Reuters Enstitüsü'nün 46 ülkeden 93 bin haber tüketicisinin katılımıyla düzenlediği anketlerin sonucunun yer aldığı 2022 Dijital Haber Raporu yayınlandı.
Haberlere ilgi ve güven birçok ülkede geçen yıla kıyasla düşmüş olsa da, bazı ülkelerde hâlâ Covid-19 pandemisinden önceye göre yüksek. Anket yapılan ülkelerin neredeyse yarısında haberlere güven düşmüş. Finlandiya bu yıl da yüzde 69 ile habere güvenin en yüksek olduğu ülke.
Rusya Ukrayna savaşından önce konvansiyonel medya (televizyon, radyo, gazete) tüketimi düşmüş olsa da bu payı, sosyal medyadan haber tüketimi tamamlamış da değil. Kısacası haber tüketiminde genel bir düşüş söz konusu. Rusya Ukrayna savaşından sonra beş ülkede (Almanya, Polonya, Britanya, ABD, Brezilya) yapılan anketlere göre ise, en çok güvenilen haber kaynağı televizyon. Yani kriz zamanlarında insanların geleneksel medyaya sarıldığını söylemek mümkün.
Bu yılın raporu, dünya çapında kullanıcıların haber bitkinliği yaşadığını ve bilinçli olarak haber tüketmekten kaçındıklarını gösteriyor. Genel olarak haberlere ilgi 2017’de yüzde 63’ken bu yılın raporuna göre yüzde 51. Haber tüketiminden bilinçli olarak kaçınanların yüzde 43’ü Covid-19 ve siyaset haberlerini çok sık görmelerini, yüzde 36’sı haberlerin ruh hallerini kötü etkilemesini, yüzde 29’u ise haberlere güvenmeyişlerini sebep gösteriyor.
Haber tüketiminden bilinçli olarak kaçınanların yüzdesi. Sırasıyla: “Covid-19 veya siyasi haberler çok fazla; ruh halimi kötü etkiliyor; bu kadar çok haber yoruyor; haberler güvenilmez veya taraflı; istemediğim tartışmalara yol açıyor; bu bilgiyle yapabileceğim bir şey yok.”
Ayrıca Avustralya, Brezilya, ABD gibi ülkelerde, haber tüketiminden kaçındığını söyleyen gençlerin yüzde 15’i haberlerin fazla karmaşık ve yorucu olduğunu belirtiyor. Bu bulgular, özellikle gençler arasında daha çok kullanılan TikTok’taki “Son 24 saatte neler oldu?” temalı videoların çok izlenmesini ve yüksek etkileşim alma sebebini anlamamıza yardımcı olabilir.
Gençler haberde görsel mecralara yönelse de yazı hâlâ önde
Raporda 30 yaş altı haber tüketicilerinin değişen alışkanlıklarına da dikkat çekiliyor ve bu yaş grubunun eskisine kıyasla, internetten haber almak için YouTube, Instagram ve TikTok gibi daha görsel mecraları giderek daha fazla kullandıkları vurgulanıyor. Örneğin TikTok kullanan gençlerin yüzde 15’i platformu haberleri takip etmek amacıyla kullanıyor. İnternette haber okumak yerine izlemeyi tercih edenlerin gerekçelerinin başında, video formatının kolay tüketilmesi geliyor.
Haberleri video formatında tüketenlerin yüzde 42’si sebep olarak bu formatın daha kolay tüketilmesini, yüzde 41’i daha ilgi çekici olmasını, yüzde 24’ü ise videolarla daha çok karşılaşmalarını gösteriyor.
Ancak genel resme baktığımızda haberleri metin olarak tüketenlerin oranı hâlâ videoya göre yüksek. Örneğin Türkiye’deki katılımcıların yüzde 61’i yazılı formatı tercih ederken, yalnız yüzde 13’ü video formatını önceliyor.
