Bu içerik ilk kez " Propaganda war: Weaponizing the internet" başlığıyla Rappler tarafından 3 Ekim 2016 tarihinde yayınlanmış ve Ekin Gürel tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Filipinler’de, maaşlı troller, yanıltıcı tümevarım yöntemi, hatalı akıl yürütme ve bilgi kirliliği yaratma, kamuoyunu etkilemek için kullanılan propaganda tekniklerinden sadece birkaçı.
3 Eylül 2016 Cumartesi, Davao’da patlayan bombanın ertesi günü anonim bir Facebook kullanıcısı Rappler’da 26 Mart 2016 tarihinde yayınlanan “Davao kontrol noktasında bomba taşıyan bir şahıs yakalandı” haberini paylaşmaya başladı.
Bu haber hızla Başkan Rodrigo Duterte yanlısı Facebook sayfaları tarafından paylaşılmaya başlandı. Duterte News Global’a bağlı Newstrendph.com gibi birçok site bu eski haberi web sitelerinde yayınladı (haber daha sonra bu siteden kaldırıldı). Digong Duterte ve Duterte Warrior gibi bazı Facebook sayfaları da bu dezenformasyon sürecinin aktif birer parçası oldu. Fakat hemen ardından bu sayfalar yaptıkları paylaşımların tarihlerini değiştirdiler.
Bu paylaşımların dezenformasyon sayılması, okuyucuların bombacının 3 Eylül tarihinde yakalandığını düşünmelerinden kaynaklanıyor. Başkan Duterte’nin bombanın patlamasından sonra yaşanan sürecin bir kaos ortamı yarattığını açıklayıp olağanüstü hal ilan ettiği gün. Okuyucular bu yalanı paylaşma hatasına düştüler çünkü içerik, eski başlığın anlamını değiştirmişti.
Bu yalanın iki amacı vardı: hükümetin zalim yaptırımlarını meşrulaştırmak için en doğru zamanlamaya sahipti ve aynı zamanda Rappler gibi sağlam haber kaynaklarının güvenilirliğine bir darbe vuruyordu.
Bu kampanya, Davao’da yaşanan bombalı saldırıdaki gelişmelere rağmen o kadar etkili oldu ki, bu eski haber 48 saatten uzun bir süre Rappler’ın en çok okunan 10 haberinden biri olarak kaldı.
Başka bir örneği ele alalım, Duterte’nin kampanya sözcüsü Peter Tiu Lavina hükümetin madde kullanımına karşı açtığı acımasız savaşı eleştirenlere, 9 yaşında bir kızın tecavüze uğrayıp öldürülmesi üzerinden saldırdı.
Görsel üstü: “Gerçekten iğrenç - Hükümetin uyuşturucuyla savaşını çarpıtan kiralık habercilerin, insan hakları aktivistlerinin ya da hiç bir rahibin 9 yaşındaki bu çocuğun uyuşturucu satıcıları tarafından tecavüze uğrayıp öldürülmesi konusunda açıklama yapmaması gerçekten iğrenç. Bunlar, suçluların insan hakları ve ülkenin yurt dışındaki imajıyla daha çok ilgileniyor. Açıkça bu insanlar elitist düşünce kalıplarını ortaya koyuyor ve içten çürüyen yapımızı iyi bir görüntüyle süslemeyi amaçlıyorlar. Uyuşturucu ve suçla olan bu savaşımız zorlu olacak ve hatta şeytanın ta kendisi ile bile yüzleşebiliriz. Fakat gardımızı düşürmemeli ve yumuşamamalıyız yoksa kaybeder ve yokediliriz\"
Aslında fotoğraf Filipinler’de değil, Brezilya’da çekilmişti.
Bu haberler seçim döneminde karşılaştığımız dezenformasyonlardan sadece birkaçı. Sosyal medya kampanyaları, kamuoyunu etkilemek, itibar zedelemek ve geleneksel medya kurumlarını etkisiz kılmak için bir araç haline geldi.
Kullanılan bu “Çin işkencesi” taktiği, internetin güçlü yanını sömürüp algoritmalar yardımı ile bilgi kirliliği, kuşku ve şüphe yaratıyor.
İnternetin silahlaşması
“Çin işkencesi” stratejisiyle, gerçek insanları manipüle etmek için, gerçeklerin sadece bir kısmı kullanılarak oluşturulan alternatif gerçekler ile botların ve sahte hesapların sosyal medyadaki gücü bir araya getiriliyor.
