Enerji fiyatları dosyası (II): Faturalarda neler değişti?

Enerjide dışa bağımlı olması, Türkiye’yi döviz kurundaki artış ve gerileyen alım gücüyle birlikte, uluslararası olumsuz etkilere karşı birçok ülkeden daha kırılgan hale getiriyor.


04/03/2022 17:00 11 dk okuma

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

Enerji fiyatları dosyamızın ilk bölümünde, Rusya ve Ukrayna arasındaki sıcak çatışmanın gölgesinde küresel enerji fiyatlarındaki artış trendi ve Türkiye’de enerjinin genel tablosuna odaklanmıştık. Bu bölüme ise, hepimizin bir kaygıyla beklediği faturaları analiz ederek başlıyoruz. 

TÜİK’in hazırladığı verilerde 30 Eylül 2021’de Ocak ve Haziran dönemlerinde sanayi ve konutta kullanılan elektrik fiyatlarını görebiliyoruz. Birinci dönem verilerine göre, konutlarda bir kilovatlık elektrik için 79,5 kuruş ödendi. Bu fiyat 2020 yılının ikinci dönemine göre yüzde 8,2 artış anlamına geliyor. Sanayide ise bir kilovat elektrik için 2021 yılında 65 kuruş ödeniyordu. Bu da önceki döneme göre yüzde 13,4 artış demek. 

Temmuz 2021’de konut ve sanayide elektriğe gelen yüzde 15’lik zamla meskenlerde bir kilovat elektrik için 91,5 kuruş; sanayide ise 74 kuruşa çıkmıştı. 

2022’ye girerken EPDK dünya spot piyasasındaki kömür ve doğalgaz fiyatlarındaki artışı gerekçe göstererek elektrikte kademeli tarifeye geçiş dönemini açıkladı. 1 Ocak 2022’den itibaren uygulamaya giren ve Resmi Gazete’de yayınlanan bu tarifeye göre, mesken aboneleri için 150 kilovata kadar tüketim için fiyat 1,37 TL, 150 kilovatın üstündeki tüketim için 2,06 TL olarak uygulanacaktı. 

Ancak tepkiler üzerine 150 kilovatlık sınır 210 kilovata çıkarıldı. Günlük tüketimde ise beş kilovatın yedi kilovat saate çıkacağı açıklandı. Ticarethanelerde kademeli elektrik tarifesi yok. 2022 yılı için ticarethanelere uygulanan zam oranı yüzde 125. Bu son düzenlemenin Şubat ayı elektrik faturalarına yansıdı.

Şubat sonunda yeni bir düzenlemeye daha gidildi. EPDK, mesken abonelerinin günlük kilovatsaate kadar tüketim miktarı için 1 Mart 2022 itibariyle 1,26 Türk Lirası, bu limitin üstündeki tüketim için 1,89 Türk Lirası uygulanacağını açıkladı.

Bir elektrik faturasının anatomisi

Elektrik faturalarıyla ilgili sosyal medyada birçok iddia var. Vatandaşlar son zamlardan sonra, elektrik şirketlerinin kademeli tarifeden yararlanabilmek için sayaç okuma işlemlerini geciktirdiğini ve ikinci kademeden ödeme yapılmasının amaçlandığını söylüyor. Bu yüzden 25-30 gün arasında yapılan okumaların 30-35 güne çıktığı iddia ediliyor. 

Bu soru işaretine bir fatura üzerinde bakalım. Faturalarda okuma bilgileri ve fatura detayı olarak iki bölüm var. Okuma aralıkları da burada yer alıyor. EPDK’daki bilgilere göre, bir elektrik faturası en az 25, en fazla 35 günlük dönemlerde okunuyor. Yani bir faturanın 35 günlük okunması olağanüstü bir durum değil. 

