Yanlış bilgi hayatımızın her alanında karşımıza çıkan bir fenomen. Bazen bir arkadaşımızla olan muhabbetimizde bazen de günlük rutin sırasında ziyaret ettiğimiz sosyal medyada karşı karşıya geliyoruz. Bu sorunun yarattığı zarar, her geçen gün daha gözle görülür hale geliyor.
Dünyanın en çok kullanıcıya sahip sosyal medya platformu Facebook, yanlış bilgi problemiyle mücadele etmek için Aralık 2016’da duyurduğu doğrulama programını etkili bir biçimde sürdürüyor ve bağımsız doğrulama platformları ile partnerlikler kurarak platformdaki yanlış bilginin erişimini düşürmeye çalışıyor. Facebook’un programına şu an 36 ülkeden 60 doğrulama platformu kayıtlı.
Bu programa dahil olmak için Uluslararası Doğruluk Kontrolü Ağı’nın yayımladığı İlkeler Kılavuzu’nun imzacısı olarak tarafsızlık ve şeffaflığınızı kanıtlamak zorundasınız.
Mayıs 2018’de Facebook işbirliği ile Türkiye’de uygulanmaya başlanan doğrulama programının ülkedeki tek partneri olarak bugüne kadar önemli deneyimler kazandık. Bu içgörü yazısında programın neden önemli olduğunu, ne gibi veriler elde ettiğimizi ve Facebook’ta nelerin değiştiğine dair bazı detaylar paylaşacağım.
Kaç yanlış bilgi doğruladık? Kaç düzeltme talebi aldık?
Doğrulama programında Facebook ile yaptığımız işbirliğini 31 Mayıs 2018’de duyurduk. Haziran’da ise fiilen işe koyulduk. Bugüne kadar 400’den fazla tekil şüpheli bilgi hakkında doğrulama sonucunu Facebook sistemine işledik. Bu 400’den fazla iddiaya dair toplamda 2 bin 500’den fazla ayrı bağlantı işaretledik. Peki bu yaptığımız işlem ne anlama geliyor?
Öncelikle günlük rutinimizde şüpheli bilgileri inceliyor ve bu bilgilerin önceliklendirme kriterlerimizi karşılayıp karşılamadığına göz atıyoruz. Bunlar önem, aciliyet ve yaygınlık. Bu aşamaların ardından incelediğimiz içeriği analiz formatında kullanıcılara duyuruyoruz.
Eğer içerik Facebook’ta yaygın şekilde paylaşılmışsa Facebook’un teyitçilere sunduğu arayüzde işaretliyor ve yanlış haberin daha fazla kişiye yayılmasının önüne geçiyoruz. İddiayı inceleme sürecimiz, Facebook’ta o bilginin yaygın olduğunu tespit etmemizin ardından da başlayabiliyor.
Facebook sistemine kaydettiğimiz yanlış haber incelemesi, yayıncıların karşısına bu uyarı ile çıkıyor.
İşaretlediğimiz içerikler yalnızca Facebook’takiler ile sınırlı değil. Eğer bir haber sitesi yanlış bilgi içeren bir haber yayımladıysa bunu da doğrudan sisteme kaydedebiliyoruz. Bu işlemin ardından haberi paylaşan yayıncıya bir uyarı gidiyor. O haberin bağlantı adresini Facebook sayfasında ya da profilinde paylaşan kullanıcılar da aynı uyarıyla karşılaşıyor.
Teyit’in kurucusu Mehmet Atakan Foça, Aralık 2018’de bir yazı yayımlayarak Facebook ile işbirliğinin yayıncılara ne gibi etkileri olacağından şöyle bahsetmişti:
“Bir gönderinin sahte olduğunu tespit etmemizin ardından, o gönderinin erişiminde -Facebook’un belirttiğine göre- yüzde 80 civarında düşüş gözleniyor. Bir Facebook sayfası defaatle yanlış olduğu tespit edilen gönderiler paylaşıyorsa, sayfanın içeriklerinin -doğru bilgi içerenlerin dahi- dağıtımı azaltılıyor, sayfanın reklam vermesi ve para kazanması sınırlandırılıyor.”
