Küresel salgında AVM’ler dosyası III: Dünyada AVM’lerde durum ne?

Covid-19 ile değişen hayatlarımızda "normalleşme" çabaları devam ederken, AVM'lerin nerede durduğuna odaklanıyoruz.


04/08/2020 12:16 13 dk okuma

Bu içerik 2 yıldan daha eski tarihlidir.

AVM’ler dosyasında daha önce, henüz birçok kentte karantina uygulamaları sürerken 11 Mayıs’ta açılmalarına karar verilen alışveriş merkezlerinin Türkiye ekonomisinde kapladığı yere bakıp, inşaat, perakende, turizm gibi sektörlerle ilişkisine odaklanmıştık. İkinci bölümde ise kapalı alanlar ve alışveriş merkezlerinde yer alan havalandırma sistemlerine Covid-19 penceresinden bakmıştık. Bu bölümde dünyanın ‘normalleşme’ adımlarında AVM’lerin nerede durduğuna odaklanacağız.

Türkiye’deki alışveriş merkezleriyle eleştiriler, bu kapalı ve büyük kalabalıkları alabilecek alanların geri açılmasının birçok işletme, park ve sahillere göre ‘önceliklendirilmesi’ne yönelikti. Peki dünyada da bu işler nasıl? Alışveriş merkezleri diğer ülkelerdeki normalleşme çabalarında nerede duruyor?

İşte bazı örnekler:

Çin’de mağazaların açılışı ikinci sıradaydı 

Salgının başladığı Çin’de şu zamana kadar tarihte görülmüş en büyük karantina kararları alındı, bunu diğer ülkelerdeki ‘kapanma’lar izledi. Çin’de Covid-19 salgınının ilk başladığı Wuhan eyaleti ilk karantina kararının da alındığı yer oldu. 23 Ocak’ta tam anlamıyla kapatılan şehirde toplu ulaşım durduruldu, kısa bir süre sonra fabrikalar, ofisler ve okullar kapatıldı, kente giriş çıkışlar sınırlandırıldı, market ve eczaneler dışında tüm mağazalar kapatıldı. Dünyanın öteki ucundaki ülkeler birer birer karantinaya girerken acı deneyimleri önünde bir tecrübe olmadan yaşayan Wuhan artık normalleşme adımlarına başlamıştı. İlk olarak 28 Mart’ta Wuhan’a giriş serbestisi getirildi, metrolar tekrar açıldı. Ardından 30 Mart’ta mağaza ve alışveriş merkezleri açıldı, restoranlara paket servis yapmak koşuluyla izin verildi. 8 Nisan’da Wuhan’ın karantinası sona erdi, Nisan ayı insanların parklarda dolaştığı, açık hava restoranlarında yemek yediği, trafiğe çıktığı ama henüz çok da AVM ziyareti yapamadığı bir ay olarak geçti. Mayıs ayına gelindiğinde okullar da açıldı. Wuhan’ı salgının durumuna göre karantinaya alınan diğer bölgeler izledi. Ancak yakın zamanda Çin’de vaka sayılarının yeniden arttığı bölgeler mevcut, başkent Pekin’e 150 km uzaklıktaki, 500 bin nüfuslu Anxin bölgesi vakaların artması nedeniyle kapatıldı.

https://twitter.com/WinnieDynasty/status/1244626679068327938?s=20

 Wuhan’da dezenfeksiyon ekipleri AVM’de

avm dosyasi apple magazasi min Kaynak: Twitter/@michellecgtn

avm dosyasi pekin min 

Pekin’deki Apple mağazası. İçeri giren herkes maske takmak ve son iki haftada şehirden ayrılmadığını gösteren bir kodu okutmak zorunda. 

Britanya’da 15 Haziran’da açıldı 

Salgını ilk başlarda ciddiye almamakla eleştirilen Britanya’da karantina önlemleri 23 Mart’ta alınmaya başlandı. İki ay süren önlemlerin ardından Başbakan Boris Johnson’ın açıkladığı yol haritasında ilkokul ve kreşler 1 Haziran’dan itibaren açıldı. Alışveriş merkezleri ve hayati önemde olmayan tüm perakende mağazalarının açılışı ise hükümetin açıkladığı gerekli önlemlerin alınması koşuluyla 15 Haziran’da açıldı. Hükümet giyim mağazalarında deneme kabinlerinin mümkün olan her yerde kapalı tutulmasını tavsiye ediyor. Birçok mağazada deneme kabinleri kapalı iken, az sayıda mağazada her müşteri arasında temizlenmeleri koşuluyla kabinler açık. Öte yandan alışveriş merkezleri sosyal mesafenin sağlanması için ortak alanları gidiş ve dönüş olarak iki yönlü ayıran yer işaretleri ve posterlerle donatıldı.