Elimizdeki bir fatura 31 günlük. 11 günlük kısmı Aralık 2021, 20 günlük kısmı ise Ocak 2022’den. Faturanın hesaplanması günlük kilovatsaat üzerinden yapılıyor. 1 Ocak 2022’den itibaren uygulanmaya başlayan yeni düzenlemede yüzde 50’lik zam için harcama sınırı 5 kilovat. 5 kilovatı geçtikten sonra ise yüzde 125’lik zam dilimine göre hesaplama yapılıyor. Bu faturanın ortalama tüketimi günlük 4,537 kilovatsaat. Kademe sınırı 1 Şubat 2022 tarihinden itibaren günlük 7 kilovat olarak belirlendi ancak zam oranlarında değişiklik olmadı.

elektrik faturasinin anatomisi

31 gün x 4,537 kw/gün = 140, 647 kw/ay

*Faturanın 11 günü, yani 49 kilovatı Aralık 2021'de yer alıyor.
49 x 0,91 kuruş = 44 TL
*Faturanın 20 günü, yani 91 kilovatı Ocak 2022'de yer alıyor.
91 x 1,37 kuruş = 124 TL
124 TL + 44 TL = 168 TL

Dört kişilik bir ailenin 2021’de 210 lira olan faturası 328 liraya çıkıyor

Bu kez dört kişilik bir ailenin 2021 ve 2022 yıllarında elektrik tüketiminin ve faturasının nasıl değiştiğine bakalım. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) dört kişilik bir ailenin elektrik tüketimini asgari 230 kilovatsaat diye hesaplıyor. Bu aylık tüketimde 230 kilovat harcayacak aile, kademeli geçiş tarifesinden 210 kilovata kadar yüzde 50 zamdan, sonrası için de yüzde 125’lik zamdan etkilenecek. 

Yani 2021 yılının son aylarında 230 kilovat harcayan bir aile bir kilovat için saatte 91 kuruş ödüyordu. Aylık elektrik faturası 210 lira kadardı. 2022 yılı Şubat ayında aynı kullanımda ödeyeceği fatura ise, 328,9 lira oldu. 

enerji dosyasi fatura hesaplama

elektrik enflasyon fiyatlari

Üç zamanlı tarifede tüm saat dilimlerine yüzde 125 zam uygulandı

Elektrik faturalarındaki belirgin artışlar nedeniyle birçok kişi tasarruf yöntemleri peşinde. Bunlardan en yaygını da elektrikli eşyaların günün belirli saatlerinde çalıştırılması halinde daha az fatura geleceği bilgisi. Ancak bu genel bir kural değil.

Üç zamanlı elektrik tarifesi olarak bilinen bu yöntemde 06.00 - 17.00, 17.00 - 22.00, 22.00 - 06.00 diye üç saat dilimi var. 

1 Ocak 2022’den itibaren uygulanacak elektrik zammının yüzde 50 ve yüzde 125 olarak iki şekilde yansıtılacağından bahsetmiştik. Ancak bu kademeli zam, tek zamanlı tarife için geçerli. Üç zamanlı tarifelerde tüm zamanlar için yüzde 125 olarak uygulanacak. 

uc zamanli tarife

gunduz puant gece endeksleri

Faturadaki okuma bilgileri kısmında tarifenin tek zaman endeksli olduğu görülüyor. Gündüz, puant ve gece endeksleri de faturada yer alıyor. Teyit’in ulaştığı Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Olgun Sakarya, bu detayların üç zamanlı tarifeye geçmek isteyenlerin harcama zamanlarını görmeleri için verildiğini belirtiyor.  

Sakarya, üç zamanlı tarifenin yanıltıcı olduğu görüşünde. Çünkü son zamlarla üç zamanlı tarifede kalınması halinde, en ucuz zaman diliminde tek zamanlı tarifeden yalnızca 0,07 kuruş daha az ödenecek.

Üç zamanlı tarifeyi kullanabilmek için, elektronik sayaç kullanılması gerekiyor. Mekanik sayaç kullananlar bu olanaktan yararlanamıyor. 

Brüt asgari ücretin yüzde 6,6’sı elektrik faturasına gidiyor 

Türkiye’de enerji faturalarında belirgin bir artış olduğu aşikar. Peki asgari ücretle geçimini sağlayan dört kişilik bir aile maaşının ne kadarını elektrik faturasına harcıyor? Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye nerede yer alıyor, bazı hesaplamalarla bakalım. 

