İstanbul’un çöpleri (I): Dünden bugüne İstanbul’un çöp derdi

İstanbul’un yakın tarihe kadar dert olmaya devam eden çöp toplama ve bertarafı sorunu epey eskiye dayanıyor. Altyapı yatırımları, 70’lerden itibaren hızlanan kentleşme ve ani nüfus artışına yetişememiş.


06/12/2021 10:00 7 dk okuma

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

"Çöp nasıl bir sorun haline geldi?" isimli dosya videosu Teyit YouTube kanalında.

Antikçağda çöplüklerin de tıpkı mezarlıklar gibi şehrin dışına kurulması çöple kurduğumuz ilişkiyi tanımlıyor gibi gözüküyor: Etrafımızda atık istemiyoruz. Bu yüzden kent denince akla gelen ilk şey çöp olmaz; çünkü çöpler gözden ırağa istiflenir ya da dökülür. 

Endüstri devrimi öncesi dönemlerde, etrafımızda istemediğimiz bu nesneler organik olduğundan, doğanın kucağına bırakmak yetiyordu. İnsan nüfusu ve tüketim de bu denli büyük değildi, çöpler kurda, kuşa, balıklara ve bakterilere yem oluyorlardı. 

Sanayileşme ve hızlı kentleşmeyle birlikte, çöpün niteliği, miktarı ve idaresi değişti (sf. 73). Büyük kentlerin adının çöp yığınlarıyla anılması şaşırtıcı olmamaya başladı. 1960-1970’lerde atıkların bertarafı sorunu, çevre ve insan sağlığını tehlikeye atacak hale gelmişti. 

Türkiye’nin metropolü İstanbul da bu hikayeden nasibini aldı. Kentin nüfusu diğer birçok megakente göre çok daha hızlı arttı; altyapı bu hızda genişlemediği için sorunlar peş peşe geldi. Tıpkı su gibi atık yönetimiyle ilgili problemler de yerel yönetimlerin becerisi ya da beceriksizliğinin kıstaslarından biri haline geldi. Bu 1990’larda da böyleydi; bugün de böyle

istanbulun copleri 1

Atıklar katı, sıvı ve gaz formlarında olabiliyor. Misal Marmara Denizi’ndeki güncel müsilaj sorunu, sıvı atık yönetiminde kısa vadeli ve bilimsellikten uzak çözümlerin Ağustos böceği hikayesi idi. Bu konuya önceki İstanbul’un suları dosyamızda detaylarıyla değinmiştik.

İstanbul’un Kadim Sorunları dizisinin ikinci dosyasında spesifik olarak katı atık, yani bildiğimiz çöp sorununa gireceğiz. 

1953’e kadar çöpler denize dökülüyordu

Tarih dergisinden Deniz Kaynak’ın aktardığına göre, Osmanlı zamanı İstanbul’da ilk çöp toplama sistemini Fatih Sultan Mehmet kurdu

“Sonraları atıklar, çöp subaşılarının sorumluluğuna verildi. Acemi oğlanlar veya “çöp çıkaranlar” çöpleri subaşı gözetiminde arabalara ya da sırtlarında taşıdıkları küfelere doldurur; toplanan çöpler eşelenip, işe yarayanlar paylaştırıldıktan sonra gerisi denize dökülürdü. İstanbul'da çöp ve molozların Marmara'ya döküldüğü noktalardan ikisi, Langa ve Odunkapı civarıydı. Ancak o dönemlerde atıklar daha çok organik olduğu için doğaya karışabiliyor, önemli bir çevre felaketi yaşanmıyordu. Bu iş için Kumkapı, Yenikapı ve Samatya gibi özel noktalar seçilse de, rastgele çöp boşaltımının önüne geçilemediği dönemler de vardı. Örneğin 1764’te kayıkçılar kethüdası, denizdeki çöpler nedeniyle kayıkların pislik içinde yüzdüğünü, yolcu indirip bindiremediklerini kadıya şikayet etmişti. 19. yüzyılda ise artan nüfusla birlikte İstanbul'un küçük dereleri kirlenmeye, bazıları bataklığa dönüşmeye başladı. Kasımpaşa, Tatavla, Yenibahçe dereleri adeta açık birer lağıma dönmüştü. Ahırkapı ve Kız Kulesi açıklarından Marmara'ya bırakılan çöplerin sahile vurması; kolera, tifo gibi salgın tehditlerini de artırıyordu. Bu yüzden 19. yüzyıl sonundaki salgın önlemleri arasında çöplerin daha açığa bırakılmasına da karar verilmişti. Çöplerin denize dökülmesine ancak 1953’te son verilmiş ve Ümraniye, Habipler, Kemerburgaz’da oluşturulmaya başlanan çöp alanları kullanılmaya başlanmıştı.”

