Türkiye’nin yakın geçmişte yaşadığı merkezi sınav skandalları, halen kolektif hafızada diri ve adalet duygusunu incitiyor. 2010 tarihli KPSS, aynı dönem yapılan yurtdışı yükseköğretim diplomaları denkliği seviye tespit sınavı, tıpta uzmanlık sınavı gibi skandallar, hızlı bir arama sonucunda karşımıza ilk çıkanlar.
Milyonlarca kişinin kaderini etkileyen bu skandallardan geriye kalanlar, kurumlara güveni aşındırmakla kalmadı, her sene benzer tartışmalar yaşanmasıyla bir belirsizlik ve öngörülemezlik iklimi oluşmasına neden oldu. Dahası, KPSS başta olmak üzere, bu sınavların çoğu olası kamu görevlerinde liyakat ilkesiyle kesişiyor. Sınavlara güvenin yeniden tesisi için, devlet aygıtının rasyonalitesine güveni yenileyecek sahici reformlar gerekli; çünkü anlaşılan o ki abartılı güvenlik tedbirleri iç rahatlatmaya yetmiyor. Dahası bilgi düzensizliği sorunu, böylesi tekinsiz zeminlere bayılıyor.
Yine öyle oldu…
İddialar yayılmaya başlıyor
2 Ağustos 2022 tarihinde sosyal medyada yayılmaya başlayan paylaşımlar ile eğitim sendikalarının suç duyurusunda bulunması, “Benzer bir sınav skandalı mı yaşanıyor?” sorusunu gündeme getirdi. Paylaşımların yaygınlaşması sonrası konuyu önceliklendirerek incelemeye başladık.
Sosyal medyada bazı ekran görüntülerinde yer alan soruların birebir aynının 31 Temmuz 2022 tarihinde yapılan KPSS’de çıktığı söyleniyor ve sınavın iptali isteniyordu. Nasıl bir yol izleyebilirdik? İki temel kanıta ihtiyacımız vardı. İlki iddialarda yer alan ve aynı soruları içeriği öne sürülen Yediiklim kitapçıkları. İkincisi ise bu soruları karşılaştırabilmek için gerçek KPSS soruları.
İkinci kanıta erişmek kolay olmadı. Çünkü ÖSYM KPSS sorularının sadece yüzde 10’unu erişime açmıştı. Karmaşanın ortasında etrafımızda KPSS’ye giren var mı diye araştırdık, bulduk ve sorulara ulaşabildik (Sınava girenler soruların tümüne erişebiliyor). Sorulara ilk andan itibaren herkesin erişebilmesinin neden gerekli olduğunu da bizzat deneyimlemiş olduk.
İlk kanıt kümesine erişmek ise daha da zordu. Sosyal medyada benzer ekran görüntüleri büyük bir ivmeyle yüzlerce hesaptan tekraren paylaşılıyordu. Herkes hızlı bir yanıt peşindeydi. Fakat bu soruların hangi yıllara ve yayıncılara ait hangi kitaplarda yer aldığını bulmamız gerekiyordu.
İddialara konu olan Yediiklim’in bazı kitaplarına PDF olarak ulaşabiliyorduk, ancak tamamı lazımdı. Her şey birbirine girmişti. Böylece aklımızda sık başvurmadığımız bir seçenek belirdi: Kullanıcı ve okuyucularımızdan destek almak.
Topluluğu dinlemek
Minik bir değerlendirme sonrası, milyonlarca kişinin en azından bir kısmının sınava Yediiklim’in soru bankalarıyla hazırlanmış olma olasılığının yüksek olduğuna kanaat getirdik. Çağrıyı hızlıca sosyal hesaplarımızdan yayınladık. İçeriği bu bulgularla hazırlayacak; sonrasında iddia üzerinde çalışacak gazeteciler ve hatta kurumlar için veri sağlayabilecektik.
Gönderilen sorunun hangi kitap ya da kaynakta yer aldığını kanıtlacak ekran görüntülerine ihtiyacımız vardı. Bu tanıma uyan pek çok soru gönderildi. Twitter ve Facebook üzerinden bir kaç saat üzerinde bin 300’ün üzerinde doğrudan mesaj, yanıt veya bahsetme aldık.