2022 yılı için Türkiye’de asgari ücret brüt 5 bin 4 lira olarak belirlendi. Asgari ücreti euro bazında hesaplayalım. Yeni yılda gelen ilk elektrik faturasının tarihini 20 Ocak 2022 olarak düşünelim. Bu tarihte euro 15,28 seviyesindeydi. Yani asgari ücret brüt 327 euroydu. 

Dört kişilik bir ailenin ayda ortalama 230 kilovat tükettiğini ve faturanın yeni yıl zammıyla birlikte 328,9 TL olacağını söylemiştik. Yani fatura euro bazında 21,5 euro kadar. Buna göre Türkiye’de brüt asgari ücretin yüzde 6,6’sı elektrik faturası için harcanıyor. Bu oran 278 euro net asgari ücrette ise yüzde 7,7.  

Eurostat verilerine göre Almanya'daki elektrik fiyatları Avrupa'danın en yüksekleri arasında. Bu nedenle vatandaşlar artan fiyatlardan şikayetçi. Almanya 2022 yılı için asgari ücreti bin 621 euro olarak açıklamıştı. 230 kilovatı sabit tuttuğumuzda Almanya’da bir aile kilovatsaat başına 32,16 sent; aylık 230 kilovat için 73,96 euro ödüyor. Yani asgari ücretin yüzde 4,56’sı elektrik faturasına verilmiş oluyor.  

Elektrik dağıtımında çok aktörlü bir yapı var

Elektrik faturaları ve zamlarla ilgili bir mesele daha var: Elektrik dağıtım şirketleri. Elektrik dağıtımındaki özelleştirmeler sonucu günümüzde 21 dağıtım bölgesinin tamamını 21 özel dağıtım şirketi işletiyor ve yönetiyor

Türkiye’de elektrik piyasasının gelişimi ve değişimine 2001 yılından itibaren bakmak gerekiyor. 2001’de 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun çıkması (EPK) ve EPDK'nın kurulmasıyla elektrik dağıtımı serbest piyasalaştı. Böylece elektriğin iletimi kamuda olmak üzere üretimi, dağıtımı, iletimi, ticareti, ithalat ve ihracat faaliyetleri özel şirketlere aktarılmış oldu. Ayrıca piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim amaçlandı. Artan özelleştirmeyle elektrik üretim santrallarının sahiplik yapısında kamunun gücü azalmış oldu. 

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası’nın (TSKB) Kasım 2021 raporuna göre, Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) bağlı kamuya ait santralların kurulu güç içerisindeki payı 2021 yılı Ekim ayı sonunda yüzde 81,7’den yüzde 21,6'ya gerilemiş. 

yillara gore turkiyenin kurulu gucunun uretici payi grafigi

Bu serbest piyasalaşma Türkiye’ye has değil. Almanya’da da elektrik piyasasında üretim, iletim, dağıtım ve tedarik gibi konular özel şirketlerce karşılanıyor. E.ON AG, RWE AG, Vattenfall GmbH ve EnBW AG gibi dört büyük şirket elektrik üretimi, dağıtımı ve tedariğinde aktifler. 

Ancak Olgun Sakarya, Türkiye’de dağıtım şirketleri üzerinden ilerleyen bu sistemde ödenek olmasına rağmen yatırımların amacına uygun yapılmadığını söylüyor. Sakarya’ya göre, şirketler bağımsız denetim ve düzenlemelerden geçebilmeli; fakat fiziki denetimler, yerini evrak üstünde yapılan denetimlere bırakmış. 

Bu da, fiyat artışları ve arzın yetersizliğinden kaynaklı küresel trendden ayrıştığımız bir yer. Isparta’da yaşanan kesintide örneğin, küresel herhangi bir gelişmenin payı olduğunu söylemek güç.

İlde yoğun kar yağışının da etkisiyle kentin büyük kısmına günlerce elektrik verilememişti. Elektrik verilemeyen kentte doğal olarak ısınma ve haberleşme sorunu da ortaya çıkmıştı. 

Yenilenebilir enerjinin payı

Enerji piyasasında başat aktörler halen fosil yakıtlar. Ancak bilim insanları küresel emisyonların 2030’a kadar yarıya indirilmesi gerektiğini, hatta 2050’ye kadar net sıfıra ulaşılmasından bahsediyor. Ancak Türkiye’de olduğu gibi halen fosil yakıt arama çalışmaları ve üretimi devam ediyor. 

