Türkiye 14 Mayıs 2023'te cumhurbaşkanı ve 28. dönem milletvekillerini seçmek üzere sandığa gidiyor. Gündem tamamen seçim odaklı, tartışmaların en önemli konularından biri de seçim güvenliğine ilişkin şüphe ve iddialar.
14 Nisan’da gazeteci Murat Ağırel, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimlerde kullanılacak 249 milyon 670 bin 310 adet birleşik oy pusulası ilanına çıktığını açıkladı. Bunun üzerine birçok sosyal medya kullanıcısı, oy pusulası sayısının seçmen sayısından katbekat fazla olduğu gerekçesiyle seçim güvenliği konusunda endişelerini dile getirdi.
Peki fazla oy pusulası basılması ne anlama geliyor ve seçim güvenliği açısından sakıncalı mı?
Seçmen sayısıyla basılacak oy pusulası eşit olmak zorunda değil
Resmi Gazete’de 24 Mart’ta yayınlanan YSK kararına göre, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Seçimi’nde yurt içinde kurulacak 190 bin 736 sandıkta, 60 milyon 904 bin 499 seçmen oy kullanabilecek. Yurtdışında ise 4 bin 969 sandık kurulacak ve 3 milyon 286 bin 786 kişi oy verebilecek. Yani toplamda 64 milyon 191 bin 285 seçmen oy kullanacak.
Murat Ağırel’in bahsettiği oy pusulası ihalesini, Ekap’tan doğrulamak mümkün. İhale bilgilerine göre 2023 Genel Seçimleri için ihaleye çıkılan oy pusulası miktarı 249 milyon 670 bin.
İlk bakıldığında oy kullanacak seçmen sayısıyla oy pusulasının eşit olmaması, seçim güvenliğiyle ilgili bir endişe yaratıyor gibi görünüyor olabilir, ama seçmen sayısıyla basılacak oy pusulası eşit olmak zorunda değil. Dahası, bu önceki seçimlerde de böyleydi. Peki neden?
Devlet Malzeme Ofisi’nin internet sitesinde oy pusulası ihalesinin detaylarına ulaşmak mümkün. Buradaki detaylar, neden seçmen sayısından çok daha fazla oy pusulası basıldığına ışık tutabilir.
- Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci tur oylamada kullanılacak 81 milyon 436 bin 770 adet, seçimin ikinci tura kalınması halinde kullanılacak 81 milyon 436 bin 770 adet,
- Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tur oylamaya kalması ve oylamanın referandum şeklinde yapılması halinde referandumda kullanılacak 5 milyon 360 bin adet,
- Milletvekili seçimlerinde kullanılacak 81 milyon 436 bin 770 adet,
Yani toplam 249 milyon 670 bin 310 adet oy pusulası basımı için ihaleye çıkılmış. Bu hesaba göre, her oylamada oy kullanabilecek 64 milyon seçmen için 81 milyon 436 bin 770’er adet oy pusulası ihale edilecek.
14 Mayıs 2023’te yapılacak genel seçimlerin ihtiyaç halinde ikinci tura kalması ihtimali var. Eğer 14 Mayıs 2023’teki seçimde Cumhurbaşkanı adaylarından biri yüzde 50 ve fazlası oy alamazsa, seçim ikinci tura kalacak. Yani ikinci tur için fazla oy pusulası hesaba katılması normal.
Ayrıca Devlet Malzeme Ofisi’nin ilan metninde, seçimlerin ilk turda sonlanması halinde ikinci tur için planlanan 81 milyonluk oy pusulasının basılmayacağı notu da yer alıyor.
Peki yurtdışı seçmeni dahil yaklaşık 64 milyon seçmen varken, neden her bir tur için 81 milyon oy pusulası basılacak?
Seçmen sayısından fazla basılan oy pusulasının kalem kalem detaylarına, YSK’nın 24 Mart 2023 tarihli kararından ulaşılabiliyor.
YSK’nın kararına göre Cumhurbaşkanı seçimlerinin birinci turunda yurt dışı için 3 milyon 577 bin 860, gümrükler için 1 milyon 154 bin 400, yurt içinde mahaller için 66 milyon 191 bin 190 adet, köyler için 8 milyon 616 bin 150 ve yurt içi yedek için de 1 milyon 897 bin 350 adet oy pusulası basılması öngörülmüş. Bu sayı toplandığında, 81 milyon 436 bin 770 adet oy pusulası ediyor. Cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda, ikinci turda kullanılmak üzere aynı miktarda oy pusulası basılacak.
