Araştırma: Sahte haber paylaşımının yaşla bir ilgisi olabilir mi?

Yakın zamanda gerçekleştirilen bir araştırmaya göre sahte haberler en çok 65 yaşın üzerindeki insanlar tarafından paylaşılıyor.


13/01/2019 15:22 6 dk okuma

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Bu içerik ilk kez "People older than 65 share the most fake news, a new study finds" başlığıyla The Verge tarafından 19 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmış ve Sonay Ün tarafından Teyit için çevrilmiştir.

New York ve Princeton Üniversitelerinde yürütülen araştırmalar kapsamında yakın zamanda yapılan bir analize göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan ileri yaştaki insanların Facebook’ta sahte haberleri paylaşma ihtimali ülkedeki genç insanlara nazaran daha yüksek. Eğitimine, cinsiyetine, ırkına, gelirine veya paylaşılan bağlantı sayısına bakılmaksızın, yaşça daha büyük olan kullanıcılar gençlere göre daha fazla sahte haber paylaşıyor. Gerçek şu ki bu davranış, desteklenen siyasi partinin de dahil olduğu diğer bir takım özelliklerden ziyade kullanıcıların yaşına bakılarak kolaylıkla öngörülebiliyor.

Sahte haberlerin seçmen davranışında oynadığı rol, 2016 yılında Donald Trump’ın Hillary Clinton karşısında zafer kazanmasından bu yana popülerliğini koruyan bir tartışma konusu. Gerçekleştirilen bir çalışmada Trump yanlısı sahte haberlerin seçmenleri Trump lehine oy vermeye ikna etme, yani seçim sonucunu etkileme ihtimali üzerinde duruluyordu. Başka bir çalışmada ise nispeten az kişinin sahte haber bağlantılarına tıkladığı, ancak bu haberlerin başlıklarının Haber Akışı üzerinden insanlara ulaşmasının muhtemel olduğu ve bu nedenle de sahte haberlerin hedef kitleye ne ölçüde ulaşıyor olduğunun anlaşılmasının zorlaştığı ortaya çıktı. İleri yaştaki bireylerin sahte haberleri paylaşma ihtimalinin daha yüksek olduğu bulgusu, sosyal medya kullanıcılarının ve platformların, yanlış yönlendirilmeyi önlemeye yönelik daha etkili müdahaleler tasarlamalarına yardımcı olabilir.

Science Advances dergisinde yayımlanan ve bu yazıya konu olan araştırmada, Facebook kullanıcılarının 2016 ABD başkanlık seçiminden önceki ve sonraki davranışları analiz edildi. 2016 yılı başında akademisyenler, araştırma şirketi YouGov ile birlikte aralarında hem Facebook kullanıcılarının hem de Facebook kullanıcısı olmayan kişilerin bulunduğu 3.500 kişiyi içeren bir örneklem oluşturdu. 16 Kasım 2016’da, seçimden hemen sonra, gruptaki Facebook kullanıcılarından profillerinde yer alan bilgileri, dini ve siyasi görüşlerini, zaman tünellerinde paylaştıkları gönderileri ve takip ettikleri sayfaları içeren verileri paylaşmalarını sağlayan bir uygulama indirmeleri istendi. Kullanıcılara, ilgili veri gruplarından hangilerini paylaşıp hangilerini paylaşmak istemedikleri noktasında seçme imkânı tanındı. Ayrıca araştırmacıların Haber Akışına veya kullanıcıların arkadaşlarıyla ilgili verilere erişme izni bulunmuyordu.

Facebook’u kullanan araştırma katılımcılarının yaklaşık yüzde 49’u, profillerindeki verileri paylaşmayı kabul etti. Araştırmacılar, bu kişilerin zaman tünellerinde paylaştıkları gönderileri, dijital haber şirketi BuzzFeed’in muhabiri Craig Silverman tarafından derlenen, geçmişte sahte haberlerin yayımlandığı web alanları listesine göre kontrol ettiler. Ardından sonuçların tutarlı olup olmadığını görmek için bağlantıları, sahte haberler ve bunları içeren web sitelerinden oluşan diğer dört listeyle kıyasladılar.

Sahte haber paylaşımı, tüm yaş gruplarında görece nadiren gözlemleniyordu. Çalışmaya katılan kullanıcıların yalnızca yüzde 8,5’i bir sahte haber sitesine ait en az bir bağlantı paylaştı. Muhafazakâr olarak tanımlanan kullanıcıların sahte haber paylaşma ihtimali liberal olarak tanımlananlara göre daha yüksekti: Sahte haber paylaşan Cumhuriyetçilerin oranı yüzde 18 iken Demokratların oranı yüzde 4’ten azdı. Araştırmacılar, bu bulguyu ağırlıklı olarak, 2016 yılında sahte haberlerin Trump’ın adaylığını oldukça etkili bir biçimde desteklediğini tespit eden çalışmalara bağladı.

