in 2015 tarihli haberindeki röportajında, Mars’ın keşfi ile ilgili medya sorumlularından Guy Webster, ekibinin “keşfettiği” Marslı kadına aşina olmadığını ancak hemen hemen her gün Mars’tan gönderilen kamuya açık görüntülerin toplu arşivinde yaşam belirtileri bulabilen amatörlerin olduğunu, ayrıca böyle fotoğraflarda kayaları başka bir şey gibi görmenin oldukça kolay olduğunu belirtiyor.
Farklı görseller de paylaşılmıştı
Paranormal Crucible adlı YouTube kanalının iddiası ise Mars’ta yaşayan uzaylı bir savaşçı olduğu yönündeydi. Fakat, Curiosity tarafından kaydedilen görsel ile iddia paylaşımda kullanılan görsel arasında farklılıklar bulunuyor. İki fotoğraf karşılaştırıldığında, haberde paylaşılan görseldeki cisme bir savaşçıya benzetilebilmek amacıyla farklı detaylar eklendiği anlaşılıyor.
Ayrıca, Mars’ta Curiosity tarafından kaydedilen fotoğraflar farklı iddialarla da paylaşılmıştı. Mars’ta görülen garip cisimler başlığı altında paylaşılan fotoğraflarda cisimlerin kaşık, insan yüzleri, örümcek ve balığa benzetildiği iddialarını görmek mümkün. NASA tarafından paylaşılan ve iddialar hakkında herhangi bir ek açıklama bulunmayan bütün bu cisimler, aslında taşların veya toprağın farklı açılardan alınan görüntülerdeki yansımalardan veya açıları dolayısıyla farklı cisimlere benzemesinden ibaret.
Bu duruma ek olarak, benzer iddialarla paylaşılan görüntülerin analizini içeren CNN’in bir haberinde, NASA’da görevli bilim adamı Ashwin Vasavada durumu şöyle özetliyor;
"Beyninizin sizi kandırdığı, deniz kızı veya başka bir şey olduğunu düşündüğünüz cisimleri bulmak için fotoğrafta bulunan puslu gölgeye yakınlaştırma işlemi uygulamanız gerekiyor. Böyle bir bölgede çekilen fotoğrafı yakınlaştırdığınızda, tepelerden düşen kumlar ve gölgelerin görüntüsü bir kadını andırabiliyor. Fakat bu figürün birkaç santimetreyi geçmeyeceğini ve aylardır kıpırdamadığını düşünürsek, aradığımız şeyin bu olmadığını anlayabiliriz.”
Bu açıklamalar ise akıllara “pareidolia” terimini getiriyor.
Pareidolia nedir?
Dış dünyada görülebilen bir nesneyi, şekli veya sesi belirsiz uyaranları yanlış anlama veya yeni anlamlar yükleme durumuna pareidolia adı veriliyor. Bu durumda, kişinin herhangi bir fotoğrafta, içerikten daha farklı bir anlamı olan bir nesne, örneğin pizzasında Hz. İsa portresi veya bir biberde kızgın bir surat görmesi pareidolia olarak adlandırılabiliyor. Özetle, Mars’ta görülen ve olduğundan farklı nesnelere benzetilen cisimler de pareidolia ile açıklanabiliyor. Yunanca’da “başka” veya “yanında” anlamına gelen para ve “form, şekil veya görsel” anlamına gelen edolion kelimelerinden türetilen pareidoliaya günlük hayatta rastlamak mümkün.
Ayrıca Evrim Ağacı da “Sahte Yüz” adlı makalesinde türümüzün, kendisine benzeyen veya en azından bildiği cisimleri andıran her olguyu benzetme yoluna giderek açıklamaya meyilli olduğunu ve bu durumun pareidoliada etkin bir rol oynadığını belirtiyor. Dolayısıyla, pareidolia etkisi taşıyan bir görüntünün küçüklüğümüzden itibaren beynimiz tarafından tanınacağını ve tereddütsüz bir şekilde insan yüzüne benzetilebileceği ifade ediliyor. Daha ileri evrede ise durumun sadece yüzlerle sınırlı kalmayacağı, insanı andıran herhangi bir silüet, gölge veya izin insana ait olduğu düşüncesinin istemsiz bir şekilde beynimize yerleşebileceği belirtiliyor.
Aşağıdaki görselde pareidolia, J.C Penney’in tamamıyla kötü tasarlanmış Adolf Hitler çaydanlığında gizli. Çaydanlığın pazarlama stratejisinin orijinalinde Adolf Hitler benzetmesi bulunmuyor fakat ürünün akıllarda kalmasını sağlayan detaylar aslında tam da çaydanlığın bir yüze benzetilmesi ve benzetilen bu yüzün Adolf Hitler’e ait olması. Adolf Hitler’in saçlarını andıran bir kulp, bıyık ve Nazi selamını andıran genel görüntüsüyle bu çaydanlık pareidolia etkisini açıkça gözler önüne seriyor.