14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri haricinde, bir de milletvekili seçimleri için oy kullanılacak. Bu seçimlerde kullanılmak üzere de toplam 81 milyon 436 bin 770 adet oy pusulasına ihtiyaç var.
Milletvekili genel seçimlerinde kullanılacak oy pusulası sayısının detayları, Cumhurbaşkanı seçimleri için kullanılacak oy pusulası sayısının detaylarıyla aynı.
Basılacak 249 milyon 670 bin 310 adet oy pusulası içinde, referandum ihtimali için de beş milyon oy pusulası basılmasından bahsediliyor. Teyit’in ulaştığı AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Üyesi İlhan Hanağası, 2017’de kabul edilen kanun değişikliğine göre cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turunda tek adayın kalması halinde, oylamanın referandum şeklinde yapılacağı şeklinde madde olduğunu hatırlattı. Bu ihtimal, ikinci tura katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde geçerli olabilir. Yani YSK, ikinci tura tek adayın kalması ihtimalini de göz önünde tutuyor.
Referandum ihtimalinde oy pusulaları mevcut stoklar gözetilerek basılacağından, diğer turlar kadar fazla değil. Olası bir referandumda kullanılmak üzere yurt dışı için 1 milyon 800 bin, gümrükler için 390 bin, yurt içinde de mahalleler için 1 milyon 560 bin, köyler için 1 milyon 25 bin ve yedek olarak 585 milyon adet olmak üzere toplam 5 milyon 360 bin adet oy pusulası basılacağı öngörülüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk (81 milyon 436 bin 770 adet) ve ikinci turu (81 milyon 436 bin 770 adet), milletvekili seçimi (81 milyon 436 bin 770 adet) ve referandum ihtimali için (5 milyon 360 bin adet) kabul edilen oy pusulası miktarları toplandığında, 249 milyon 670 bin 310 adet oy pusulası basılacağı sonucu bulunuyor.
Yani Yüksek Seçim Kurulu’nun açıkladığı oy pusulası sayıları, yasal uygulamalarla örtüşüyor.
Murat Ağırel açıklama yaptı
Murat Ağırel daha sonra bir tweet daha atarak YSK temsilcileri ile görüştüğünü ve temsilcilerin “Oy pusulası sayısını seçmen sayısı ile karşılaştırmayın. Türkiye’de 190 bin 736 sandık var. Ve her sandığa 400’lü paketler halinde oy pusulaları gider” dediğini açıkladı.
Ardından Ağırel, yaptığı hesabı paylaştı:
Teyit, bu açığın sebebini sormak için CHP YSK temsilcisi Hadimi Yakupoğlu’na ulaştı. Hadimi Yakupoğlu, sandık sayısıyla standart 400’lü paketler halinde gönderilen oy pusulalarını çarparak toplam oy pusulası sayısını bulamayacağımızı, bu hesabın yanıltıcı olabileceğini söyledi. Yakupoğlu, toplam oy pusulası sayısı içerisinde, öngörülemeyen sebeplerle kullanılamaz hale gelen oy pusulaları için her ilçe seçim kurulu başkanlığına yollanan beş adet yedek paket ve yurt dışı temsilciliklerine gönderilen bir adet yedek paketlerin de dahil edildiğini söyledi.
Yani Ağırel’in hesabındaki on beş milyonluk eksiğin sebebi, yedek olarak basılan oy pusulalarının hesaba katılmamış olmasından kaynaklanıyor.
Fazla oy pusulası basılması seçim güvenliği açısından sakıncalı değil
Seçmen sayısından fazla oy pusulası basılması, halk arasında seçim güvenliğine dair endişelere yol açıyor. Ancak Yüksek Seçim Kurulu ve Devlet Malzeme Ofisi’nin açıkladığı oy pusulası sayıları ve ilgili maddeler tek tek incelendiğinde seçim güvenliği açısından sakıncalı bir durum olmadığı, açıklanan maddelerin güncel mevzuatlarla uyumlu olduğu görülüyor.
Oy pusulası paketlerinin kaçar adet bastırılacağı yasa gereği Yüksek Seçim Kurulu tarafından kararlaştırılıyor, fakat kararın alındığı tüm toplantılara iktidar ve muhalefet partilerinin temsilcileri de katılıyor. Yani karar alınan toplantılara itiraz kapıları açık.
