Teyit'i takip edenlere 2018 yılında sıkça açıklamamız gereken durumlardan birisi teyit edilecek konunun seçilirken nesnel ölçütlere dayanması gerekliliği oldu. Seçme yanlılığından uzak bir noktada durmak için ekip içerisinde sürekli birbirimizi denetledik ve nesnel ölçütlerle belirli bir metodolojiyi takip etmeye çalıştık.
Yazdığımız yazılara, seçtiğimiz konulara ilişkin aldığımız eleştirilerin ardından bir Serbest Kürsü yazısı yayımlamış ve sonuçlandıramadığımız iddiaları da göstermemiz gerektiğine karar vermiştik. 2018 yılının sonuna gelmişken bu yıl içerisinde Türkiye’nin gündemine oturan, fazlaca ihbar gönderilen iddiaları incelediğimiz halde neden yayınlayamadığımızı sizlerle kısaca paylaşmak istedik. Teyit edeceğimiz şeylere yönelik eleştirileri değerlendirirken yayınladığımız kadar yayınlayamadığımız analizleri de anlatabilmek belki bu soruna bir çözüm oluşturabilir.
Teyit'in 2018’de incelemeye aldığı, delillerin peşine düştüğü fakat metodolojisi gereği okuyucularla paylaşamadığı ve sonuçlandıramadığı beş şüpheli içeriği özetlemeye çalıştık.
1) Fotoğrafın donarak ölen iki Türk askerini gösterdiği iddiası
Ekim ayında Tunceli’nin Nazımiye ilçesi kırsalında donarak hayatını kaybeden Ferruh Dikmen ve Asım Türkel’e ait olduğu iddiasıyla bir fotoğraf paylaşılmıştı.
Bu fotoğraf incelemesi üzerinde uzun süre uğraşmış olmamıza rağmen ne yazık ki bir sonuca varamadık. Sosyal medyada bu fotoğraf Tunceli’de hayatını kaybeden iki asker olduğu belirtilerek paylaşılıyor ancak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise bu fotoğrafın doğru olmadığını iddia ediyordu. Bizim yapmamız gereken ise fotoğrafın nereden olduğunu söyleyebilmekti.
Fotoğrafla ilgili yaptığımız ilk araştırma, fotoğrafın daha önce internette dolaşımda olup olmadığına bakmak oldu ancak bir ize rastlayamadık. Askerlerin üniformaları dahil etrafta kullanabileceğimiz her detayı inceledik. Uzun süre fotoğrafta görülen ağaçların türlerini tespit etmeye çalıştık. Ağaçlar Sarıçam olabilirdi. Peki Tunceli’de Sarıçam var mıydı?
The European Forest Genetic Resources Programme (EUFORGEN) tarafından yayınlanan bir haritada Sarıçam’ın Tunceli’ye kadar uzanmadığını görmüştük. Orman Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Orman Atlası’nda, Sarıçam’ın Türkiye’deki durumu hakkında da bilgilere (sf. 34) rastlanabiliyordu. Buna göre atlasta, Sarıçam’ın dünyada ve Türkiye’deki en güney sınırının Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi olduğu ifade ediliyordu.
Yani Sarıçam’ın Tunceli’de olamayacağına dair kanaat oluşturabilmiştik. Uzman yorumları almaya başladık. İşler bu noktada karışmaya başladı ve uzmanların bir kısmı Sarıçam olabileceğini belirtirken bir grup uzman ise o ağacın Sarıçam olmadığını ifade etti. Ayrıca Sarıçam Tunceli’de genel olarak yetişemiyor olsa da asla yetişemeyeceğine yönelik deliller elde edemedik.
Söz konusu fotoğrafta yer alan eşyalardan hareketle bir sonuca ulaşmak ise kolay görünmüyordu. Çünkü söz konusu fotoğrafta yer alan kamuflajlar birçok ordu tarafından kullanılan renkleri içeriyordu. Özellikle Sarıçam’ın yoğun olarak bulunduğu soğuk iklimli Kuzey Avrupa ülkeleri ve Rusya’da benzer askeri kamuflajlı üniformalar mevcuttu. Önceden kullanılıp kullanılmadığını tespit edemediğimiz bu fotoğrafa ilişkin peşine düştüğümüz ipuçları bizi nihai bir sonuca götüremedi.
2) Tarsus’ta Suriyelilerin eczaneye saldırdığı iddiası
Suriyelilerin Tarsus’ta gittiği bir eczanede istediği ilaç yok diye eczaneyi basıp, çalışanları darp ettiği iddia edilmişti. Pek çok haber sitesi bu konuyu haberleştirmiş ve iddia sosyal medyada da yayılmıştı.
Temmuz 2018’de gerçekleşen bu olayı incelemeye başladıktan sonra eczanenin sahibine ulaştık. Eczanenin sahibi Ali Kemaloğlu eczaneye saldıranların Suriyeli olmadığını söylemişti ancak teyit.org’un bunu kişilerin beyanlarından başka somut bir delile dayandırması gerekiyordu. Ali Bey avukatıyla konuştuktan sonra belki bize dava dosyasından ilgili kısımları ulaştırabileceğini belirtmişti. Ancak Kemaloğlu’nun avukatı bu konuda yardımcı olamayacağını ifade etti. Kişilerle ilgili detaylı bir bilgi veremeyeceğini belirten Kemaloğlu bu kişilerin Türk vatandaşı olduğunu ifade etmişti. Böyle hassas bir konuda elimizde somut bir delil olmadan yazıyı belirsiz olarak girmek istememiştik.
