Kırşehirli halk müziği sanatçısı Şemsi Yastıman, “Uzaylılar hoş geldiniz” isimli müstesna türküsünde, dünya dışı canlıları içtenlikle karşılayıp onlara şöyle sesleniyordu: “Sizi gördük sevindik çok, karnınız aç mı yoksa tok, atmosferde ne var ne yok, uzaylılar hoş geldiniz”.
Uzaylılar bir gün gerçekten dünyamızı ziyarete gelirse Yastıman sayesinde sağlam bir karşılama mesajımız olduğu kesin. Medyanın bu durum karşısında sevinçten havaya uçacağı da aşikar. Yaygın medyaya bakılırsa bu senaryo epey aktüel. Google’ın haberler bölümünü kullanarak yapılan küçük bir aramaya göre ABD Savunma Bakanlığı Pentagon durmadan uzaylılarla hakkında açıklama yapıyor ve uzaylılar bizden habersiz yıllar önce dünyamızı ziyarete gelmiş. Türkçe konuşanları bile var.
Peki kurumların yaptığı UFO açıklamaları ne anlama geliyor? UFO demek uzaylı mı demek? İnternet siteleri UFO ve uzaylılar üzerinden nasıl tık tuzakları kuruyor?
Bana inanmazsan Pentagon’a inan
10 Nisan 2021’de Twitter’da paylaşılan videoya göre Pentagon, ABD’ye ait askeri bir gemiden çekilerek basına “sızdırılan” UFO görüntülerinin doğru olduğunu açıkladı. Gece görüş kamerasından çekildiği anlaşılan görüntülerde hareket eden üçgen bir cisim var.
Bu video kısa sürede internet sitelerine de haber olarak yansıdı. Hürriyet’in kullandığı başlığa göre “Pentagon UFO itirafında” bulunmuştu bile.
Yönetmen Jeremy Corbell, 8 Nisan 2021 tarihli Instagram paylaşımda, yeşil fonda uçuşan üçgenlerin UFO olduğunu öne sürdü. Corbell görüntülerin 2019 yılında ABD donanmasındaki askerler tarafından kaydedildiğini ifade ediyor.
İnternet sitelerinde “itiraf” olarak nitelendirilen açıklamalar, aslında Pentagon sözcüsü Sue Gough’un Futurism isimli internet sitesine verdiği demeçten. Gough, görüntülerin donanma personeli tarafından çekildiğini doğruluyor, ancak bu uzaylıların varlığının itirafı demek değil. Gough görüntülerin montajlanmış ya da bilgisayar ortamında üretilmiş olmadığını söylüyor.
Aslında benzer görüntülerin gündeme gelmesine alışığız. Yine Nisan 2020’de Pentagon üç adet tanımlanamayan cisim içeren görüntüyü teyitlemişti. Bakanlık, o dönemde de görüntülerdeki cisimleri “unidentified” olarak tanımlamış. Yani UFO tabiri, nesnenin dünya dışı yaşama ait olduğunu değil, sadece “tanımlanamadığını” ifade ediyor.
Teyit bu görüntülerin doğru olduğuna dair bir analiz de kaleme almıştı. Son videonun ardından ABD’de yayın yapan doğrulama platformu Snopes da görüntülerin ordu mensupları tarafından çekildiğini teyitlemiş.
Evrim Ağacı’ndaki detaylı yazıya göre Pentagon sözcüsü 2004, 2014 ve 2015 yıllarında da benzer açıklamalar yapmış. Gough, halk arasında söylentilere son vermek ve ortada daha fazla video olup olmadığını netleştirmek için, görüntüleri yayınlama kararı aldıklarının altını çiziyor.
Pentagon'un bu videoları paylaşmasının asıl nedeni ise, hava sahasına izinsiz giriş yapan cisimlerin tespiti ve araştırılması için daha fazla düzenleme yapılmasını sağlamak.
Hareket eden üçgen cisim ne olabilir?
Peki Pentagon sözcüsünün görüntülerin ABD ordusu tarafından çekildiğini teyit etmesi videoda hareket üçgenin dünya dışı akıllı varlıklara ait olduğunu kanıtlar mı? Metabunk isimli internet sitesinde çeşitli komplo teorilerini çürütmek için çalışan Mike West, son görüntü hakkında bir araştırma videosu yayınladı.
West’in tespitlerine göre videoda yer alan üçgenin üzerinden belirli aralıklarla yansıyan ışık parlamaları, uçakların üzerindeki navigasyon ve logo ışıklarıyla uyumlu. Ayrıca West, gece görüş kamerası kullanıp gökyüzündeki bir yıldıza odaklanarak benzer bir görüntü elde etmiş.
UFO görüntüleri üzerine çalışmalarıyla bilinen ufoofinterest.org ise videodaki şeklin lensin diyafram açıklığı yüzünden üçgen göründüğü kanaatinde. “Bokeh” olarak adlandırılan bu durum, en açık diyafram aralığında yaşanan optik bir fenomen. Örneğin bu videoda görüldüğü üzere ışık kaynağına odaklanan ve diyaframı sonuna kadar açılan bir kameradan üçgen görüntüler elde edilmiş.
UFO, dünya dışı akıllı canlı demek değil
UFO’nun açılımı "Unidentified Flying Object" yani “Tanımlanamayan Uçan Nesne”. Gökyüzünde görülen ve tanımlanamayan tüm cisimler UFO olarak adlandırılıyor. Yani bu cisimler dünya dışı akıllı bir varlığın - bir diğer deyişle “uzaylı” - tespit edildiği anlamına gelmiyor. İlkin UFO olarak adlandırılan, ancak sonrasında tanımlanabilen birçok cisim de mevcut.
