Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu konferansta ne söyledi ne söylemedi?

"Peygamber ve Gençlik" konulu konferansta Prof.Dr. İbrahim Emiroğlu’nun söylediği iddia edilen bazı ifadeler gündeme geldi.


13/12/2018 16:04 11 dk okuma

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Güzelbahçe İlçe Müftülüğü Mevlid-i Nebi Haftası nedeniyle 22 Kasım 2018 Perşembe günü Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi'nde “Peygamberimiz ve Gençlik” konulu bir konferans düzenledi. Bu konferansta konuşmacı olarak Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu yer aldı. Etkinliğe Güzelbahçe Kaymakamı Hüseyin Kulözü, Garnizon Komutanı, Belediye Başkan Vekili, Narlıdere ve Urla İlçe Müftüleri katıldı.

guzelbahce ibrahim emiroglu

Cumhuriyet gazetesi 3 Aralık 2018 tarihinde yayımladığı bir haberle, Prof.Dr. İbrahim Emiroğlu’nun konferans sırasında söylediği sözleri gündeme getirdi. Haberde, Emiroğlu’nun söylediği iddia edilen ifadeler şu şekilde belirtildi:

- “Kızlar âdet olur, âdet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir.”

- “15 yaşındaki kızlar evlenebilir.”

- “Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar.”

- “LGBTİ masum gibi gösteriliyor, tedavi olmaları lazım.”

- “Laiklik en büyük tehlikedir”

- “Kızını dövmeyen dizini döver.”

- “Devrimciler hayvani bir hırsla hareket ederler, sadece bir hevestir.”

- “Komünizm büyük bir tehlikedir.”

- “Gençlerin dinden uzaklaşmasının temel nedeni laikliktir.”

- “Ergenlik yaşı düştü.”

- “Aileler 14 yaşındaki kızlarına mini etek giydirip dışarı çıkmasına izin veriyor.”

Diğer haber siteleri tarafından da haberleştirilen bu iddia sosyal medyada da gündeme geldi. Eğitim-İş Sendikası da konuya dair suç duyurusunda bulundu. Emiroğlu, tartışmaların ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Mevlana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü’nde sürdürdüğü görevinden alındı. Söylediği iddia edilen ifadelerin doğru olmadığını belirten Emiroğlu, hukuki yollara başvuracağını belirtti.

Enes Özdil isimli bir kullanıcı da Soundcloud’a yüklediği ses kayıtlarıyla konuşmada Emiroğlu’nun iddia edilen cümleleri sarf etmediğini ifade etti. Yeni Şafak gazetesi de bu iddiaları kaleme almıştı.

Eğitim-İş Sendikası 11 Aralık 2018 tarihinde bir basın açıklaması daha yayımlayarak Emiroğlu hakkında bulundukları suç duyurusunu takip edeceklerini ifade etti.

Teyit'e konuşan Emiroğlu’nun oğlu Bekir Emiroğlu ise dava sürecinin başladığını aktardı.

Eğitim-İş Sendikası İzmir 1 no’lu şube başkanı Adem Yıldırım Teyit'e yaptığı açıklamada, konuyu sadece Emiroğlu’nun söyledikleri üzerinden ele almadıklarını, öğrencilerin velilerinden izinsiz bir şekilde ders saatinde başka bir yere götürülmesine karşı olduklarını belirtti. Eğitim-İş Sendikasının herhangi birini linç etme niyeti olmadığını ifade eden Yıldırım, Emiroğlu’nun kamuoyuna yansıyan sözlerinin adli makamlarca incelenerek, doğru olup olmadığının açıklanarak kamuoyunun rahatlatılması gerektiğine vurgu yaptı.

Konferansta kaydedilen ses kaydının tamamına ulaşarak iddia edilen ifadelerin kullanılıp kullanılmadığını inceledik. Yapılan teknik incelemeler sonucunda 35. dakikada yaşanan duraksama dışında ses kaydında herhangi bir müdahaleye rastlanmadı. 

“Kızlar âdet olur, âdet olmak bir hastalıktır ve mutlaka tedavi olmaları gerekir.”