Gelen dokümanları metodolojimize göre tasnif edip inceledik. İddianın ortaya çıkmasına neden olan paylaşımlarda yer alan soruların yer aldığı kaynaklar geldiğinde, KPSS’de sorulan sorularla kıyaslamaya başladık. Soruları böylece tek tek inceledik ve bulduklarımızı konunun bağlamıyla birlikte yazıya döktük. İnceleme böylece, kullanıcı ve okuyucuların katkısıyla bir yere vardı. Başka türlü mümkün olamazdı.
Elimizde nitelikli ve güvenilir bir araştırma olsa da, vardığımız yer kesin bir yargı bildirebilmekten uzak. Teyit’in metodolojisiyle yapacağı araştırmanın sınırları var. Ancak yine benzer ve doğru soruları, sizlerin de desteğiyle derli toplu ortaya koyabildik. Böylece bu sınav nezdinde atılabilecek adımlar için bir hafıza oluşturabildiğimizi, gazeteciliğin temel işlevi olan “gücü denetlenebilir kılma” görevine katkı verebildiğimizi düşünüyoruz.
Nelerle karşılaştık?
Destek çağrısından 12 saat sonra birikenleri incelediğimizde gördüklerimiz şöyle…
Teyit olarak etkimizi en iyi, toplumun şeffaflık ve bilgiye en çok ihtiyaç duyduğu deprem, afet, savaş, seçim gibi kriz anlarında görüyoruz. Bu anlarda doğru bilgiye talep de, yanlışla ilgili şüpheler de, sosyal medya trafiği de, Teyit’e gelen bildirimler de gözle görülür biçimde artıyor. Yine böyle zamanlarda bazı kullanıcılar birer teyitçi gibi çalışıyor; diğer kullanıcıları teyitli bilginin önemi konusunda uyarıyor, yanlış bilgiyi doğrusuyla değiştiriyor ve öneriler sunuyor.
Nitekim bu defa da böyle oldu. 12 saatte 700’e yakın mesaj aldık; Instagram’dan 250 mesaj bize ulaşırken, paylaştığımız hikayeye 121 cevap gönderildi. Twitter’dan 100, WhatsApp üzerinden de beş mesaj aldık. Elindekileri gönderen de vardı, destek bildiren de…
Çağrı tweeti 500 bin kişiye ulaştı ve 50 bin civarında etkileşim aldı. Yaklaşık 33 bin kişi detayları incelerken 10 binden fazla kişi de Twitter hesabımızı ziyaret etti. Topluluğumuza Twitter üzerinden bin 400 kişi dahil oldu. Instagram paylaşımımız 60 bin kişiye erişti ve 62 binin üzerinde gösterim aldı. Bin 100 beğeninin yanı sıra aldığımız yorumlar da vardı. Instagram’daki topluluğumuza bin kişi daha katıldı. Facebook’ta ise 30 bin kişiye eriştik ve 4 binin üzerinde etkileşim aldık.
Bu veriler mühim bir şey söylüyor: Sıradan bir günde suskun kalan eleştirel refleksler ve teyitçilik, ihtiyaç anında hızla işe koşuyor. Bunlar tarafsız ve bağımsız üçüncü parti teyit kuruluşlarının, gücün denetlenmesi, bilgi edinme hakkının savunulması ve şeffaflık talebinin duyulabilir olması için ne kadar kritik olduklarını da hatırladığımız zamanlar.
Güvenilir kaynaklara erişme çağrımızın yanıt bulması, kullanıcıların bilgi ve deneyimimize güvenmesi, Teyit markasının güvenilirlik ve itibarını da gösteriyor. Bu itibar ve güven koşulsuz değil elbette; bugüne kadar yaptıklarımız, güçlü metodolojimiz, tarafsızlığımız ve en önemlisi şeffaflığımızdan geliyor. Aksi de geçerli, yani Teyit'e güven de karşılıksız değil. Biz de kullanıcılarımıza, topluluğumuza güveniyoruz.
Bize gelen her şüpheli bilgi bildiriminde, kullanıcılarımızın bizim yöntemlerimizi kullanarak teyitledikleri bilgilerde, doğru bilgiye her erişim ve şeffaflık talebinde Teyit'in etkisini gördüğümüzü söylemek hiç de hatalı olmaz.