Ayrıca pandemiyle birlikte duraksayan podcast tüketimi bu yıl yükselişte. İrlanda, ABD, İsveç, Singapur ve Japonya gibi 20 ülkenin yer aldığı havuzda podcast dinleme oranı yüzde 34 ile geçen yıla kıyasla 3 puan artmış. YouTube ve Spotify gibi platformlar bu yükselişten faydalanarak podcast sektöründe adımlar atmaya başladı.
Avustralya, Almanya ve İsveç gibi ülkelerde internet haberciliğine para ödeyerek destekleyenlerin sayısı artmış olsa da bu kişilerin yaş ortalaması 50 ve yayıncılar gençlere ulaşmakta güçlük yaşıyor. Örneğin Britanya’da 18-24 yaş arası kullanıcıların yüzde 75’i Netflix gibi medya platformlarına aboneyken, haber kuruluşlarına üye olanların oranı yüzde 2. Ayrıca abonelik sistemiyle işleyen dijital mecraların sayısının ve dünya çapında hayat pahalılığının artışıyla, abone olduğu mecraları azaltmayı düşündüğünü söyleyenler de mevcut. Yani birçok ülkede maddi açıdan güçlük yaşayan medya kuruluşları kan kaybetmeye devam ediyor.
Türkiye’de katılımcıların yüzde 62’si yanlış bilgiyi bir sorun olarak görüyor
Çalışmada sosyal medya kullanımıyla yanlış bilgi sorunu arasında bir ilişki olduğu öne sürülüyor. Genel olarak katılımcıların yüzde 54’ü internette gördükleri haberlerin doğruluğundan emin olamadıklarını söylese de, bu oran sosyal medyayı ana haber kaynağı olarak kullanan katılımcılarda yüzde 61. Bu, sosyal medyayı daha aktif kullananların, yanlış bilgi sorunun daha farkında olduğu anlamına geliyor olabilir.
“Geçen hafta bu konulardan herhangi biriyle ilgili yanlış bilgiyle karşılaştınız mı?” sorusuna, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa kıtasının en çok verdiği yanıt, yine Covid-19. İkinci sırada siyaset var. Ancak bu çalışmanın Rusya Ukrayna savaşı ve Covid-19 kısıtlamalarının hayatımızdan çıkmaya başlamasından hemen önce yapıldığını unutmamak gerek.
Sırasıyla Covid-19, siyaset, ünlüler, iklim değişikliği, göç, dolandırıcılık
Türkiye özelinde ise yanlış bilgiyi bir sorun olarak gördüğünü söyleyenlerin oranı yüzde 62. Katılımcıların yüzde 53’ü son bir haftada siyasetle ilgili yanlış bilgilerle karşılaştıklarını söylemiş; yani Türkiye’de siyaset birinci sırada. Raporda sosyal medya platformlarının Teyit gibi doğrulama kuruluşlarıyla çalışmaya devam ettiği de vurgulanmış.
Türkiye’de sosyal medya en çok kullanılan haber kaynağı
Türkiye’den 2 bin 7 kişiyle yapılan anket sonuçlarına göre, Türkiye’de sosyal medya, en çok kullanılan haber kaynağı olarak televizyonu geride bıraktı. Ankete göre katılımcıların yüzde 63’ü haber almada sosyal medyayı kullanırken, haberleri televizyondan edinenlerin oranı yüzde 60.
Türkiye’de haber tüketim kaynakları (Turuncu: çevrimiçi kanallar, turkuaz: televizyon, lacivert: sosyal medya, mor: yazılı basın)
Ülkede en çok kullanılan ilk üç sosyal medya platformu sırasıyla YouTube, WhatsApp ve Instagram. Haber almada en çok kullanılan platform ise yüzde 43 ile yine YouTube; Instagram yüzde 40 ile ikinci, Twitter ise yüzde 35 ile üçüncü sırada. Aynı zamanda katılımcıların yüzde 50’si, sosyal medya, mesajlaşma ve e-posta yöntemiyle karşılaştıkları haberleri paylaştıklarını belirtmiş. Kapalı mesajlaşma platformu Telegram ise geçen seneye kıyasla yüzde 3 puan kaybetmiş.
