Poşet dosyası (III): İmalat, ticaret verileri ve hammaddede dışa bağımlılık

Poşet dosyasının son bölümünde plastik poşetle enerji kaynakları ve hammadde arasında verilerle bir bağ kurmaya çalışacağız.


01/03/2019 16:10 15 dk okuma

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

“Poşet dosyasının” ikinci bölümünde farklı ülkelerde hangi düzenlemelerle plastik poşet tüketiminin azaltılmaya çalışıldığını, poşet fiyatlarını ve Türkiye’deki yasal sürecin arka planını inceledik. Bu yazıda ise plastik poşetle enerji kaynakları ve hammadde arasında verilerle bir bağ kurmaya çalışacağız. Ardından da söz konusu düzenlemenin bir çözüm yolu olup olmadığını anlatacağız.

Dünyadaki petrolün sınırlı bir kısmı plastik üretiminde kullanılıyor

Atık Kontrol Yönetmeliği’ne ve Avrupa Birliği (AB) Plastik Poşet Direktifi’ne göre poşetler plastik ambalaj olarak nitelendiriliyor. Plastik ambalaj petrol rafinelerinden çıkan çeşitli ürünlerin petrokimya tesislerinde işlenmesi ile elde ediliyor. Ham petrol ve doğal gaz plastik poşet üretiminde ham madde olan polietilenlerin ortaya çıkmasında rol alıyor.

Earth Policy Insitute’te yer alan bir veriye göre Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) üretilen plastik poşetlerin yüzde 81’i doğalgazdan yüzde 14’ü ise petrolden elde edilen polietilenden üretiliyor.

Ekran Resmi 2019 02 20 17.01.16

Avustralya Çevre ve Miras Bakanlığının bir raporuna göre Avustralya’da tüketilen plastik poşetlerin hammaddesi olan polietilenlerin yaklaşık yüzde 60’ı Güney Asya’dan ithal ediliyor. Güney Asya’da üretilen polietilen çoğunlukla petrolden, Avustralya’da üretilen polietilenler ise genelde doğalgazdan elde ediliyor. Benzer bir karşılaştırma yapmak için Türkiye’de şu an net bir veri bulunamıyor.

Dünyada üretilen toplam petrolün yüzde 4'ü ila 6’sı arasında bir kısmı plastik üretimi için kullanılıyor. Plastik üretiminde kullanılan bu oranın sadece yüzde 3'ü plastik ambalaj üretiminde kullanılıyor (ABD için bu oran daha fazla). Bu düşük oranın sebebi az hammadde kullanarak daha az maliyetle plastik ambalaj üretmenin mümkün olması. Plastik poşet fiyatlarının dünyadaki petrol fiyatlarından nasıl etkilendiğini söylemek için ise daha güçlü göstergelere ihtiyaç var. National Geographic’te yer alan bir yazıda bu oranı kesin olarak bilebilmenin pek de mümkün olmadığı ifade ediliyor.

Plastik ambalaj ve poşet özelinde bu sonucu gösteren herhangi bir rapora ulaşılamıyor. Ama “Our World in Data”daki bir tabloda dünya genelinde plastik üretiminin 1973 petrol krizi ve 2008 krizi gibi dönemlerde düştüğü görülüyor

Plastic Pollution Our World in Data

Verilerle Türkiye’de plastik ambalaj sektörüne bir bakış

PAGEV’in 2016 Türkiye’de Plastik Ambalaj Raporu’na göre Türkiye’de üretilen ambalajların yüzde 37’si plastikti. Rapora göre ambalaj üretiminde plastik dışında en çok kullanılan materyaller tek kullanımlık kağıt ambalaj materyali, cam ve karton.

pagev plastik

Ambalaj ithalat ve ihracatında da yüzde 70 ve 47 ile plastik ambalajlar en fazla paya sahip. PAGEV’in 2014, 2015, 2016 ve 2017’de yayımladığı raporlardan Türkiye’de üretilen plastik ambalajların ithalat ve ihracat verilerine ulaşılıyor. Fakat bu veriler içerisinden “plastik poşetlerin” oranına bakmak istenirse durum biraz daha karışıyor. Çünkü plastik ambalaj kategorisi de kendi içerisinde farklı dallara ayrılıyor. Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP) kodları, bu ürünlerin hangisinin poşet hangisinin plastikten üretilmiş farklı bir ürün olduğunu ayırt etmeyi sağlıyor. “3923” GTİP kodu ile başlayan ürünler “eşya taşıma amaçlı plastik ambalaj” olarak sınıflandırılıyor. Bu sınıfın alt dallarına bakınca polietilen poşetleri görebilmek mümkün.

