İnternetteki yanlış bilgi hayatın her alanını etkisi altına alma potansiyeline sahip. Sağlıktan bilime, spordan eğitime birçok sektör her gün kendi alanındaki söylentiler ve şehir efsaneleriyle baş etmek zorunda kalıyor.
Bugün internette hakkında en çok yanlış bilginin yayıldığı alan ise şüphesiz politika. Hem yalan haberin hedefi haline gelme ihtimali hem de yanlış bilgiyi üretme kapasitesi en yüksek grup ise siyasetçiler ve temsilciler.
Aralık 2016’da, İsrail ile Pakistan arasındaki “nükleer gerginlik” yanlış bilginin iki ülkenin diplomatik ilişkilerini nasıl bir gerilime sürüklediğini göstermesi açısından çok önemli bir örnek. İsrail Savunma Bakanı’nın Pakistan’ı nükleer bir saldırıyla yok etmekle tehdit ettiğine dair yalan haber, iki ülke bürokratları arasında gerginliğe sebep olmuştu.
Amerika’daki başkanlık seçimlerinin ardından ülkedeki yanlış haberin yaygınlığına dair yapılan yorumların bir çoğu, Rusya’nın bir bilgi savaşıyla ABD demokrasisini yıpratmaya çalıştığı sonucuna varıyordu. Rusya’nın müdahalesi konusu aynı şekilde Almanya’daki seçimler sırasında da yanlış haberler üzerinden tartışıldı.
Mehmet Şimşek’in paylaştığı yanlış fotoğraflar
Anlaşıldığı kadarıyla, ülkelerin diplomatik ilişkileri internetteki bilginin doğruluğu ya da yanlışlığından etkilenme potansiyeline sahip. Öyle gözüküyor ki, politikacılar doğru bilgi verme konusunda yeterince hassas olmazsa ülkeler diplomatik krizlere sürüklenebilir. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in attığı tweet ile ortaya çıkan yanlış bilgi gerginliği bunun en yakın örneği.
Şimşek 29 Ağustos’ta paylaştığı bir tweetle Arakan’da yaşanan trajediye dikkat çekmek istemiş, tweete de dört fotoğraf eklemişti.
Gerçekte fotoğrafların Arakan’da yaşananlarla hiçbir ilgisi bulunmuyordu. Biri Myanmar’da yaşanan bir feribot kazasındandı. İkisi geçmiş yıllarda yaşanan büyük çaplı krizlerde çekilmiş ödüllü fotoğraflarken biri de Lahore kanalına serinlemek için giren insanları gösteriyordu.
teyit.org’da yayınladığımız ve başta 8 görüntünün yer aldığı, daha sonra sayısı 18’e kadar çıkan Arakan’dan olduğu iddiasıyla paylaşılan yanlış görüntüler listesinin yayınlanmasının iki gün sonra Mehmet Şimşek bir düzeltme geçerek, paylaşımını kaldırdı.
Suu Kyi’den Erdoğan’a dezenformasyon uyarısı
Mehmet Şimşek’in teyit.org’un yanlış fotoğrafları listelediği analizinin yayınlanmasından ardından tweetini silerek düzeltme geçmesi, yine de internetteki yanlış fotoğrafların Myanmar ile Türkiye arasındaki diplomatik trafiğe yansımasını engellemedi.
6 Eylül’de Myanmar’ın Dışişleri Bakanı ve hükümet başdanışmanı Aung San Suu Kyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede, Suu Kyi’nin Arakan kriziyle ilgili olarak “topluluklar arasında sorunlar yaratabilecek dezenformasyon buzdağının teröristlerin işine yaradığını\" söylediği ve internetteki yanlış fotoğraflara dikkat çektiği belirtildi.
Bu görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamada şu sözleri ifade etti:
“Medyada, özellikle de sosyal medyada dolaşan görüntülerin, resimlerin, haberlerin pek çoğunun da Arakan’la ilgisi yoktur, bunu da bilmemizde fayda var. Bu resimlerin bir kısmı, bizdeki Gezi olayları ve bölücü örgütün çukur eylemleri dahil dünyadaki pek çok hadisede kullanılmıştır.”
Yanlış bilgideki niyet ve diplomasi
Şüphesiz bu telefon trafiğinde yanlış fotoğrafların gündeme gelmesinin en büyük sebeplerinden biri Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in paylaşımıydı. Mehmet Şimşek de öyle düşünüyor olmalı ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından yeni bir paylaşım yaparak, Suu Kyi’yi eleştirdi.
Suu Kyi ve Erdoğan’ın yanlış haberin arkasında teröristlerin parmağı olduğu sonucuna nasıl vardığını bilmek imkansız ancak yanlış bilginin internette neden bu kadar dolaşımda olduğuna dair yapılan birçok araştırma gösteriyor ki, insanlar zaman zaman doğrulamaya vakit bulamadıkları, zaman zaman da duygusal tepkiler verdikleri için yanlış bilgiyi paylaşabiliyor.
Bu örnek açıkça her yanlış bilgi paylaşımının ardında “dış güçlerin” ya da “bölücü terör örgütlerinin” parmağı olmayabileceğini gösteriyor.
Arakan’dan olmayan bu kadar fazla fotoğrafın çok uzun süredir internette dolaşmasının sebebini, bu fotoğrafları paylaşanların niyetlerinde değil, gerçek fotoğraflara ulaşmadaki zorlukta aramak gerekiyor. BBC Birmanca Servisi’nden Tin Htar Swe, Myanmar’ın çatışmaların yaşandığı bölgelerden görüntü alınmasına izin vermediğini belirtiyor. Swe’ye göre Myanmar, Birleşmiş Milletler ve diğer insan hakları örgütlerine, bölgede ne yaşandığının tespit edilmesi için izin verse, yanlış bilgi söz konusu bile olmayacak.
Her halükarda, doğru bilgiye ulaşmanın çok zor olduğu yerlerle ilgili dahi, yanlış fotoğraflar kullanmak olayların gerçekliğine, yaşanan trajedilerin büyüklüğüne gölge düşürebilir, onları önemsizleştirebilir. Yanlış fotoğraf paylaşmanın bahanesi doğru fotoğrafa ulaşamamak değil ancak sorunu, “dış güçler” ya da “terör örgütlerinde” aramak da herhangi bir çözüm üretmiyor.
Arakan ile ilgili yanlış fotoğrafların paylaşılması ve konunun Myanmar ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkiye yansıması bir kez daha gösteriyor ki, politikacılar meclis kürsüsünde olduğu kadar sosyal medyadaki beyanlarında da doğru bilgilerle hareket etmek zorunda. Bu öncelikle siyasetin şeffaflığı ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi için olmazsa olmaz. Ancak öyle gözüküyor ki sadece iç ilişkilerin değil diplomatik ilişkilerin bozulmaması için de doğru bilgiyle hareket etmek oldukça önemli.
Not: Arakan’daki Müslümanlarla ilgili internette yayılan 18 yanlış fotoğrafı içeren analiz, teyit.org’un bu zamana kadar en çok okunan analizi oldu.