*Bu içerik ilk kez "How to reduce the spread of fake news — by doing nothing" başlığıyla Nieman Lab tarafından 5 Ocak 2021 tarihinde yayınlanmış ve Can Başaçek tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Sosyal medyada yanlış bilgilerle karşılaştığımızda onlara cevap verme ya da tartışma ihtiyacımızın oluşması çok doğal. Fakat araştırmalara göre bunun yarardan çok zararı var. Mantıksız görünebilir ancak sahte haberlerle mücadele etmenin ve etkisini azaltmanın en iyi yolu hiçbir şey yapmamak olabilir.
Sosyal medyadaki yanlış bilgiler büyük bir sorun. İngiltere Parlamentosu Komitesi, internetteki yanlış bilgilerin "demokrasimizin dokusuna" tehdit oluşturduğunu söylemişti. Yanlış bilgiler, toplumdaki bölünmelerden beslenebiliyor ve bunları derinleştirebiliyor. Myanmar ve Amerika Birleşik Devletleri gibi, yanlış bilgilerin huzursuzluğa ve şiddete yol açtığı görülen birçok örnek var.
Yanlış bilgiler siyasi süreçleri etkilemeye çalışmak için de sıkça kullanılıyor. Son zamanlarda yayınlanan bir raporda, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık da dahil olmak üzere 48 farklı ülkede organize sosyal medya manipülasyon kampanyaları yapıldığına dair kanıtlar bulundu.
Ayrıca sosyal medya kullanıcıları aşılar ve virüs salgınları hakkında düzenli olarak zararlı olabilecek yanlış bilgilerle karşılaşıyorlar. Bu Covid-19 aşılarının piyasaya sürüldüğü dönemde özellikle önemli, çünkü yanlış bilgilerin internette yayılması, insanların aşı yaptırma isteğinin önüne geçebilir; bu da durumu ölüm kalım meselesi haline getiriyor.
Bu ciddi sonuçlar göz önüne alındığında internetteki yanlış bilgilere yorum yapmak, doğru olmadığını söylemek ya da katılmadığımızı belirtmek çok cazip olabiliyor. Bu neden kötü bir şey olsun ki?
Görünürlüğü artırmak
Yanlış bilgiyle etkileşime geçmek, bu bilgiyi başkalarının da görme olasılığını artırıyor. Bir konuya katılmadığımıza dair bile yorum yaptığımızda veya tweeti alıntıladığımızda bu içerik sosyal medyadaki kendi arkadaşlarımız ve takipçilerimizle paylaşılıyor.
İster bağlantıya tıklamak, ister öfkeli emoji ile tepki vermek olsun, bir şekilde etkileşime girmek sosyal medya platformunun, bu içeriği diğer insanlara gösterme olasılığını artırıyor. Bu şekilde yanlış bilgi çok ve hızlı bir şekilde yayılabiliyor. Yani aslında bir şeyle tartışırken bile onu daha çok yayıyoruz. Bu çok önemli bir nokta, çünkü daha fazla insan görürse ya da daha sık bu içerik karşılarına çıkarsa, o kadar büyük bir etkiye sahip oluyor.
NiemanLab’den Tom Buchanan kısa süre önce toplam 2634 katılımcıyla, insanların neden internette sahte içerik paylaştıklarını inceleyen bir dizi deney yaptı. Bu deneylerde insanlara farklı koşullar altında yanlış bilgi örnekleri gösterildi ve bunları paylaşıp paylaşmayacakları soruldu. Ayrıca geçmişte internette yanlış bilgi paylaşıp paylaşmadıkları da soruldu.
Bazı bulgular pek de şaşırtıcı değil. Örneğin insanların doğru olduğunu veya inançlarıyla tutarlı olduğunu düşündükleri şeyleri paylaşma olasılıkları daha yüksek.
Ama iki şey göze çarpıyor. İlki, bazı insanlar, doğru olmadığını bildikleri siyasi bilgileri kasıtlı olarak internette paylaşmış. Bunun farklı nedenleri olabilir (örneğin bilgileri çürütmeye çalışmak). Göze çarpan ikinci şey ise insanlar, bir içeriği daha önce gördüklerini düşünüyorlarsa bu içeriği paylaşma olasılıkları daha yüksek oluyor. Yani bir şeyi daha önce gördüyseniz, onu tekrar gördüğünüzde paylaşma olasılığınız daha yüksek oluyor.
Tekrarın tehlikesi
İnsanların bir bilgi ne kadar çok görürse ona inanma ihtimalinin de o kadar arttığı çeşitli çalışmalar tarafından kanıtlandı. Propagandaların ortak özelliği, bir yalanı yeterince sık tekrarlarsanız gerçeğe dönüşmesi.
Bu, internetteki yanlış bilgiler için de geçerli. 2018'de yürütülen bir çalışma, insanların sosyal medyada yanlış haberleri tekrar tekrar görmelerinin, bu içerikleri doğru olarak değerlendirme olasılıklarını artırdığını ortaya koydu. Ayrıca bu, haberler teyitçiler tarafından işaretlendiğinde de geçerli. Diğer araştırmalara göre ise yanlış bilgilerle tekrar tekrar karşılaşmak insanları, bu içerikleri yaymanın daha az etik dışı olduğunu düşünmeye itebiliyor (doğru olmadığını bilseler ve içeriğe inanmasalar bile).
Bu nedenle yanlış bilgilerin etkilerini azaltmak için görünürlüğünü azaltmaya çalışmalıyız. Hepimiz yanlış bilgilerin yayılımını önlemeye çalışmalı. Bu sosyal medya şirketlerinin, uyarı eklemek yerine yanlış bilgileri tamamen kaldırmayı düşünmeleri gerektiği anlamına geliyor. Ve sosyal medya kullanıcılarının yapabileceği en iyi şey, yanlış bilgiyle hiç etkileşimde bulunmamak.