GTIP Kodu 3923 Plastiklerden eşya taşınmasına veya ambalajlanmasına mahsus malzemeler plastikden tıpalar kapaklar kapsüller ve diğer kapama malzemeleri Importers Search Engine Trade Atlas

Bu veriler ışığında Türkiye’nin plastik ambalajda net ihracatçı ülke konumunda olduğu söylenebilir.

esya amacli torbalarin ihracat ithalat oranlari

Türkiye plastik ambalaj sektöründe Avrupa’nın önemli iş ortaklarından

Türkiye’nin genel olarak “plastik” üretiminde Almanya’nın ardından Avrupa’da ikinci sıradaki ülke olduğu söylenebilir. Avrupa Plastik Üreticileri Birliği’nin 2018 raporunda da Avrupa’daki üreticilerin başka ülkelerdeki plastik sanayileri ile ticaret oranları karşılaştırılıyor. 2017’de Türkiye yüzde 15 oran ile AB'nin en fazla plastik ithal ettiği ülke olmuş. Plastik işlemede ise Türkiye AB’ye ihracatında yüzde 7, AB’den ithalatında ise yüzde 5 ile listede. Bu bilgiler ışığında Türkiye’nin AB’nin plastik sanayinde ticaret gerçekleştirdiği en büyük ortaklardan biri olduğu rahatlıkla söylenebiliyor.

HaberTürk’te Ekim 2017’de çıkan bir haberde plastik taşıma torbası alanında Türkiye'de, 2016’da 6 bin tonluk plastik poşet ithalatına karşı ihracatın 82 bin ton olarak gerçekleştiği, Türkiye'nin söz konusu ürünlerin ithalatı için ödediği bedel 17 milyon iken, bu ürünlerin ihracatından elde ettiği kazancın 226 milyon doları bulduğu bilgisi bulunuyor. Bu verilere PAGDER Dergisi’nin Ocak-Mart 2018 sayısından ulaşmak mümkün. GTİP kodu 3923 olan malların ithalat-ihracat oranlarına bakıldığında ise bu değerin doğru olabileceği söylenebilir. Çünkü PAGDER’in verilerine göre market ve pazar poşetlerinin piyasa büyüklüğü 1,5 milyar Dolar, tüm poşet çeşitleri dahil edildiğinde ise 5 milyar Dolarlık bir piyasa söz konusu. Türkiye 2016’da bu poşetlerin ithalatına 17 milyar Dolar harcamış; ihracattan ise 226 milyar Dolar kazanmış. Bu bilgilerden de Türkiye’nin plastik poşet sektöründe net ihracatçı ülke olduğu bilgisi teyitleniyor.

\"\"

Türkiye poşetlerin hammaddesini temin etmede dışa bağımlı

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, poşet üretiminde kullanılan hammaddenin yaklaşık yüzde 80’inin ithal edildiğinin altını çiziyor. Marketlerden satın aldığımız plastik poşetlerin hammaddesi plastik reçinesinden üretilen “polietilen” ve “polipropilen” maddelerinin çeşitleri (Az yoğun polietilen:LDPE ya da çok yoğun polietilen:HDPE). Bu iki maddenin seçilmesinin nedeni maliyetinin düşük olması.

S&P Global’de yer alan bilgilere göre Türkiye’de plastik sektörü, 2018’de yaşanan ekonomik gelişmelerden oldukça etkilenmiş ve TÜİK’teki verilere göre Aralık 2018’de hem ay bazında hem de yıl bazında tüm polietilen çeşitlerinin ithalatı düşmüş. Yani bu bilgiden yola çıkarak poşet yasasının hemen öncesinde plastik poşet üreticilerinin geçmişe nazaran daha az ithalat yapmaya başladıkları söylenebiliyor.

