Haber başlıkları bizi neden yanıltabilir?

Ziya Selçuk'un açıklamalarına yer veren haberlerde tercih edilen başlıkların bilgi kirliliğine yol açmasının nedeni yanıltıcı olmaları.


02/04/2021 18:15 6 dk okuma

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

“Yanıltıcı başlık: Uzaktan eğitim kalıcı olacak”, “Ziya Selçuk’un uzaktan eğitimin kalıcı olacağını açıkladığı iddiası nasıl yayıldı?”, “Eğitimin tamamen uzaktan olacağı yanılgısı”. Bu yazının başlığı olarak kullanılabilecek seçenekler çoğaltılabilir, hangisini seçeceğimiz, neyi anlatmak istediğimize bağlı. Başlıklar yazıyı okurla buluşturabilme gücüne sahip; peki yanıltıcı başlıklar bizi nereye götürebilir?

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un uzaktan eğitimin kalıcı olacağını açıkladığı iddiası, geçtiğimiz haftanın gündeminde yer edinen konulardandı. Konuya ilişkin analizde de belirttiğimiz gibi, Selçuk aslında hibrit bir model üzerinde çalıştıklarını dile getiriyordu. Bu yazıda,  konuyu bir de yanlış bilgi boyutundan ele alacağız. Önce kısaca neler olduğunu hatırlayalım.

Uzaktan eğitim tartışması

Mart 2020’de yüz yüze eğitime ara verilmesi pandemi sebebiyle alınan ilk önlemlerden biriydi. O tarihten bu yana farklı yaş grupları için haftanın bazı günlerinde mümkün olan yüz yüze eğitimin süresi, illerin Covid-19 risk haritasındaki durumuna göre farklılaşıyor. 

Uzaktan eğitim, gerçekleştirilemeyen yüz yüze eğitime alternatif yaratabilmiş olmasının yanında erişilebilirlik sorunları, çocuk gelişimi üzerindeki etkisi gibi eksilerle de tartışılan bir model olmaya devam ediyor. Bu sebeple Selçuk’un açıklaması salgın döneminde eğitimden uzak kalan öğrencileri haklı olarak tekrar gündeme getiriyor. 

Covid-19 gölgesinde eğitim I: Covid-19 salgını eğitimi nasıl etkiliyor?

Covid-19 gölgesinde eğitim II: Türkiye'de ve dünyada farklı uygulama

Tam bir yıldır ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve EBA TV üzerinden yürütülen eğitim öğretim hakkında Selçuk, "Salgın bitse de uzaktan eğitim artık kalıcı olacak. EBA altyapımızı güçlendirdik. Hibrit modelini uygulamaya ilişkin ciddi bir deneyimimiz oldu. Bundan sonraki süreçte hangi derslerin yüz yüze hangi derslerin uzaktan yapılabileceğine ilişkin çalışmalardan sonra yeni yol haritası belirleyeceğiz. Birçok okulumuzun buna ilişkin altyapısı uygun" dedi. Yani “uzaktan eğitim artık kalıcı olacak” sözleri Selçuk'a aitti ama sözler bundan ibaret değildi. Nitekim, yüz yüze eğitimin esas olduğu bir hibrit model üzerinde çalıştıklarını da yineledi.

Eğitimciler şüphelendi

Bazı şüpheli bilgilerin konusu gereği bazı topluluklarda daha hızlı yayılabildiği veya daha fazla yankı uyandırabildiği ortada. Bu örnekteki topluluk ise Öğretmen Ağı ile birlikte Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği desteğiyle yürüttüğümüz Öğretmenler için Eleştirel Dijital Okuryazarlık projesi ile yakından iletişim kurma fırsatı bulduğumuz öğretmenler oldu. Selçuk’un açıklamasına dair haberlerin öğretmenlerden velilere, tüm eğitim camiasında kafa karışıklığı yarattığı dile getirildi.

Bu şüpheli bilginin yayılımını öğretmenlerin nasıl deneyimlediğini farklı branş ve şehirlerden öğretmenlere sorduk; bilgi kirliliği ile sahada yarattığı etkiyi daha iyi gözlemleyebildik. Öğretmenler konunun sıkça konuşulduğunu, özellikle resim müzik gibi branş öğretmenlerinin işsiz kalma ihtimalleri üzerine tartışıldığını, öğrenci ve velilerin bilgi almaya çalıştığını belirtti.