Finlandiya’da bulunan Helsinki Üniversitesi Psikoloji bölümünde görevli Tapani Riekki ve çalışma arkadaşlarının araştırmaları dindar insanların ateistlere oranla fotoğraflarda insan yüzleri görmeye daha yatkın olduklarına işaret ediyor. Üzerinde Meryem Ana portresi olduğu iddia edilen 10 yıllık tost ekmeğinin 28 bin dolara Ebay üzerinden açık artırmada satılması bu iddiayı güçlendiren faktörler arasında.
Otomobil tasarımında pareidolia etkisi
En yaygın pareidolia formlarından birisi de arabaların üzerinde görülebilen insan yüzleri. Bu konuyla ilgili araştırma yapan Viyana Üniversitesi Antropoloji bölümü öğretim görevlisi Sonja Windhager, batı dünyasında yaygın olan bu iddianın Etiyopya’da da aynı şekilde tepkiler alıp alamayacağı sorularına cevap bulmak amacıyla bu durumu inceliyor. Başta araştırmanın amacı konusunda şaşıran Etiyopyalılar, Disney’in “Arabalar” veya “Herbie:Tam Gaz” gibi filmlere aşina olmamalarına rağmen Avrupalılarla aynı cevapları veriyor.
Windhager araştırmasında büyük geniş ön camlı,yuvarlak farlı ve küçük ızgaralı arabaların genç ve kadınsı düşünüldüğünü belirtiyor.
Daha yassı farları olan ve daha büyük kare ızgaralı arabaların ise daha yaşlı ve daha erkeksi düşünüldüğünü belirtiyor.
Windhager’e göre bu durum,beynimizin yaş ve cinsiyet gibi temel biyolojik bilgileri, belirsiz bir şekilde bir yüzü andıran herhangi bir cisme karşı uygulaması nedeniyle oluşuyor. Yani bu durumun pareidolianın evrimsel kökenlerinin altında yattığını ve modern çevrenin bizi bir cismi bu eski mekanizmalara göre nasıl algılamamız gerektiğini belirlemesini ilginç bulduğunu belirtiyor.
Pareidolia ve apofeni
Apofeni (apophenia) ve pareidolia terimleri birbirine yakın anlamlar taşıyor. Dolayısıyla bu iki terimi karıştırmak mümkün. Apofeni, dış dünyada görülen herhangi bir nesneyi, şekli veya sesi benzerlik göstermeyen başka cisimlere benzetme ve yeni anlamlar yükleme olarak tanımlanıyor. Örneğin, iddiada geçen uzaylı savaşçı benzetmesi pareidolia örneği olarak düşünülebilir fakat bu uzaylı savaşçıya uzaylı istilası işareti veya uzaylı ordusu gibi anlamlar yüklemek bu durumu apofeniye dönüştürebilir. Aynı şekilde, bir ekmeğin üzerinde oluşan silüeti Hz. İsa’ya benzetmek pareidolia olarak nitelendirilirken, kişinin o ekmeği dini bir mesaj olarak algılaması apofeni olarak nitelendirilebilir.
Mars’ta yaşam var mı?
NASA tarafından paylaşılan makalede, Curiosity keşif aracının Mars’ta eski bir yaşamı destekleyebileceğini öne süren yeni bulgular bulunduğu belirtiliyor. 3 milyon yıllık tortu taşlarının yüzeyinde bulunan moleküller ve Mars atmosferinde metan gazı keşfedildiği ifade ediliyor. Bu bulguların kesin bir yaşamın kanıtı olmadığı fakat Mars’ın yüzeyini ve yeraltını araştırma konusunda iyi bir işaret olduğu söylenebilir. NASA’nın Mars keşif programında görevli bilim adamlarından Michael Meyer Mars’ta yaşam var mı sorusunun cevabını bilmediklerini fakat bu bulguların doğru yolda olduklarını gösterdiğini belirtiyor.
“Mars’ta yaşam var mı?” sorusuna cevap olarak NASA’nın Jet İtki Laboratuvarında görevli astrofizikçi Umut Yıldız şöyle diyor:
“Mars’ta henüz yaşama dair herhangi bir kanıt yok. Eskiden Dünya gibi bir ortama sahip olduğunu biliyoruz, yani göller, denizler, okyanuslar. Ancak atmosferini kaybedip bunları da zaman içinde kaybetti. Sıvı suyun varlığı yaşam ile ilgili ciddi sorular sormamıza neden oluyor. Bugüne kadar herhangi bir şey bulunmasa da 2020’de gönderilecek Mars 2020 robotunun en büyük amacı Mars’ta şu anda yaşam var mı, ya da eskiden yaşam var mıydı sorularını araştırmak olacak. En azından yaşama ait bir fosil bile bulsak bizim yaşam oluşturan tek gezegen olmadığımızı anlayabileceğiz.”
Özetle, Mars’ta yaşam konusundaki araştırmalar devam ederken insanların silüetleri veya cisimleri insansı olgulara benzetmesi muhtemel görünüyor. Mars ile ilgili en kapsamlı bilgileri Mars 2020 projesi kapsamında öğrenebileceğimiz düşünülüyor. Bu süre boyunca Mars’tan gelen görsellerde bir yaşam formu arayışında olmak ve pareidolianın varlığını hissetmek mümkün görünüyor.