Botlar, sosyal medya paylaşımlarına otomatik cevaplar yazarak kamuoyundaki bir fikrin ön plana çıkarılmasını sağlayan programlardır. Bu botlar bir makine gibi hareket ettiğinden, dakikada binlerce cevap ve paylaşımda bulunabilir.
Sahte hesaplar, yapılandırılmış çevrimiçi kimliklerdir ve davranışlarına göre bazen trol olarak nitelendirilen hesaplardır. Bütün troller paralı bir kampanyanın parçası olan insanlar demek değil fakat şimdilik ayda 2 bin dolara kadar kazanabilen paralı girişimlere odaklanalım.
Bazen bu sahte hesaplar diğer anonim sayfalar ile birlikte çalışıp birbirlerinin paylaşım gücünü Facebook’un algoritmasını kullanarak arttırırlar. Bu ağlar botlarla ya da botlar olmadan da çalışabilir.
Rappler’a bilgi veren bir kaynağa göre üç operatörlü küçük bir grup ayda 100 bin dolara kadar para kazanabiliyor.
Gerçekleri çarpıtıp, duygu sömürüsü yaptıkları için bu ağlar kolaylıkla Facebook’un algoritmasını oyuna getirebiliyor.
Filipinler’de ve dünyanın dört bir yanında politik propaganda grupları, Facebook için özel üretilmiş ve zekice ayarlanmış paylaşımlar ile Facebook haber kaynağınızı ele geçirmeyi amaçlıyor.
Bu sayede politik, ekonomik ve bölgesel farklılıkları daha da derinleştiren sosyal hareketlere ön ayak olan propagandaların ortaya çıkması kaçınılmaz oluyor.
Sakin bir politik ortam sağlamaya çalışan Duterte muhaliflerine karşı öfkeyle saldırmaları bunun en büyük örneklerinden biri.
Şeffaflık ve Denetim Ağı direktörü Vince Lazatin Teknoloji ve Kamuoyu panelinde konu hakkında, “Bu durum özellikle geçen seçimler sırasında, internette nefret ve öfkenin tolerans gösterilemeyecek düzeye ulaşmasına neden oldu” dedi. Bunun dışında “İnsanları susturup boyun eğmeye itiyor bu durum. Troller interneti silah olarak kullanmanın bir yolunu buldu” diye ekledi.
Seçim kampanyaları için kullanılan bu hesapların devlet kurumlarıyla ilişkisi olup olmadığı sorusu hala cevaplandırılabilmiş değil.
Fakat taşıdıkları mesaj çok açık bir biçimde ortada, Duterte fanatikleri onu ulusun babası ve tüm Filipinliler’in desteğini hak eden tek kişi olarak gösteriyor.
Duterte’nin muhtemel kampanya araçları ile devletin kendi iletişim araçlarının bir arada kullanılması tehlikeli bir durum teşkil etmeye devam ediyor.
Washington Post’un açıklamalarına göre Çin’de yalan haberlere yılda 450 milyon yorum yapılıyor.
Politik propaganda aracı olarak bu durum, Filipinler’de ilk defa bu kadar sofistike biçimde kullanılmaya başlandı.
Korku, kuşku, kararsızlık
Bu durum sosyal medyanın kamuoyunu manipüle etmek amacıyla ilk defa kullanılışı değil.
İlk defa sosyal medyanın gücünü kendi lehine kullanan gruplar şirketler ve yandaşları idi. Bilgisayar endüstrisinde kullanılarak popülerleşen “Korku, Kuşku ve Kararsızlık” stratejisi, korkuyu beslemek için yalan ve yanlış bilgi yayan bir dezenformasyon stratejisi.
Bu strateji genelde satış, pazarlama, halkla ilişkiler için kullanılırken artık politika ve propaganda için de kullanılıyor.
5 Ekim 2014 tarihinde Rappler kamuoyunu, çıkar gruplarının sosyal medya kaynaklarını internetteki konuşmaları bozmak ya da engel olmak amacıyla kullandığı konusunda uyarmıştı.
Bu konuda örneklerden biri #SmartFreeInternet etiketi ile başlayan telekomünikasyon kampanyasının sahte hesap ve botlar ile saldırıya uğrayıp bitirilmesidir.
Özetle, botlar #SmartFreeInternet etiketiyle paylaşım yapıldığı zaman paylaşımı yapan kullanıcıya korku ve nefreti tetikleyen bir mesaj atıyordu. Klasik bir korku, kuşku ve kararsızlık kampanyası olan bu durum birkaç sahte hesapla gücünü artırıp stratejisine devam etti.