Eğitim Reformu Girişimi’nin (ERG) konunun teyide muhtaç bir hale geldiğini hatırlatırken dikkat çektiği bir nokta vardı; haber başlıkları. “Uzaktan eğitim kalıcı olacak” başlığı  yanıltıcı idi. Peki bir haber başlığı nasıl yanıltıcı olabilir? 

Bir başlık birçok farklı nedenden dolayı yanıltıcı olabilir

Önce yanıltıcı başlık ifadesi ile neyi kastettiğimizi açıklamakta fayda var. Ele aldığı konuyu eksik, yanıltıcı ya da yanlış yönlendiren başlıkları yanıltıcı olarak tanımlamak mümkün. Teyit’in daha önce incelediği yanıltıcı başlık örneklerine göz atmak da tanımı somutlaştırmaya yardımcı olabilir.

Basit birer tık tuzağı (clickbait) olduklarında ayırt etmek daha kolay olabilir, ancak yanıltıcı başlıklar bundan ibaret değiller. Başlıkların, güncel haberlerin ilgi çekiciliği ve yayılma gücü üzerinde hayli etkili olduğunu ve bazen aldatıcı olabildiğini de görüyoruz. 

Başlıkların yanı sıra sosyal medya platformlarında yer alan paylaşım görsellerinin de içeriği tam anlamıyla yansıtmayan, yanlış iddia da içeren türde olabileceğini hatırlamakta fayda var. 

yeni akit uzaktan egitim haber gorseli

Yeni Akit’in Ziya Selçuk’un açıklamalarına ilişkin haber için sitede ve sosyal medya paylaşımlarında kullandığı görsel 

takvim uzaktan egitim haber gorseli

Takvim’in Ziya Selçuk’un açıklamalarına ilişkin haber için sitede ve sosyal medya paylaşımlarında kullandığı görsel 

Upworthy isimli internet sitesinin Facebook sayfasında hatalı link ile yayınlanan paylaşımın, tıklayanları yazıya yönlendirmemesine rağmen 2 binden fazla yorum alması, her kullanıcının sosyal medya platformlarında paylaşılan haberin içeriğine bakmadığını, dolayısıyla platformlarda yer verilen başlık ve görsellerin nasıl yanıltıcı olabileceğini gösteren güncel bir örnek.

Başlıklar yanıltıcılık için yeterli olabilir

Yanıltıcı başlıklar bu örnekte olduğu gibi, kendini haber başlığının yanlış; içeriğin kısmen doğru olduğu şekillerde de gösterebiliyor. Neredeyse tüm haber sitelerinin ortaklaştığı başlık “Ziya Selçuk: Salgın bitse de uzaktan eğitim kalıcı olacak” ifadesiydi. Peki haberlerin devamında Selçuk’un sözlerinin tamamına yer verildiğini de dikkate aldığımızda, tek başına başlıklar yanıltıcı olmak için yeterli mi?

Batı Avustralya Üniversitesi'nden psikolog Ullrich K. H. Ecker’in 2014 yılında yürüttüğü çalışma, yanıltıcı bir başlığın, ortada içeriği doğru anlama niyeti olsa dahi, zarar yaratabileceğini gösteriyor. 

Ecker ve meslektaşları yanıltıcı manşetlerin en büyük sorununun, tamamen yanlış olmaları değil, yanıltıcı olmaları olduğuna inanıyor. Yanlışı düzeltmek büyük bir zihinsel çaba gerektiriyor. Çalışma insanların, yanlışlığı fark ettiklerinde düzeltmeyi daha kolay yapabildiğini, ancak yanıltıcı başlıklar söz konusu olduğunda, düzeltme ihtiyacının her zaman doğmadığını ortaya koyuyor. "Özellikle belirgin olmayan yanıltıcı başlıklarda, okuyucular tutarsızlığın farkında olmayabilir ve bu nedenle herhangi bir doğrulama refleksi çalıştırmayabilirler.” Öğretmenlere paylaşımların onlarda, haberin doğruluğuna dair bir şüphe uyandırıp uyandırmadığını sorduğumuzda, çeşitli sebeplerle bunun mümkün olabileceğini düşündükleri için iddianın kendilerinde şüphe uyandırmadığını söyleyenler de vardı. 

İddiayı doğrulama ihtiyacı duyan öğretmenlerin bu amaçla yöneldikleri kaynaklar arasında haber sitelerinin de olması ve farklı yanıltıcı başlıklara gelen sosyal medya yorumları, okurların haber sitelerinden ne beklediğini gösteren önemli örnekler.