Bu, tüm yayıncılar için önemli. Çünkü arka arkaya yanlış bilgiler barındıran içerikler paylaşmanız durumunda sayfanızın erişimi ciddi oranda düşüyor ve Facebook’un reklam verme ve para kazanma gibi birçok özelliğinden faydalanamıyorsunuz.
Doğrulama programının önemli faydalarından biri de, haber kuruluşlarıyla doğrudan iletişim kurmamızı sağlayan bir köprü görevi görmesi. Uyarı giden kuruluşlar yayımladıkları haberde düzeltme yaparak tekrar bize bildirebiliyor. Bu işlemin ardından Facebook sisteminden “asılsız” olarak işaretlediğimiz içeriği güncelleyerek artık yanlış bilgi barındırmadığını belirtiyoruz. Şu ana kadar yayıncılar, 46 ayrı içerikte güncelleme yaparak “asılsız bilgi” işaretlemesini düzelttirdiler. Bunların çoğunlunun bilindik haber siteleri olduğunu belirtmekte fayda var.
Gerçekten faydalı mı?
24 Haziran seçimlerinde Teyit’in analizlerinin ardından Facebook sayfalarında ortaya çıkan yanlış haberlerin yüzde 86’sı yayında kalmayı sürdürmüştü. Yani her 100 yanlış haberden 14’ü yayından kaldırılmıştı.
Henüz yayımlanmamış yerel seçimler hakkında hazırladığımız sahte haber karnesindeki veri, bu oranın yüzde 82’ye düştüğünü gösteriyor. Yani Facebook sayfaları, paylaştıkları yanlış içerikleri önceki döneme göre daha fazla yayından kaldırıyor.
24 Haziran seçimleri sırasında yanlış haberi yaygınlaştıran mecraların başında yüzde 60’lık oran ile Facebook vardı. Bu oran yerel seçim döneminde yüzde 37’ye düştü. İlk sıraya da yüzde 52’yle Twitter oturdu. Yani Facebook’ta seçimlerle ilgili yayılan yanlış haberlerde ciddi bir düşüş yaşandı. Bu verilerin oluşmasının en büyük etkisinin Facebook ile yürüttüğümüz doğrulama programı olduğunu düşünüyoruz.
Ayrıca kullanıcılar “yanlış” olduğunu belirttiğimiz bir içeriği paylaşmaya çalıştıklarında doğru bilgiye direkt olarak erişebiliyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun iftar ziyaretindeki bir kadının aslında erkek olduğu iddiası Facebook’ta yayılan yanlış bilgilerden biriydi. İddia hakkında yayımladığımız analizin ardından doğru bilgiyi Facebook sistemine de kaydettik. Bu yanlış bilgiyi paylaşan sayfanın içeriğini siz de paylaşmaya çalışırsanız aşağıdaki uyarıyı alıyorsunuz. Ben Facebook’u İngilizce dilinde kullandığım için uyarı İngilizce çıkıyor, Türkçe kullanan kullanıcılarda ise Türkçe çıkacaktır.
Bir bilginin yanlış olduğunu duyurduktan sonra o bilgiyi paylaşmaya çalışan kullanıcının karşısına çıkan uyarı örneği.
Programda bir yılda neler değişti?
Haziran 2018’de başlayan programda ilk aylarda yalnızca bağlantı adreslerini “yanlış” olarak işaretleyebiliyorduk. Facebook, bir güncelleme yayımlayarak artık caps ve memeleri de işaretleyebileceğimizi duyurdu. Bunun üzerinden çok geçmeden yanlış bilgi barındıran videoları da sisteme kaydedebildik. Çünkü yanlış bilgi, birbirinden çok ayrı formatlar ile bizlere ulaşıyor. Bazen görsel üzerinde yazan yazıyla, bazen bir videoda, bazen de tıkladığımız bir linkin götürdüğü internet sitesi ile.
Kasım 2018’deki güncelleme ile doğrulama platformları yanıltıcı haber başlıklarını da inceleyerek kullanıcıları bilgilendirmeye başladı. Sosyal medya kullanıcılarının birçoğu karşılaştıkları haber başlığını okuyup içeriğe göz atmadan platformlarda geziniyor. Bu da yanlış bilginin başlıklar ile yayılmasını kolaylaştırıyor. Bu güncelleme ile yanlış bilgi barındıran, kullanıcıyı yanıltan başlıkları da sisteme kaydederek internet kullanıcılarının bilgilenmesini sağlıyoruz.