Türkiye Plastik Sanayicileri Federasyonunun (PLASFED) 2017’de ISO sıralamasında ilk 500 firma içine giren plastik ve kauçuk firmalarının değerlendirilmesi raporunda Ocak-Nisan 2018 verilerine göre etilen polimerlerinin ithalat miktarı bir sene önceki (Ocak-Nisan 2017) dönemle kıyaslandığında yüzde 5 artmış. Etilen polimerlerinin ihracat miktarındaki artış ise yüzde 29,7.

ICIS’te Aralık 2017-Aralık 2018 arasında polietilen ürünlerinin ithalatı karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmaya göre artan fiyatlar nedeniyle Türkiye’nin polietilen ithalatı azalmış. Son bir yılda Türkiye polietileni en çok “Suudi Arabistan, Özbekistan ve İran’dan” satın almış.

\"\"

PAGDER’in (Plastik Sanayicileri Derneği) 2016 Plastikte Hammadde Dışa Bağımlılık İzleme Raporunda ise öncelikle plastik sektörünün hammadde konusunda dışa bağımlı olduğunun altı çiziliyor ardından 2010-2015 arası veriler incelenerek bu durum gözler önüne seriliyor. PAGDER’in verilerine göre 2010-2015 arasındaki beş yıllık süreçte yurtiçi plastik hammadde üretimi ihtiyacın yalnızca yüzde 15’ini karşılamış. Bu orana ulaşılırken sadece Türkiye’de üretimi yapılabilen polietilen (plastik poşet üretiminde de kullanılan), polipropilen, polivinil klorür, poliamid hammaddeleri üzerinden hesaplama yapılmış. Rapora göre 2015’te polietilende dışa bağımlılık oranı yüzde 77,8.

Türkiye’de polietilen üretebilen tek tesis PETKİM (Petrokimya Holding A.Ş.) Türkiye Polietilen Raporu’na göre Türkiye’nin son 5 yıl içinde toplam polietilen üretiminin yılda ortalama yüzde 1,6 azaldığı, ithalatının yüzde 5 arttığı, ihracatının yüzde 17,9 azaldığı ve iç tüketimin de yılda ortalama yüzde 4,5 arttığı gözlemleniyor. Yani polietilen hammaddesi üretiminde Türkiye’nin zaten dışa bağımlı bir ülke olduğu söylenebilir.

Türkiye Polietilen Raporu’nda Türkiye’nin polietilen ithalatı yaptığı ilk 10 ülke de sıralanmış. Rapora göre Türkiye 2016’da en çok Suudi Arabistan, Güney Kore, İran, Singapur ve İspanya’dan polietilen ithal etmiş.

\"\"

Yukarıdaki tabloda yer alan 10 ülkeden sadece Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri dünyada en çok petrol ihracatı yapan ülkeler arasında. Bu nedenle polietilen ticaretinin petrol üretimine bağımlılığı oldukça az denilebilir. Çünkü polietilen ham petrolden değil petrokimya endüstrisinde uzun aşamalar sonucu işlenmesinden elde ediliyor. Ayrıca polietilen doğalgazdan da üretilebiliyor. Yani polietilen üretimi için oldukça donanımlı bir kimya endüstrisi gerekiyor.

TÜİK ve ITC (Uluslararası Ticaret Merkezi) dış ticaret verilerinden son 3 yılda plastik ambalaj üretimindeki hammadde fiyatlarının da arttığı da görülebiliyor.

\"\"

Poşet üreticisi için tek bir poşetin maliyeti yaklaşık 5-6 kuruş. Bunun karşılığında artık tüketiciden 10 kuruş alınması ile (geri kazanım katılım payı olan 15 kuruşun dışında) plastik poşet sanayinin ekonomik olumsuzluklardan bir nebze korunmaya çalışılması amaçlanmış olabilir. Bunun yanında Şubat 2019’da Türkiye’deki 200 poşet üreticisi Ankara’da bir araya geldi ve buluşmada “poşet yasasının” sektöre etkisi tartışıldı. Bir önceki yazıda poşetten alınan 25 kuruşun 15 kuruşunun hazineye geri kalan ücretin ise marketin kasasına gideceğini anlatmıştık. Toplantıda CitiBank’ın bir raporundan alıntı yapılarak bu uygulamanın plastik ambalaj sanayisindense marketlerin durumunu iyileştirmek için yapıldığını PAGEV Başkanı Eroğlu Twitter hesabından da ifade etti.

