İletişim fakültelerinde veya gazetecilik okullarında öğretilen ilk şeylerden birisi gazeteci- kaynak ilişkisinin nasıl ilerletilmesi gerektiği hususudur. Gazetecinin ne kadar başarılı ya da deneyimli olduğu aslında sahip olduğu kaynaklara bakarak ölçülebilir. Ancak, gazetecilerin kaynak biriktirmesi ya da kaynağından bilgi elde etmesi ise yıllar içerisinde gerçekleşen karşılıklı güven ilişkisi çerçevesinde olur. Bu konuda en önemli noktalardan birisi, haber kaynağının gazeteciye doğru bilgi verip vermediği meselesidir. Yani gazeteci kaynağına ne kadar güvenebilir veya bunun sınırı nedir?
Gazeteci bu ince çizgide dikkatli yürümezse kaynağı kendisini yanlış yönlendirebilir ya da elindeki bilgileri manipüle edebilir. Bu noktada gazetecinin yapması gereken kendi kaynağını başka kaynaklardan doğrulaması gerekliliğidir. Türkiye’de iletişim bilimleri denildiğinde ilk akla gelen isimlerden Oya Tokgöz de Temel Gazetecilik kitabında gazetecinin devamlı olarak kullandığı kaynakları sorgulaması gerektiğini belirtmektedir. Aksi halde kaynağı tarafından “yanıltılan” ya da “yanlış yönlendirilen” habercinin içine düşeceği durum çok da hoş olmayacaktır.
teyit.org doğrulama süreçlerinde internet ya da sanal kaynakların yanında doğal olarak farklı kaynaklardan da yararlanmaktadır. Bu konuda gazeteci-kaynak ilişkisi için geçerli olan şeylerin bizler için de geçerli olduğunu söylemekte beis yoktur.
Bu yazıda daha önceki doğrulama süreçlerinde yaşadığım örneklere ve gazetecinin kaynağını da sorgulamasının önemine dikkat çekeceğim.
Zonguldak’taki yurt odasının fotoğrafı İstanbul’dan
Geçen aylarda teyit.org’a ihbar olarak gönderilen bir fotoğrafın, Zonguldak Erdemir Anadolu Lisesi’ndeki müdür odasını gösterdiği iddia edildi. Buna göre Milli Eğitim Bakanlığı söz konusu okulda birtakım yolsuzluklar tespit etmiş ve müfettişleri konuyu araştırmak için okula yollamıştı. Müfettişler, yurtta kalan öğrencilerden para alındığını, devlet tarafından öğrencilere gönderilen kırtasiye giderleri ile harçlıkların okul müdürü ve müdür yardımcısının kendi hesaplarına aktarıldığını ve bu yolla öğrencilerin 180 bin TL dolandırıldığını tespit etti.
Bunun üzerine okul müdürü E.M. İstanbul’a tayin edilirken müdür yardımcısı S.Ö. ise Zonguldak’taki başka bir okulda görev yapmaya başladı. Ayrıca, soruşturma kapsamında okul Müdürü E.M. ve pansiyondan sorumlu yardımcısı S.Ö.’ye maaş kesme ve kınama cezası verildi. Durumun ortaya çıkmasından sonra müdür yardımcısı S.Ö. ise Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’na verdiği ifadede kendisinin masum olduğunu ve okul müdürü tarafından kandırıldığını hatta okul müdürünün okulda “kral dairesi” kurduğunu iddia etti.
Okul müdürüne ait olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğrafın Bodrum’daki bir otelden olduğu anlaşılmıştı.
teyit.org yaptığı incelemede müdürün kral dairesi olduğu iddiasıyla paylaşılan fotoğrafın Turgutreis’teki bir otelden olduğu bilgisine ulaştı. Bu noktada analizi daha da derinleştirmek ve “kral odası” olduğu belirtilen yerin varsa fotoğraflarını da göstermek istedim. Bunun üzerine iddia sahibi kişi ile Facebook üzerinden iletişime geçtim. Kendisi bana olaylardan bahsetti ve bakanlık soruşturmasının bazı detaylarını anlattı. Ben de bu odanın fotoğraflarını koymanın konuyu daha da netleştireceğini kendisine ifade ettim. Kaynak ise söz konusu odanın şu an olmadığını ve fotoğraflarının bulunmadığını belirtti. Ancak daha sonra kendisi okul müdürüne ait kral dairesinin fotoğraflarını bulduğunu ifade etti.
Kaynağın daha önce elinde fotoğraf olmadığını söylemesi ve sonra fotoğrafları bulduğunu ifade etmesi şüpheli bir durumdu. Buna göre gelen ilk fotoğraf kral dairesinin banyosunu gösteriyordu. Daha sonra fotoğrafı Google’da tersine arama yöntemiyle arattım ve fotoğrafın aslında Zonguldak’taki bir otelin banyosu olduğunu öğrendim.
Kaynağın gönderdiği ve kral odasının içini gösterdiğini belirttiği diğer fotoğrafa da aynı işlemi uyguladım. Karşılaştığım sonuç yine şaşırtıcı oldu. Fotoğraf, İstanbul Zeytinburnu’ndaki bir kız yurdunun odalarını gösteren örnek bir fotoğraf olarak kullanılıyordu. Yani iletişime geçtiğim kaynak gönderdiği fotoğraflarla beni manipüle etmeye çalışmıştı.