Bununla birlikte ileri yaştaki kullanıcılar bulgulardaki eğilimi etkiliyordu: 65 yaşın üzerindeki kullanıcıların yüzde 11’i asılsız haber paylaşırken bu oran, 18-29 yaş aralığında yalnızca yüzde 3’tü. 65 yaş ve üzeri olan Facebook kullanıcılarının paylaştığı sahte haber sayısı, 45-65 yaş grubu tarafından paylaşılan sahte haber sayısının iki katından fazla ve en genç yaş grubunun (18-29) paylaştığı sahte haber sayısının ise neredeyse yedi katıydı.

Çalışmayı gerçekleştiren araştırmacılardan biri ve Princeton Üniversitesi’nde siyaset bilimci olan Andrew Guess “Yaş bulgusundan bahsettiğimizde birçok kişi ‘evet, kesinlikle öyle’ yorumunu yapıyor” diyor. “Bana göre çarpıcı olan taraf, desteklenen siyasi parti veya benimsenen ideoloji söz konusu olsa bile bu ilişkinin devam etmesi. Yaş bulgusunun diğer kriterlerden bağımsız olması beni oldukça şaşırttı. Yani, konu yalnızca daha muhafazakâr olan ileri yaştaki kitle değil.”

Çalışma, ileri yaştaki kullanıcıların asılsız haberleri paylaşma ihtimalinin daha yüksek oluşunun nedenine dair bir sonuç sunmuyor olsa da araştırmacılar iki muhtemel teoriye işaret ediyor. İlk teori interneti daha geç kullanmaya başlayan yaşlı grubun gençlere göre dijital okuryazarlık becerilerinden yoksun olması. İkincisi ise yaşın ilerlemesiyle beraber yaşanan bilişsel gerileme nedeniyle ileri yaştaki kişilerin asılsız haberlere daha kolay aldanması.   

Cumhuriyetçilerin yüzde 18’i sahte haber sitelerinden linkler paylaşırken bu oran Demokratlarda yüzde 4’ün altında

Daha önce yaşa bakılmaksızın, kullanıcıların sahte haber paylaşma eğilimini tetikleyen etmenin dijital okuryazarlık oranındaki farklar olduğu belirtiliyordu. Hindistan’da WhatsApp’taki viral paylaşımlar neticesinde gerçekleştiği iddia edilen seri cinayetlerin ardından WhatsApp geçen sene, 200 milyon kullanıcının büyük bir çoğunluğunun dijital dünyaya henüz yeni merhaba dediği ülkede, dijital okuryazarlığı desteklemeye yönelik bir program geliştirmeye başladı. Program her yaştan kullanıcıyı hedefliyor. 

Bu sırada Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ileri yaş grubu, internetteki dolandırıcılıklara karşı o kadar savunmasız ki ABD Federal Soruşturma Bürosu’nun yalnızca bu konuyla ilgili bir sayfası bulunuyor. Öte yandan sahte haberlerin yayılmasını azaltmaya yönelik çok yönlü bir yaklaşım muhtemelen tek bir değişkeni çözmeye çalışmaktan daha etkili olacak.

Guess ve çalışma arkadaşları her iki hipotezi de ileride test etmeyi umuyor. Bununla birlikte bu kolay bir süreç olmayacak; çünkü bir kişinin dijital anlamda okuryazar olup olmadığının nasıl tespit edilebileceği belirsizliğini koruyor. Diğer bir taraftan söz konusu sorun en azından şöyle tasarlanabilir: Facebook’ta asılsız haberlerin daha hızlı yayılıyor çünkü Haber Akışında genellikle The New York Times’ın haberi ve clickbait yapan sayfaların içerikleri aynı görünüyor.

Gelecekte yapılacak araştırmalar, kullanıcıların Haber Akışında ne gördüklerini ve sahte haber yazılarının fark edilmesiyle paylaşılması arasında bir ilişki olup olmadığını ortaya çıkarabilir. Sahte haber, bir kullanıcının güvenilir bir arkadaşı tarafından paylaşılmışsa o kullanıcının sahte haberi paylaşma ihtimalinin daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Facebook’un sahte haberlerin yayılmasını azaltmaya yönelik çalışmalarını araştıran Matthew Gentzkow, bu yeni çalışmada yaşla ilgili edinilen bulgularla, teknoloji platformlarının daha etkili araçlar tasarlayabileceğini ifade ediyor. (Gentzkow, NYU-Princeton çalışmasında yer almadı.)

Aynı zamanda Stanford Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü’nde kıdemli uzman olan Gentzkow “Bu makalede yaşa ilişkin ulaşılan sonuç, en etkili olabilecek çözümlerin en azından sınırlandırılabileceğine işaret ediyor” diyor ve ekliyor “Sorun nispeten az sayıda kişiye yoğunlaşırsa bu kişiler üzerinde en etkili olabilecek girişimler hakkında düşünülmesi, bizi çok daha ileriye götürecektir.”

Bu içerik Teyit tarafından çevrilmiştir.

People older than 65 share the most fake news, a new study finds, The Verge, 09/01/2019

Çeviri: Sonay Ün