avm dosyasi instagram min İngiltere'de bir AVM'deki sosyal mesafe işaretleri: Solda kalın, sabırlı olun, mesafenizi koruyun, kibar olun yazıyor. Fotoğraf: Instagram/therealworldmum

İngiliz Perakende Konsorsiyumu da, yayınladığı rehberde mağazalara giren müşteri sayısının kısıtlanması, giriş ve çıkışın farklı kapılardan yapılması, bekleme sıralarının kontrolü, kabinlerin mümkünse kapatılması, değilse de sosyal mesafenin kontrol edilmesi gibi bir dizi tavsiye kararı açıkladı. Müşterilerin yalnız alışverişe çıkmaları da bir diğer tavsiye. İngiltere’de sosyal kültürün en önemli parçalarından olan publar ve restoranların ise 4 Temmuz itibariyle açıldı.

avm dosyasi londra min Fotoğraf: Twitter/Urban_Pictures

İtalya’da kuyruklar oluştu 

Avrupa’nın başlıca turizm rotalarından biri olan İtalya’da turizm sektörü, ülkede 42 milyon insanı istihdam ediyor ve ülke üretiminin yüzde 13’ünü oluşturuyor. Bu durum yeme içmeden giyime ülkedeki birçok sektörü yabancı turist getirilerine ciddi oranda bağımlı hale getiriyor. Bu yüzden ekonominin ciddi bir darboğazdan geçtiği İtalya’da normalleşme kararlarında neredeyse topyekün bir uygulamaya gidildi. Mart ortasında karantinaya giren ülkede 14 Nisan’da önce kitapevleri, kırtasiyeler, çocuk kıyafet mağazaları, kuru temizlemeciler ve çamaşırhaneler hizmet vermeye başladı. Ardından 18 Mayıs’ta birçok restoran, mağaza, kiliseler, müzeler ve de kumsallar açıldı. Moda dünyasının devlerini barındıran İtalya’da salgından önce turistlerin ilgi odağı olan alışveriş merkezleri de aynı dönemde açılmaya başlandı. Salgının üs bölgelerinden Lombardiya’da yer alan Milano’nun lüks tüketime yönelik alışveriş merkezi La Rinascente’nin önünde daha ilk günlerden kuyruk oluştu.

avm dosyasi italya min Fotoğraf: Facebook/Mi-Tomorrow

Bu yeni dönemde alışverişe yeni kurallar getirildi. Mağaza içlerinde maske ve eldiven takmak zorunlu olurken, içeri giren müşteri sayısı sınırlandırıldı. Bazı alışveriş merkezleri gelen sayısını azaltmak için park alanlarını azalttı. Ekonominin açılması hayatın sokaklarda dolu dolu yaşandığı bilinen İtalyanlarca olumlu karşılansa da, hem uygulanması zor fiziki mesafe kısıtlamaları hem de turist yokluğu özellikle küçük işletmelerin sıkıntılı bir sürece girmesine neden oldu. Milan’da bir çanta mağazasının sahibinin sözleri birçok işletmenin durumunu özetliyordu: “Müşterilerimin yüzde 90’ı turistlerden, çoğunluğu da Çinlilerden oluşuyor. Henüz yeniden açılmak benim için çok anlamlı değil.” İtalya bu yüzden 3 Haziran’da Avrupa’yla sınırlarını da yeniden açtı.

italya avm dosyasi min Fotoğraf: Facebook/Mi-Tomorrow

Fransa’da Lafayette açıldı 

Fransa salgın boyunca kentleri vaka oranlarına göre yeşil, kırmızı, turuncu alanlar olarak sınıflandırarak bölgeler için farklı önlemler aldı. Sokaklara taşan tıklım tıklım masalarıyla cafe ve bistroların yaygın olduğu Fransa’da ülkenin büyük çoğunluğunda 2 Haziran’dan itibaren restoran, bar ve kafeler, park ve bahçelerle beraber açıldı. Paris ise bunun için 7 Haziran’ı beklemek zorunda kaldı. Ülke öte yandan alışveriş merkezleri ve perakende mağazaları için farklı bir yol izledi. Yeşil bölgelerde alışveriş merkezlerinin açılmasına büyük oranda 11 Mayıs’ta izin verilirken, kırmızı alan olarak belirlenen Paris’in yer aldığı Ile de France bölgesindeki 40 bin metrekare üzerinde yüzey alanı bulunan alışveriş merkezlerinin ikinci bir emre kadar açılmaması kararı alındı. Galaries Lafayette ve Printemps gibi Paris’in ünlü alışveriş merkezlerinin 10 Temmuz’a kadar beklemek zorunda olduğu açıklansa da, bu karar gelen itirazların ardından Mayıs ayının son günlerinde kaldırıldı ve bu iki büyük AVM açıldı. 