24 Haziran seçimlerinde Erzurum’da yaşanan olay
Geçtiğimiz yaz yapılan 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri boyunca teyit.org birçok şüpheli bilginin peşinden koştu. Elbette seçim günü de yine fazla mesaideydik. Seçim gününün ortalarına doğru ihbar olarak gönderilen bir videonun, Erzurum’un Horasan ilçesindeki usulsüz oy kullanımını gösterdiği iddia edildi. Videoda, AK Parti Horasan Belediye Başkanı Kadir Aydın’ın adamlarının blok şekilde oy kullandığı iddia ediliyordu. Hemen videonun peşine düşüp, bir vekilden söz konusu usulsüzlüğün doğru olduğunu ve sandığın iptal edildiği bilgisine ulaştık. Bunun üzerine aynı vekilin partisinden Horasan ilçe başkanıyla görüştük ve kendisi bize görevli bir hakimin tutanağı iptal ettiğini ve belgeyi gün içerisinde göndereceğini söyledi. Ancak sabırla beklediğimiz tutanak bir türlü gelmedi. Daha sonra belgeye ulaşabilmek için tekrar tekrar kendisini aradığımızda bir yakınının vefat ettiğini ve aynı belgenin başka bir partide olduğunu ifade etti. Diğer parti yöneticileriyle iletişim kurmaya çalıştık ve başarılı olamadık. Ortada bir yanlış vardı ve biz bu yanlışın en büyük kanıtına hala ulaşamıyorduk.
Video paylaşılmaya ve ihbarlar artmaya devam ederken tutanak hakkında YSK’daki bir kaynağa danıştık. YSK’daki kaynak ise söz konusu bölgeden kendilerine teşkil eden bir olay olmadığını ve herhangi bir hakimin sandık iptal etme yetkisinin bulunmadığını açıkladı. Yani kaynaklar birbiriyle çelişiyordu. Kısa zaman sonra YSK’nın internet sitesinde sandık sonuçları açıklandı. Söz konusu sandığın numarasını bildiğimiz için hemen sandık sonuç tutanağını bulduk ve aslında 1048 numaralı sandığın geçerli olduğunu gördük.
Kaynak olmadan gazetecinin tek başına her şeyin üstünden gelmesi biraz zor görünüyor. Tarihin en ünlü gazetecilik olaylarından birisi olan ve dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’ın istifa etmesine yol açan Watergate Skandalı’nı ortaya çıkaran gazeteciler, “derin gırtlak” isimli kaynaktan 2 yıl boyunca bilgi almasaydı sanırım şu anda böyle bir olaydan bahsetmiyor olacaktık. Biz de teyit.org olarak birçok analizi bulduğumuz kaynaklar sayesinde tamamlayabildik. İnsanların size bilgi verme isteği bazen istemeden minik pürüzler içerebiliyor veyahut yukardaki örneklerde olduğu gibi balık en başından kokuyor. İnce çizgiler üzerinde giden gazeteci-kaynak ilişkisinde temkinli olmak ve farklı kaynaklardan doğrulama yapmak sizi ipten alabiliyor.
Elbette bu ilişkideki tüm sorunlar kaynak tarafından çıkmıyor. Gazetecilerin de kaynaklarına karşı sorumluluklarının olduğunu hatırlatmakta fayda var. Aynı şekilde gazeteci de kaynağına karşı dürüst olmalı ve etik kodlara dikkat etmelidir. Örneğin, bilgi hırsıyla kaynağın istemediği bir şeyi açık etmek kaynakla aranızı bozacak hatta bir daha kaynaktan bilgi edinmeniz bile zora girecektir. Türkiye’de Soruşturmacı Gazetecilik isimli kitapta gazeteci Ahmet Şık da eğer gazetecinin kaynağına karşı etik kodlardan sapması durumunda bir süre sonra yalnızlaşacağını ve artık bilgi edinemeyeceğini aktarıyor. teyit.org olarak analizlerimizde kaynaklarımızı açık olarak belirtmemize rağmen bazı durumlarda gazeteci-kaynak ilişkisini ön planda tutmamız gerekiyor.
Son raddede teyit.org olarak, hiçbir zaman tek bir kaynaktan gelen veyahut diğer kaynaklar aracılığıyla doğrulayamadığımız bilgileri yayınlamadığımızı ve birbirini doğrulayan mümkün olduğunca farklı kaynağı göstermeye çalıştığımızı hatırlatmakta fayda var.
Haziran 1972’de Demokrat Parti’ye bağlı Demokratik Ulusal Komite’nin ofisine dönemin ABD Başkanı Richard Nixon’la bağlantısı olan 5 kişi dinleme cihazı yerleştirirken yakalanmış, Washington Post’tan gazeteciler Bob Woodward ve Carl Bernstein olayın arkasını bırakmayınca başkan 1974 yılında istifa etmek zorunda kalmıştı. Gazetecilerin yaşadığı olaylar ise 1976 yılında All the President's Men (Başkanın Tüm Adamları) ismiyle sinemaya aktarılmıştı.