2018 Şubat ayından beri Patreon üzerinden bir destekçi kampanyası yürütüyoruz. Dürüst olmak gerekirse, dört başı mamur bir kampanyadan çok, bize destek olmak isteyenlerin haberdar olabildiği bir destek mekanizması bu. Teyit olarak bu konuda net bir strateji belirleyememiş olmamızın da payı büyük olmakla birlikte, kampanyanın sesinin gür olmayışının farklı sebepleri de var. Türkiye gibi medya platformlarının okur destekli modeller konusunda fazla başarı öyküsü biriktiremediği bir ülkede, bizim de bu konuda adım atmakta görece çekingen davrandığımızı söyleyebilirim.
Okur odaklı gelir modeli konusuna Teyit’in dijital içerik stratejisti Şükrü Oktay Kılıç içgörü yazılarında sıkça değinmişti. Medya sektörünün gelir modeli krizini aşmasına nasıl bir çözüm getirebilir sorusunu yanıtlamaya yönelik dünyadaki iyi örnekler hakkında ufuk açıcı tartışmalardı. Oktay’ın da bahsettiği gibi, özellikle ana akım medyanın reklam gelirinden fazlasını elde edemediği, dahası farklı bir modelin hayalini de pek kurmadığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Hayal edenlerinse kafasında pek çok soru işareti var. Türkiye’de okurlar içeriğe para verir mi? Verirse bu aylık kaç lira olmalı? Neler vaat edilebilir, neler verilebilir? Buna dair biz de ekip içinde çokça kafa patlatıyor, tartışmalar yapıyoruz. Teyit’i topluluk odaklı bir platform haline getirmenin arefesinde yapılan tartışmaların zenginleşmesi, farklı perspektifler sunması açısından toplulukla konuşmanın iyi bir fikir olacağını düşündük.
Bu yazıda da, bu amaçla geçtiğimiz aylarda Patreon destekçilerimizle yaptığımız yarı yapılandırılmış görüşme ve anketlerden süzdüğüm bilgileri paylaşmak istiyorum. Görüşmelerin temel amacı, destekçilerimizi yakından tanımak, bir okur ve aynı zamanda destekçi olarak Teyit’ten beklentilerini ve hayalini kurdukları Teyit’i anlayabilmekti. Destek motivasyonlarını öğrenmek, Teyit’in bundan sonra topluluğu için atacağı adımlar ve kitlesel bir kampanyaya dair izlenecek strateji için içgörü sağlayacaktı. Bu vesileyle hem ankete katılan, hem de görüşme taleplerimize olumlu dönüş yapan destekçilerimize tekrar teşekkür ederiz. Onlardan çok şey öğrendik.
Destek yaratılan etkiye
Destekçilerimizle yaptığımız görüşmelerde ve gönderdiğimiz anketlere verilen cevaplardaki en dikkat çekici ortak nokta, bizden beklenenin teyitlenmiş bilgiyi daha fazla insana ulaştırmamız ve etkimizi artırmamızdı. Bu bir sosyal girişim olarak Teyit’in de üzerinde en çok durduğu, kendimizi anlatırken salt bir medya platformu olmanın ötesinde etki odaklı bir anlayışı benimsediğimiz mesajının toplulukta da bir karşılığı olduğunun göstergesiydi. Dolayısıyla vermek istediğimiz mesajı, en azından destekçiler özelinde yerine ulaştırabildiğimizi düşünüyorum.
Birbirini tanıyan ve yan yana gelen topluluk üyeleri
Topluluk fikri de destekçilerimizin dikkat çektiği bir diğer husustu. Belli bir misyon etrafında bir araya gelmiş bir topluluğun parçası olmak, diğer üyelerle farklı etkinlikler ya da tartışmalar çerçevesinde yan yana gelmek, destekçilerimizin beklenti ve önerilerinden bir diğeriydi. Destekçilerimiz Teyit topluluğunu daha yakından tanımak istiyor, kendisi gibi Teyit’in yarattığı etkiyi benimseyen ve genişlemesini talep eden insanlarla tanışmayı arzu ediyor.
Kampanyanın merkezi misyon olmalı
Benim için diğer önemli nokta ise destekçilerin ürettiğimiz içeriklere dair çok fazla geri bildirim vermemeleri ve bu konuda öneride bulunmamaları oldu. Kimi destekçilerimizin rutin analizler dışındaki içerik tiplerine ya da projelere dair bilgileri kısıtlıydı. Elbette yaptığımız işleri daha görünür kılmalıyız, fakat etki odaklı bir yayın politikası izliyorsanız, insanların gözüne ilk çarpan, içerikten ziyade ürettiğiniz değer oluyor. Dolayısıyla destekçilerin farklı içerik tipleri ya da kendileri için özelleştirilmiş içeriklerden ziyade, Teyit’in üstlendiği misyona ve yaratmak istediği etkiye katkıda bulunduklarını söylemek yanlış bir çıkarım olmaz.
Ne yapmalı?
Ben topluluğun çok küçük bir kısmıyla görüşmeler yaparak, kendimce ve Teyit için de önemli olacağını düşündüğüm izlenimler edindim. Etkiyi artırmak ve bu etki etrafında bir topluluk yaratmak, en önemli bulduğum noktalardı. Dünyadaki gelişmeleri takip edip alternatif gelir modellerinin farklı versiyonlarını Türkiye’de uygulamak isteyen medya kuruluşlarının , ilk önce topluluklarıyla konuşmalarının (elbette öncesinde bir topluluk oluşturmalarının) çok faydalı olacağını düşünüyorum.
“Kime içerik üretiyorum, kimlere ulaşmayı hedefliyorum, ortaya çıkan iş kimlere ulaşacak, üstlendiğim misyon, yaratmak istediğim etki ne ve bunun etrafında nasıl bir topluluk hayal ediyorum?” Bunlar sorulması gereken sorular. Salt gelir etme motivasyonu değersiz olmasa da, başarısız deneyimlerle sonuçlanabilir. Meseleyi bu soruları sormadan bir gelir meselesi olarak ele almak, tartışmayı eksik bırakıyor.
Okur odaklı bir gelir modelini hayata geçirebilmek, okuru ödeme yapmaya ikna etmenin ötesine geçebilmek topluluğu odağına alabilen, onlarla bir araya gelen ve birlikte yürüyebilen bir organizasyon olabilmek anlamına geliyor. Atılacak ilk adım, adına okur, destekçi ya da üye deyin, toplulukla ortak bir noktada buluşmak. Beklentilerini anlamak, kim olduklarını görmek, özellikle yeni nesil medya platformlarının geleceklerine de yön vermesi açısından son derece önemli. Önümüzdeki dönemde topluluğu daha fazla odağına alacak olan Teyit’in izleyeceği stratejide de topluluğundan edindiği içgörüler önemli rol oynayacak.