1954 yılında, çöplerin denize dökülmesi sorununa çare bulunması için Japonya’daki çöp konteynırlarının örnek alınabileceğini söyleyen bir habere ulaşabiliyoruz. Ancak 90’lı yıllara kadar çöp toplama ve bertarafında esas çözüm devasa çöp alanları oluşturmak olarak kaldı. Kent bu yıllarda hızla genişliyor, çöp alanları yakınlarında meskun mahaller oluşuyordu. İlk büyük kriz böyle patlak verdi. 

Ümraniye çöplüğü: Makamdan makama atılan top

1994 yerel seçimlerinde partiler kampanyalarını çöp dağlarını yok edecekleri vaadi üzerine kurdu. Zira 28 Nisan 1993’te kentin çiçeği burnunda ilçesi Ümraniye’nin gecekondu mahallesi Hekimbaşı’nda 39 kişinin ölümüne neden olan bir patlama yaşanmıştı. Halkalı çöplüğünde para, silah ve dahi insan cesedi bulunabileceği efsaneleri dolaşıyordu. 

Bir zamanlar İstanbul’un en güzel güllerinin yetiştiği Hekimbaşı’nın da dahil olduğu Ümraniye çöplüğünün kapladığı alan, 22 Ocak 1960’ta 99 yıllığına İstanbul Belediye Meclisi’ne verilmişti. O zamanlar en yakın yerleşim 3,5 kilometre uzaklıktaydı (sf. 3). Ancak 1970’lerin ilk yıllarından itibaren Hekimbaşı gecekondu mahallesine döndü.

Bir vadiye yukarıdan bakan eğimli arazi üzerindeki alan, yaklaşık 350 bin metrekareye yayılıyordu; Beykoz, Üsküdar, Kadıköy ve Ümraniye ilçelerinin atıkları buraya dökülüyordu. Alan 1978’den beri ilçe meclisine bağlı belediye başkanının yetkisindeydi. 

28 Nisan 1993 sabah 11 sularında bu gittikçe genişleyen çöp alanında peş peşe metan patlamaları meydana geldi. Patlamada 39 kişi hayatını kaybetti

istanbulun copleri 2

Aslında 7 Mayıs 1991 tarihli bir bilirkişi raporu patlamanın haberini önceden veriyordu. “Allah korusun, çevredeki evler düşünülürse hasar büyük çaplı olabilir...” Modern tesisler için ancak patlamadan sonra harekete geçilebilecekti (sf. 5). 

1989 yerel seçimleriyle birlikte İstanbul’u yönetmeye başlayan Nurettin Sözen’li SHP’nin oy oranı 1994’te yüzde 35,95’ten 20,30’a düştü ve İBB idaresi Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Refah Partisi’ne geçti. 

Sözen’li yıllarda en çok konuşulanlardan birinin çöp olmasının nedeni, yalnız bu patlama değil; çöp yığılı sokaklardı. Konu bizzat Erdoğan tarafından da defalarca dile getirildi. Sözen çöp dağlarının sebebinin grev olduğunu savundu, Erdoğan ise “Siyasetçi olarak grevi ortadan kaldıracaksındedi.

