Sosyal medya akışımıza bakıyoruz: Çarpıcı bir haber. Ne var ki bir haber kuruluşundan değil, hangi amaçla kurulduğunu bilmediğimiz bir Twitter hesabından geliyor. Hesabı takibe alıyoruz ama bu hesabın bir haber kuruluşu gibi sitesi, künyesi, isimlerini bildiğimiz bir ekibi yok. Bir geçmişi de yok. Sadece bir Twitter profili var. Tek işi, ortalıkta dolanan doğru ya da yanlış bilgi parçacıklarını bir tweet’e sığdırıp hızlı ve çarpıcı bir şekilde vermek. İşler yolunda gitmezse kaybedecekleri tek şey bir sosyal medya hesabı ya da sadece hesabın ismi. O zaman soruyu soralım: Böyle bir hesaptan aldığımız bir haber, gerçek bile olsa, haber midir ve aynı hesaptan gelen bir sonraki habere inanmak için bu kadarı yeterli midir?
Güvenilir bir haber kaynağı gazetecilik tarihi açısından neden önemli?
Sorunun cevabı gazetecilik tarihinde var. Hakkıyla cevaplamak için gazeteciliğin nasıl bir meslek olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Kilit kelimemiz “itibar.” Eğer basın tarihi okumadıysak muhtemelen gazeteciliğin başlangıçta tarafsızlık ideali üzerine kurulduğunu düşünürüz. Oysa işin aslı öyle değil. Daha doğrusu gazeteciliğin başlangıcında tarafsızlık ya da nesnellik büyük bir mesele olarak görülmüyor. Çünkü baskı teknolojisi nedeniyle ilk gazeteler çok pahalı. Bu yüzden ilk gazeteleri çeşitli siyasi kamplar ya da devletler, kiliseler finanse ediyor. Haliyle gerçekliği de işlerine geldiği gibi eğip büküyorlar.
Lee Mcintryre’nin Hakikat Sonrası (Tellekt Yayınları, 2019) kitabında da anlattığı üzere, 1846’da ABD’de altı farklı haber kuruluşunun bir araya gelerek kurduğu bir haber kooperatifi olan Associated Press Haber Ajansı, siyasi bakımdan çeşitlilik gösteren müşteri kitlesini kendine çekmek için gerçeklere dayalı habere önem vermeye başlıyor. Çünkü farklı siyasi ve ticari çıkarlara sahip tüm müşterilerini aynı anda mutlu etmesi için “nesnellikten” başka bir enstrüman yok. Aşağı yukarı aynı dönemde New York Times, haberin dilini “hikâye” modelinden “bilgiye” çevirerek itibar kazanıyor ve gazetecilikte kurumsallaşma başlıyor. Bu aynı zamanda gazetenin asıl sermayesinin “itibar” haline gelmesi demek. Eğer insanları yanıltmayı iş edinirseniz, bu ancak bir yere kadar sürer ve sonunda itibarınızı kaybedersiniz. Bu sadece tüzel kişiler için değil, isimleri markalaşan bağımsız gazeteciler için de geçerli.
Kaybedecekleri ne var?
Sadece bir Twitter hesabı üzerinden düzenli haber aktaran, yani bir haber kuruluşuna dayanmayan profillere geri dönelim. Kaybedecekleri ne var? Hesaplarının ismi mi? Evet ama saniyeler içinde bu ismi değiştirebilirler ve takipçileri aynı kalır. O güne kadar kazandıkları takipçilerinin bunu anlaması bazen aylar sürebilir, bazıları ise hiç anlamaz. Eğer amaçlarına ulaştılarsa, hesaptan da feragat edip saniyeler içinde buharlaşabilirler. Bu tip hesapların çoğunlukla doğru ve hızlı haber paylaştıklarını söyleyebilirsiniz. Ya o güne kadar paylaştıkları bin doğru haber, en kritik anda paylaşacakları bir manipülatif haber içinse? Daha önemlisi, ya hesabı sessiz sedasız başka bir amaç için kullanacak bir yapıya devredelerse? Bu ihtimalleri, saniyeler içinde gördüğümüz bir tweet uzunluğundaki haber üzerinden nasıl tartacağız?