Astrofizikçi Neil deGrasse Tyson da 2017 yılında konuk olduğu bir televizyon programında bu konunun altını çiziyor. Yine Evrim Ağacı’nda yer alan bir yazıda “uzaylıların varlığının” UFO'larla ilgili olmadığı anlatılmış.
Medyadaki uzaylı ve UFO merakını Şüphecinin El Kitabı’nın yazarlarından ve Evrim Ağacı’nın skeptisizm editörlerinden Arsel Berkat Acar’a da sorduk. Acar bu konulardaki bilinmezliğin gizem hissi yarattığını ifade ederek şunları söyledi:
“Günümüzde de özellikle askeri merkezlerinden gelen (ya da ifşa edilen) görüntülerin bir tür 'gerçekleri kabul etme' vaktinin geldiğini işaret eder gibi algılanıyor. 'Sır ortaya çıktı, UFO'lar gerçektir, artık hiçbir devlet bunu saklayamaz!' türünden bir haykırış duyar gibiyiz. Bu görüntülerin doğal olaylar, kamera hataları/yansımaları, dijital ortamda üretilmiş üç boyutlu obje, uçak veya dron ya da birkaç gencin şaka amacıyla yaptığı şeyleri artık açıklama olarak bile görmüyoruz.
İnsanların uzayı daha fazla merak etmesi takdire şayan, ancak uzaylıların varlığını sizinle aynı merakı ve heyecanı paylaşan bilim insanları ve araştırmacılar tarafından gösterilecektir, gündem yaratmak isteyen dünyevi medya araçları değil.”
Teyit’e şimdiye kadar yayınlanan analizler Acar’ın söylediklerini doğrular nitelikte. Okuyucu çekmek ya da sansasyon yaratmak için dünyanın sonunun geleceği iddia etmek artık vaka-ı adiyeden. Kıyamet vurgusu yapılan bu haberlerden, 1998 OR2 isimli göktaşının dünyaya çarpacağı, Piramit büyüklüğündeki bir asteroidin 2022 yılında dünyaya çarpacağı, 25 Şubat'ta dünyaya asteroit çarpacağı ve NASA'nın Dünya'nın Kasım'da 15 gün kararacağını doğruladığı gibi şimdilik doğru çıkmadı.
NASA ilk UFO toplantısının sonuçlarını açıkladı
NASA tarafından 2022'de kurulan Tanımlanamayan Anormal Olaylar (UAP) araştırmacılarına göre her yıl 800 civarı UFO ihbarı yapılıyor. NASA'nın, UFO'ları incelemek üzere oluşturulan bu kurul ise ilk halka açık toplantısını 31 Mayıs 2023'te yaptı.
Kurul Başkanı Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi David Spergel, çalışmalarında henüz insanüstü bir zekanın ürünü veya dünya dışında bir hayatın varlığının kanıtı sayılabilecek bir şey bulamadıklarını açıkladı.
Fermi paradoksu
Dünyamızın da dahil olduğu Samanyolu galaksisinde 100 milyar gezegen olduğu hesap ediliyor. Bilinen tüm uzayı da hesaba katarsanız, bu gök cisimlerinden sadece dünyada yaşam olduğunu düşünmek istatistiksel olarak hatalı ve bencilce olur. Ancak insanlık şimdiye kadar dünya dışı yaşama dair bir kanıt bulmuş da değil. Bu durum Fermi paradoksu olarak nitelendiriliyor.
Dünya dışında bir yaşam vardıysa, neden onlarla bir türlü iletişim kuramadık? Bu sorunun olası yanıtlarıyla iligli bilim insanlarının çeşitli hipotezleri var. Business Insider’da yer alan bir yazıda dünya dışı yaşamla iletişim kuramamanızın 13 olası nedeni sıralanmış. Örneğin bizden çok daha zeki dünya dışı bir medeniyet, bizle konuşmaya tenezzül etmemiş olabilir, yahut insanlığın uzaya yolladığı radyo dalgaları onlara bir şey ifade etmiyor olabilir. Bizden mükemmel biçimde saklanıyor olabilecek olmaları ile, olur da dünyaya gelirlerse bunun kolonileştirmek amaçlı olacağı kaygısı da konuşuluyor. Sonuçta vicdan ve etik, bildiğimiz kadarıyla insan türüne haslar.
Peki dünya dışı yaşam ve uzaylılara neden bu kadar takığız? Bu konuda yalnız olmadığımız kesin. Evrende arkadaş bulma çabası küresel bir örüntü sergiliyor. Ruh sağlığı uzmanlarına göre, bu arayışın ardında, dünyanın faniliği ve bunaltıcılığı ile baş etme güdüsü, gözümüzün önündeki hakikatlerden kaçma eğilimi ya da varlığımızı anlamlandırmak için iri hikayelere duyduğumuz ihtiyaç olabilir. Dikkat ederseniz birçok komplo teorisinde de benzer motifler görebilirsiniz. Yani demistifiye edilmiş bir dünyanın yeni mitlerini yaratıyor olabiliriz.
UFO, uzaylı ya da kıyamet hakkındaki haberler son bulacak gibi görünmüyor. Ancak bu yazıdan sonra benzer bir haberle karşılaştığınızda her zaman alternatif bir açıklamanın olacağını, metinlerin okuyucuyu içeri çekmek için kullanılan tık tuzakları şeklinde hazırlanabildiğini ve bir türlü bastıramadığımız kıyamet merakımızı kullandığını aklınıza getirmek güzel bir kazanım olacaktır.