Teyitçilik ve eleştirel dijital okuryazarlık becerilerini tarif etmek için seçtiğimiz “şüphe ve merak kası” kavramı, ipucunu kendi içinde veriyor. Bir bilgiden şüphe duymak ve doğrusunu merak etmek bir ‘kas’, çünkü çalıştırdıkça kuvvetleniyor. Teyitçilerin yanlış bilgiyle mücadelede en önemli vurgusu, bu nedenle eleştirel düşünme, araştırma ve gerçeğin peşine düşme reflekslerinin gündelikleşmesi.
Öğretmen Ağı ve Teyit’in “Öğretmenler için Eleştirel Dijital Okuryazarlık” projesinde de, teyitçiliğin eğitim ortamlarında ve eğitim paydaşları arasında ortak bir değer olabilmesi için öğretmenlerin rolüne odaklanıyoruz. Ancak eleştirel dijital okuryazar olma serüveni, uzun ve zorlu bir yol. Öğretmenlerin deneyimleri ve tecrübeleri, sürecin zor ancak öğretici ve güçlendirici olduğu, hatta teyitçiliğin doğru yöntemlerle aktarıldığında “bulaşıcı” olduğunu gösteriyor.
Bir bireyin teyitçilik konusunda güçlenme serüvenini, bilinç (farkındalık) ve beceri düzeyini (yeterlilik) baz alarak Noel Burch’un 1970’lerde geliştirdiği “bilinçli yeterlilik merdiveni”ne uyarlayabiliriz. Şüphe kasının gelişimini yakalayabilmek için sıradan bir internet kullanıcısı hayal edelim:
İlk aşama “bilinçsiz yetersizlik” aşaması. Yani internet kullanıcısının dijital dünyada teyitçilik ve eleştirel düşünme becerilerine ihtiyaç olduğuna dair farkındalığı henüz oluşmamış. Bu aşamada internet kullanıcısının sık bilgi tükettiğini düşünebiliriz, ancak bilgi düzensizliği sorununun ne olduğunu bilmemesi bu kişiyi savunmasız kılıyor. Mücadele edebilmek için yeterli donanıma sahip değil.
Bir sonraki aşama “bilinçli yetersizlik” aşaması. İnternet kullanıcısı teyitçilik kavramları, yöntemleri ve araçlarıyla karşılaşmaya başlıyor. Bu süreç içinde yanlış bilginin yakıcı bir sorun olduğunu gözlemliyor ve bilgi düzensizliğinin sebepleri üzerine düşünmeye başlıyor. Bilinç ve farkındalık düzeyinin artmasıyla eleştirel dijital okuryazarlık konusunda yeterli becerileri olmadığını tam anlamıyla fark ediyor. Kullanıcı için belirgin hale gelen bu ihtiyaç, onu becerileri edinmeye dair bir çabaya itiyor.
Üçüncü aşama “bilinçli yeterlilik” aşaması. Farkındalığının artmasıyla internet kullanıcısı becerilerini geliştirmeye başlıyor. Şüphe kasını çalıştırdığı kadar yol, yöntem de ediniyor ve bireysel teyitçi olmaya başlıyor. İnternette karşılaştığı bilgileri sorgulamak için kendinde motivasyon buluyor ve öğrendiği becerilerini kullanmak için fırsat yaratıyor. Artık bu kullanıcının teyitçi gibi eleştirel düşünebildiği ve bir teyitçinin alet çantasını kullanabilmeye başladığını söylemek mümkün.
Son aşama ise “bilinçsiz yeterlilik” aşaması, yani eleştirel düşünmenin alışkanlık halini aldığı ve adeta bir refleks haline dönüştüğü an. Teyitçilik artık sürekli gündeminde yer ediyor ve beceri seti, karşılaşılan sorun fark etmeksizin uygulanabilir hale geliyor. Her ne kadar bu aşamada şüphe kasının, herhangi özel bir çaba sarf etmeden çalıştığını söylesek de bunu sürdürebilmenin de önemli olduğunu vurgulamakta fayda var. Çünkü başta bahsettiğimiz gibi farkındalık ve beceriler günlük hayatta sürekli karşılık bulmazsa, hızla kaybolmaya yüz tutuyor.
Nasıl bir güçlenme?
Eğitim ortamında ise bu merdiveni öğretmenlerin inisiyatifiyle meslektaşlarının, velilerinin ve öğrencilerinin de çıktığını görüyoruz. Projedeki öğretmenlerin tecrübelerinden yola çıkarak, bu merdivendeki basamakları tırmanırken yaşanan güçlenmenin de çeşitli olduğunu görüyoruz.
Güçlenme
- kaynak, araç, teknik öğrenme
- kavramsal aşinalığın ve farkındalığın artması
- becerileri ve içgörüleri sınıf ortamına taşıma
- doğru bilginin ve teyitçiliğin önemini çevrimiçi ve dışı ortamlarda yaygınlaştırma
- yanlış bilgiyle mücadele konusunda yetkin hissetme ve adım atma
- eğitim ortamları dışında günlük hayata da bu kazanımları taşıma
- dijital becerilerin artışı ve sorunlardan kaçınmak yerine çözümün bir parçası olma şeklinde görülüyor.