Tüm bunları tartmamız için ortada bir künye, bu künyeyle birlikte gelen bir geçmiş ve salt habercilik için kurulmuş bir marka şart. Bu; okuyucuya, izleyiciye hesap verme yükümlülüğü olan bir kurumsal kimlik demek. “Kimliğe ne gerek var? Bir yandan haber yaparım, bir yandan da kuruyemiş satarım” diye düşündüğünüz zaman, itibar kaybının yaratacağı sarsıntının önemi kalmaz.
Haber tükettiğimiz kaynakların güvenilirliği seçim dönemlerinde daha da önemli
Türkiye, en geç önümüzdeki yıl tarihi bir seçime girecek. Seçim dönemi boyunca yapılacak algı yönetimi, kutuplaştırma, manipülasyon faaliyetlerinde, binlerce takipçi toplamış bu hesapları mı kullanmak daha kolay, yoksa yıllara dayanan bir haber kuruluşunu mu?
Evet, bir haber kuruluşu da bu amaçlar için kullanılabilir. Bunun örneklerini de görüyoruz. Ancak köklü bir haber kuruluşunun el değiştirmesi de yayın politikası değiştirmesi de ayrıca bir haberdir. Haliyle bu, bir sosyal medya hesabının isim, politika ya da kullanıcı değiştirmesi kadar hızlı ve sessizce gerçekleşmez. Hızlı değişim ihtimali risklidir. Çünkü bir manipülasyon seçim sonucunu etkilemişse, seçimden sonra bunun manipülasyon olduğunu anlamak bir şey ifade etmez.
Bir tweette gördüklerimiz haberin hammaddesi mi, işlenmiş hali mi?
Saydığımız tüm ihtimallerin gerçekleşmediğini yani böyle bir Twitter hesabının sadece hızlı ve doğru haber vermek için kullanıldığını düşünelim. Yine de akla yatkın olmayan bir taraf var. Çünkü haberin doğası buna uygun değil. Bizim Twitter gibi sosyal medya hesaplarından haber diye aldığımız şey, çoğunlukla sadece haberin hammaddesi. Bilginin haber haline gelmesi için, doğrulanması, işlenmesi ve tüm perspektifleri ile ele alınması gerekir. Bazen ortada tek bir doğru değil, rakip doğrular da vardır. Yani gerçek, kesit alınmış bir video ya da fotoğrafta göründüğü gibi olmayabilir. Örneğin; bir video paylaşıldığını düşünün, videoda, bir parkta elektrikli testereyle ağaç kesen bir görevli olsun.
Bu tarz bir hesap, böyle bir videoyu “Şenevler Parkı’nda ağaç kesiliyor” ifadesiyle paylaşabilir. Evet, haber doğrudur. Gerçekten Şenevler Parkı’nda ağaç kesiliyordur ama bir gazeteci, bu haberi yaparken Park ve Bahçeler Müdürlüğü’ne, mahalle sakinlerine ulaşıp, bu kesimin çürüyüp çocukların üzerine devrilmek üzere olan bir ağaç için olduğunu öğrenmekle yükümlüdür. Oysa bir Twitter profilinin böyle bir yükümlülüğü yoktur. Bu profil, birkaç tweet sonra, işin doğrusunu da yazabilir ama bunu göreceğinizin garantisi olmaz. Dahası, ağacın kesildiğini aktaran tweet, güncelleme tweetinden bağımsız yayılmaya devam eder. Silip yeniden yazmak söz konusu bile olmaz. Nihayetinde ağacın kesildiğine dair ilk tweet, doğru olmakla birlikte haber değil, sadece haberin hammaddesidir.
Unutmamalıyız ki medya araçları değişmiş olsa da haberin doğası değişmiyor. Haberi parça parça bağımsız tweetler ya da kesit videolarla aktarmak da haberin doğasına uygun değil. Çünkü haberi haber yapan tek şey hız değil. Doğrulanmış, iyi çerçevelenmiş ve bir editör elinde işlenmiş olması gerekiyor. Bu yüzden doğru da olsa bir bilgi, tek başına haber değeri kazanmaz. Haber bazen bir tweete de sığabilir ama mesele bir tweete sığıp sığmaması değil, sermayesi itibar olan bir kurum ya da kişiye dayanıp dayanmamasıdır.
Kapak: Columbia Journalism Review