Mezenformasyon farkında olmadan, yani kasıtsız paylaşılan yanlış veya yanıltıcı bilgilere verilen isim. Dezenformasyon ise kandırma veya zarar verme amacıyla, kasten oluşturulup yayılan yanlış bilgilere deniyor. İkisi de hiciv ve parodiden, tehlikeli komplo teorilerine kadar çeşitli şekillere bürünebiliyor. İşte 10 maddede mezenformasyon ve dezenformasyonun çocuklarla ilgisi...
1) İnternetteki yanlış bilgiler önemli bir kamusal sorun
Çevrimiçi ortamda yanlış bilgilerin hızla yayılması, hem çevrimiçi hem çevrimdışı herkesi etkiliyor. Yanlış bilgi, dijitalin aktif kullanıcıları olan çocukların hayatlarının büyük bir parçası. Sosyal medyadaki yanlış bilgiler, doğru bilgilere kıyasla daha çok, daha hızlı ve daha etkili yayılıyor. Göç, toplumsal cinsiyet politikaları, eşitlik ve aşılama gibi hassas ve ayrıştırıcı meseleler, yanlış bilginin ortak konularından bazıları.
2) Yanlış bilginin gerçek dünyada da sonuçları olabilir
Yanlış bilgi etnik azınlıklara yönelik şiddeti ve suçu teşvik etmek için de kullanılıyor; bu da ölümlere, çocukların ailelerinden koparılmalarına, çocuklarda Covid-19 aşılama oranlarının düşmesine yol açıyor, gazeteciliğe ve bilime olan güvenin zedelenmesine neden oluyor ve marjinal sesler bastırılıyor.
3) Yanlış bilgi genelde insanlar tarafından yayılsa da, algoritmalar yanlış bilgi akışının önemli bir parçası
Algoritmalar, kullanıcı davranışlarını takip ederek özelleştirilmiş haber akışları oluşturuyor, arama sonuçlarını, içerikleri ve arkadaş önerilerini düzenliyor. Algoritmalar bazen gerçek bilgiler yerine yanıltıcı, sansasyonel ve komplocu düşüncelerin bulunduğu içerikleri öne çıkarabiliyor ve yanlış bilginin yayılmasında temel unsurlardan biri olabiliyor.
4) Çocuklar yanlış bilginin tehlikelerine karşı savunmasızlar
Gelişmekte olan kabiliyetleri nedeniyle çocuklar her zaman güvenilir kaynakları ayırt edemiyorlar. Sonuç olarak, yanlış bilgi sebebiyle zarar görmenin yanı sıra bu bilgileri akranlarına da yayabiliyorlar. Çok küçük çocuklar veya sosyal medya ağlarına erişimi olmayanlar bile akranları, ebeveynleri, bakım verenleri ve öğretmenleriyle olan etkileşimleri aracılığıyla yanlış bilgiye maruz kalabiliyor.
5)Ancak çocuklar yanlış bilgiyi çürütebiliyor
Çocuklar yanlış bilginin hedefi ve nesnesi olabiliyor, ancak aynı zamanda yanlış bilgi akışına aktif olarak karşı da koyabiliyorlar. Nepal'de Covid-19 hakkındaki yanlış bilgilere karşı olduğu gibi, teyitçilik ve doğrulama girişimlerine katkıda bulunabiliyorlar. UNICEF Karadağ'ın Let's Choose What We Watch (İzlediklerimizi Seçelim) isimli programı, gençlere medya okuryazarlığı ve gazetecilik becerilerini uygulama ve bu sayede çocuk haklarına dair gazetecilik becerilerini artırma olanağı sağlıyor.
6) Eğitim önemli
Çocukları eleştirel okuma ve düşünme becerileriyle donatmak, bir bilginin doğruluğuna karar vermelerine yardımcı olabiliyor. Yanlış bilginin çevrimiçi ve çevrimdışı ortamlar arasında kolayca hareket ettiğini göz önüne aldığımızda, çocukların dijital olmayan bağlamlarda da eleştirel düşünme becerilerinin gelişmesi önemli.
7) Çocukları korumak için toplu aksiyon gerekli
Politika yapıcılar, sivil toplum kuruluşları, teknoloji şirketleri ve ebeveynler ile eğitimciler de dahil olmak üzere bakım verenler, çocukları yanlış bilginin yol açtığı zararlardan korumak için birlikte çalışmalı. Yanlış bilginin yayılımını yavaşlatma girişimleri koordine ilerlemiyor ve sorunun ölçeğine dair çok az güvenilir veri bulunuyor.
8) Politika belirleyiciler yanlış bilgi konusunda çocuk haklarına dayalı düzenlemeler geliştirmeli
UNICEF, politika belirleyicilerin çocukları zararlı yanlış bilgilerden korumak için düzenlemeler geliştirmesinin yanı sıra, çocukların çeşitli içeriklere güvenli bir şekilde erişimlerini sağlamalarını öneriyor. Düzenlemeler, içerikleri sınıflandırma ve şeffaflık ile mesuliyet sağlandığından emin olma gibi gerekli prosedürlere odaklanmalı. Hak temelli çevrimiçi koruma ile ifade özgürlüğü arasındaki dengeyi bulmak, politika yaparken karşılaşılabilecek çok önemli bir zorluk.
9) Teknoloji şirketleri yanlış bilgiyle mücadeleye destek çıkabilir
Teknoloji şirketleri, yanlış bilgiyle mücadelede kilit aktörlerden. UNICEF bu şirketlerin, beyan ettikleri politikaları fiilen uygulamalarını, insani ve teknik yaklaşımlara daha fazla yatırım yapmalarını öneriyor. Teknoloji şirketleri, platformlarındaki yanlış bilgi sorunu ve bununla nasıl mücadele ettikleri konusunda şeffaf olmalı ve dijital sistemlerin tasarımında çocukların internette anlamlı zaman geçirmesine ve fikirlerin çoğulculuğuna öncelik vermeli.
10) Sivil toplum yanlış bilgi konusunda politika kılavuzluğu yapmalı
Akademi ve uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere sivil toplum, yanlış bilginin çocuklar üzerindeki etkisi ve alınan önlemlerin etkinliği üzerine araştırmalar yapmalı ve bulguları savunuculuk ve politika müdahalelerini besleyebilmeli.