Güney Kore’de ‘intikam alışverişleri’

Güney Kore salgına karşı aldığı önlemlerle örnek gösterilen ülkeler arasında. Çin’in ardından salgının etkilerini hissetmeye başlayan Güney Kore’de 19 Nisan’dan itibaren önlemler gevşetilmeye başlandı. Bu tarihte spor tesisleri, ibadethaneler, alışveriş merkezleri, parklar ve bazı restoranlar açılmaya başladı. Mayıs ayında alışveriş merkezleri uzun süre karantina altında kalan Koreliler arasında sosyal medyada ‘intikam alışverişleri’yle trend haline geldi. İlk kez Çinli bir ekonomistin kullandığı bu terim birçok medya kuruluşunda haberlerde yer buldu ve sosyal medyada uzun süreli mahrumiyetten sonra yeniden alışverişe çıkmayı tanımlamak için kullanıldı. Güney Kore’nin başkenti Seul’daki alışveriş merkezleri bu terimi haklı çıkaracak düzeyde bir doluluk içindeydi. Reuters’a konuşan bir Koreli kendisini yeterince ‘izole ettiğini, artık bunu telafi etmek istediğini’ ama yine de maske takmaya devam edeceğini söylüyordu.

avm dosyasi guney kore min 1

Covid-19 salgınıyla mücadelede getirdiği yüklü ekonomik destek paketleriyle gündeme gelen Almanya’da da mağaza ve AVM’ler için kademeli açılışlar söz konusu oldu. Ülke genelinde, 20 Nisan’da 800 metrekareden küçük mağazalara izin verildi ancak kentler bazında mağazaların açılış zamanlarında farklı uygulamalara gidildi. Kuaförler ve okullar 4 Mayıs’tan itibaren açılmaya başlandı. Tüm mağazaların açılışı ise 6 Mayıs’ı buldu. Restoranlar ise Mayıs’ın ortasına kadar bekletildi.

New York’ta AVM’ler ancak elde teslimat yapabiliyor 

Amerika Birleşik Devletleri federal bir ülke olduğundan karantinadan çıkış stratejileri de 50 eyaletin yönetimlerince belirleniyor. Normalleşme adımlarının birçok bölgede başladığını söylemek mümkün, ancak restoranlardan, kuaförlere, mağazalardan, kumsallara kadar her bölgede farklı serbestiler geçerli. Vaka sayısının toplamda 394 bini, ölümlerin ise 31 bini aştığı New York eyaletinde, dört aşamalı bir normalleşme planı uygulanıyor. Salgının seyrine göre kademeli açılan eyalet kentleri, New York City dışında üçüncü aşamaya gelmiş durumda. New York City ise 22 Haziran’da ancak ikinci aşamaya geçebildi. İkinci aşamada alışveriş merkezlerinin durumu açıkça belirtiliyor. Alışveriş merkezlerinin tamamen açılmasına izin verilmiyor, ancak binadaki mağazaların kapıda ve kaldırımda ürün teslim etmelerine izin var. Alışveriş merkezinin sokağa bakan kısımlarında, ana kapıdan bağımsız kendi kapısı olan mağazaların ise içeride alışverişe ve kapı önünde teslim yapmalarına izin veriliyor. 

İkinci aşama aynı zamanda restoranların açık alanlarında servise, kuaför ve berber salonlarına -bekleme alanları kapatılarak-, ofislere, emlak şirketleri, araç satış ve kiralama gibi hizmetlere ve inşaat çalışmalarına da izin veriyor. Eyaletin üçüncü aşamada olan diğer kentlerinde de alışveriş merkezlerine izin yok, çeşitli kısıtlamalarla restoranların iç kısımları, manikür ve mesaj salonları açılmış durumda. Alışveriş merkezleri dördüncü aşamada da yeni bir karar alınana kadar sinema ve spor salonlarıyla birlikte kapalı kalacak yerler arasında. New York kentinden görüntüler İstanbul’daki normalleşme adımlarında Caddebostan ve Maçka Parkı görüntülerini hatırlatan cinsten; sokaklar, parklar, açık alanlar biraz olsun eski normale dönmek isteyenlerle dolu