Emiroğlu konferans sırasında yaptığı konuşmada kız çocuklarının adet olmasına ilişkin konuya temizlik alışkanlıkları üzerinden değiniyor:

Peygamberimiz ruh terbiyesi veriyor. “Nehirde abdest alsan bile suyu ölçülü kullan” diyor. Bak çevre sorunu, "yeşille taharetlenme” diyor, yeşile saygı et. Daha buna nice benzetmeler eklenebilir. İşte bunları çocuklarımıza anlatmamız lazım. İkincisi temizlik alışkanlıkları. Kızcağız hijyenik bazı hastalıklar karşısında ne yapacağını bilmiyor. Beni çok bağışlayın. Çok özür dilerim. Pencereden pedini başıma atana rastladım. Ped bizde en mahrem şeydir. Bir kadının kullandığı en mahrem şeydir.

Konuşmanın tamamı dinlendiğinde Emiroğlu’nun adetin tedavi edilmesi gerektiğini söylediği iddiasının doğru olmadığı görülüyor. Adet dönemine ilişkin ise hijyenik bazı hastalıklar şeklinde bir ifadede bulunuyor. 


“15 yaşındaki kızlar evlenebilir.”

Prof. Emiroğlu’nun konferansta 15 yaşındaki kızlar evlenebilir dediği iddia edildi. Konuşma sırasında evlilikten bahsettiği bölüm şu şekilde;

.... Bir genç geliyor “Ey Allah'ın resulü: zina yapmak istiyorum, kendimi zapt edemiyorum, rapt edemiyorum” diyor. Diyor ki, “zina yapacağın kişi ya birisinin annesidir ya birisinin kardeşidir ya birisinin kuzenidir. Birisi senin kuzeninle bu kötü ilişkiyi yapsa razı olur musun?”. “Olmam” diyor. “Annenle yapsa”, “hayır" diyor. “Teyze çocuğuyla yapsa”, “olmam Allah’ın resulü”. “O zaman sen de yapma” diyor. “Empati kur” diyor. Ve diyor ki “nefsine hakim ol”. İmkanı olan evlensin. İmkanı olmayan da oruç tutsun. Yani nefis muhasebesinden geçsin diyor. Ve bizim toplumda bir tehlike de şu. Yani evliliği neredeyse öteliyor. Evlilik yaşını uzatıyoruz. Bu da tehlikeli. Yani mesela benim babam 15 yaşında evlenmiş, ablamla annemin arasında 16,5 yaş farkı var. Abim ilkokul öğretmeniydi, 19 yaşında evlendirdik. Ben 21 yaşında 3 ve 4. sınıfı üniversitede evli okudum. 21 yaşında evlendim. 3 çocuğumu evlendirdim. 25 yaşında, Peygamber yaşında. Peygamberimiz de 25 yaşında evlenmiş. Torunlarım herhalde 32-35’i bulur yani. Bu da iyi değil. Dün bir yüksek lisans öğrencim vardı 37 yaşında. "Sen hocadan da kaldın evde de kaldın” dedim. “Hocam, evlenenleri görüyoruz” diyor. Biz buna mantıkta rasyonalizm diyoruz. Yani mantığa büründürme, savunma mekanizması…

Konuşmanın tümü dinlendiğinde Emiroğlu’nun “15 yaşındaki kızlar evlenebilir” şeklinde bir ifade kullanmadığı, Emiroğlu’nun, artık insanların giderek daha geç yaşlarda evlenmesini eleştirdiği anlaşılıyor.

“Kızlar tesettüre girsinler, edepli olsunlar.”

Emioğlu’nun konuşmasında “tesettür” ve “edep” geçen cümlelerine bakıldığında söz konusu ifadelerin farklı bir bağlam içinde kullanıldığı anlaşılıyor.

Konuşmada “edep” ve “tesettür” ifadelerinin geçtiği bölümler;

Gençler otoriteye kızıyor “babam annem bana niye söyleniyor? Böyle yap diyor”. Çocuklar sizin için de onlar kendilerini sorumlu hissediyor çünkü Kur’an diyor ki “…… kendinizi ve ailenizi nardan koruyunuz. Seni dünyalık tehlikelerden koruduğu gibi ahiret tehlikesinden de koruyacak. Ahiret tehlikesinden korumak için “oğlum temiz ol, oğlum abdestini al, namazını kıl, kızım tesettürüne dikkat et,kızım edepli ol,kızım iffetli ol, kızım kimle konuştuğuna dikkat et” diyecek. Gençlerin üçüncü bir tehlikesi çevre sorunu. Şunu da söyleyeyim, sağlıklı ilişki kuran anne babanın çocukları daha sağlıklı oluyor. Ben mezun arkadaşlarıma, eğitimdeki arkadaşlarıma soruyorum. İntibak problemi yaşıyor anne babası problemli olan aile çocukları. Okulda intibak problemi, dinleme problemi, yoğunlaşma problemi, konsantrasyon problemi yaşıyor ve dinleme problemi yaşıyor.

