Kitap dosyası (I): Kitaplar ve çevrimiçi yolculuğumuz

Kitaplarla ilgili şüpheli verilerden yola çıkarak oluşturduğumuz Kitap Dosyası'nın ilk bölümünde Türkiye'de okuryazarlık oranlarına değindik.


23/04/2019 15:32 10 dk okuma

Bu içerik 4 yıldan daha eski tarihlidir.

Şu ana kadar Türkiye’deki kitap satışları, kitap okuma oranları ve kütüphanelere dair birçok iddia Teyit’e doğrulanması için gönderildi. Bunlar büyük oranda Türkiye’deki istatistiki verileri başka ülkelerle kıyaslayan grafikler, şemalar, haritalar ve tablolardı. Son zamanda ise sosyal medyada Türkiye’de yılda kaç kitap okunduğu, hangi kitapların basıldığı, kaç kişinin kütüphaneleri kullandığı gibi veriler sık sık karşımıza çıkıyor. Ancak çevrimiçi platformlarda iddialara eşlik eden veriler doğruyu göstermiyor, güncelliğini yitirmiş, çarpıtılmış, uydurulmuş veya bağlamından koparılmış olabilir.

Güvenilir olmayan ve şüphe uyandıran verilere dair gelen ihbarların en güncel örneği ise 31 Mart 2019 Yerel Seçimler sırasında tartışmalara bir kez daha dahil olan “Aydınlanma Haritası.” “21. Yüzyılın Başında Türkiye Aydınlanma Haritası” adı altında paylaşılan görsel aslında 2011 yılından bu yana sosyal medyada paylaşılıyor. Kitapçı sayısı, kitap ve gazete satışlarını gösterdiği belirtilen harita, özellikle seçim dönemlerinde partilerin il düzeyinde seçmen profilini yorumlamak amacıyla sıklıkla kıyaslanan bir veri haline geldi. Ancak harita güncel değil ve seçim sonuçlarıyla ilişkilendirilecek veri içermiyor.

aydinlanma harita yeni 3

Teyit’e incelenmesi için gönderilen haritanın 31 Mart 2019 Yerel Seçimi sonuçlarıyla örtüştüğü iddia edilmişti. Haritayı gördüğümüzde iddianın tutarlı bir dayanağı olmadığını anlamıştık çünkü Ferhat Özen’in hazırladığı “21. Yüzyılın Başında Türkiye Aydınlanma Haritası” aslında sosyal medyada 2011 yılından beri dolaşımdaydı ve benzer iddialarla bize daha önce de gönderilmişti. Hatta seçim sonuçlarının açıklanması sırasında çarpıtılarak yayılmaya devam eden harita, hatalı ilişkilendirilerek seçim haritası olduğu iddiaları ile bile paylaşılmıştı. 2014 yılında, yani yaklaşık 5 sene önce, Oda TV “Bu seçim haritası değildir” başlığıyla haritayı paylaşmış ve söz konusu haritanın Ferhat Özen’in 2011 yılında yayımladığı “Türkiye’nin Okuma Haritası” olduğunu belirtmişti. Fakat yanlış bilginin yayılması engelleme çabaları geri tepmiş olacak ki, bu sefer “seçim haritası değildir” başlığı atılarak paylaşılan harita, kinayeli bir dille eleştiri amaçlı kullanılır hale geldi. Zaman içinde 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimleri (Yerel Seçim), 2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu, 2018 Türkiye Genel Seçimleri ve 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri (Yerel Seçimi) gibi birçok farklı seçim sonucuyla karşılaştırıldı.

secim harita

Haritanın sağ alt köşesinden kaynaklarına ulaşmak mümkün olsa da verilerin güncelliğini kaybettiğini ve kesin sonuçlar veremeyeceğini tespit etmek mümkün. 30 Mart 2014 Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesinde parti seçmenlerinin profilini yansıttığını iddia eden aydınlanma haritası üç sene sonra, 2017 yılında Twitter üzerinden 2017 Türkiye Anayasa Değişikliği Referandumu sonuçlarıyla kıyaslanmak üzere kullanıldı.