Çözüm önerilerinde amacımız, eğitimin aktörlerinde kısa süreli farkındalıklar yaratmanın ötesinde, bu beceri setini yani teyitçilikle gelen eleştirel tutum ve davranışları kalıcı hale getirmek. Eleştirel yaklaşım ve teyitçilik, tek kullanımlık bir araç olmaktan ziyade, birey ve okul topluluklarının günlük kullanacağı bir yaklaşım önerisi aslında. Bu yüzden bu yaklaşım yalnızca öğretmenleri değil, okul ve eğitim ekosisteminin her bir aktörünü ilgilendiriyor.
Eleştirel düşünmeyi desteklemek için eğitimcilere düşen temel rol, zorluk ve başarısızlıkları diğer aktörlere yüklemek yerine, eleştirel düşünme için gerekli şartları sağlayacak adımlar atmak konusunda inisiyatif gösterecek yaratıcı özgüvene sahip olmak. Bu noktada, eleştirel yaklaşımın bir birey için bütüncül olarak benimsenmesi, içselleştirilmesi ve bilinçsiz-yeterlilik seviyesine erişmesi için uzunca bir sürece ve çokça emeğe ihtiyaç duyulduğu aşikar. Öğretmenler için eleştirel düşünür olmak ise, yalnız bireysel bir emek olmanın ötesinde “öğrenci-öğretmen, idare-öğretmen, veli-öğretmen ve öğretmenler arası ilişkileri kurarken, okul mekânını düzenlerken, materyal hazırlarken, ders kurgularken, ödev verirken, sınav yaparken ve değerlendirirken hep eleştirel düşünme perspektifinden bakabilmek” anlamına geliyor.
Tüm bu öğrenimler ve veriler ışığında, proje sürecinde öğretmenler ile birlikte eğitim ekosistemindeki diğer kilit öneme sahip aktörleri de eleştirel dijital okuryazarlık yaklaşımı üzerine güçlendirmek için çalışmalar yaptık. Burada önceliklendirdiğimiz hedef kitleler; öğrenciler, veliler ve diğer öğretmenler oldu. Bu kitlelere odaklanırkenki amacımız, hem projedeki yaklaşım ve ürettiklerimizin sürdürülebilir şekilde yaygınlaşması, hem de kalıcı ve üst bilişsel seviyede sorgulama ve değişimi mümkün kılacak şekilde öğrencileri etkileyebilmek oldu. Projede yer alan öğretmenler, meslektaşları, öğrencileri ve velilerine hem kendilerinin hem de diğer paydaşların öğrenme ve güçlenme yolculuklarına eşlik etmek ve destek olmak için yaratıcı çözümler geliştirdiler.
Çözümlerin yola çıktığı ve ilham aldığı sorular şöyle:
Öğretmenler odası Teyit’e muhtaç duvarı: Şüpheli bilgiler, öğrenciler kadar öğretmenleri de yakından ilgilendiriyor. Peki, öğretmenlerin eleştirel dijital okuryazarlık konusunda farkındalık kazanmasını, teyitçilik pratikleri ile tanışmalarını ve bu konunun öğretmenler arasında gündem haline gelmesini nasıl sağlarız?
Dijital dedektifler: Öğrencilerin özellikle arama motorları ve sosyal medyada karşılarına çıkan ilk bilgiyi doğru varsayarak olduğu gibi kabul etmelerinin önüne nasıl geçebiliriz? Öğrencilerin, bilgilere eleştirel yaklaşmalarını nasıl sağlarız?
Teyit HamAğı (Teyit Haberleri Anlama Merkezi Ağı): Öğrencileri günlük hayatta, internette ve sosyal medyada karşılaştıkları bilgileri araştırmaları ve teyit etmeleri konusunda nasıl teşvik edebiliriz?
Uyandıran masallar: Öğrencilerin bilgiyi işleme süreçlerinde eleştirel dijital okuryazarlık becerilerini ve eleştirel düşünerek sorgulamalarını nasıl destekleriz?
Velinin dijital can simidi: Salgın dönemiyle birlikte belirginleşen dijital ebeveynlik becerilerinin ve farkındalığının veliler arasında gündem olmasını nasıl sağlarız?
Teyitçinin çalışma masası: (Teyit'ten vaka çalışmaları) Öğrencilerin, öğretmenlerin ve velilerin teyitçiliği deneyimlemelerine ve şüphe kasını teyitçilik becerileriyle buluşturmalarını nasıl sağlarız?
Öğretmenlerle birlikte hazırladığımız el kitabının, öğretmenlerin eğitim ortamlarında tespit ettiği sorunları çözmek için büyük bir adım olduğunu düşünüyoruz.
Proje katılımcısı Öğretmen Ağı Değişim Elçisi Fatma Gülen, sınıfında Uyandıran Masallar çözümünü uyguluyor.
23 Ekim’de yayınlanacak el kitabımıza yayınlar sayfasından ulaşabilirsiniz.
*Yazarlar: Günalp Turan (Öğretmen Ağı’nın Ağ Koordinasyon ve Topluluk Yönetimi Sorumlusu) & Kansu Ekin Tanca (Teyit’in Eğitim Sorumlusu)