Çin’de başlayıp Avrupa’ya yayılan ve sonrasında pandemi haline gelen Covid-19 salgınından korunmak için fiziki mesafeyi koymak, düzenli el yıkamak, yüze dokunmamaya gayret etmek gibi kuralları artık biliyoruz. Mekansal seçimler de önemli bir etken gibi: Dünya Sağlık Örgütü mesafeyi korumak zor olacağından kalabalık ortamlardan kaçınmayı öneriyor. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) de yakın temasın virüsün ‘kolayca’ ve ‘sürdürülebilir’ yayılmasına sebep olduğunu belirtiyor.
Bu riski gösteren birçok bilimsel çalışma mevcut. Çin’de incelenen 7 bin 324 vakanın sadece birinde açık havada küçük bir köyde karşılıklı konuşan kişiler arasında virüsün yayıldığı tespit edilmişti. Japonya’da yapılan bir araştırmada ise virüsün kapalı ortamda açık havaya göre 18,7 kat daha fazla bulaştığı gözlendi. Kapalı alanların, açık havadan çok daha az hava yoğunluğuna sahip olduğu, bu nedenle kontamine havanın daha kesif olabileceği belirtiliyor.
Güney Kore’de virüsün bir çağrı merkezinde yayılımının incelendiği bir diğer çalışmada, şehir merkezinde binin üstünde insanın girip çıktığı 19 katlı bir binanın 11. katında tespit edilen vakalar incelenmiş. Tüm binaya bakıldığında vakaların ezici çoğunluğunun aynı ofiste yan yana masalarda çalışanların yer aldığı çağrı merkezinde yoğunlaştığı gözlenmiş. Binadaki 97 Covid-19 pozitif vakasının 94’ü çağrı merkezinde, yoğunlukla da ofisin tek bir bölümünde yayılmış. Binanın tümündeki yayılım ise yüzde 1’in altında. Çalışma çok daha fazla sayıda insanın asansörler, lobi gibi ortak alanları kullanmalarına rağmen, yayılımda yüzeylerle temastan çok ‘hava’nın etkili olduğunu belirtiyor.
Güney Kore'de çağrı merkezinde virüsün yayılma şeması. Mavi kutular Covid-19 pozitif vakaların oturduğu masaları gösteriyor.
Kapalı alanlarda virüsün yayılmasına dair bir başka çarpıcı örnek yine Çin’deki bir restoranda virüsün nasıl yayıldığına ilişkin. Çin’in Guangzhou kentinde camları olmayan bir binanın üçüncü katında üç aile (A, B, C) birbirleriyle yaklaşık bir metre mesafe olan üç masada yemek yiyor. C ailesinin hemen arkasında AC tipi (Air Conditioning) bir klima bulunuyor. Klima C masasından B masasına doğru hava üflüyor, odanın diğer ucuna kadar gelen hava dönerek C masasına tekrar ulaşıyor. Aileler içinde ilk Covid-19 pozitif vaka A ailesinden çıkıyor. A1 restoranda yemek yedikten kısa süre ateş ve öksürük şikayetiyle hastaneye gittiğinde enfekte olduğu belirleniyor. Daha kısa süre sonra ise A ailesinden dördü, C ailesinden ikisi, B ailesinden üçü rahatsızlanıyor. Üç aile için de geriye dönük yapılan incelemede, B ve C ailelerinde Covid-19 bağlantılı tek vakanın A1 olduğu tespit ediliyor. Çalışma, restoranda bulunan klimanın havayı üfleme yönünün virüsün yayılmasında kuvvetle muhtemel etkili olduğu sonucuna varıyor. Buna göre klima havayı C masasından B’ye doğru sürüklerken, havanın bir kısmı duvardan tekrar yansıyarak C masasına varıyor. Bu da havadaki damlacıkların ortamda yayılmasına neden oluyor. “Bu yayılmadan damlacık geçişinin klima havalandırmasının harekete geçirdiği sonucuna vardık. Bulaşmanın ana faktörü hava akımının yönüydü” deniyor.
Çin'deki restoranda masa düzeni ve hava akımının yönü
Alışveriş merkezlerinde havalandırma sistemleri nasıl çalışır?
Alışveriş merkezleri yapısı gereği çok sayıda insanın girip çıktığı, çalışanların uzun süreler iç mekanlarda, mağaza içlerinde ve ortak alanlarda zaman geçirdiği alanlar. Bu büyük binalar ısıtma, havalandırma ve soğutma bir arada sağlayabilen merkezi sistemlerle (HVAC – Heating, Ventilation and Air Conditioning) donatılıyor. Bu sistemler sadece AVM’lerde değil, fabrikalarda, büyük plaza ve işyerlerinde, hastanelerde, metrolarda, oteller, okullar, kültür merkezleri, düğün salonları gibi başka toplu kapalı alanlarda da sıklıkla kullanılıyor. Türkiye’de alışveriş merkezlerinin yeniden açılması kararı tartışılırken bu sistemler de gündeme geldi.
