Koronavirüs salgını döneminde tüketici davranışlarında yaşanan değişimi dosyamızın birinci bölümünde işlemiştik. Tüketicileri daha çok plastik kullanmaya teşvik eden etkilerin başında, sektörün kamuoyunu yönlendiren müdahaleleri geliyor.
Plastik üreticileri, tek kullanımlık ürünlerin daha hijyenik ve güvenli olduğu söylemiyle, mevcut tüketici hassasiyetlerini yönlendirme gayesi taşıyor.
‘Plastik poşet ücretsiz olsun’
Üreticilerin ilk gündemi, dünya çapında gerileyen plastik poşet kullanımını, yeniden öncelikli hale getirmek ve hükümetlerin plastik poşeti kısıtlayan adımlarını geri aldırmak. Tek kullanımlık plastik poşetlerin yeni koronavirüs tedbirlerine daha uygun bir seçenek olduğu öne sürülürken, bez çantalarla alışverişe gitmenin hijyenik olmadığı tezi ortaya atılıyor.
ABD’de tek kullanımlık plastiklerle ilgili mücadele ise kıran kırana sürüyor. Salgın günlerini fırsata çevirme niyetindeki plastik üreticileri, ABD Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bir mektup yazarak salgın süresince tek kullanımlık plastiklerin yasaklanmasının sağlık tehdidi oluşturduğunun bakanlıkça ilan edilmesini istedi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma ve Geliştirme Eğitim Vakfı (PAGEV), Türkiye’de benzer girişimlerin öncüsü. Vakıf, plastik poşetin hijyenik olduğunu, bez çantaların tehlike barındırdığını öne sürüyor ve tek kullanımlık plastikleri özendirmek için faaliyetlerde bulunuyor. Bunlar arasında karantina merkezleri, hastaneler ve huzurevlerine tek kullanımlık plastik çatal, kaşık, bıçak dağıtmak da var.
Vakfın internet sitesinde konuyla ilgili olarak, “Ambalajlı gıda ve tek kullanımlık plastik ürünlerin toplum sağlığını korumadaki rolü bu süreçte daha iyi anlaşıldı” ifadelerine yer veriliyor: “Uzun zamandır bilimsel dayanaklardan uzak olarak sürdürülebilirliğin önündeki engel olarak gösterilen tek kullanımlık plastik ürünler bugün sağlıklı yaşamın garantörü olarak görülüyor. Yapılan araştırmalar çok kullanımlık bez torbaların sık yıkanmadıklarında viral ve bakteriyel hastalıkları yayabileceğini ortaya koyarken plastik tek kullanımlık poşetler bu açıdan herhangi bir risk barındırmıyor.”
Fotoğraf: Engin Karaman
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu da çok kullanımlık bez torba ve filelerin virüslerin yayılmasını kolaylaştırdığını iddia ederek salgın riski ortadan kalkana dek marketlerde tek kullanımlık plastik poşetlerin halka ücretsiz verilmesini önerdi: “Ücretsiz olduğu için tercih edilen bez poşetler ve fileler sık yıkanmadıklarında birçok hastalığa sebep olan virüslerin yayılmasına zemin hazırlıyor.”
PAGEV sitesinde yer alan bir diğer haber “Uzmanlar sağlık için tek kullanımlık poşet öneriyor” başlığına sahip. Haberde görüşlerine yer verilen Yalova Üniversitesi Polimer Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Öksüz, “Bilimsel araştırmalar özellikle market alışverişlerinde kullanılan bez torba ve filelerin, virüsleri evden markete ya da marketten eve taşıma riskini ortaya çıkardığını gösteriyor. Bu nedenle koronavirüs tehdidinin arttığı şu günlerde tüketiciler, insan sağlığını tehdit eden bez torba veya file yerine tek kullanımlık plastik alışveriş poşeti tercih etmeli” diyor.
Prof. Dr. Öksüz, Loma Linda Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi’nden Ryan Sinclair öncülüğündeki yapılan bir çalışmayı referans alarak “Bez torbalar hijyenik değildir” sonucuna varıyor.
