“Hakikatin yerini inanılabilirlik almıştır.”
Daniel Boorstin
‘Konuşma akçesi’ kavramını duydunuz mu? Levent Erden’in ürettiği bu kavram akçe sözcüğünden geliyor: Bir aktarımı sağlamak için kabul edilebilir olan, para karşılığında kullanılan şey. Konuşma akçesi de sosyal bir iletişim sekansında duyulduğu anda kişiler arasında alışverişi başlatan, bir anlamda para kadar kıymetli ifadeleri anlatıyor. Post-truth, hakikat-sonrası yahut hakikat-ötesi, hangisini seçersek seçelim müthiş bir geçerliliği olan konuşma akçelerinden biri haline geldi. Dahil olduğu her konuyu kapsayan, kaygan ve büyük bir şemsiyeden bahsediyorum.
Her şeyi anlatan ama bu kadar çok anlatıma eşlik ederken de yorulan bir kavram.
Dost meclislerine eşlik etmesinin yanında hakikat-sonrasını sadece kendi bağlamına sıkıştırmayı deneyerek, ‘gerçekliğin oyundan alınıp yerine görünümün gelmesi’ tanımını kullanmaktan yanayım. Ambalajın gerçekliği elimine etmesini birçok açıdan ele alıp politik göndermelerle süsleyebiliriz, lakin görünümün ve bir sonraki aşamada hislerin gerçeklerin önüne geçmesi insanların hayatlarına doğrudan temas etmeyen konularda tesellilere inanmasının yolunu açıyor.
Hakikat sonrasını bir görselle anlatın desek, o görsel muhtemelen bu olmazdı.
Astroloji bunun en iyi örneği. ‘İyi hissettiriyor inanıyorum’ mottosuyla hayatın her alanına sızan astrolojiye inanmanın kime ne zararı olabilir? Bu soruya verilecek yanıtların hiçbiri astrolojinin kişilerde uyandırdığı iyi hisleri karşılayamıyor. O halde tercih basit: Gerçeklik mi teselli mi?
Kazananın görünüm olduğu gerçeğini kabullenmekle olması gerekeni dayatıp hakikat sonrası çağın yüksek duvarlarına çarpmak arasında yapılacak seçimde biz ilkinden yana oyumuzu kullanmayı tercih ediyoruz.
Teyit’te sosyal medyada varlığımızı kurgularken insanların ilk bakışta bilginin kendisinden ziyade onun nasıl sunulduğuna odaklanabileceğimizi First Draft’ın makalesinde keşfettik. Yani birkaç satırlık bir metin kurgusunda insanlara doğru bilgiyi hangi aşamada sunmalıydık ki yayılan binlerce yanlış versiyonu arasında etkisini gösterebilsin?
Zihinleri doyurmak için “Gerçeklik Sandviçi” tekniğini kullanmaya koyulduk. Bizi takip eden insanlarla öncelikle gerçeği paylaşmalıydık, yayılan yanlış bilgiyi değil. Gözümüze ilk çarpan bilginin bizi ikna etmesine izin vermemeliydik.
Ardından yanlış bilginin ne olduğunu tanımlayıp onu anlatacaktık.
Son olarak da yanlış bilgide çok fazla vakit harcamadan yine gerçekliğe dönüp anlatımımızı kuvvetlendirecek birkaç detay verecektik.
https://twitter.com/teyitorg/status/1238451910824337409
Hedeflediğimiz, zihinlerde yerini sabitlemiş yanlış bilgilerin üzerinde yeni bir gerçeklik katmanı yaratabilmekti. İşe yaradı. Okuyucu reaksiyonlarından anladığımız, birkaç saniyede tüketilen bu içerikler arasında hemen göze çarpan ifadeler gerçekleri bir çırpıda duyurduğunda yanlış haberlerin etkisi de aynı hızla kayboluyordu. Tabii yerlerine yeni yanıltıcı bilgiler gelene dek.
Bu gelişmenin iki kırılımı var, ilki olumlu olan. İnsanları bir bilginin yanlış olduğuna ikna edebilmek için birkaç sözcüğün yerini değiştirmek bile etkili olabiliyor. İkincisi ise maalesef olumsuz, insanları yanlış bir bilgiye inanır hale getirmek için birkaç sözcüğün yerinin değiştirilmesinin bile etkili olabileceğini gördük.
Umutsuzluğa kapılıp konuşma akçesi olarak sık sık hakikat sonrası çağı anıp sürekli mevcut durumdan yakınmak yerine bu çağın denklemlerine uyum sağlamaya çalışmayı öğrenmekle işe başlıyoruz. Hakikat sonrası çağın orijinal adını hatırlayalım, post-truth’ta yer alan ‘post’ ön eki bu çağın hakikatten sonra gelen çağı değil, hakikati değersizleştiren bir çağ olduğunu gösteriyor. Gerçeklerin böylesine hiçe sayılabileceği bir zeminde ayakta kalabilmek için yeni dans figürleri geliştirmek gerekiyor olabilir.
Bu dansı bize lütfeder misiniz?