Plastik poşet üreten 2 bine yakın şirket var

TOBB’un verilerine göre 2016’da Türkiye’de plastik ambalaj üreticileri içerisinde poşet üreten 734 firma bulunuyordu. PAGEV’in Ocak 2019’da yaptığı bir açıklamaya göre ise bu sayı şu anda 2 bine yaklaştı. Bu firmalar 2016’da toplamda 493 bin ton plastik poşet üretmişler. Bu oranın önceki yıllarda da benzer olduğu görülüyor.

Türkiye'deki plastik ambalaj endüstrisinin yüzde 67'sini esnek ambalajlar, yüzde 18'ini tekstil ambalajları ve yüzde 15'ini ise sert ambalajlar oluşturuyor.

\"\"

Kırmızı ile gösterilen veri, tablonun hazırlandığı sırada Türkiye'de bulunan plastik ambalaj torbası üretici sayısını (734) gösteriyor. Kaynak: TOBB

AK Parti milletvekili Muhammet Balta’nın poşet şirketi

Türkiye’de plastik poşet üreten şirketlerin sermayelerinin kimlere ait olduğunu net olarak söyleyebilmek oldukça güç. Fakat bunlardan biri dikkat çekiyor. Sosyal medyada gündeme gelen ve T24, Gerçek Gündem, ABC Gazetesi gibi haber sitelerinde yer alan bir haberde, poşetlerin parayla satılmasına ilişkin yasayı hazırladığı belirtilen AK Parti Milletvekili Muhammet Balta’nın poşet üreticisi olduğu iddia ediliyor.

\"\"

AK Parti Trabzon milletvekili Muhammet Balta’nın bir ambalaj fabrikasının yönetim kurulunda olduğu iddiası doğru. Balta, TBMM Çevre Komisyonu Başkanı olarak görev yapıyor. Fakat Muhammet Balta’nın ismi poşetlerin ücretlendirilmesi ile ilgili kanun teklifinin ilk imzacıları arasında yer almıyor.

Milletvekili Muhammet Balta’nın resmi internet sitesinin “Hakkında” kısmında, kendisinin 1993 yılında Trabzon’un ilçesi Vakfıkebir'de ambalaj sektöründe faaliyete başlayan fabrikanın kurucu ortağı olduğu ifade ediliyor.

\"\"

İnternette yapılan bir aramayla Muhammet Balta’nın isminin Karadeniz Plastik Madencilik San. Tic. Ltd. şirketiyle birlikte geçtiği görülüyor. Ticari Sicil Gazetesinde, Karadeniz Plastik Madencilik San. Tic. Ltd.’de biri başkan biri üye olmak üzere iki farklı Muhammet Balta’nın görevde olduğu fark ediliyor. Başkan olarak ismi geçen kişi Ali oğlu Muhammet Balta iken şirketin yönetim kurulunda üye olan kişi ise Sabri oğlu Muhammet Balta. Fakat milletvekili Muhammet Balta 2017’de şirketin yönetim kurulundan ayrılmış.

\"\"\"\"

Ticari Sicil Gazetesi’nin ilgili sayfalarının ekran görüntüleri

Şirketin Ticaret Sicil Gazetesi’ndeki bilgilerine göre aynı şirkette aynı isimde iki farklı kişi olduğu anlaşılıyor. Millevekili Balta’nın yanı sıra şirketin yönetim kurulunda bulunan diğer Muhammet Balta ise 2014 yılında yapılan yerel seçimin ardından Vakfıkebir Belediye Başkanı olmuştu.

\"\"

\"\"

Kamu İhale Merkezinde Karadeniz Plastik’in önceki yıllarda çeşitli kamu kurumlarından aldığı ihalelere ulaşılabiliyor. Karadeniz Plastik bu ihalelerde genelde devlet kurumlarına çöp torbası satışı gerçekleştirmiş.