Yanlış bilginin hızla yayıldığı seçim dönemlerinde bu tip veriler, belirli bir partinin seçmen davranışını tanımlayarak o fikri paylaşan bireyleri kalıplaştırmak, çarpıcı iddialar öne sürerek belli kitleleri hedef göstermek ve kutuplaşan taraflar hakkında yargılayıcı yorumlar üretmek için kullanılıyor. Özellikle okuma oranları gibi dünya ülkelerinin karşılaştırıldığı ve bir ülkenin bir diğerine göre önde ya da geride kaldığını ortaya koyan veriler eleştirel bir yaklaşım geliştirebilmenin koşulu kabul ediliyor. Ancak güncel ve tutarlı istatistiklerle yapılan kıyaslama ve yorumlar bile tamamen sağlıklı sonuçlar üretemezken, geçerliliği olmayan, hatta belirli bir kaynağa bile dayanmayan verilerin sık sık karşımıza çıkıyor olması bizi bu konuda araştırma yapmaya itti. Türkiye’de okumaya ayrılan zaman, kitaplara harcanan bütçe ve kütüphane sayılarına dair ihbarlardan yola çıktığımız “Türkiye’nin Kitap Dosyası” böylece güncel verilerin tartışıldığı, gelen ihbarların teyitlenerek güncellendiği ve kitapların Türkiye’deki durumunu sorgulayan dört bölümlük kapsamlı bir dosya serisine dönüşmüş oldu.

Türkiye’de okuryazar oranı istikrarlı bir şekilde yükseliyor

Dosyamızın çıkış noktasında kitaplarla kurduğumuz ilişki yer alıyor olsa da meselenin kökeninden kısaca bahsetmek daha sağlıklı olur. Türkiye’deki okuma kültürü ve alışkanlığı tartışmasının belki de en kestirme yolu okuryazarlık kavramını tanımlamaktan geçiyor. Okuryazarlık, kabaca okuma ve yazma becerisi olarak tanımlansa da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) yaşam boyunca bu becerilerin sürekli olarak geliştirmesini hedefliyor. Türkiye’de zorunlu eğitimle birlikte genç nesilde okuryazarlık yüzde 100. Erişkinlerde (15 yaş ve üstü olan bireylerde) bu oran yüzde 96’ya düşerken, yaşlı kesim için ise bu oran yüzde 88.

yas dagilimi okuma oranlari

UNESCO ve Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre Türkiye’de okuryazarlık oranı 1975’ten günümüze istikrarlı bir şekilde yükseliyor. Peki okuma yetisine sahip birey sayısındaki artış, okuma oranlarının da artışı anlamına mı geliyor? Pek değil.

PISA 2015 Okumada Yeterlilik: Başarı seviyeleri ve oranları

Okuryazarlık tanımının, okuma ve yazma kabiliyetinde herhangi bir seviyeyi belirtmediğini ifade etmiştik. Yani Türkiye’de genç nesildeki okuryazarlık oranının yüzde 100 olması, okuma-anlama başarısını tanımlamıyor. PISA raporu bu konuda bize daha detaylı fikir verebilen bir çalışma.

PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) 15 yaşındaki öğrencilerin eğitimlerindeki başarılarını tespit etmek için oluşturulmuş bir program. 72 ülkenin yer aldığı araştırma dahilinde en az 6 yıl resmi eğitim alan öğrenci grupların çeşitli anketler doldurup, sınavlara girmeleri sonucunda kapsamlı bir “Eğitimde Üstün Başarı ve Eşitlik” raporu oluşturuldu.

pisa 2015 okumada yeterlilik 1

2015 yılında raporlanmış bu listeye göre Türkiye’de okuma yeterlilik sınavında en yüksek derecede puan alabilen olmadı. Finlandiya’da ise her 100 öğrenciden biri en yüksek okuma-anlama yetkinliği seviyesinde. Türkiye’deki öğrencilerin bu konudaki başarı seviyesinin ABD’ye benzer bir şekilde orta yeterlilik derecesinde yoğunlaştığı görülebiliyor. Alt seviye olduğu tespit edilen öğrenci sayısı ise diğer ülkelere kıyasla Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde daha fazla. Yarım milyon öğrencinin katılımıyla 80 ülkeyi kapsayan en güncel (2018) PISA sonuçları ise 3 Aralık 2019 tarihinde yayımlanacak.

Bu tip verilerin tatmin edici sonuçlar ortaya koymuyor oluşu Türkiye’de okumanın yeterince teşvik edilmediği kanısını da perçinliyor. Sosyal medyada başka ülkelerin vatandaşlarını daha fazla okumaya yönlendirmek için aldığı olumlu kararlar en çok beğenilen ve paylaşım alan gönderiler arasında. Tabii bu uygulamaların şüphe uyandırarak Teyit’e doğrulanması için gönderilmesi an meselesi: Brezilya’da kitapların bilet yerine geçtiği iddiası gibi.

