*Bu içerik ilk kez "From News Fatigue to News Avoidance" başlığıyla Nieman Lab tarafından yayınlanmış ve Sonay Ün tarafından Teyit için çevrilmiştir.
Nieman Lab geçen sene de olduğu gibi yeni yıla yaklaşırken, 2019 yılında gazeteciliği nelerin beklediğini, hangi konuların daha çok tartışılabileceğine ilişkin uzmanların “2019 tahminlerini” yayımladı. Ruth Palmer ve Benjamin Toff'un 2019 yılına ilişkin öngörülerini içeren yazı;
Dijital çağımızın getirdiği en kaçınılmaz zorluklardan biri, günlük olarak maruz kalınan bilgi akışını yönetebilmek. Hedef kitleler, çeşitli ekranlardan ve platformlardan gelen sayısız medya içeriğinin bombardımanı altında kalırken gazeteciler, çok çeşitli potansiyel bilgi kaynağıyla baş etmeye çalışıyor. Bu çabalar maalesef her iki taraf için de sonuçsuz kalıyor ve herkesin bu bilgi kirliliği içinde bir seçim yapması gerekiyor. Birçok kişi için her geçen gün artan günlük yaşamın getirdiği stres, haberleri takip etmenin önüne geçiyor. Tahminimiz ise bu eğilimin 2019 yılında da devam edecek olması.
Pew Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir ankette ABD’de yaşayan on kişiden yaklaşık yedisi, haberlerin yorucu ve yıpratıcı etkisi altında kaldığını bildirdi. “Haberden kaçınma” davranışı ile ilgili olarak yakın zamanda gerçekleştirilen bir araştırma da dünya genelinde benzer görüşlerin hakim olduğunu gösterdi. Reuters Institute’ün 2017 yılına yönelik Dijital Haber Raporu’nda dünya nüfusunun (farklı ülkelerde) yüzde 6 ila yüzde 57 şeklinde değişen oranlarda, haberlere güvenmemesi veya haberleri can sıkıcı bulması nedeniyle haberlerden “ara sıra” veya “çoğunlukla” uzak durduğu bildirildi. Bu oranın ABD’de yüzde 38 olduğu biliniyor.
Haberlere ayda bir kere maruz kaldığını veya hiçbir zaman maruz kalmadığını bildiren grubun oranı ise düşük (dünya nüfusunun yüzde 3’ü, ABD nüfusunun ise yüzde 8’i). Bununla birlikte bu oranların 2019 yılında yükselebileceğine işaret eden geçerli nedenler mevcut.
Haber alternatiflerinin sürekli çoğalması, başlıca neden olarak gösterilebilir. Markus Prior, 2007 yılında yayınlanan ve oldukça ilgi gören bir kitabında birçok kişinin televizyonun izleyicilere sunduğu birkaç seçenekten biri olduğu için haberlere yöneldiğinden bahsediyor. Yalnızca üç televizyon kanalının bulunduğu ve tüm kanalların da haberleri aynı anda yayınladığı zamanlarda haberden uzak durmak, haberi izlemekten daha zordu. Medyadaki çeşitlilik başta kablolu televizyonla sonra ise internetle arttıkça bazı insanlar haberlerle daha az etkileşime girmeyi tercih etmeye başladı. Bu sebeple haberlerden uzak duranların sayısı en üst düzeye tırmanırken (veya en azından içinde bulunduğumuz sosyal medya çağında değişime uğrarken) şüphesiz ki haber alternatifleri de hızla çoğalıyor.
Önümüzdeki yıl insanların giderek daha çok haberlerden uzak durmalarına yol açacak ikinci neden “duygusal kutuplaşma” başta olmak üzere birbirine zıt siyasi gruplar arasında büyüyen düşmanlığı ifade eden ve yalnızca ABD’de değil, birçok ülkede görülen siyasi kutuplaşma. Özellikle kutuplaşmanın hakim olduğu yerlerde medyaya duyulan güvensizlik ile siyasi güvensizlik arasında bir bağlantı olduğuna ilişkin bulguların sayısı giderek artıyor. Aynı zamanda insanların haberlerden “ara sıra” veya “çoğunlukla” uzak durmalarının arkasında yatan en yaygın nedenlerden biri, haberlerin keyiflerini kaçırmaları. Bu bulguların tamamı, internete girmekten kendini alamayan haber tutkunları bir tarafa, duygusal kutuplaşmanın arttığı bir ortamda insanların giderek haberlerden daha fazla uzaklaşabildiğini gösteriyor.
Kadınlar haberden daha fazla kaçınıyor
Haberlere ilişkin yapılan bu tahminler pek umut verici değil; fakat en büyük endişemiz bu öngörülerin toplumda var olan eşitsizlikleri orantısız bir biçimde, devamlı veya artan bir oranda artırması. Yakın zamanda yayınladığımız (aynı zamanda Nieman Lab’da geçen ay ele alınan) bir makalede açıkladığımız gibi erkeklerden daha fazla sayıda kadın, haberlerden uzak duruyor ve haberlerin keyiflerini kaçırdığını söyleyen kadın sayısı erkek sayısından daha fazla. Bahsedilen makalede öne sürdüğümüz şekilde haberden kaçış konusunda cinsiyetler arası bir fark bulunması dikkat edilmesi gereken bir sorun, çünkü “Düşük gelirli kadınlar başta olmak üzere kadın nüfusu, diğer gruplara göre siyasi konular hakkında daha az bilgi alırsa siyasi açıdan kendilerini savunmaya yetersiz hale gelebilirler.”
Haberden kaçınma, haber yorgunluğu ve modern dijital çağımızın getirdiği diğer davranışlar, aslında medya sistemlerimizin ve demokrasilerin durumuna ilişkin daha büyük çaplı sorunların işaretleri. Çok sayıda tahrik edici düşüncenin ve akıllara ziyan görüntülerin baskın olduğu, ortak doğruların ise hayatta kalmaya çalıştığı bir dünyada insanların devamlı bilgi edinmelerini nasıl bekleyebiliriz? Gelişmelerden haberdar olmak ile haberlerin beraberinde getirdiği entelektüel ve duygusal yükleri sırtlanmak arasındaki denge nasıl kurulabilir? Hafiflemek bir yana, bu endişelerin 2019 yılında daha da artacağından korkuyoruz.