Hem en çok kullanılan, hem de haber almada en çok kullanılan cihaz ise akıllı telefon. Akıllı telefonlar 2016’da bilgisayarı geçtiğinden beri her yıl ilk sırada yer alıyor.
Türkiye’de habere güven yüzdesi düşüşe devam ediyor
Öncelikle bu anketin Türkiye’de şehirde yaşayan katılımcılarla yapıldığını ve geçen yıl da Türkiye sonuçlarının tartışmalı oluşunun gündeme geldiğini hatırlatmakta fayda var.
Türkiye Sınır Tanımayan Gazeteciler basın özgürlüğü endeksine göre 180 ülke arasında 149. sırada. Reuters’ın raporu, bağımsız gazetecilerin karşılaştıkları güçlüklerin ve iktidar karşıtı bazı haber kuruluşlarının bir şekilde ayakta durmayı başarabilmesinin altını çiziyor. Siyasi baskılar nedeniyle uluslararası kuruluşların ülkede yayın yapmasının güçleştiği de ayrıca vurgulanıyor.
2021’de yüzde 41’e düşen habere duyulan güven oranı, 2022’de yüzde 36’ya düştü. Bu oranları yaşa göre incelediğimizde, yüzde 48 ile habere güven oranının en yüksek olduğu grubun 55 yaş üstü olduğunu görüyoruz. Haberlere en az güvenen yaş grubu ise yüzde 28 ile 18-24 arası gençler.
Sırasıyla genel, cinsiyete göre ve yaş gruplarına göre haberlere güven oranı
En çok güvenilen haber kuruluşlarında birinci sırada yüzde 67 ile Fox TV olsa da geçen yıla kıyasla dört puan kaybetmiş. En az güvenilen haber kuruluşu ise yüzde 35 ile Sabah. Ayrıca bilinçli olarak haber tüketmekten kaçındıklarını söyleyenlerin oranı yüzde 56.
Marka güven skorları (Mor: güveniyorum, gri: ne güveniyorum ne güvenmiyorum, mavi: güvenmiyorum)
Türkiye iklim değişikliği haberlerine en çok ilgi duyan ülkelerden
Genel tabloya bakıldığında Güney Avrupa, Latin Amerika ve Asya Pasifik ülkeleri iklim değişikliğiyle ilgili haberlere en çok ilgi duyan ülkelerden. Katılımcılara “Aşağıdaki haber türlerinden hangilerine ilgi duyuyorsunuz?” diye sorulduğunda “iklim değişikliği” cevabı verenlerin oranı Romanya’da yüzde 54 ve listenin başında geliyor. Üçüncü sırada ise yüzde 52 ile Şili ve Filipinler’in yanı sıra Türkiye yer alıyor.
Bunun sebeplerinden birinin coğrafya olması muhtemel. Yunanistan ve Türkiye gibi iklim değişikliği haberlerine ilginin yüksek olduğu ülkeler, 2021’de çok sayıda orman yangınıyla karşılaşmış ve medyada iklim değişikliği konusu ön plana çıkmıştı.
Kriz dönemlerinde doğru bilgiye ve haberciliğe ilgi doğal olarak artsa da dünya çapındaki kullanıcılar gitgide daha az haber görmek istiyor, haberlerden yorulduklarını belirtiyor veya haberleri fazla karmaşık buluyor. Burada gazetecilere düşen, karmaşık bilgileri daha da basitleştirerek anlatmak, çözüm gazeteciliği gibi alanlara yönelerek durumun aşırı karamsar olmadığını göstermek ve kitlelere ortada bir çözüm olduğunu göstermek olabilir.