Brezilya’da kitaplar bilet yerine geçiyor mu?

Teyit’e doğrulanması için iletilen paylaşımlarda Brezilya’da metro girişlerinde kitap okutmanın bilet yerine geçtiği iddiaedildi. Twitter’da çok sayıda etkileşim alan gönderilerin yanı sıra bu uygulama Sözcü ve ekşişeyler’de de yayımlandı. Brezilya’da 23 Nisan 2015 yılında içinde 10 binişlik bilet olan kitaplar üretildi ancak projeyi yürüten L&PM’nin resmi internet sitesinde bu kitaplar artık satılmıyor.

Brezilya’da 2015 yılında 23 Nisan Dünya Kitap Günü için L&PM isimli yayınevi tarafından kitap okuma oranını arttırmak için arka yüzünde 10 binişlik metro ulaşım bandrolü bulunan kitaplar üretildi. Tanıtım videosuna da bakıldığında, kitap-biletlerin (ticket books) Brezilya’daki okuma oranını artırmak için geliştirildiği görülebilir. Proje için yayınevi on kitap seçti ve 23 Nisan 2015 tarihinde metroda yolculara dağıttı. Teyit uygulamanın ne kadar sürdüğünü öğrenmek için söz konusu yayıneviyle iletişime geçti, ancak henüz yanıt alamadı.

brezilya kitapMetroyu kullanabilmek için kitabı manyetik cihaza okutunuz. - L&PM Bilet-Kitaplar

Brezilya daha önce kitap okuyan mahkumların cezalarının kısalacağı iddialarıyla da gündemolmuştu. Ülkede mahkumların kitap okuyarak ve sonrasında kitaplarla ilgili makaleler yazarak tutuklu oldukları gün sayısını azaltabildiklerine yönelik iddialar sosyal medyada hala paylaşılıyor. 2017’de hapishanelerde yapılan bir röportaj ise bu uygulamanın hala yürürlükte olduğunu doğruluyor.

Türkiye’de okuma alışkanlıkları konusunda topluma ışık tutacak uygulamalarının verimli olabilmesi için ilk önce içinde bulunduğumuz zaman ve koşulları yansıtan güncel bilgilere ulaşmamız şart. Fakat bir internet kullanıcısının arama motorlarında yapacağı sıradan bir sorgulama bu verilerin pek de ulaşılabilir olmadığını gösteriyor.

Arama motorlarında Türkiye’nin okuma alışkanlıkları

Çeşitli verilere hızla ulaşmak için çevrimiçi arama motorlarına sık sık başvuruluyor. Her iki internet kullanıcısından biri ise yaptığı sorgulama sonrasında hemen en üstte çıkan linke tıklayarak bilgi ediniyor; fakat öne çıkarılan ilk veriler her zaman en güncel çalışmaları içermiyor olabilir.dosya kitap 1 4Google üzerinden “Türkiye okuma alışkanlığı” anahtar kelimeleriyle yapılan arama sonucu. Haber, blog ve şirket gibi farklı amaçlar doğrultusunda faaliyet gösteren sitelerinin farklı tarihlerde yayımladıkları gönderiler aynı sorgulama için çok farklı verilere ulaştırıyor.

İPUCU: Arama motorlarında öne çıkan veriler her zaman en güncel ve en tutarlı olanlar olmayabilir. (Ulaşmak istediğiniz dosya türüne göre aradığınız bilgiye daha hızlı erişebilirsiniz. Arama motoruna tırnak içerisinde yazacağınız anahtar kelimenin ardına “filetype:pdf” yazarsanız, sadece pdf formatındaki dosyalara ulaşmış olursunuz.)