Bu ayın ortalarında da Facebook, sahibi olduğu Instagram’daki yanlış bilgileri platforma kaydetmemizi sağlayan yeni bir güncelleme getirdi. 1500 katılımcı ile yaptığımız ve Ocak ayında sonuçlarını duyurduğumuz araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de habere erişim için en çok kullanılan platform Instagram. Böyle bir veriyi bu güncelleme ile değerlendirdiğimizde önümüzdeki aylarda Instagram’daki yanlış haberlerin erişiminde de ciddi bir düşüş yaşanacağını umuyoruz.
Ne gibi sorunlarla karşılaştık?
Yanlış bilgi içerdiğini duyurduğumuz haberleri Facebook sistemine kaydettikten sonra yukarıda belirttiğim gibi sayfa sahiplerine ve gruplara uyarı bildirimleri gidiyor. Bu sayfalar, uyarıları dikkate almayıp yanlış haber paylaşımına devam ederse sayfalarının erişimi düşüyor ve Facebook’un özelliklerinden faydalanamıyorlar. Doğal olarak böyle bir durum, Facebook yayıncıları ile bizi karşı karşıya getiriyor. Ancak bu noktada bizim yapabileceğimiz en iyi öneri, bir bilgiyi paylaşmadan önce doğruluğunu kontrol etmeleri ve de teyit kabiliyetlerini güçlendirmeleri.
Fakat buna önem vermeyen kullanıcılar, Teyit’i doğru bilgiyi paylaştığı için düşman olarak görebiliyor. Ancak bir kez daha belirtmek gerekirse herhangi bir sayfanın erişimini biz düşürmüyoruz. Bu program 36 ülkede de aynı şekilde işliyor. Sayfaların erişiminin azalması Facebook’un program kapsamında uyguladığı bir özellik.
Aşağıdaki görselde bu uyarılara uymayan bir Facebook sayfası yöneticisinin Teyit’e attığı mesajı göreceksiniz, bu mesajda Teyit’in yanlı yayın yaptığı, yalnızca muhalif sayfaların içeriklerini Facebook sistemine kaydettiği gibi çeşitli iddialar yer alıyor. Ancak bunların hiçbiri doğru değil. Keza aynı şekilde yalnızca iktidara yakın sayfaların erişimini azalttığımızı düşünen e-postalar da mevcut.
(E-postadaki isimler ve kurum isimleri kapatılmıştır)
Peki ya gelecek?
Facebook ile Türkiye’de yürüttüğümüz bu programı önemsiyoruz. Yanlış haberlerin erişimindeki düşüşün geçmiş dönemlere göre azalması bizim için oldukça önemli. Kullanıcıların bu uyarılarla bilgilenmesi, yanlış bilgilerin hangi formatlarda ve ne gibi yöntemlerle hayatlarına dahil olmaya çalıştıklarını gösteriyor. Bu da kullanıcıların yanlış bilgiye karşı bir sonraki karşılaştıkları yanlış bilgide daha dikkatli olmalarını sağlıyor.
Ekim 2016’dan bu yana internet kullanıcılarını hangi bilginin doğru hangisinin yanlış olduğu konusunda bilgilendiriyoruz. Bir taraftan da internet kullanıcılarının teyit yeteneklerini güçlendirmeleri için doğrulama araçlarının nasıl kullanılacağına dair içerikler üretiyoruz. Bunun yanı sıra yeni doğrulama araçları üretmek, medya çalışanlarını güçlendirmek, yanlış bilgiyi tek başına bir olguymuş gibi değerlendirmemek için alanında uzman akademisyenler ve bu alana merak duyan öğrenciler ile multidisipliner çalışmalar yürütüyoruz.
Yanlış bilgi sorununa karşı yürütülen mücadele de giderek büyüyor. Bu mücadelede bizimle aynı kaygıları taşıyan bütün kurum ve kişilerle dirsek temasında yürümeye devam edeceğiz. Yanlış bilgi fenomenine karşı son birkaç yılda önemli yol kat ettik, ancak sorunun çok yönlülüğünün farkındayız. Gelecek yıllarda, kat ettiğimiz yolun üzerine yeni hedefler koyarak toplumun bütün yapı taşlarının bu sorundan daha az zarar görmesi için çalışacağız.