Bahsedilen araştırmayı yapan ekip, çok kullanımlık bez torba ve filelere zararsız bir virüs eşdeğeri püskürttükten sonra, bu torbaları gönüllü müşterilerle Kaliforniya’da üç markete gönderiyor. Kişiler alışverişlerini yapıp ücretini ödedikten sonra analiz yapan araştırmacılar, bu müşterilerin ve kasa görevlilerinin ellerinde ve gönüllü müşterilerin dokunduğu ambalajlı gıda, ambalajsız sebze, alışveriş arabası, kasa, ödeme için kullanılan ekran gibi yerlerde virüs bulaşması riski tespit ediyor.
Ancak araştırmacılar, yaptıkları çalışmada “plastik poşetin daha hijyenik olduğu” sonucuna varmıyor. Prof. Dr. Öksüz’ün de açıkça belirttiği gibi araştırmacılar, satıcıların “mağaza içinde el hijyeni” ve “yüzey dezenfeksiyonu” uygulamalarına dikkat etmeleri, alışverişe giden kişilerin ise torbalarını yıkamaları gerektiğini belirtiyor. Yani koronavirüs salgınından önce, 2018 yılında yapılan bu çalışmada plastik poşetlerin bez torbalardan ‘daha hijyenik’ olduğu sonucu çıkarılmıyor. Araştırmanın tavsiyesi, kişisel hijyene dikkat edilmesi.
Plastikler, bez torbadan ‘daha hijyenik’ değil
Plastik üreticilerinin “Çok kullanımlık bez torbalar tehlikelidir” şeklinde özetlenebilecek kampanyası, PAGEV metinlerinde ifade edildiği gibi bu torbaların yıkanmaması ve temizlenmemesi koşuluna dayanıyor. Oysa bahsedilen temizleme işlemi yapılmadığı durumda giydiğimiz kıyafetlerin bile virüsü taşıyabileceği biliniyor.
Alışverişe götürülen bez torbalar, uygun şekilde temizlendiğinde ve genel hijyen kurallarına uyulduğunda, virüsü ‘eve taşımak’ konusunda plastiklerden ‘daha riskli’ sayılmaz. Burada iki temel araştırmadan bahsetmek gerekiyor. Yeni koronavirüsün yüzeylerde ne kadar kalabildiğine ilişkin çalışmalar, plastik yüzeylerin en riskli kategoride yer aldığını ortaya koyuyor.
Doğrudan yeni koronavirüsü inceleyen bir araştırma, beş farklı ortamda virüsün ne kadar tutunabildiğini inceliyor: Hava ortamı, plastik, paslanmaz çelik, bakır ve karton. Varılan sonuçlar, koronavirüsün plastik ve paslanmaz çelik yüzeylerde, bakır ve kartona göre daha uzun süre tutunduğunu ortaya koyuyor. Plastik yüzeylerde virüs 72 saate kadar varlığını sürdürürken, karton yüzeyde en fazla 24 saat kadar virüse rastlanabildi. Diğer çalışmada ise koronavirüs familyasının plastik yüzeylerde en az iki gün tutunduğu, belli şartlar altında dokuz güne kadar varlığını sürdürebildiği görülüyor. Yeni koronavirüsün de benzer bir davranışı göstermesinin beklendiği not ediliyor. Yüzeylerde uzun zaman sonra bulunan virüs kalıntılarının hala bulaşıcı olup olmadığı ise henüz netleşmiş değil.