Sputnik’te 30 Ocak 2019’da yer alan bir haberde ise Ege Bölgesi Sanayi Odası Plastik Ambalaj Sanayi Meslek Komitesi Meclis üyesi Erdoğan Çiçekçi, 20 bin ton poşet üreten 5 firmanın banka takibine alındığını ifade etti. Banka takibine alınan 5 şirketin bilgileri paylaşılmazken Erdoğan Çiçekçi ayrıca paralı poşet uygulamasında torba ve poşet ayrımının ortaya konmamış olmasından kaynaklı problemlerin üretici şirketler için baş göstereceğini belirtiyor.

Poşetlerin paralı olması sonucunu doğuran yasal düzenlemenin gıda sektörünü mü yoksa plastik ambalaj sektörünü mü 2018’de etkisini daha fazla gösteren ekonomik bunalımdan kurtaracağı şimdilik belirsiz.

Poşetlerin paralı olması bir çözüm mü?

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı 2023’ün 116. sayfasında “Kirleten Öder” prensibi açıklanıyor. Bu prensip kısaca evlerde oturanların sabit bir vergi ödemesindense ürettikleri atıkla doğru orantılı biçimde bir atık ücreti ödemeleri. Böylece hem tüketicilerin atık miktarları azalıyor hem de geri dönüşüm maliyetleri düşüyor. 2023 Planında ayrıca poşetlerin ücretli hale getirilmesiyle de bu prensibin uygulanabileceği söyleniyor. Yani söz konusu yasal düzenlemenin motivasyonunun kısaca AB uyumunu sağlamak olduğu da söylenebilir.

2023 Planının devamında ise tüketiciden alınan Çevre Temizlik Vergisinin (ÇTV) ekonomik olarak belediyelerin geri dönüşüm hizmetlerine etkisi anlatılıyor. Son olarak ise genişletilmiş üretici sorumluluğu (EPR) prensibinin yasal mekanizmalar içinde önemli bir role sahip olarak geri dönüşüm performansını artıracağından bahsediliyor. Yani en etkin geri dönüşüm planı için ortaya çıkan düzenlemelerde atıkların sorumluluğunun ürünün tasarımcısı, üreticisi, satıcıları ve kullanıcıları arasında paylaştırılması gerekliliği vurgulanıyor.

Sonuç olarak değişikliğin en önemli amaçlarından birinin poşet hammaddesi petrol ve doğalgazdan olduğu için bu iki maddede dışa bağımlılığın azaltılması olabilir. Çünkü dünyada son 5 yılda petrol fiyatları azalırken Türkiye’de petrol hammadde ithalatında fiyatlar artıyor.

Poşetlerin artık paralı olmasının atık sorumluluğunun paylaşılması şeklinde de yorumlanması mümkün. Artık kişi başına ortaya çıkan atık miktarından o atığın sebebi olan kişi de sorumlu. Poşet başına verilen ücret ile bir yandan geri dönüşüme katkı sağlanması amaçlanıyor. Fakat tüketicide bu sorumluluğun yerleşmesi için vergi benzeri mali bir yükümlülük yerine daha kökten çözümler geliştirilmesi gerekiyor.

Ayrıca PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Reha Gür plastik poşetlerin paralı olması isteğinin büyük market zincirlerinden geldiğini belirtiyor. Gür, çözüm önerisi olarak çevresel kaygılar gözetiliyorsa plastik dahil tüm ambalaj atıklarının kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşümün öneminin herkes tarafından anlaşılması gerektiğini vurguluyor.

Şu an okumakta olduğunuz dosya yazı dizisi yayımlandıktan 10 ay sonra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekili Ali Fazıl Kasap, mecliste Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a cevaplandırması üzerine bir yazılı soru önergesi verdi. Kasap verdiği önergede 1 Ocak 2019'dan beri plastik poşetlerden toplamda ne kadar para kazanıldığını ve toplanan para ile yapılan çevre yatırımlarını sordu. Gelen cevapta Bakan Kurum, Ocak - Aralık 2019 arasında yaklaşık 1 milyar 500 milyon poşet satıldığını ve 210 milyon TL gelir elde edildiğini açıkladı. Gelir, belediyelerin çevre yatırımlarında kullanılmış.