Bazen bakıyorsun üniversite mezunu yemin ediyorum oturup iki kelime konuşamıyoruz. Ne edep var ne saygı var ne iletişim var ne hoşgörü var ne konuşma var ne dil var. En başta dilimizi bozdular, dinimizi bozuyorlar.

İnsan eylemlerine akıl ile ve din ile, edep ile, ahlak ile biçim veren kişidir. Bunları kontrol etmezsek cezalandırılırız. Hayvan bile belirli kurallara uymazsa sahibinden sopa yer veya hapsedilir veya cezalandırılır veya fazla yük yüklenilir.

“LGBTİ masum gibi gösteriliyor, tedavi olmaları lazım.”

Emiroğlu’nun konuşması sırasında Lezbiyen Gey Biseksüel Trans İnterseksüel (LGBTİ) bireyler hakkında yorumda bulunduğu görülebiliyor. Konuşma sırasında Emiroğlu’nun LPGTİ olarak ifade ettiği gençlerin çok erken uyarılmasının da bir sorun olabileceği, gençlerin bu tür duyguları çok hızlı yaşadığı için cinsel dönüşümler yaşayabildiği belirtiliyor.

"Pornografi, ruhsal bozukluklar oluşturuyor. Pornografik siteler var. Veya ona benzer filmler var. Çok erken uyarma da bir problemdir. Ya adam öyle hızlı yaşıyor ki o zaman cinsel dönüşümler yaşıyor. O zaman hemcinsleriyle yani bir kısmı masum görünebilir ama bu LPGTİ (LGBT)’ler gökten inmedi. Yine yanlış eğitim, yanlış görme, yanlış özenme veya ailemiz kontrol edecek gerçekten bunlar mahrem değil, eğer bir cinsel problem, gerçekten biyolojik bir sıkıntı varsa tedavi yöntemine gidecek. Olabilir."

“Laiklik en büyük tehlikedir” ve “Gençlerin dinden uzaklaşmasının temel nedeni laikliktir.”

Emiroğlu’nun konuşması sırasında “laiklik” ve “laik” kelimesi geçen yerler şu şekilde;

Biraz sonra bazı problemlere değineceğim, çağımızın en büyük tehlikesi sekülerleşmedir. Laikleşme yani hayatın kutsaldan arınması, yani ölüm ötesi endişenin olmayışı, yani işte yaşıyoruz boşver, Peygambermiş, Kutlu Doğum’muş, ahiretmiş, mezarmış, kabirmiş, hesapmış, cehennemmiş, cennetmiş ya geç bunları boş ver gençsin, ye iç gül oyna. Şarkılarımıza bile gelmiş, nedir? Aslında anlamı çok, gençlik şarkısı mı diyorlar? “Dünyaya geldik bir kere ye, iç, gül, oyna". Bu hedonist telkindir.

Çocuğu iyi bir dinlemek lazım, nedir bir derdi var mı? Sıkıntısı ne? Biz dinlemeden vur öldür yapıyoruz. Yargılamadan as gibi bir tutum içerisindeyiz. Bu otoriter aile geleneği var bizde. Bazıları da çok laik, liberal. Aşırı demokrat. Hiç karışmıyor.

Aynı zamanda Emiroğlu’nun sekülerleşme olarak ifade ettiği kavrama ilişkin açıklamaları da şu şekilde:

"Birinci tehlike sekülerleşme yani umrumda değil din varmış, ahiret varmış beni fazla ilgilendirmez. Bu ateizmden de tehlikeli. Bırak kendi haline ya can çekişsin. Batılılar ne der “Tanrıyı kendi halinde ölüme terk etme" der."

