Çocukların ekran karşısında geçirdikleri süreler, velileri kaygılandıran konuların başında geliyor. Haksız da sayılmazlar. Telefonla yemek yiyen ya da televizyonda çizgi film izleyerek sakinleşen çocuklar artık sıradan. Hatta hastanede beklerken sevdiği programı telefondan izlerken aşı olan çocuk bile var.
Ekranlara bakan çocuklara yakından bakmak
Dijital dünyada büyüyen çocukların ekran karşısında daha çok vakit harcadığını söylemek mümkün. Bu konudaki istatistikler kuşkuya yer bırakmıyor.
Common Sense Media tarafından ABD’de yapılan bir araştırmaya göre çocuklar ekran karşısında günde 4 saat 44 dakika, gençler ise 7 saat 22 dakika geçiriyor. Üstelik bu sürelere ödev ve araştırma yaptıkları saatler dahil edilmemiş. Ekranlara ayrılan süre ise 2015’ten beri 42 dakika artmış durumda.
Diğer araştırmalar da pandemi süreciyle birlikte ekran sürelerinin arttığı sonucuna ulaşmış.
Uzmanlar ekran karşısında geçirilen bu sürelerin çeşitli sağlık sorunlarına yol açma ihtimaline karşı uyarıyor. Hareketsizlik obezite ile ilişkilendirilirken, maruz kalınan ekran ışığının da çocukların uyku kalitesini etkileyebileceği aktarılıyor. Ancak konuya farklı bir noktadan yaklaşarak velilerin bu konuda daha az endişe etmesi gerektiğini öne süren çalışmalar da yayınlanmış durumda.
Peki ekran sürelerinin ne kadar, ne zaman ve nasıl olması gerektiğine dair bazı yanıtlar var mı?
Ne zaman ve ne kadar?
Ekran sürelerinin ne kadar olacağı yaş ve ilgiyle değişiklik gösteriyor. Elbette bu süreler otoriteler tarafından tavsiye olarak belirlenmiş ve tamamen özelleştirilmeye açıklar.
Amerikan Pediatri Akademisi, 18 aydan küçük çocukların ekranla temasının olmamasını tavsiye ediyor. Küçük çocukların ekranlara değil insanlara ihtiyaç duyduğu UNICEF tarafından da dile getiriliyor. Özellikle pandemi döneminde sıkça yaptığımız görüntülü telefon görüşmeleri istisna tutulmuş. 18-24 aylık çocuklarda nitelikli içeriklerin aile gözetiminde çocuklara verilmesi uygun bulunmuş.
2-5 arasındaki çocuklarda günlük bir saatten fazla olmamak kaydıyla nitelikli içeriklerin gösterilmesi kabul edilebilir seviye olarak belirlenmiş. Örneğin Avustralya'daki ilgili bakanlık 5-17 arasındaki çocuklar için iki saatten fazla ekran süresi önermiyor. Yaş büyüdükçe sınırlar biraz size kalıyor. Bu yaştan sonra aile planı oluşturmak ya da çocuğunuzla anlaşmalar yaparak süreci ilerletmek önerilen seçenekler arasında.
Bilgi Üniversitesi’nde çalışmalarına devam eden, Dijital Medya ve Çocuk projesinin de kurucusu Esra Ercan Bilgiç’in hazırladığı veli ve çocuklar arasında imzalanabilecek bir ekran süresi anlaşmasına göz atılabilir. Eğlenceli anlaşmalarla ekran sürelerinin yanına hareket ve sosyallik gibi enstrümanları eklemek çocukların gözünde despot kişiler olarak görünmenin de önüne geçecektir.
Nasıl?
Ekran karşısında geçirilen süre kadar bu zaman diliminde ne yapıldığı da önemli. Yani ekrandaki nitelik. Bu noktaya parmak basan güncel bir araştırma 9-10 yaş arasındaki çocukların ekran süresinden direkt olarak zarar görme olasılıklarının düşük olduğunu buldu.
Ekran başındaki süreyi kötü ya da iyi olarak etiketlemek için daha fazla çalışma yapılması gerektiğini vurgulayanlar da var. Örneğin Ocak 2017’de bir grup akademisyen The Guardian’da ekran süreleri hakkında açık bir mektup yayınladı. Araştırmacılar ekran süresi yönergelerinin, yanıltıcı unsurlar üzerine değil; gerçek veriler ve kanıtlar üzerine kurulmuş olması gerektiğini savundu.
Buna göre olumlu çevrimiçi etkinlikleri desteklemek, çevrimdışı etkinlikler kadar önemli olabilir. Çocuklar arasında popüler olan Minecraft oyunu ABD ve İsveç’teki bazı okullarda bilim, şehir planlama ve yabancı dil öğretmek için kullanılıyor. Oyunlaştırılmış öğrenmenin problem çözme ve işbirliğini geliştirdiği açık.
Ekran sürelerini düzenlemek ve nitelikli vakit yaratmak için önerileri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
- Uygulamalarla ekran sürelerini planlamak
- Çocuklarla beraber kendi anlaşmalarınızı kurgulamak
- Ekranda gördükleri hakkında çocuklarla sık sık konuşmak
- Öğrenmeye teşvik edici yaratıcı uygulamalar paylaşmak
- Dijital okuryazarlık konusunda kendinizi ve onları güçlendirmek
- Çevrimdışı dünyada da eğlenceli bir hayat olduğunu hatırlatmak
- Dengeyi gözetmek
Çocuklarda eleştirel düşünme alışkanlığı geliştirecek, onları erken yaşta dijital medya okuryazarlığıyla tanıştırabilecek olanlar veliler. Ancak Türkiye’de çocukların yüzde 78’inin bu konuda ebeveynlerinden daha fazla bilgiye sahip. Velilerin dijitalle kurduğu ilişkiyi bu yüzden önemsiyoruz. Bu içerik veli ve çocuklarda eleştirel düşünme alışkanlığını geliştirmeyi hedefleyen aylık e-posta bülteni Dijital Veli'nin 28 Aralık 2021’de yayınlanan bölümünden uyarlanmıştır.