avm dosyasi gorsel min Fotoğraf: Chris H./Google Fotoğraflar

Salgının ağır geçtiği bir diğer bölge olan New Jersey’de açık havada restoranlar, inşaat sektörü, kuaför ve berberler, mağazalar açıldı, alışveriş merkezlerinin ise yüzde 50 ziyaretçi kapasitesiyle 29 Haziran’da açıldı. Ancak daha hızlı davranan eyaletler de var, son zamanlarda vaka sayılarının artışa geçtiği California onlardan biri. Ülke genelinde karantina uygulamasının başladığı ilk eyalette ekonominin hızlandırılması için 18 Mayıs’tan itibaren gerekli kriterleri sağlayan bölgelerde restoranlar ve alışveriş merkezleri açıldı. Yeni vakaların yükselişte olduğu eyaletler Teksas ve Florida’da da erkenci davranan eyaletlerden. Cumhuriyetçilerin yönetimindeki en büyük eyalet olan Teksas, eyalette en çok ölümün görüldüğü tarihten sadece bir gün sonra, 1 Mayıs’tan itibaren alışveriş merkezleri ve restoranları açtı. Karantinanın sadece bir ay sürdüğü Teksas’ta vaka sayısı yakın dönemde yeniden artışa geçmiş durumda. Florida’da ise 18 Mayıs’ta restoran, alışveriş merkezi, spor salonu, müze ve kütüphaneler gibi çok sayıda yeri açtı

avm dosyasi edgewater min Fotoğraf: ABD’de bir alışveriş merkezinde mağaza önünde bekleyen müşteriler. Twitter/ @BrandyMcgillTV

Karantinadan çıkışta AVM sahibi büyük emlak şirketlerinin mağazalarını açmak için diğer ülkelere göre daha aktif bir kampanya yürüttüğü söylenebilir. Ülkenin en büyük AVM grubu Simon Property Group Nisan ayı sonunda 49 alışveriş merkezini açmaya başladı. Amerika’nın en büyük alışveriş merkezi olan Minnesota’daki Mall of America da kısıtlı da olsa açılan alışveriş merkezlerinden.

Sadece Türkiye değil, tüm dünya ekonomileri Covid-19 pandemisinden kaynaklı ciddi bir daralmayla karşı karşıya. IMF yakın zamanda küresel ekonominin bu yıl yüzde 4,9 daralacağını, pandeminin 12 trilyon dolarlık zarara yol açacağını açıkladı. Dünyanın büyük bir kısmı pandemiyi kontrol altında tutmakla, ekonomik zararı minimize etmek arasında bir yol bulmak için çabalıyor. Ancak yöntemler ülkeden ülkeye değişiyor, kimi ülkeler tüketim odaklı bir planla alışveriş merkezlerinin de içinde bulunduğu perakende sektörünü canlı tutmaya çalışırken, kimisi kafe, restoran, açık alanlar, küçük işletmelerle gündelik hayatın seyrini normalleştirmeye çalışıyor. Alışveriş merkezlerinin hızla açıldığı yerler kadar, görüldüğü üzere ziyaretçi sayılarında kısıtlamalar, metrekareye dayalı sınırlandırmalar ve vaka sayılarına göre bölge bölge farklı karar alan ülkeler mevcut.

Türkiye’de son yıllarda pek çok nedenle tartışılan alışveriş merkezlerinin beklenmedik bir küresel salgında da gündeme gelmesi şüphesiz çok şaşırtıcı bir durum değildi. Yakın zamanda alışveriş merkezlerinde Kültür Bakanlığı’nın da teşvikiyle kütüphanelerin açılması haberinde de gördüğümüz üzere AVM’lerin sosyal hayatta yer tutması istenen, önemli cazibe merkezleri olarak tutulmak istendiğini düşünmek için çok sebep var. Yıllar boyunca hızlı bir ivmeyle artan AVM sayıları hem Türkiye’ye yabancı yatırımcı çekti, hem inşaat sektöründe önemli bir büyümeye katkı sağladı hem de perakendeden turizme, farklı sektörleri besledi. Pandemiyle gelişen olağanüstü durum bir şekilde AVM’lerin kapatılmasına da uzansa da, bu sürecin çok uzun süremeyeceği alışveriş merkezlerinin yatırımlarının dövize dayalı yüksek borçluluk oranlarıyla yakından ilgiliydi. Sektör temsilcileri, alışveriş merkezleri ‘güvenli alışveriş’ için tüm önlemleri aldıklarını söylüyor, hatta işi alışveriş merkezlerinin evlerden bile daha güvenli olduğuna kadar götürenler var. Karşı tarafta ise hem sistemlerin daha ciddi revizyona gitmesi gerektiğini savunan uzmanlar var hem de şu anki denetim mekanizmalarını yeterli bulmayan meslek örgütleri. Kapalı alanlarda virüsün daha kolay yayılabildiğine dair farklı birçok kaynak olduğunu da hatırlatalım. Dünya örneklerinden çıkarabileceğimiz sonuçsa ciddi kısıtlamalar olmakla birlikte her ülke kendi ekonomik altyapısı ve kendine özgü iç dinamikleri ile hareket ediyor ve tek bir reçeteden bahsedebilmek mümkün değil. Bu alanları salgın döneminde ziyaret edip etmemek en sonunda kişilerin iradesine kalmış bir durum, ancak çalışanları için aynı şeyi söylemek güç.