Global Fact 9: Hakikat önemlidir

Birkaç yıl aradan sonra yüz yüze düzenlenen Global Fact’te yanlış bilgi sorununun yanı sıra bu yılın öne çıkan konusu medya okuryazarlığını güçlendirmekti.


01/07/2022 11:30 7 dk okuma

Dünyanın dört bir yanından teyitçileri bir araya getiren Global Fact 22-25 Haziran tarihlerinde Oslo’da düzenlendi. Pandemi nedeniyle son dönemde uzaktan sürdürülen etkinlik birkaç yıllık aranın ardından bu kez yüz yüzeydi. Haliyle masada konuşulacak ve tartışılacak çok fazla başlık vardı.

Etkinliğe 69 ülkeden 500’den fazla katılımcı katıldı. Bu sayının Cape Town’da üç yıl önce yapılan Global Fact’ten iki kat daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Teyit olarak Oslo’da dört kişiydik. Benimle birlikte strateji ve vizyon sorumlumuz Gülin Çavuş, eğitim sorumlumuz Kansu Ekin Tanca ve editörlerimizden Nilgün Yılmaz Oslo’daki buluşmada yer aldı. 

osloekipfotografjpg

Pandemi boyunca infodemi ile mücadelemiz, yanlış bilgi sorununun köklerini arayışımız, medya okuryazarlığını geliştirme çabamız, medyayla ve platformlarla ilişkilerimiz ile önümüzde büyük bir sorun olarak duran “dezenformasyon yasası” çok sayıda içgörü paylaşmamızı sağladı. Global Fact benzer kaygılar, ortak sorunlar, farklılıklar ve yeni fikirleri konuşabilmek için çok önemli bir alan tanıyordu bize. Teyit'teki birikimimizi ve tecrübemizi global teyitçiler ve medya kuruluşu temsilcileriyle paylaştık, onların deneyimlerini dinledik.

IFCN direktörü Baybars Örsek’in açılış konuşmasında hakikate ve güvenilir bilgiye olan kollektif güvenin otoritelerce saldırıya uğradığını belirtmesi de buna işaret ediyordu aslında. Örsek, dünyadaki otokratik hükümet ve liderlerin düşünce özgürlüğünü “yanlış bilgiyle” mücadele bahanesiyle kısıtladığını belirtiyordu. Teknolojinin gelişmesi, platformlar, pandemi, Rusya Ukrayna savaşı derken aslında bir çerçeve de çiziyordu.

Hakikate erişmek bir insan hakkı olmalı

Global Fact’in ilk günü akademik etkinliklerin yer aldığı oturumlarla başladı. Bugünün temel sorusu doğrulama sürecinin hangi yöntemler ve yaklaşımlarla nasıl en etkili ve en başarılı olacağıydı. 

Bu alanda çalışan ve makaleler hazırlayan birçok isim konuşmalar yaptı. Araştırmacı Joan Donovan’ın hakikate erişmeyi bir insan hakkı olarak tanımlaması ise altı çizilecek cümlelerdendi. Bir diğer çarpıcı vurgu ise demokrasiyle ilgiliydi: Demokrasi yalnızca kollektif söylemin sağlıklı kalması ile varlığını sürdürebilir. Gün boyu süren tartışmalarla alandaki çalışmalardan çeşitli sunumlar yapıldı. 

İkinci günün açılışında sahnede Pulitzer ödüllü Anne Applebaum vardı. Yılın en çok konuştuğumuz konularından Ukrayna Rusya savaşı sürecindeki dezenformasyondan bahsetti ve doğru bilgi arayışında bağlamın ne kadar önemli olduğunu söyledi. Bir bilgiyi bağlamıyla birlikte vermediğinizde ya da hikayenin bütününü anlatmadığınızda doğru ve yanlışın soyutlaştığını anlattı. Bizim deneyimlerimiz de benzerdi. Teyit’te bağlamından koparılan bilgiler, bütünün içinden çekilmiş yanlış alıntıların önüne geçtiğimiz sayısız analiz yayınladık. Applebaum gibi anaakımı bilen güçlü bir ismin bu sözleri söylemesi, bağlamı geri planda bırakmanın günümüzde bir norm haline gelmesi ve dünyanın her köşesinde hakikate gölge düşürmesini görmek açısından da kayda değer.