CHP temsilcisi Yakupoğlu, her seçim öncesi oy pusulası sayısının parti temsilcilerine bildirildiğini ve bugüne kadar fazla oy pusulası basılmasıyla ilgili seçim güvenliği açısından bir sorun yaşanmadığını söyledi. Yakupoğlu, oy kullanma işlemi sonlandıktan sonra ilk olarak kullanılmayan oy pusulalarının paketlendiği ve tutanaklarda kayda geçirildiğini de ekledi.
Benzer şekilde Teyit’in ulaştığı İyi Parti YSK Temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk, seçmen sayısından fazla basılan oy pusulalarının seçim güvenliği açısından bir sakıncası olmadığını belirtti. Öztürk, seçim günü her bir sandıkta kaç oy pusulası olduğuna dair tutanaklar tutulduğunu hatırlattı ve kullanılmayan oy pusulalarının da iade edilerek kayıt altına alındığını hatırlattı.
Yani muhalefet partilerinin YSK temsilcileri de, fazla basılan oy pusulalarının seçim güvenliği açısından bir endişe sebebi olmadığını düşünüyor.
Oy pusulası sayısının seçim güvenliği için bir şüpheli bir durumdan ziyade rutin bir uygulama olduğu görülse de, bazı siyasi partiler fazla oy pusulaları konusunda tedirgin. Mesela LDP, Ocak 2023’te bu durumun seçim güvenliği açısından sakıncalı olduğu gerekçesiyle fazla oy pusulası basılmaması gerektiği konusunda çağrıda bulundu.
Önceki seçimlerde de fazla oy pusulası basılıyordu
Seçmen sayısından fazla oy pusulası basılması yeni bir uygulama değil. Anahtar kelimelerle arama yaparak daha önceki seçimlerde de fazla pusula basıldığına şahit oluyoruz.
Örneğin 2014 ve 2015 seçimlerinde YSK Başkanı Sadi Güven, yasa gereğince fazla basılan oy pusulaları ve kullanılmayanların, yine siyasi partilerin tutanağıyla geri toplandığını söylemişti. Güven, bu durumun hiçbir zaman saklanmadığını, kaç tane oy pusulası basıldığını kurulda bulunan siyasi parti temsilcilerinin de bildiğini eklemişti. Kullanılan oyların sayılarak tutanağa işlendiğini, kalan oy pusulalarının da mühürlenerek paketlendiğini, ilçe seçim kurulunda saklandığını anlatan Güven, tüm bu işlemlerin, aralarında siyasi parti temsilcilerinin de bulunduğu kurul tarafından yapıldığını hatırlatmıştı.
Benzer şekilde YSK, 6 Ağustos 2014’te gereğinden fazla oy pusulası bastırıldığı iddialarına yönelik bir basın açıklaması yayınlamış. Açıklamada, toplam bastırılan oy pusulalarının ne için kullanıldığına madde madde yer verilmiş ve ilçe seçim kurullarına sandıkların yüzde ikisi kadar yedek paketler gönderilmesinin sebebi olarak Düsseldorf'ta yaşanan su baskını örneği verilmiş.
Seçim güvenliği bu seçimde de önemini koruyor
Seçim güvenliği, elbette fazladan basılan oy pusulalarına indirgenebilecek bir mesele değil. Seçim güvenliği genel olarak sadece oy verme günü ile sınırlı tutulmayarak itirazlar sona erip kesin sonuçlar açıklanıncaya kadar olan süreç olarak tanımlanıyor. Oy verme günü sandık güvenliğinin sağlanması, bu sürecin bir parçası.
Seçim güvenliği bu seçimde de birçok siyasi partinin gündeminde önemli bir yer kaplıyor çünkü geçmişte yaşanan 2014’teki elektrik kesintisi ve 2017’deki ölülerin oy kullanması iddiaları ya da mühürsüz oy kullanımı kararları gibi deneyimler akıllara geliyor.
Birçok sivil inisiyatif, seçim güvenliği çalışmalarına devam ediyor. DW Türkçe'ye konuşan Seçim Güvenliği Platformu Sözcüsü Nesteren Davutoğlu, bu seçimlerde en riskli alanın deprem bölgeleri olduğunu vurguluyor. Çünkü henüz barınma olanakları sağlanmamış olan depremzede seçmenlerin sandık başına gitmesini zorlaştıracağını düşünüyor.