Sürü bağışıklığı: 'Benim çocuğum istersem aşılatmam' denebilir mi?

Bir hastalığın R0 değeri ile aşı olma ihtiyacı doğru orantılıdır. Aşı olarak toplumdaki diğer bireyleri korumak ise sürü bağışıklığı olarak adlandırılır.


17/02/2020 09:25 4 dk okuma

Bu içerik 3 yıldan daha eski tarihlidir.

Aşı yalnız kendinizi veya çocuğunuzu değil, toplumun kalanını da korumak demek. Aşılanmak, herhangi bir hastalığın topluma yayılmasını önlemek gibi bir misyonun da yerine getirilmesi demek. Ancak bunun için toplumun çoğunluğunun aşı olmuş olması lazım. Toplumun belirli bir çoğunluğunun aşılanması yoluyla geri kalanını hastalıklardan korumasına ‘sürü bağışıklığı’ deniyor. Toplumun aşı olamayanları koruyabilmek için aşılanması gereken çoğunluğunun oranı da ‘sürü bağışıklığı eşik değeri.’ Aşılatılmayan çocukları ve yetişkinleri korumayı sağlayan ve “görünmez kalkan” olarak da ifade edilen sürü bağışıklığı, salgınların önüne geçmek için zaruri.

Hastalıkların yayılma hızı

Her hastalığın bir yayılma hızı var. Basitçe ‘R0’ olarak ifade edilen değer, bir kişinin hastalığı bulaştırabileceği ortalama kişi sayısını ifade ediyor. Bu değer ne kadar yüksekse, toplumun aşılanma oranı da o kadar yüksek olmalı. Ancak böyle aşılanmayanların korunması sağlanabilir ve hastalık daha az yayılabilir. Toplumun çoğunluğunun aşılanmamasıysa salgınların önünü açıyor. Artık geçmişte kaldığını düşündüğümüz kızamık gibi hastalıkların hortlamasını ve salgına yol açacak boyuta gelmesini buna bağlamak mümkün. Tam da bu yüzden, çocuklarını aşılatmama kararı alan aileler aslında toplumun geri kalanını koruyacak “görünmez kalkanı” giderek zayıflatıyor.

Smith’in, R0 kavramını ayrıntılarıyla ele alan makalesinde konuyu şöyle açıklıyor: “Bu ortalama sayı temel üreme sayısı olarak bilinir ve genellikle sembolik olarak “R0” olarak adlandırılır, yani bulaşıcı bir kişinin tamamen duyarlı bir popülasyonda bir ajanla enfekte edeceği ortalama kişi sayısı.” 

R0, yani bir hastanın diğer kişilere hastalığı bulaştırma değeri, farklı etkenlerle değişebiliyor. Örneğin çevrede ne kadar süre hayatta kaldığı; enfeksiyon için gerekli doz; konakçıdaki bulaşıcılığın süresi ve bulaşıcılığın enfeksiyon semptomlarından önce olup olmadığı gibi. 

“Yayılma hızı” nüfus ya da mevsimlere göre değişkenlik gösterebiliyor. Çünkü ortam koşulları ajanın bulunduğu çevrede hayatta kalmasını etkileyebiliyor; insanların daha sıcak ve soğuk dönemlerde birbirleriyle ne kadar yakın temas ettikleri fark oluşturabiliyor. 

Bir hastalığın R0 değeri “2” ise bu, toplumun yarısının aşılı olması gerektiği anlamına geliyor. “3” ise, 3’te 2’sinin... Bu değer arttıkça, aşı yaptırması gereken kişilerin sayısı da artıyor. Daha somut bir örneğe bakalım: Kızamık gibi R0 değeri 18 olan bir hastalık için, toplumun yüzde 94’ünün aşılı olması gerekir. Ya da başka bir deyişle her 18 kişiden 17’sinin aşı yaptırmış olması gerekir. Hesaplamanın nasıl yapıldığının detaylarını görmek için bu makaleyi okuyabilirsiniz. 

Yukarıdaki tabloya baktığınızda örneğin difterinin R0 değeri 6-7 olduğundan, aşılanma oranının yüzde 85, kızamığınki 12-18 arasında olduğundan aşılanma oranının yüzde 83-94 arasında olması gerekiyor. 

Aşılarla başkalarını koruyabilirsiniz

Toplumda aşı karşıtları dışında, istese de aşılanamayacak kişiler de var. Mesela bağışıklık sistemi zayıf olanlar, kemoterapi görenler, çok yaşlılar ya da çok küçükler… Onları korumak için toplumun büyük bir kesiminin aşı olması şart. Aşı karşıtı argümanlar duyduğunuz ya da tereddüde sürüklendiğiniz her an, risk altındakileri düşünmeniz önemli olacaktır. 

Eğer aşılama oranları ulusal bazda düşerse, hastalık aşılar ortaya çıkmadan önceki zamanlarda olduğu kadar yaygınlaşabilir. Ancak aşıların, her zaman küresel bir sorunu çözmek için uygulandığını da unutmamak gerek. Yani bir ülkede, diğer ülkelere kıyasla daha çok hastalık elimine edilmiş olabilir. Bu da o ülkede bu hastalığa ilişkin önlem alınmasının şart olmadığını gösterebilir. Ancak her ülke aynı oranlarda aşılamaya sahip değil ve hastalık eşit derecede elimine edilmiş olmayabilir. Seyahat eden kişiler hastalığı ulusötesi taşıyabilir ve daha hassas olan ülkelerde yayılmasını sağlayabilirler. Tam da bu yüzden kendinizi ve çevrenizi korumak, düşündüğümüzden daha önemli olabilir.

salgin var