Farklı çözüm yolları

Dünyada plastik ambalajın bu dosya yazısı boyunca aktarılmaya çalışılan olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerçekleşen birçok proje mevcut. 1996’da kurulan Avrupa Plastik Dönüştürücüleri (Plastic Recyclers Europe:PRE) şimdiye kadar Avrupa’da bulunan 120 geri dönüşüm şirketine sermaye sağlamış. PRE’nin internet sitesindeki bilgilere göre şimdiye kadar 2,5 milyon ton plastiğin dönüşümü bu sermaye sayesinde gerçekleşmiş. PRE aynı zamanda “sürdürülebilir ve geri dönüştürülebilir” tasarımları desteklemek için de çalışıyor.

PET şişeleri geri dönüştürmek oldukça zor. Bu sebeple İsviçre’nin Lugano kentinde kurulan Gr3n isimli girişim PET şişeleri geri dönüştürmek için yeni bir kimyasal yöntem geliştirdi. Euronews’da yer alan habere göre Gr3n’in bulduğu teknoloji tıpki domates soslu bir makarnada makarna ve sosun ayrılma süreci gibi işliyor. Plastik polimerleri bir çeşit mikrodalga ile daha az enerji ile tekrar monomer haline getiriliyor.

Diğer bir çözüm yoluna ise Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve Impact Hub Amsterdam’ın ortak destek projesi örnek gösterilebilir. - Okyanuslardaki kirliliği önlemeye çalışan, pet şişelerin geri dönüşümünden plastik atıkla çalışan 3D yazıcı üretimine kadar birçok alanda alışan 7 girişim seçilmiş ve WWF bu girişimler için fon yaratmış. Bu sayede genç girişimcilerden oluşan bir ekosistem yaratılmaya çalışıyor. Bu girişimlerden biri PlasticRoad. Plastik maddeleri asfalt yapımında kullanılmasını sağlayarak geri dönüşüme katkıda bulunuyorlar. Daha fazla bilgi için internet sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Bunlardan biri de Hollandalı genç Boyan Slat’ın 2013yılında kurduğu “The Ocean CleanUp” projesi. Bu proje ile okyanusları plastik ambalaj çöplerinden arındırmak hedefleniyor. Slat, 2018’de Kuzey Pasifik’te ilk büyük temizleme birimini hayata geçirdi. Bu birimle 5 yılda Büyük Pasifik Çöp Alanında yer alan atıkların büyük bölümünün temizlenmesi amaçlanıyor.

Çöpten arındırılacak bölgeye yerleşen temizlik gemisinin etrafında U şeklinde bir projeksiyon kuruluyor ve birkaç ay içerisinde o alan temizlenebiliyor.

\"\"

Girişimcilerin sundukları çözüm önerileri özellikle -bir önceki bölümde değindiğimiz- vergi benzeri mali bir yükümlülükle poşetlerin paralı olduğu Avrupa ülkelerinde incelenmeye değer. Poşetlerin genelde “gelişmiş ülkelerde” paralı olduğunu belirtmiştik. Avrupa ülkelerinde başlayan girişimlerim hemen hepsi AB fonlarından da yararlanıyorlar. Yani bir ülkede geri dönüşüm bilincinin kazandırılması ve plastik kaynaklı çevre kirliliğinin azaltılması isteniyorsa bunun için Boyan’ınki gibi girişimler desteklenerek sağlanabilir. Poşetler paralı olsa da kullanılmaya devam edilecek, evlerimizde eğer eskiden çöp poşetine para vermiyorsak şimdi onları kullanmaya başlayacağız. The Ocean Clean Up ise bu duruma karşı kökten bir çözüm sunuyor.

Gelişmiş ülkelerde vergiler, gelişmekte olan ülkelerde yaptırımlar belki poşet kullanımını planlandığı gibi 2025 sonunda minimuma indirebilecek. Ama uzun vadede sorunu kökten çözebilecek Boyan Slat’ınki gibi projelere ihtiyaç olduğu apaçık.