Sosyal medya düzenlemeleri ve çıkış yolu

Hakikate gölge demişken, Global Fact’te sosyal medya düzenlemelerine özel bir oturum da vardı. Oturumda Avrupa’dan Amerika’ya, Latin Amerika’dan Avustralya’ya sosyal medya düzenlemeleri gündeme getirildi. Meksika’dan Animal Politico’yu temsilen katılan Tania Montalvo’nun söyledikleri epey dikkat çekiciydi. 

Ülkede yönetimin bir dezenformasyon ajansı kurduğundan bahsetti. Bu kurum kamu kaynaklarıyla destekleniyor ve keyfi olarak dilediği habere yanlış diyerek haber yapanı yanlış haber kaynağı olarak gösteriyor. Montalvo New York Times’ı örnek vererek Meksika ile ilgili bir haber yaptığını, sonrasında birden bu haberin hükümet tarafından dezenformasyon kaynağı ilan edilmesinden bahsetti. Örnek çarpıcı olması için uluslararasıydı ama ülkenin kendi medyasının karşı karşıya kaldığı sorun çok daha ciddiydi. 

Biliyorsunuz Türkiye’nin de gündeminde bir sosyal medya düzenlemesi var. Her ne kadar meclis tatili sonrasına ertelense de, mevcut haliyle teklif yanlış bilgi yayanlar hakkında bir ila üç yıl hapis cezası öngörüyor. Üstelik yanlış haberin tanımı ve nasıl belirleneceği bilinmiyor. Peki çözüm ne? Global Fact’teki konuşmalarda da bizim önerimizde de medya okuryazarlığını güçlendirmenin önemi vurgulandı. Güçlü bir eleştirel okur yazarlık ile yanlış bilgi önlenebilir haline geliyor ve daha dirayetli topluluklar oluşabiliyor. 

Meksika’da olduğu gibi benzer düzenlemeye sahip her ülkede düşünce özgürlüğü geri gidiyor ve basın büyük bir baskıyla karşı karşıya kalıyor. İşte bu yüzden bu sene Global Fact’te medya okuryazarlığı ayrı bir tema olarak yer aldı ve bu konuda çok sayıda oturum düzenlendi. 

Hatta bir oturumda eğitim sorumlumuz Kansu Ekin Tanca Öğretmen Ağı ile yürüttüğümüz eğitimde eleştirel dijital okuryazarlık çalışmalarımızı anlattı. Bizim için gurur anıydı diyebilirim. Sosyal etkimizi böyle ortamlarda hissetmek çok ayrı bir deneyim. Yine Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu da bu oturumlarda sunum yapan ve ufuk açan isimlerdendi.

kansutoplantifotojpg

Platformlar ve Global Fact

Bütün bu tartışmalar arasında platformlar neredeydi diyebilirsiniz. Meta, TikTok ve YouTube etkinliğe katılanlar arasındaydı. Hatta akademik oturumlarda bu konularda bazı veriler de paylaşıldı. Facebook’un bir süredir teyit platformları ile üçüncü parti doğrulaması için çalışıyor olmasıve TikTok’un bu alanda yeni yeni var olmaya başlaması gündemdeydi. 

Eleştirel yaklaşımlar da vardı; asıl tartışma ise YouTube ile yaşandı. Şirketi temsilen katılan Brandon Feldman Google ve YouTube’un yanlış bilgi sorununu çözmek için algoritmalarla aradığı çözümler ve attığı adımları anlattı. Ancak yanlış bilginin yayılmasında önemli bir role sahip YouTube’un doğrulama konusunda somut bir adım atmaması sıklıkla dile getirildi. 