3) Elinde altın külçe olan kişinin Rahip Brunson olduğu iddiası
ABD ve Türkiye arasında diplomatik krizlere de neden olan Pastör Andrew Brunson’un tutuklanmasıyla ilgili süreçte sosyal medyada şüpheli bir fotoğraf dolaşıma girdi. ABD’li Brunson olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğrafta, asker üniforması içerisindeki bir kişinin elinde külçe altın bulunuyordu. Bu fotoğrafla Rahip Brunson’un Irak işgali sırasında görev aldığı iddia ediliyor, fotoğrafın Brunson’un Irak’taki altınları yağmaladığını gösterdiği söyleniyordu.
Fotoğraftaki askerin üniformasının üzerinde yazan isimde Brunson yerine Brown yazdığı kolaylıkla görülebiliyordu. Ancak yaptığımız araştırmada Brown soyadlı askerin tam olarak kim olduğunu bulamamıştık. Brunson ve soyadı Brown olan askerin benzerliğinin bu iddianın dolaşıma girmesine neden olduğu söylenebilirdi.
Askerin tam olarak hangi birimde görev yaptığı, kim olduğu ve ne amaçla elinde altın külçesiyi tuttuğunu kanıtlayamamıştık. Irak işgali sırasında görev almış askerler, bölükler araştırıldı. Irak Savaşı’ndaki yağma iddiaları da incelendi ama bir sonuca varılamadı.
4) Alaattin Çakıcı’nın hastalıklarıyla ilgili verilen belge iddiası
2018’de sosyal medyada paylaşılan bir belgenin, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastenesi tarafından Alaattin Çakıcı’ya verilen süresiz sağlık raporunu gösterdiği iddia edildi. Rapora göre Çakıcı, haftanın 7 günü istediği kişilerle görüşebilecekti. Buna ek olarak belgede “Yine de her şeyi Allah bilir gibi” ifadeler de yer alıyordu. Üstelik belgeyi Başhekim ve Kırıkkale İl Sağlık Müdürü de imzalamıştı.
Kırıkkale Valiliği’nden belgenin doğruluğu hakkında bir açıklama ya da delil istedik. Valilik konu hakkında bir açıklama yapamayacaklarını ısrarla belirtti. Daha sonraki görüşmelerde Valilik yetkilileri Başhekim ve İl Sağlık Müdürü’nün görevden alındığını doğruladı ancak ısrarlara rağmen bu görev değişikliğinin nedeni hakkında bilgi verilmedi.
Teyit, görevden alınan Kırıkkale İl Sağlık Müdürü Feramiş Ender Güngüneş’in yerine atanan kişiyle de telefonda görüştü. Yetkili göreve henüz başladığını söz konusu belgenin doğruluğu hakkında bilgisi olmadığını ifade etti. Yerel kaynaklarla da iletişime geçmemize rağmen belge hakkında bir delile ulaşamadık. Sonuç olarak belgenin yanlış ya da doğru olduğuna dair bir delil bulunamasa da kişilerin görevden alınması bu belgenin doğru olabileceği kanısını güçlendirmişti. Yine de konuya ilişkin bir kanıya varabileceğimiz kesin bir delil bulamamıştık.
5) Erzurum Hacı Halil Mahallesi’nde usulsüzlük yapıldığı iddiası
24 Haziran seçimleri öncesinde ve seçim gününde teyit.org’a pek çok şüpheli içerik gönderilmişti. Seçim günü ihbar olarak gönderilen bir videonun, Erzurum’un Horasan ilçesindeki usulsüz oy kullanımını gösterdiği iddia edildi.
Videoda, “AK Parti Horasan Belediye Başkanı Kadir Aydın’ın adamlarının blok şekilde oy kullandığı” iddia ediliyordu. Hemen videonun peşine düşüp, bir vekilden söz konusu usulsüzlüğün doğru olduğunu ve sandığın iptal edildiği bilgisine ulaştık. Bunun üzerine aynı vekilin partisinden Horasan İlçe Başkanı’yla görüştük ve kendisi bize nöbetçi mahkemenin sandığı iptal ettiğini ve belgeyi gün içerisinde göndereceğini söyledi. Ancak sabırla beklediğimiz tutanak bir türlü gelmedi. Daha sonra belgeye ulaşabilmek için tekrar tekrar kendisini aradığımızda bir yakınının vefat ettiğini ve aynı belgenin başka bir partide olduğunu ifade etti. Diğer parti yöneticileriyle iletişim kurmaya çalıştık ve başarılı olamadık. Elinde belge bulunduğunu iddia eden partiler vardı ancak bu belge bize bir türlü ulaştırılmamıştı. Bu nedenle bu iddianın doğru olup olmadığına dair bir cevap üretememiştik.
Seçimin ardından sandıklarda kullanılan oyların açıklanmasıyla bölgede iptal edilen herhangi bir sandık olmadığını öğrendik. Bu bilgiyi YSK’daki kaynaklarımızdan da doğruladık. Ayrıca bilgiyi ortaya atan ve belge sunabileceğini belirten kaynakların iddia ettiği gibi nöbetçi bir mahkemenin sandık iptal etme yetkisi de bulunmuyordu. Sandıklar ancak YSK tarafından iptal edilebiliyordu. Seçim günü boyunca peşine düştüğümüz belge aslında gerçek değildi. Sonuç olarak iddiayı seçim günü doğrulama ya da yanlışlama konusunda güvenilir kaynaklara ulaşamamıştık.