*Bu içerik ilk kez "Too many people think satirical news is real" başlığıyla The Conversation tarafından 16 Ağustos 2019 tarihinde yayınlanmış ve Kansu Ekin Tanca tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Temmuz ayında doğrulama platformu Snopes, The Babylon Bee’de paylaşılan bir içeriğin teyit edildiği analizini internet sitesinde paylaştı. The Babylon Bee muhafazakâr eğilimi olan ve hiciv yapan meşhur bir haber sitesiydi.
Bunun üzerine muhafazakâr köşe yazarı David French, kendisinin “apaçık hiciv” olarak değerlendirdiği söz konusu içeriği çürüttüğü için Snopes’u eleştirdi. Birkaç gün sonra Fox News, The Babylon Bee’nin kuşkucu CEO’su Seth Dillon’un ifadelerinden bir kesit verdi.
Peki herkes, hicivleri David French kadar kolay fark edebiliyor mu?
The Conversation’daki iletişim araştırmacıları yıllardır yanlış bilgi, hiciv ve sosyal medya üzerine çalışıyorlar. Geçtiğimiz son birkaç ayda ise araştırmacılar Amerikalıların, kamuoyunda sıklıkla gündeme gelen onlarca siyasi konu hakkındaki fikirlerini değerlendirdi. Bu kapsamda sosyal medyada çok paylaşımı olan, hem doğru hem de yanlış haberler tespit edildi.
İncelemeler sonucunda yanlış içeriklerin birçoğunun, okurları aldatma niyetiyle oluşturulmuş içeriklerden olmadığı ortaya çıktı. Çoğu insanın inandığı bu içerikler aslında hiciv sitelerinden geliyordu.
Tufaya gelmek
Aslında insanlar uzun zamandır hicivlerin gerçek haber olduğu yanılgısına düşüyor.
Komedyen Stephen Colbert, hiciv haberler sunduğu meşhur programı “The Colbert Report"ta, muhafazakâr bir haber yorumcusu karakterine bürünmüştü. Araştırmacılar, muhafazakârların sürekli olarak Colbert’in gösterisini yanlış yorumladıklarını ve bütün bunların tamamen Colbert’in kendi siyasi fikirlerini yansıttığını düşündüklerini ortaya çıkardı.
Hiciv haberler paylaşan başka bir internet sitesi The Onion o kadar sık yanlış yorumlanıyor ki, internette kendini sadece The Onion’ın hicivlerine kanan insanlarla dalga geçmeye adamış büyük bir kitle var.
Fakat şimdilerde Amerikalılar, neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edebilme yetileri konusunda her zaman olduğundan daha fazla endişe duyuyorlar ve uydurma haberleri, ABD’nin yüzleşmesi gereken büyük bir sorun olarak görüyorlar.
Kimi zaman hicvi fark etmek kolay. Mesela The Babylon Bee, ABD Başkanı Donald Trump’ın Joe Biden'i, “insanlara uygun olmayacak kadar yakınlaşabilmedeki ve istenmeyen fiziksel yakınlık gösterebilmedeki yetenekleri” nedeniyle Ulaştırma Güvenliği İdaresinin başına getirdiğini yazdığında, bunun hiciv niteliğinde olduğu açıktı. Fakat kimi başlıkları değerlendirmek çok daha zor.
Mesela, John Bolton’un “Suudi Arabistan’daki iki petrol tankerine düzenlenen saldırı bütün Amerikalılara düzenlenmiş bir saldırıdır” dediği iddiası, haberin The Onion’da çıktığını duyana kadar gerçekmiş intibası yaratabilir.
Gerçek ise, çevrimiçi siyasi hicivleri anlamanın kolay olmadığı. Kendini hiciv üretmeye adamış çoğu internet sitesi haber sitelerinin dilini ve arayüzünü taklit ediyor. Anlamak için hicvedilen siyasi konuları yakından takip etmeniz gerekiyor. Normal bir siyasi hitabetin nasıl gerçekleştiğini bilmeli ve abartıyı anlamalısınız. Yoksa siz de bir hicvin, gerçek bir haber olduğu yanılgısına düşebilirsiniz.
Hicvi fark etmek kolay mı?
The Conversation’ın yanlış bilgi ve sosyal medya üzerine yaptığı araştırma altı ay sürdü. Her iki haftada bir, hiciv amaçlı üretilmiş içerikler de dahil olmak üzere en çok paylaşılan on sahte siyasi haber belirlendi. Diğerleri, okuru kasten yanlış yönlendirmeyi hedefleyen sahte haberlerdi.