Önce sık karıştırılan bir hususa değinelim. Çoğunlukla evlerde, küçük işyerlerinde gördüğümüz klimalar ısıtma ve soğutma fonksiyonu sağlıyor. İç üniteleriyle ortamdaki ısı enerjisini emiyor, dış üniteye götürüyor, istenmeyen ısıyı dış üniteleriyle dışarı atıyor, aynı havayı istenilen sıcaklığa getirerek ortama geri veriyorlar. Yukarıda değindiğimiz gibi daha kompleks yapılarda ise ısıtma ve soğutmaya ek olarak havalandırma da yapılıyor, yani dışarıdan temiz hava alınarak içeri veriliyor. Ancak alışveriş merkezleri gibi büyük yapılarda ortam havasının arzu edilen sıcaklıkta tutulması için kullanılan iç hava ile, dışarıdan alınan temiz hava arasında enerji verimliliği için bir denge kurulması gerekiyor. İç hava enerji kullanılarak ısıtılmış ya da soğutulmuş olduğundan, dışarıdan alınan hava belli bir düzeyde tutuluyor.
Teyit’e konuşan Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı İbrahim Tataroğlu en basit haliyle havalandırma sistemlerinin çalışma mekanizmasını şöyle anlatıyor: “Dışarıdan bir oranda taze havayı içeriye gönderiyor ve içerideki havayı çeviriyor. Çünkü içerisi ile dışarısı arasında bir sıcaklık farklılığı var. Enerji verimliliği için bu gerekli. Buna ısı geri kazanımı deniyor. İçerideki havayla dışarıdaki hava aynı sıcaklıkta olmadığı için bu uygulanıyor, yıllardır odamızın önerdiği koşul da buydu. Ancak pandemi zamanlarında bu sistemler risk oluşturuyor. Çünkü insanlar nefes alıp veriyor, hapşırıyor. Bu hava içeride dolaştırıldığı için risk oluşturuyor.” Tataroğlu konunun yalnız AVM’leri bağlamadığını, birçok yerde sistemlerin bu şekilde çalıştığını vurguluyor.
Teyit’in görüşüne başvurduğu havalandırma ve klima santrallerinde uzman endüstri mühendisi İNOVAKS Isıtma Soğutma Klima Genel Müdürü Şaziye Özcan, sistemlerin en baştan verimlilik üzerine tasarlandığına işaret ediyor: “Kullanılan sistemlerin birçoğu, yüzde 100 taze havayla çalışan sistemler olarak tasarlanmadı. Çünkü yüzde 100 taze havayla çalıştırmaya kalktığınızda enerji sarfiyatınız çok yükseliyor. Ancak içinde bulunduğumuz koşullarda mevcut sistemlerin kullanımı risk taşıyor. Kullandığımız ve konfor şartlarına getirdiğimiz havayı bir şekilde sistemde dolaştırıyorsunuz. Bu sırada ortamdaki mikroorganizmaların bir başkasına sandığınızdan çok daha kısa sürede ulaşıyor maalesef. Bu sorunun çözümüyle ilgili ciddi çalışmalar yapılıyor, elbette ki çözümsüz değil. Ancak zaman ve maliyet gibi problemlerle de karşılaşıyoruz.”
Özcan, havanın sirkülasyonunun da temiz hava kullanımı kadar önemli olduğuna değiniyor: “İnsanların ağızlarından çıkan damlacıklar virüs barınıyor. Bu virüsün uzmanlar tarafından belirtildiği gibi karşınızdaki insana ulaşması için bir buçuk metre ile üç metre arası bir mesafe gerekiyor. Ortamdaki nem oranı şayet doğru ayarlanır ise, bu damlacıkların havada kaldığı süre kısalıyor ve bulaş riski azalıyor.”
Nasıl çözümler öneriliyor?
Dünya Sağlık Örgütü’nün “Covid-19 Bağlamında İşyerinde Halk Sağlığı ve Sosyal Önlemler için Hususlar” başlıklı yayınında çalışanlar, iş arkadaşları, ziyaretçiler ve müşteriler ile sık ve yakın temas kurulan alanları virüse karşı ‘orta maruz kalma riski’ içerisinde değerlendirilirken, bu ortamlarda alınması gereken önlemlere havalandırma sistemleri de dahil ediliyor. Yayında doğal ya da suni havalandırmanın artırılması, tercihen de havanın içeride dolaştırılmaması öneriliyor. Aynı yayında ortak alanların sürekli temizlenmesi, çalışanlara maske gibi gerekli ekipmanların temin edilmesi, çalışan ve müşterilerin arasında yeterli mesafe bırakılması için önlemler alınması gibi tavsiyeler de veriliyor. İçerideki havanın sürekli dolaştırılmamasına dair başka tavsiyeler de mevcut.