Aslında aralarında bizim de bulunduğumuz birçok teyitçi YouTube’a ortak bir çağrıda da bulunmuştu. Sıkça gelen sorularda ortak bir nokta vardı: YouTube, platformundaki yanlış bilgiyi temizlemek için ne yapacak? Yanıt pek değişmiyordu: “Bu konuda çalışmaya devam ediyoruz.” Tatmin edicilikten uzak cevaplarla Global Fact’in en dikkati çeken oturumlarından biriydi. Tabii Twitter’ın ne yaptığı daha da büyük bir bilinmezlik.

Dikkati çeken oturum demişken, bir etkinliğe özel bir parantez açmalıyım. Cuma sabahı Peter McIndoe sahneye çıktı. Kim mi McIndoe? “Kuşlar gerçek değil” hareketinin lideri. Evet yanlış duymadınız. Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan parodi bir toplumsal hareket olan “Kuşlar gerçek değil” ülkede kuşların tamamının yok olduğunu ve gördüklerimizin ülkede insanları gözetmek için oluşturan robot replikalar olduğunu savunuyor. Ya da savunuyormuş gibi yapıyor diyelim. McIndoe bir grup teyitçinin önünde önce bu rolüne girdi ve kuşların nasıl birer ajan haline girdiğini anlattı. Heyecanı yüksek oturumun bir bölümünden sonra ise komplo teorilerinin hakim olduğu bu dönemde insanların karşılaştıkları bilgileri yeterince didiklemediklerinin altını çizdi. Biraz dikkatimizi verdiğimizde aslında bu kadar absürt bir hareketin hiciv olduğunu anlamak mümkün ama hala inananlar da var. Konu yine medya okuryazarlığı. Daha birkaç gün önce ülkemizde jelibon rezervi bulunmadığı iddiasını yalanladığımız için mevzuya temkinli yaklaşıyoruz.

oturumfotografjpg

Anlatılacak daha çok şey var ancak benim dikkatimi çeken bir iki noktadan daha bahsetmeden bitirmek istemiyorum. IFCN bünyesi altında Ortadoğu ve Arap coğrafyasını kapsayan AFCN isimli bir oluşum kurulmuş. Bu oluşumun özelliği ise bu bölgedeki doğrulama organizasyonu ve bağımsız teyitçileri desteklemek. Her ülkenin kendi sorunları ve coğrafyanın genel sorunlarında  lokal yaklaşımları ile doğrulama organizasyonlarını güçlendirmeyi amaçlıyorlar. Bu gibi girişimler özellikle yakın coğrafyamız için fazlasıyla önemli. 

Yakın temasta bulunduğum biri de Elinika Hoaxes’dan Thanos Sitrisas’tı. Buluştuğumuz anda Türkiye Yunanistan gerilimini konuştuk. “Önümüzdeki yıl bizde seçim var, bu yüzden Türkiye ile gerginliği gündemde tutmak işlevsel ” dedi. Son dikkatimi çeken nokta ise ülkelere ilişkin sorunları konuştuğumuz bir oturumda Afrikalı bir teyitçiden geldi. Bizler birçok sorundan şikayetlenirken, elektrik ve internet gibi temel altyapı sorunlarından bahsetti. 

Teyitçiliğin dünyanın farklı yerlerinde farklı sorunları var. Çözümlere giden yolda bazen elektrik ve interneti aramak gerekirken bazen de medya okuryazarlığını önceliklendirmek gerekiyor. Bu alanda atılacak adımlar ortaklaşan ve farklılaşan sorunlara birlikte düşünmek ve üzerine konuşup çalışmaktan geçiyor. Bu yüzden Global Fact gibi zirveler hakikat arayışında kritik değere sahip.