Daha sonra, her kesimi temsil eden 800’den fazla Amerikalı katılımcıya, öne çıkan hikayelerdeki iddialara inanıp inanmadıkları soruldu. Çalışmanın sonuna gelindiğinde, yaygın olarak paylaşılan 120 yanlış içerik hakkında katılımcı fikirleri alınmıştı.
The Babylon Bee’de yer alanlar gibi hiciv metinleri de ankete dahil edilmişti. Yürütülen neredeyse her ankette The Babylon Bee’de paylaşılan içerikler, en çok paylaşılan yanlış içeriklerin arasında yer alıyordu. Hatta bir ankette The Babylon Bee’in beş farklı yanlış içeriği de listeye girmişti.
Katılımcılara her bir iddianın doğru olup olmadığını söylemeleri ve beyan ettikleri görüşlerinden ne derece emin oldukları belirtmeleri istendi. Daha sonra iddiada yer alan ifadeleri “kesinlikle doğru” olarak tanımlayan kişiler, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler olarak ayrıldı ve oranlar incelendi.
The Babylon Bee’ye odaklanıldığında belirli bir örüntü ortaya çıkıyordu.
İki partinin taraftarları da The Babylon Bee’nin hiciv amaçlı olduğu anlayamıyorlardı (azımsanmayacak kadar çok Cumhuriyetçinin The Babylon Bee’in hiciv yaptığını bilmediği anlaşıldı). The Babylon Bee’den gelen 23 yanlış içerikten sekizi, Cumhuriyetçilerin en az yüzde 15’i tarafından doğru olarak kabul ediliyordu. En çok inanılan yanlış içeriklerden biri, ABD Temsilciler Meclisi Vekili Ilhan Omar’a atfedilen uydurma alıntılardı. Cumhuriyetçilerin kandığı bir diğer yanlış haber ise, Senatör Bernie Sanders’in, Morehouse College mezunlarının öğrenci harç borçlarını kapatan milyarderi eleştirdiği hakkında üretilen hiciv metindi.
Anket aynı zamanda The Onion üzerinden gelen dokuz yanlış içeriğe de yer verdi. Buna göre Demokratlar, The Onion’a daha çok kanmış ama yine de Cumhuriyetçiler kadar kolay inanmamışlardı. Yine de neredeyse her 8 Demokrattan biri Beyaz Saray Danışmanı Kellyanne Conway’in hukukun üstünlüğünü sorguladığına emindi.
İçeriklere atılan başlıklara göre birtakım hicivlerin, belli bir siyasi parti kitlesini tufaya getirebilmesi şaşırtıcı değil. Bireylerin siyasi dünya görüşleri mütemadiyen kişilerin gerçek algısını çarpıtıyor.
Hiciv tanımını hayata geçirmek
Esas soru ise bu sorunun nasıl çözülebileceğine ilişkin.
Yakın zamanda yayımlanan başka bir çalışmasında The Conversation, doğru olmayan sosyal medya içeriklerini tanımlamanın farklı yollarını ve bu yöntemlerin etkileri karşılaştırmıştı.
Çalışma kapsamında birkaç farklı yöntem denendi. Bir tanesinde hiciv içeriğin yanında, teyitçilerin söz konusu gönderinin doğru olmadığına karar verdiğiyle ilgili bir uyarı yer alıyordu. Diğerinde ise içeriğin bir hiciv sitesinden geldiğini belirten bir metin yerleştirilmişti.
Araştırma sonunda, bir metnin “hiciv” ibaresiyle görünmesinin çok büyük etkisi olduğu görüldü. Kullanıcıların, “hiciv” başlığı altında toplanan hikayelere inanma olasılığı daha düşüktü ve aynı zamanda söz konusu içeriği paylaşma ve kaynağı güvenilir addetme konusunda da oldukça temkinlilerdi. Uyarılar da yol gösterici oldu.
Facebook bu özelliği birkaç yıl önce denemişti. Google Haberler ise hiciv yapan içeriklerden bazılarını hiciv başlığı altında değerlendirmeye başladı.
Andy Borowitz’in hiciv içeren köşe yazılarının yer aldığı “The New Yorker’s Borowitz Report” Google Haberler’de aratıldığında “hiciv” başlığın altında gözüküyor.
Bu araştırmalar açıkça hiciv olduğu belirtilen içeriklerin, sosyal medya kullanıcılarının karmaşık ve kimi zaman da kafa karıştırıcı haber akışıyla daha kolay baş edebilmesine olanak tanıdığını gösteriyor.
David French, The Babylon Bee’yi teyit ettiği için Snopes’u eleştirmesine rağmen yazısınını şu sözleriyle bitiriyor: “Snopes yararlı bir amaca hizmet edebilir. Ve mecraları, okurlara hicivin hiciv olduğunu hatırlatmaya müsait.”
Ne mutlu ki araştırmalar da bunu gösteriyor.