Covid-19 pandemisinden Ukrayna'daki savaşa, yanlış bilgi dünyada yayılmaya devam ediyor. İnsanların yanlış bilgileri tespit etmelerine yardımcı olacak birçok araç tasarlanıyor. Ancak bu araçların çoğunun sorunu, geniş ölçekli çözümler üretebilmelerinin zor olması.
Fakat bu soruna bir çözüm bulunmuş olabilir. Cambridge Üniversitesi'nden Jon Roozenbeek ve Sander van der Linden ile Bristol Üniversitesi'nden Stephan Lewandowsky, yürüttükleri yeni çalışmada, "önceden çürütme" (prebunking) içeren beş kısa video tasarladı. Araştırmacılar bu videoları, internette kullanıcıları yanıltmak için sıkça başvurulan sahtecilik ve manipülasyon yöntemlerine karşı onları ‘aşılamak’ (inoculation) için tasarladı. Bu tür araştırmalar arasında şimdiye kadarki en büyük örnekleme sahip olan çalışma, aynı zamanda YouTube'da bu çeşit bir müdahaleyi test ederek bir ilk olma özelliğini de taşıyor. Araştırma kapsamında tasarlanan önceden çürütme videoları toplam beş milyon kişinin karşısına çıktı ve bu videoları bir milyon kişi izledi.
Araştırmanın sonucuna göre, bu videolar insanların yalnızca kontrollü deneylerde değil, gerçek dünyada da yanlış bilgileri tespit etmesine yardımcı oluyor. YouTube kullanıcılarının, bir YouTube reklamı aracılığıyla karşılarına çıkan bu videolardan birini izlemesi, yanlış bilgileri tanıma becerilerini artırıyor.
Yanlış bilgileri önceden çürütmenin alternatifi olan çürütmenin (ya da teyitçiliğin) birkaç sorunu var. Hakikatin ne olduğunu belirlemek çoğu zaman zor. Ayrıca bilgilerin teyit edildiği analizler, yanlış bilgiye inanma olasılığı en yüksek olan kişilere çoğu zaman ulaşamıyor. Üstelik ulaşsa bile, özellikle de güçlü bir siyasi yönelimi olan insanların, bu analizlere güvenmeleri zor olabiliyor.
Araştırmalar yanıltıcı içerikleri teyit eden analizler yayınlamanın, yanlış bilginin yol açtığı etkiyi tek başına tamamen yok edemediğini gösteriyor: Buna devam eden tesir etkisi deniyor. Uzmanlar milyonlarca insana hızla ulaşabilecek yeni çözümler arıyorlardı. Ta ki şimdiye kadar.
Aşılama teorisi, tıpkı tıbbi bir aşının bağışıklık sistemimizi antikor üretmeye teşvik eden zayıflatılmış bir patojen olması gibi, bizi manipüle etme girişimlerine karşı psikolojik direnç oluşturabileceğimiz düşüncesine verilen isim. Önceden çürütme girişimleri de çoğunlukla bu teoriye dayanıyor.
Önceden çürütmeye dair çoğu model, iklim değişikliği ile ilgili gönderiler gibi, tekil yanlış bilgi örneklerine karşı koymaya odaklanıyor. Fakat son yıllarda çeşitli araştırmacılar, insanları internette gördükleri yanlış bilgilerin çoğunda yer alan tekniklere ve taktiklere karşı aşılamanın yollarını araştırıyor. Yanlış bilgiyi yayma tekniklerinin arasında öfke ve korku tetiklemek için duygu odaklı dilin kullanılması veya insanların ve grupların, üzerinde neredeyse hiç kontrol sahibi olmadıkları bir konu sebebiyle günah keçisi ilan edilmesi yer alıyor.
Cranky Uncle ve Bad News gibi çevrimiçi oyunlar, önceden çürütme yöntemine dair ilk denemelerdendi. Bu yaklaşımın birkaç avantajı var. Bunlardan biri, kullanıcıların internette karşılaştıkları spesifik iddiaları incelemek zorunda olmadığı için “hakikat yargıcı” gibi davranmak zorunda hissetmemeleri. Çevrimiçi oyun yaklaşımı, haber kaynaklarının güvenilirliği konusundaki duygu odaklı tartışmalardan kaçınarak düşünebilmeyi de kolaylaştırıyor. Belki de en önemlisi, hangi yanlış bilginin yaygınlaşacağını tahmin etmeye çalışmamıza gerek kalmıyor.