Mavi çizgiler, botların kırmızıyla gösterilen Smart kampanyasına ne boyutta saldırıp sona ermesine sebep olduğunu gösteriyor.
Konuşmaların harita halini aşağıda görebilirsiniz ki bu “şehri çevreleyip fethet” taktiğini açık bir biçimde ifade ediyor. Bunun sonucunda Smart Twitter kampanyasının hedefindeki gençleri uzaklaştırıyor.
İlk sosyal medya seçimleri
Mayıs 2016 seçimleri için sosyal medya, politikanın ana odak noktası haline geldi.
Duterte’nin aday olacağını açıklamasından çok daha uzun sure önce, Davao şehrinin Filipinler’de sosyal medyadaki en aktif şehirlerden biri olduğunu belirtmiştik.
Şimdi görüyoruz ki sayılar hem etkileşim oranlarında hem de internet anketlerinde makineler tarafından manipüle ediliyor.
Twitter botlarıyla politik alandaki ilk karşılaşmamızın bir hata sonucu olduğunu düşünmüştük.
Başkanlığını ilan etmeden 4 gün önce, 25 Kasım 2015 gecesi 12 ile 2 arasında dakikada 700’den fazla, toplamda 30 binden fazla Rodrigo Duterte’den bahseden tweet paylaşıldı. Bu sayı hem başkan adaylığını açıkladığı zamandan hem de diğer adayların 29 gün içinde aldığı tweet sayısından fazlaydı.
Kırmızı, Duterte hakkında atılan tweet sayısı,
Mavi, Binay hakkında atılan tweet sayısı,
Turkuaz, Poe hakkında atılan tweet sayısı,
Lacivert, Santiago hakkında atılan tweet sayısı,
Turuncu, Roxas hakkında atılan tweet sayısı.
Thinking Machines isimli kuruluş yaptığı analizlerle seçim kampanyasının botları kullandığını, politika ve eğlence sektörlerinin birbirlerine karıştığını ortaya çıkardı. Bota benzeyen bu Twitter hesaplarının araştırılması sonucunda ana sayfalarının KathNiel ile dolu olduğunu gösterdi.
Peki ya internet üzerinde yapılan anketlerin kamuoyuna etkisi nedir?
Makineler elbette onları da etkileyebilir.
Aralık 2015’de Rappler’ın internet üzerindeki anketlerde yapmış olduğu teknik araştırmalar sonucunda, Rusya, Kore ve Çin’den gelen oyların %99’u Mar Roxas’a (eski başkan Manuel Roxas’ın torunu ve Filipinli siyasetçi) verildi. Duterte için az sayıda üretilmiş olan oylar da yer almaktaydı). Sahte oyları eğer anket sonucundan muaf tutarsak kazanan adayın Roxas değil Duterte olduğu ortaya çıkmakta.
Duterte’nin sosyal medya kampanyası
Başkanlık seçimi için sosyal medya son derece önemli bir faktör.
Eski aktivist ve eski ABS-CBN satış direktörü Nic Gabunada Duterte’nin sosyal medya kampanyasını yürüttü. 31 Mayıs’ta Rappler’a verdiği röportajda 200 bin dolara 500 gönüllü ile kendi ağları aracılığıyla çalıştıklarından bahsetti.
Medya kampanyasını oluştururken ekibi dört ana gruba ayırdı: Deniz aşırı Filipinli işçiler, Luzon, Visayas ve Mindanao. Bu ekipteki gönüllüler kişi başı 300 ila 6 bin üye ile ilgilendi fakat en kalabalık grubun 800 bin kadar üyesi bulunmaktaydı.
Merkez yönetimi olmayan bu kampanyada her grup kendi içeriğini yarattı fakat önemli günlük mesajlar ve anlatımlar merkez tarafından belirlenip uygulamaya konuluyordu. Duterte’nin kampanyasını yürüten Gabunada, açıklamalarında bu paylaşımların botlar değil gerçek insanlar tarafında yapılmış olduğu konusuna dikkat çekti.
Analistler 2016 seçimlerinin bu güne kadar Filipinlilerin en çok dahil olduğu seçim olduğu konusunda hemfikirler fakat aynı zamanda bu güne kadarki en sinirli ve kin dolu politik söylemleri barındırdığını ve bu durumun demokrasimizi etkisi altına aldığını dile getiriyorlar.
Politik yöneliminiz ne olursa olsun sosyal medya çok güçlü bir araç ve eğer istismar edilmesine izin verilirse ilk kayıp gerçeğin ta kendisi oluyor. Filipinler’in demokrasisi için ise gerçekleri savunmak son derece önemli.