*Bu içerik ilk kez "Disinformation campaigns are murky blends of truth, lies and sincere beliefs – lessons from the pandemic" başlığıyla the Conversation tarafından 28 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmış ve Can Başaçek tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Covid-19 salgını ortaya bir infodemi çıkardı. Bu, bilgi, yanlış bilgi ve dezenformasyonun olduğu geniş ve anlaşılması güç bir karışım.
Bu ortamda, yanlış anlatılar (virüsün "planlı olduğu", bir biyolojik silah olarak ortaya çıktığı, Covid-19 semptomlarının 5G kablosuz iletişim teknolojisinden kaynaklandığı gibi) sosyal medyada ve diğer iletişim platformlarında orman yangını gibi yayıldı. Bu sahte anlatılardan bazıları dezenformasyon kampanyalarında rol oynuyor.
Dezenformasyon kavramı genellikle totaliter devletler tarafından satılan, kolay anlaşılır propagandayı akla getiriyor, ancak gerçek çok daha karmaşık. Dezenformasyon bir gündeme hizmet etse de çoğu zaman gerçeklerle kamufle ediliyor ve masum, çoğu zaman da iyi niyetli kişiler tarafından ilerletiliyor.
Kate Starbird, krizler esnasında iletişim teknolojilerinin nasıl kullanıldığını inceleyen bir araştırmacı. Starbird’e göre bilgi türlerinin karışmasıyla, çevrimiçi platformları oluşturanlar ve işletenler de dahil olmak üzere insanlar, organik bir söylentiyi organize edilmiş bir dezenformasyon kampanyasından ayırt etmekte güçlük çekiyor. Ve Covid-19'u anlama ve buna karşı koyma çabaları bu yılki ABD başkanlık seçimlerinin siyasi entrikalarına kapıldığı için bu güçlükler hiç de kolaylaşmıyor.
Söylentiler, yanlış bilgi ve dezenformasyon
Aslında kriz dönemlerinde söylentiler her zaman karşımıza çıkıyor. Krizlere genellikle olayla ilgili belirsizlik, olayın etkileri ve insanların nasıl tepki vermesi gerektiği konusundaki endişe eşlik ediyor. İnsanlar doğal olarak bu belirsizliği ve kaygıyı çözmek istiyorlar ve çoğu zaman bunu kolektif anlam verme yoluyla yapmaya çalışıyorlar. Bu da bilgi toplamak ve ortaya çıkan olay hakkında teori geliştirmek için bir araya gelme süreci oluyor. Söylentiler doğal yan ürünler.
Söylentiler illa kötü olmak zorunda değil. Ancak söylentilere yol açan koşullar, insanları dezenformasyona karşı savunmasız hale getiriyor ki bu daha zararlı. Kasıtlı olan ya da olmayan söylentiden ve yanlış bilgiden farklı olarak dezenformasyon, genellikle siyasi veya finansal bir amaç taşıyan, yani belirli bir hedef için yayılan yanlış veya yanıltıcı bilgilere verilen isim.
Dezenformasyon, Sovyetler Birliği'nin istihbarat teşkilatları tarafından insanların dünyadaki olayları nasıl anladıklarını ve yorumladıklarını değiştirmeye çalışmak için kullanılan dezinformatsiya uygulamasına dayanıyor. Dezenformasyonu tek bir bilgi veya hatta tek bir anlatı olarak değil, bir kampanya olarak, siyasi amaçlar için, aldatmak için üretilen ve yayılan bir dizi eylem ve anlatı olarak düşünmekte fayda var.
Çekoslovakya'dan kaçan ve daha sonra dezenformasyon profesörü olan eski Sovyet istihbarat subayı Lawrence Martin-Bittman, etkili dezenformasyon kampanyalarının genellikle gerçek veya makul bir temel etrafına inşa edildiğini anlatıyor. Bu kampanyalar hedeflenen bir grup veya toplumdaki mevcut yanlılıkları, bölünmeleri ve tutarsızlıkları kullanıyorlar. Ve genellikle içeriklerini yaymak ve hedeflerini ilerletmek için "olaylardan bihaber ajanlar" kullanıyorlar.
Çek Cumhuriyeti'ndeki Kara Göl, gerçek Nazi belgelerini ve oyuna getirilen bir Çek televizyon ekibini içeren, Batı Almanya'ya karşı, Sovyet dönemi dezenformasyon kampanyasının yürütüldüğü yerdi. Ladislav Boháč / Flickr, CC BY-SA
Fail kim olursa olsun, dezenformasyon çeşitli düzeylerde ve ölçeklerde işliyor. Tek bir dezenformasyon kampanyasının belirli bir amacı olsa da (örneğin, bir siyasi aday veya politika hakkındaki kamuoyunu değiştirmek) her tarafa yayılan dezenformasyon, demokratik toplumları baltalamak adına daha derin bir düzeyde çalışıyor.