“Çöp dağları” hafızası

1980 darbesi sonrası belediye başkanı seçilen Anavatan Parti’li Bedrettin Dalan’ın özel sektöre ihale ettiği belediye işlerini, SHP’li Sözen yeniden belediye bünyesine kattı. Ancak kendinden önceki dönemden devraldığı borçları ve iş yükünü yönetmekte zorlandı. Yönetimin, parti içi patronaj ilişkileri ve kadrolaşma nedeniyle güç kaybettiği de düşünülüyor; İstanbul “personel kent” diye anılıyordu. Katılımcılarının çoğunluğunun çöpçüler olduğu işçi grevi böyle çıktı (sf. 63). 14 gün sonunda “halk sağlığını tehdit ettiği” gerekçesiyle 60 gün için yasaklanan grevin siyasi hafızaya etkisi büyük oldu. 

istanbulun copleri 3

İstanbul’dan çöp dağları manzaraları.

2000 yazı Fazilet Partili Ali Müfit Gürtuna döneminde de grev olmuş, İstanbul’un çeşitli ilçelerinde yine çöp yığınları oluşmuştu. 

1994 sonrası: Atık yönetimi yatırımları 

Ümraniye çöplüğü, daha da genelde atık yönetimi sorunu, patlamayla birlikte “çözülmek” zorunda kaldı. 1994’ten 2015 yılına kadar İBB yönetimleri çeşitli zamanlarda atık yok etme yatırımları için dev bütçeler ayırdı. 11 ayrı depolama sahası ya da katı atık tesisi kuruldu.

İBB’nin katı atık projesi kapsamında Avrupa yakasında Odayeri, Anadolu yakasında ise Kömürcüoda modern çöp depolama tesisleri açıldı. Kemerburgaz çöplüğünün kapatılması çalışmaları başlatıldı. Ümraniye, Tuzla, Kadıköy, Halkalı, Şişli, Yenibosna çöp aktarma istasyonları tamamlandı. 

istanbulun copleri 4

Ümraniye Hekimbaşı ve Halkalı çöplükleri kapatıldı. Hekimbaşı bir spor tesisi haline getirilirken, Halkalı çöplüğü yerini yüksek katlı binalara bıraktı, fakat bölgede yaşayanlar kokudan şikayetçi. Zira 1996 yılında çöplüğü kapatılmasıyla birlikte yapılan Halkalı Hekimbaşı Katı Atık Aktarma İstasyonu zamanla yerleşim yerinin içinde kaldı ve günümüzde bölgede siteler var. 

istanbulun copleri 5

Eskiden Ümraniye çöplük alanında kalan Hekimbaşı bölgesindeki kentsel dönüşüm. Mahalle hala eski ve küçük evlere ev sahipliği yapsa da yeni nesil binalar yapılıyor. 

Bugün gelinen noktada İstanbul’da ara ara yaşanan sorunlar hariç, kitlesel bir atık sorunu yaşamıyoruz. Ancak bu her şey yolunda demek değil. Dosyanın ikinci bölümünde İstanbul’da bugünün çöp yönetiminin detaylarına girdikten sonra, son bölümde gelecekte oluşabilecek sorunlar ve olası çözümlere bakacağız. 

Manifold, Çöp Meseleleri
06/01/2017
Current Debates in Social Sciences: Proceedings of CUDES 2018 September, Günlük Yaşamda Çöp
17/11/2021
Şehir Üniversitesi Arşivi, Sular İdaresinin Yeni Kararı
09/07/1954
Akşam Gazetesi, Bir Zamanlar İstanbul
10/11/2013
Ümraniye Belediyesi, Ümraniye Tarihi
17/11/2021
Ekşi Sözlük, Halkalı Çöplüğü
17/11/2021
F Civelekoğlu, İstanbul Hekimbaşı
04/01/2014
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Öneryıldız-Türkiye Davası
29/11/2004
Hürriyet Gazetesi, Grevler geri dönüyor
08/08/2000
İstanbul Hizmet Vakfı, Çöplükler patlamaya hazır bomba gibi
17/08/2000
Google Haritalar, Hekimbaşı Mahallesi
17/11/2021
Cumhuriyet Gazetesi, Arşiv
10/08/1992
tümünü göster
musilaj side banner kart