‘Firmalar için kamusal bilgi bir strateji alanı’
Salgın nedeniyle tüketicilerin davranışlarında korku daha belirleyici bir faktör oldu. Bu durum, sektörden gelen ‘plastik poşetler hijyeniktir’ sinyallerinin tüketiciler üzerindeki etkisini artırıyor. Dissensus araştırma şirketi adına görüştüğümüz Bilgi Üniversitesi Araştırma Görevlisi Orkun Doğan’a göre, kriz anları ya da salgın süreci, “bireylerin (tam) bilgiye erişememe koşullarını yaratması sebebiyle” tüketici tercihlerinin rasyonel olmayan bir doğrultuda şekillenmesine ve davranışlarının değişimine neden olabilir:
“Virüsün bir ürüne bulaşma olasılığı veya bulaşan bir virüsün bir üründe daha uzun süre kalması hakkında bilgiler, fayda maliyet analizlerini bireysel ve toplumsal olarak şekillendirir. Tüketici davranışlarını değiştirir. Bunun farkında olan firmalar için kamusal bilgi, tüketici davranışlarını kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmek için bir strateji alanıdır. O yüzden tek kullanımlık poşet üreten firmalar, dışarıdan gelen plastik poşeti eve sokmayan veya her ürünü kolonyayla silme yoluna giden kaygılı tüketicilere yönelik olarak virüsün bez torbaların, alışveriş filelerinin üzerinde daha çok taşındığı yönünde ‘bilimsel bilgiyi’ kamusallaştırma derdinde. Çatışan bilimsel bilgilerin piyasa rekabetine yansımasına tanık olabiliyoruz. Bir taraf plastik poşet kullanımının yol açtığı ekolojik sorunları hatırlatırken, diğer yandan bez çantaların, alışveriş filelelerinin virüsü daha uzun süre taşıdığı yönünde bilimsel bilgiler kamuoyuna servis ediliyor.”
Fotoğraf: Engin Karaman
Duygular davranışları ne kadar etkiler?
Peki tüketicilerin hijyen gerekçesiyle tek kullanımlık plastiklere yönelmeleri, salgın sonrasında da devam edebilir mi? Araştırmacı Doğan’a göre duyguların ekonomik karar alma süreçlerine etkisi ‘kısa erimli’ olmak zorunda değil:
“Duygular ve ekonomik karar alma süreçleri arasındaki ilişki açıklanırken, şöyle bir kolaycılığa düşülebilir: Duygular dürtüseldir ve anlık etkileri olur, ancak uzun erimde etkili değildirler. Bu görüş duyguları statik ve bireyselci bir çerçevede ele alır. Virüsle ve virüsün getirdiği yeni bilgiler ile birlikte oluşan farklı duyguların süreç içinde, yoğunluklarına ve toplumsallaşmalarına bağlı olarak yeni ‘normaller’, rasyonellikler yaratma potansiyeli vardır. Bu yüzden duygular her zaman piyasaları kurar, piyasanın da hedefindedir. Piyasa ilişkileri içerisinde duyguların pazarlama stratejilerine konu olması anlamında manipülasyon daha çok gündeme gelir. Salgın sürecinde ortaya çıkan tedirginlik, korku gibi duyguları yatıştırmak açısından tüketicilerin tercih ettiği veya yönlendirildiği ‘plastik’, salgın sonrasının duygusal atmosferinde yeni normal ve rasyonellik arayışında farklı tüketicilerin tercih listesinde farklı konumlandırılabilir, fiyatlandırılabilir veya alışveriş listesinden dışlanabilir.”
Görünen o ki, plastik yüzeylerin virüsten korunmak için ‘daha hijyenik’ olduğuna tüketicileri ikna etmek için sektörün çabaları sürecek.
Öte yandan eldeki araştırmalar plastiklerin koronavirüsten korunmak için daha güvenli bir seçenek olduğunu göstermiyor. Yeni koronavirüs plastikte, diğer yüzeylere göre daha uzun tutunabiliyor. Bez çantaların virüsü evlerimize taşıdığı yönündeki iddia ise ancak hijyen şartları korunmadığında geçerli olabilir, ki bu durumda bez çantadan önce, satın aldığımız ürünlerden, kıyafetlerimizden ya da kullandığımız paranın yüzeyinden de enfekte olabiliriz.
Görüldüğü gibi plastik bağlamında yaşanan çetin mücadele, salgının iklime ve çevre sorunlarına etkisinin sanılandan daha çetrefilli olduğunu ortaya koyuyor. Koronavirüs salgınından gezegenimizin payına ne düşeceğini, dosyanın üçüncü bölümünde ele alacağız.