Komplo teorileri III: Sağlığımızı korumak için ne yapabiliriz?

KONDA tarafından 2018 yılında yapılan bir anket çalışmasın sonucuna göre eğitim, komplolara inanma konusunda beklenen farkı yaratmıyor.


17/02/2020 09:25 4 dk okuma

Bu içerik 3 yıldan daha eski tarihlidir.

KONDA tarafından 2018 yılında yapılan bir anket çalışması, Türkiye’deki komplo teorilerinin ne kadar etkili olduğu konusunda çarpıcı veriler sunuyor. Buna göre eğitim, komplolara inanma konusunda beklenen farkı üretmiyor. Yapılan araştırmada katılımcılara “Lozan Antlaşması 2023 yılında sona erecek, dünyayı beş büyük aile yönetiyor, GDO’lu tohumla bizi kısırlaştırmaya çalışıyorlar, İstanbul Boğazı’nda ‘Kontoryum’ var ama dış güçler çıkartmamıza izin vermiyor” şeklinde dört komplo teorisi soruldu. 

İlginizi çekebilir: Komplo teorileri I: Aşırı şüpheci tutum etrafımızı sardığında

İlginizi çekebilir: Komplo teorileri II: Bilimsel görünme çabası

Örneğin Lozan Antlaşması’nın 2023 yılında sona ereceği şeklindeki komplo teorisine dindar muhafazakarların inanma oranının yüzde 50’den fazla olduğu görülüyor.

konda komplo

Daha önce bahsedildiği üzere popüler komplo teorilerinden biri de “Dünyayı beş büyük ailenin yönettiği” iddiası. Bu iddia Türkiye’de daha çok Rothschild ve Rockefeller aileleriyle özdeşleştiriliyor. 

konda arastirma

Sonuçlara göre “Türkiye toplumunun yüzde 48’i “Dünyayı beş büyük aile yönetiyor” yargısına katılıyor. Üniversite mezunlarında bu oran yüzde 50! Yani üniversite bitirmek komplo teorilerine inanmanın önüne geçmiyor. Yine dindar ve geleneksel muhafazakarların iddiaya inanma oranın, modernlerden daha fazla olduğu göze çarpıyor. Ancak modernlerde komplo teorilerine inanma yüzdesinin çok düşük olmadığı da açık. Dünyayı beş büyük ailenin yönettiğine ise yüzde 56’lık oranla en çok işçi, esnaf ve çiftçiler inanıyor.

konda anket

Araştırmanın sonuçları muhafazakar ya da değişimden korkanların komplo teorilerine daha çok inandığı varsayımını doğrular nitelikte. Buna ek olarak daha önce yaygın medyada yer alan ve Teyit’in yanlışladığ haberler de komplo teorilerine inanma oranlarını destekliyor. 2017’de Rockefeller’ın altı kalp, üç böbrek ve iki ciğer nakli geçirdiği şeklindeki iddia TRT, Milliyet, NTV, BirGün, Sabah, Posta gibi haber kuruluşlarında yer almıştı. Rockefeller’ın sürekli organ nakli yaptırarak hayatta kaldığı şeklindeki bir komplo teorisinin motivasyonu taşıyan bu iddia aslında The World News Daily Report isimli ünlü bir parodi haber sitesi tarafından uydurulmuştu. Bu haberler ve KONDA’nın araştırmasında çıkan sonuçları göz önüne aldığımızda, içinde bolca komplo teorisi barındıran Kara Kutu-Yüzleşme Vakti’nin yazarı Soner Yalçın’ın kendisine kâr getirecek uygun bir yoldan ilerlediğini söyleyebiliriz. 

rockefeller kalp nakli al jazeera

Rockefeller hakkınki parodi içeriğin gerçekmiş gibi yayınlanmasından sonra Al Jazeera Türk, konu hakkında özür dileyerek haberini kaldırmıştı.

Komplo teorilerine karşı ne yapabiliriz?

Doç. Dr. Kerem Karaosmanoğlu, “Komplo teorilerini anlamak, teşhis etmek ve başa çıkmak” başlıklı yazısında komplo teorilerinden korunmak için “sihirli” bir reçetenin olmadığını belirtiyor. Ancak Karaosmanoğlu’na göre, komplo teorileri duygulardan beslendiklerinden sakin kalmak, şüphe etmek, düşünmek, farklı alternatifler üzerine kafa yormak ve zamanı bu anlamda kullanmak da önemli.

Şüphecinin El Kitabı’nda komplo teorilerini ele alırken, “bir iddiada ne kadar çok sayıda kişi rol alıyorsa, o komplonun gerçek olma olasılığının bir o kadar düşük” olduğunu bilmenin öneminin altı çiziliyor. Buna göre gerçek hayatta bir sır eninde sonunda ortaya çıkar ve işin içinde ne kadar çok sayıda kişi varsa birilerinin bir şeyler söyleme olasılığı o kadar yüksektir. (sf. 69)

komplo teorisi

Teyit kurulduğu günden bu yana, internet kullanıcılarının gördüklerine inanmak yerine “şüphe kasını” kullanarak gerçekliğini sorgulamalarını sağlamak için çalışıyor. Ancak eleştirel düşünce dozunun iyi ayarlanamaması, şüpheyi komplo teorilerine kadar götürebiliyor. Olgulara dayalı dünya görüşünün önemine dikkat çeken Hans Rosling, Factfulness isimli kitabında “eleştirel düşünceyi severim, şüpheciliğe hayranlık duyarım ama sadece kanıtlara saygı duyan bir çerçeve içinde” diyor. 

Son olarak komplo teorileri hakkında belki de en sade yorum, bir bitki fizyoloğundan geliyor. Bitkilerin Bildikleri isimli kitapta aktarılan bir alıntıda Arthur Galtson şöyle uyarıyor: “Yeterli kanıtlarla desteklenmeden ileri sürülen tuhaf iddialara karşı ihtiyatlı olmalıyız.” 

salgin var