Büyük sayıları anlamak ve duygularımızın beynimize ettikleri

Tarkan konserine katılan kişi sayısını incelememiz ve sonrasındaki yorumlar, bizi kişisel görüşlerimize sımsıkı bağlayan şeyin açık kanıtlar değil hislerimiz olduğunun ispatı gibi. Akıntıya kürek çekmek, herkesin doğru bildiğine yanlış deme cesaretini gösterebilmek Teyit'in her zaman sorumluluğu olacak.


18/09/2022 09:00 3 dk okuma

Bugün dünyada 8 milyara yakın insan yaşıyor. Samanyolu galaksisinde tahminen 250 milyar yıldız var. James Webb uzay teleskobunun evrende kaydedebildiği en uzak yıldızın ışığı Dünya’ya 12.9 milyar yılda ulaşıyor.

Arada sırada duyduğumuz bu sayıları algılamak epey zor değil mi? Peki daha gündelik sayılar? Aşağıdaki fotoğrafta görülen stadyumda 87 binden fazla kişi olduğunu söylesem, bunu normal karşılarsınız. Ancak size yalan söyleyip, 60 bin kişi olduğunu ifade etseydim muhtemelen yanlış bilgi verdiğimi anlamazdınız.

dolu stadyum fubol maci 1

Çünkü gerçekten aradaki 27 bin kişilik farkı dahi anlayabilecek kapasitede değiliz, sayılar karşımızda yazılı halde durduğunda bile;

1,000,000,000,000,000 vs. 1,000,000,000,000

İnsan beyni bugünün devasa sayıları hayal etmek için yeterli değil. Neden olsun ki? Büyük sayıları anlamak, çevresel baskı altındaki ilkel atalarımızın hayatta kalmak için öncelik vereceği bir yetenek değildi. Amazon’daki bir kabilenin kullandığı Pirahã dilinde büyük sayıları ifade etmek için kelime bile geliştirilmemiş. Yalnızca “küçük” ve “büyük” demeyi yeterli buluyorlar.

O halde Tarkan konserine katılan kişi sayısına dair tahminler ortaya atılırken, matematiksel hesaplardan ziyade, gözümüzün gördüğüne duyduğumuz bu koşulsuz inanç nereden geliyor?

Cevabı kestirmeden verelim, toplumsal endişelerimizden ve politik yanlılıklarımızdan; Tarkan konseri festivallerin iptal edildiği bir siyasi ortamda gerçekleşti (bağlam) kalabalıkla eğlenmenin verdiği coşku (duygular) İzmir’in Kurtuluşu gibi önemli bir günde buluşabilmenin gururuyla (duygular) birleşti. Tarkan’ın bir süre önce “Geççek” isimli şarkıyla göz kırptığı toplumsal kesimde yaşanan bu duygusal yükselişin, zihinlerde yanlış bilginin sızabileceği gedikler açması şaşırtıcı değil.

9 Eylül’deki Tarkan konserinden önce de alan hesabıyla belli bir metrekareye kaç kişinin sığabileceğine dair hesaplamalar yapmıştık. Adalet Mitingi bunun ilk örneğiydi. Maltepe Miting Alanı’nda düzenlenen ve muhalefet için dönüm noktası sayılabilecek bu mitinge katılan kişi sayısı İstanbul Valiliğince 175 bin olarak açıklanmıştı. Hesaplamalarımız alana 700 bine kadar insan sığabileceğini gösteriyordu. Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı alanda yaptığı bir mitinge 2.5 milyon kişinin katıldığını manşetten duyuran Sabah gazetesinin haberinin abartılı ve yanıltıcı olduğunu da bu hesaplamaya dayanarak ifade etmiştik. 

2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi, miting alanlarını dolduran kalabalığın niceliğine dair iddiaların yanı sıra montaj görsellerin de yayıldığı bir dönemdi. CHP’nin o dönemki Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin bir mitingine katılan kalabalığın büyüklüğünü göstermek isteyen taraftarların yaydığı montaj görseller, gerçeği olduğu gibi kabullenmek yerine onu çarpıtmanın nasıl bir hüsrana yol açabileceğini gösteren en vahim örneklerdendi.

miting yenikapiSoldaki: Gerçek uydu görüntüsü Sağdaki: Montajlanmış görüntü

Aynı dönemden bir başka örnekte Binali Yıldırım’ın Ordu’daki mitingine katılan kişi sayısını azımsamak için kullanılan fotoğraflar, açı farkı nedeniyle yanıltıcı bir intiba bırakıyordu. Velhasıl, bu kalabalığın da seçim sonucunu tahmin etmeye dönük makul bir gerekçe sunmadığını zaman gösterdi.

Tarkan’ın konserine katılmış olabilecek kişi sayısıyla ilgili yayınladığımız incelemede, Emniyet’in ve Belediye’nin verdiği sayılarla birlikte, matematiksel hesaplama yöntemlerini kullanarak iddiaları çürüttük. Devlet kurumlarına ve sağladıkları verilere duyulan güvensizlik meşru gerekçeler nedeniyle haklı bulunabilir. Ancak ilçeleriyle birlikte İzmir’in 4.3 milyon olan nüfusunun yarısının konser alanında olduğunu iddia etmenin gerçeküstülüğünü anlayamamak ve alan formüllerinin karşısına Vikipedi’den alınmış alelade bir ekran görüntüsünü kanıt olarak sunmak bizi kişisel görüşlerimize sımsıkı bağlayan şeyin açık kanıtlar değil hislerimiz olduğunun ispatı olabilir.

Yayınladığımız analize gelen tepkilerden anlıyoruz ki, hala hakikat sonrası çağın göbeğinde oturuyoruz. Akıntıya karşı kürek çekmek ve herkesin doğru bildiğini düşündüğüne yanlış deme cesaretini gösterebilmek Teyit’in dün olduğu gibi, gelecekte de en önemli sorumluluğu olacak.

Kapak: Joceline Kuswanto / Kontinentalist