Bu çalışmalarda da vurgulanan risklere karşı Avrupa Isıtma, Havalandırma ve İklimlendirme Örgütü (REHVA) Covid-19’un yayılmasına karşı bina hizmetlerinin nasıl çalıştırılması gerektiğine dair bir rehber yayınladı. Rehberde salgının yayılmasına karşı tüm çabalara ihtiyaç olduğu vurgulanırken akıllı bina sistemlerinde havalandırmayı açılıştan birkaç saat önce başlatmak ve normalden daha sonra kapatmak, daha iyi bir çözüm olarak da havalandırmayı 7/24 açık tutmak gerektiği öneriliyor. Bu çalışmada iç havanın sürekli dolaşımıyla virüslü parçacıkların merkezi klima santralleri dönüş sistemleriyle donatıldığında binaya tekrar girebileceği bu yüzden geri dönüş damperlerinin kapatılması gerektiği vurgulanıyor. Soğutma veya ısıtma kapasitesi ile ilgili sorunlar doğsa da bunların kabul edilmesi çünkü halk sağlığını korumanın ısıl konforu garanti etmekten daha önemli olduğu belirtiliyor. Aynı rehberde özelllikle tuvaletlerde yapılan temizliklerde damlacık kalıntılarının serbest kalmasını en aza indirmek için tuvaletlerin kapaklarının kapatıldıktan sonra yıkanması da öneriliyor.
Makine Mühendisleri Odası’nın yayınladığı AVM’ler, İşyerleri ve Toplu Bulunulan Mekânların Tesisatlarında Mutlaka Alınması Gereken Corona Virüs Önlemleri başlıklı tavsiye raporunda da benzer bir şekilde, “Pandemi sırasında iç havanın herhangi bir şekilde kullanılmaması gerekir. Bu yüzden gerekli tadilatlar yapılıp sistemlerin yüzde 100 taze hava ile çalıştırılır hale getirilmesi gerekmektedir. Klima santralleri AVM’ler açılmadan en az iki saat önce veya mahalin ihtiyacı olan hava debisini iki defa sirküle ettirecek şekilde çalıştırılması gerekmektedir. Ayrıca sistem 24 saat boyunca dış taze hava ile düşük debi ve hızda çalıştırılmalıdır” deniyor.
Makine mühendisi Şaziye Özcan, mevcut sistemlerde iyileştirmelerin yapılabileceğini ancak projelerdeki iyileştirmelerin maliyetlerle de yakından ilişkili olduğunu belirtiyor: “Teknik olarak bu sorunların nasıl çözülebileceğini biliyoruz. Ama bunlar ilave ek maliyetler getirebiliyor. Bu maliyetler tabi her mahale göre çok değişken. Bazısında çok büyük rönovasyona gitmek gerekiyor, bazısında da küçük dokunuşlarla çözümlemek gerekiyor.”
Denetim uzmanlarca yapılmalı
Alışveriş merkezlerinin yeniden açılması kararının alınmasıyla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın Sağlık Bakanlığı’yla koordine olarak yayınladığı genelge daha önce de basına yansımıştı. Genelgede ziyaretçi sayısının kontrol edilmesinden, fotoselli sıvı sabunlara, kabinlerin her kullanımdan sonra havalandırılması ve oturma alanlarının kaldırılması gibi bir dizi yeni kural getirildi. Aynı açıklamada merkezi havalandırmada iç ortam havasının kesinlikle kullanılmayacağı, havalandırmanın yüzde 100 dış ortam havasıyla sağlanacağı ve merkezi sistemler dışında klimaların kullanılmayacağı kurala bağlanıyor. Bu kararların denetimi içinse valiliklerce, halk sağlığı uzmanı ve makine mühendisinin bulunacağı beş kişilik komisyon oluşturulacağı ve bu komisyon tarafından AVM'lerin, belirlenen kurallara riayet edip etmediklerinin en az haftada bir kez denetleneceği belirtiliyor. Öte yandan Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleri de AVM’leri de kapsayan 13 işkolu için hazırladığı rehber afişlerde hem alışveriş merkezleri yöneticileri, hem de ziyaretçiler için uygulanması gereken kuralları sıralıyor. Makine Mühendisleri Odası’ndan İbrahim Tataroğlu ise alışveriş merkezleri ve çalışanların geri döndüğü binalarda yapılan denetlemelerde konuya dair uzmanlıkları olan makine mühendislerinin yer alması gerektiğini söylüyor.
Salgının varlığına alışmaya çalıştığımız şu günderde AVM’ler etrafında dönen tek tartışma elbette yarattıkları bulaş riski değil. Sonraki yazıda dünyada neler olup bittiğine odaklanacak ve güncel tartışmaları yoklayacağız.