Ölçeklenebilir bir yaklaşım
Ancak herkesin oyun oynayacak vakti veya motivasyonu yok. Bu sebeple araştırmacılar, daha fazla insana ulaşabilecek bir çözüm için Jigsaw ile (Google'ın araştırma birimi) işbirliği yaptı. Araştırma ekibi, izleyicileri farklı bir manipülasyon tekniğine veya mantıksal yanılgıya karşı aşılamayı amaçlayan, her biri iki dakikadan kısa, beş önceden çürütme videosu hazırladı. Proje kapsamında, insanların bu videoları izleyebileceği ve indirebileceği bir internet sitesi de hayata geçirildi.
Bu videoların etkisi önce laboratuvarda test edildi. Toplam 6 bin 400 katılımcıyla yürütülen altı deneyde, insanlara bu videolardan biri ya da kontrol videosu olarak don (dondurucu) yanığıyla ilgili alakasız bir video izletildi. Katılımcılardan, videoyu izledikten sonraki 24 saat içinde, mezenformasyon barındıran ya da barındırmayan bir dizi (daha önce yayılmamış) sosyal medya içeriği örneklemini değerlendirmeleri istendi. Sonuçlara göre, önceden çürütme videolarını izleyen kişiler, izlemeyenlere kıyasla, manipülasyon taktiklerine karşı daha dirençliler.
Ancak laboratuvar çalışmalarından elde edilen bulgular her zaman gerçek dünyaya yansımayabiliyor. Tam da bu motivasyonla, bu video müdahalelerinin etkisini test etmek için dünyanın en çok ziyaret edilen ikinci internet sitesi olan YouTube'da da bir saha çalışması yürütüldü.
Bu çalışmada, daha önce platformda siyasi içerikler izlemiş olan, 18 yaşın üstünde, ABD'li YouTube kullanıcıları hedeflendi. İki aşılama videosuyla reklam kampanyası yürütüldü ve bu videoları yaklaşık 1 milyon YouTube kullanıcısı izledi. Ardından, YouTube'un BrandLift isimli etkileşim aracı kullanılarak, önceden çürütme videosunu gören kişilerden çoktan seçmeli bir soruyu yanıtlaması istendi. Soru, bir haber başlığındaki yanıltıcı öğeleri anlama becerilerini ölçüyordu. Başka bir kontrol grubu ise önceden çürütme videosunu izlemeden aynı anket sorusunu yanıtladı. Sonuçlara göre, önceden çürütme videosu izleyen grup, yanlış bilgileri tespit etmede kontrol grubuna kıyasla yüzde 5 ila 10 daha iyiydi. Bu da bu yaklaşımın, YouTube gibi dikkat dağıtıcı bir ortamda bile yanlış bilgiye karşı direnci artırdığını ortaya koyuyor.
Bu videoların maliyeti, görüntülenme başına 5 sentten daha azdı (ve bu sayede YouTube reklam ücretleri de karşılandı). Bu çalışma sonucunda Google, 2022'nin Eylül ayında benzer videolar kullanarak bir reklam kampanyası daha yürütmeye karar verdi. Bu kampanya, Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında mülteciler hakkındaki dezenformasyonla mücadele etmek için Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde yürütülecek.
Direnç oluşturmaya çalışırken, psikolojik tepkiselliği tetiklememek için insanlara neye inanacaklarını doğrudan söylememekte fayda var. Psikolojik tepkisellik, insanların karar verme özgürlüklerinin tehdit altında olduğunu hissetmeleri ve inat ederek yeni bilgileri reddetmeleri anlamına geliyor. Aşılama teorisi, insanları inanacakları şey hakkında kendi kararlarını verebilmeleri için güçlendirmeyi hedefleyen bir teknik.
Zaman zaman, komplo teorileri ve yanlış bilgiler internette aşırı yayılabiliyor. Fakat bu çalışma, durumu tersine çevirmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Sosyal medya platformları bağımsız bilim insanlarıyla birlikte çalışarak ölçeklenebilir, kanıta dayalı çözümler tasarladıkça, test ettikçe ve uyguladıkça, toplumun yanlış bilgi salgınına karşı bağışıklık kazanma ihtimali de o kadar artar.