Mesela eğitim besmelesiz başlıyorsa eğitim çok seküler, çok pozitivist etkiliyse eğitim sırf maddi hedefler güdüyorsa; “yok arkadaş bu eğitim projemiz Türkiye’de iyi değil” diyeceğiz yerine göre. Maneviyata açık olacak, talim var terbiye yok diyeceğiz. Diploma veriyor ama iyi insan olmayı tam vermiyor diyebileceğiz.

“Kızını dövmeyen dizini döver.”

Emiroğlu’nun konuşmasına bakıldığında “kızını dövmeyen dizini döver” şeklinde bir ifadesi olduğu görülebiliyor. Konuşmanın ilgili kısmı;

"Çocuğu iyi bir dinlemek lazım, nedir bir derdi var mı? Sıkıntısı ne? Biz dinlemeden vur öldür yapıyoruz. Yargılamadan as gibi bir tutum içerisindeyiz. Bu otoriter aile geleneği var bizde. Bazıları da çok laik, liberal. Aşırı demokrat. Hiç karışmıyor. Kimin eli kimin cebinde. Kızı gece bir buçukta gelmiş. Hiç umurunda değil. Bunlar güya çağdaş görünümlü. Yok, keskin sirke küpüne zarar verir. Her zaman evrensel prensiptir. Kızını dövmeyen dizini ileride döver. Bu bir evrensel yasadır, yani biz dalı bile buduyoruz. Çocuğu da aşırılıkları ne yapacağız komutanım? Budayacağız, terbiye edeceğiz. Yoksa dallı budaklı, kaba saba bir mahluk olur, topluma sıkıntı olur."

“Devrimciler hayvani bir hırsla hareket ederler, sadece bir hevestir” ve “Komünizm büyük bir tehlikedir”

Emiroğlu konuşması sırasında devrimciler ve komünistlerden bahsediyor. Konuşma içerisindeki ifadeler şu şekilde:

"Şimdi evvelden bir ara 70’lerde falan “ben devrimciyim” demek bir modaydı gençler. Ne olduğunu da bilmez, neyi devirecek onu da bilmez. Bunun bir ileri adımı komünizmdir. Efendim şimdi gülersin, ben komünistim diyemez kimse değil mi… Efendim, ama gencin ruhunda ben devrimciyim demek, karşı olmak, otoriteye karşı çıkmak, baskıya, dayatmaya aykırı olmak vardır. Bu hayvani hırsı, gücü zaptetmez, raptetmezsen disiplinlik olursun, soruşturma geçirirsin, kovuşturma geçirirsin. İnsan, eylemlerine akıl ile ve din ile, edep ile, ahlak ile biçim veren kişidir. Bunları kontrol etmezsek cezalandırılırız."

“Ergenlik yaşı düştü”

Emiroğlu’nun konuşma sırasında ergenlik yaşı düştü şeklinde bir ifadesi olduğu görülebiliyor.

"Mesela çocukluk aşkını çok büyütmeyelim. Benim torunum diyor ki “ben Merve’ye aşığım biliyor musun dede” diyor. Daha ilkokul birde. O çocuk daha çocuksu ama şunu da söyleyeyim çok cinsel uyarıcılar var. Ergenlik yaşı düştü. Çocuklarımızı kontrol edelim. Dış dünya çok masum değil."

“Aileler 14 yaşındaki kızlarına mini etek giydirip dışarı çıkmasına izin veriyor.”

Emiroğlu’nun konuşması sırasında “mini etek” ifadesinin bir kez geçtiği görülüyor. Konuşmasının “mini etek” ifadesi geçen bölümü ise şu şekilde:

"Çocuğa çok kızarsan yaramaz olur. Hiç kızmazsan aymaz olur. Yerine göre. Yalama yapmayacaksın. “Hadi kızım yemekten evvel elini yıka, hadi elini yıka” bir sefer söyle alışkanlık haline gelsin. Değil mi? “Aman kızım kısa etek giyme, aman etek giy”. O da sana tepkisel olarak bakarsın mini etekle karşına çıkıyor. Tepki çünkü çocuklarda tepkisellik vardır."

Kaydın tamamını buradan dinleyebilirsiniz:

Güncelleme: 14/12/2018

Emiroğlu'nun adet dönemine ilişkin "hijyenik bazı hastalıklar" ifadesini kullandığı bölüm değişitirildi.