Google’da okuma alışkanlığıyla ilgili bir araştırma yapıldığında, öne çıkarılan verilerin 2008, 2013, 2018 gibi farklı yıllara tarihlendikleri görülüyor. Tabii ki bu tarihler sadece paylaşılma tarihi. Yani ilk bakışta sadece bu tarihlere bakmak, güncel bilgi elde etmek için iyi bir başlangıç gibi gözükse de aslında haberlerin içeriğini de incelemek gerekiyor. Çünkü daha bugün paylaşılan bir haberin içeriği aslında çok daha eski bir tarihe dayanıyor olabilir (Aydınlanma Haritası vakası gibi). Hatta bazı durumlarda, uydurma olarak adlandırabileceğimiz, hiçbir kaynağa dayanmayan içeriklere de rastlayabiliriz. Kısacası eğer bir verinin teyit edilmesi gerekiyorsa, mutlaka verinin çekildiği ana kaynağa ulaşmak gerekiyor.dosya kitap 1 5Yandex üzerinden “Türkiye okuma alışkanlığı” anahtar kelimeleriyle yapılan arama sonucu. İlk link 7 Şubat 2008 tarihinde yazılmış bir habere yönlendiriyor. Alttaki aramalarda ise verilerin kaynaklarına dair bilgiler yer alıyor.

İPUCU: Her zaman karşılaştırmanın dayandırıldığı verinin kaynağına gidin.

Kitapların yeniden gündeme taşınmasını tetikleyen iddialar

Uzun süreden sonra kitapların herkesin gündemine daha çok girmesini sağlayan itici faktör, Aralık 2018 itibariyle sıklıkla tartışılan kitaplardaki KDV oranları ve bu uygulamaya yönelik iddialar oldu. Kitaptaki katma değer vergisinin (KDV) yüzde 18’e çıkarılmasının ardından yayıncıların karşılaştıkları zorlukları dile getirmeleri birkaç farklı düzenlemenin önünü açmış ve kitapların KDV istisnasına alınmasıyla sonuçlanmıştı. Bu süreçte Teyit’e gelen ihbarları, sosyal medyada dolaşan iddiaları ve söz konusu kanunun geçirdiği değişimleri daha önceki dosya yazımızda incelemiştik.

dosya kitap 1 6

Son üç ayda kitaplara uygulanan katma değer vergisinin Google üzerinden aratılma oranı kanun tasarılarılarının gündemde olduğu dönemlerde belirgin artış gösterdi.

Son 10 senede kitaptaki KDV oranları ilk kez bu kadar fazla aratıldı

Kitaptaki katma değer vergisi uzun süre yüzde 8 bandında sabit ilerliyordu ve internet kullanıcıları kitaptaki KDV oranlarıyla ilgili çevrimiçi arama yapmıyorlardı. Buna kıyasla, benzine uygulanan KDV oranı on sene boyunca birçok kez sorgulatılmış ve birçok kez en çok konuşulanlar arasında yerini almıştı. Fakat son dönemde yapılan değişiklikler gündemi o kadar etkiledi ki kitaplara uygulanan KDV, Google arama motoru üzerinden ilk kez bu kadar çok aratılmış oldu

dosya kitap 1 8Kitaptaki katma değer vergisinin Google arama motorunda aratılması

dosya kitap 1 9

Benzindeki katma değer vergisinin Google arama motorunda aratılması

İnternet kullanıcıları, benzine uygulanan katma değer vergisini sıklıkla aratırken, kitaplara uygulanan KDV sadece son dönemde bu kadar fazla ilgi çekti. Benzin ve kitaptaki KDV ile ilgili Google Trends aracılığıyla kaydedilen arama grafikleri bunun bir örneği.

Kitapların, uzun tartışmalar sonucunda katma değer vergisi istisnası altına alınmasından sonra okurlar, KDV’siz kitapları almaya başladılar. Bazı yayınevleri, kitapçı ve dağıtımcılar bu gelişmeyi sosyal medyada oluşturdukları #TürkiyeOkuyacak etiketleriylepaylaştı.

dosya kitap 1 10 4

Kitaplardaki katma değer vergisinin sosyal medyada büyük yankı uyandırmasının ardından, Türkiye’nin kitaplara duyduğu ilgiye yönelik veriler çevrimiçi platformlarda dolaşıma girdi. KDV istisnasının okuma oranlarını arttırabileceği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme geldi. Fakat buna karşıt görüşler de vardı. Türkiye’nin zaten okumadığına, kitapların raflarda kaldığına ve kütüphanelerde kayıtlı üyelerin çok az olduğuna ilişkin iddialar başka ülkelerle kıyaslanarak tartışıldı. Türkiye’nin kitapla ilişkisini verilerle buluşturacağımız bu dosyamızın önümüzdeki üç bölümü, işte bu soruların cevabını arayacak.