Dünya genelinde fosil yakıt sondajı ve aramalarıyla ilgili engeller getiren veya bu işlemleri tamamen yasaklayan bazı ülkeler de var. Danimarka, İrlanda ve İspanya gibi… 

Yenilenebilir enerji kullanımındaki artış, iklim değişikliğini hafifletmek, hava kirleticilerinin emisyonunu azaltmak ve enerji güvenliğini artırmak gibi faydalar sağlıyor. AB, 2020 yılına kadar brüt nihai enerji tüketiminin yüzde 20’sini yenilenebilir kaynaklardan elde etti. Sıradaki hedefi 2030 yılına kadar bu oranı yüzde 32'ye çıkarmak

Türkiyeyenilenebilir enerji konusunda fena bir konumda değil. Yenilenebilir elektrik üretiminin son 10 yılda neredeyse üç kat büyüdüğü biliniyor. Toplam elektrik üretimindeki 2019 yılında yüzde 44’ü ulaşmış durumda. 

Ancak özellikle hidroelektrik santralların varlığı tartışmalı. Hidroelektrik yenilenebilir enerji kaynağı olsa da, santralların yapım ve işletim sürecinin insan ve doğa üzerinde etkilerinin de göz önünde tutulması gerekiyor

Yenilenebilir enerjinin yanı sıra, nükleer santrallar da elektrik üretimi için fosil yakıtlara bağımlılığı sınırlandıracak bir hamle olarak görülüyor. Türkiye 2023 yılına kadar toplam 12 reaktör ünitesi için üç nükleer santral kurmayı hedefliyor. Benzer çalışmalar Avrupa’da da yapılıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkenin fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmak ve Fransa'yı 2050 yılına kadar karbon nötr hale getirmeye yardımcı olmak için 14 yeni reaktör inşa edeceklerini söyledi. Nükleer santrallar için gerekli radyoaktif elementlerin temini, santralların güvenliği ve atık yönetimiyle ilgili kaygılar ise halen aktüel.  

Petrol fiyatı tırmanıyor

Küresel petrol talebi de, Covid-19 pandemisinin ekonomik etkilerinin hafiflemesinden nasibini aldı. 2020 yılında arz fazlalığı, dolardaki artış, Covid-19 pandemisiyle dünyada zaten düşük olan petrol talebi daha da zayıflamış ve brent petrolün fiyatı 20 dolara kadar düşmüştü. Fiyatların düşmesinde 2020’nin ilk aylarında Rusya ve Suudi Arabistan arasında yaşanan anlaşmazlığın da etkisi olmuştu

2021 yılına geldiğimizde brent petrolün fiyatı artmaya başladı, Eylül’de 75 dolara kadar ulaştı. Bugün küresel petrol piyasaları varil başına 100 dolara doğru tırmanıyor. Bu, her bir aracın deposunun çok daha yüksek bedellere dolması demek. 24 Şubat 2022'de başlayan Rusya ve Ukrayna arasındaki sıcak çatışmayla petrol 100 doları da geçti.

brent petrol varil fiyati gelisimi

ukrayna rusya catismasi sonrasi petrol artisi

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, 2022 için ham petrol tüketiminin günlük 96,2 milyon varilden günlük 99,53 milyon varile ulaşması bekleniyor. Bu da artan talep anlamına geliyor. 2020’den 2022’ye yaşanan bu değişim nedeniyle artan akaryakıt fiyatları aslında pek çok ülkede sürücülerin benzin istasyonlarında uzun kuyruklar oluşturmasına sebep oldu, oluyor

Türkiye petrol ihtiyacının yüzde 90’ını ithalatla karşılıyor

Petrol de doğalgaz ve elektrik gibi Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu kaynaklardan. Türkiye’nin yıllar içinde ham petrol üretimi artsa da, talep daha fazla büyüdüğü için üretim, talebi karşılayamıyor. Bu yüzden dış ticaret açığını besleyen en önemli kalemlerden biri de petrol. 

Uluslararası piyasada ham petroldeki artış, yurtiçi akaryakıt fiyatlarına da yansıyor. Yanı sıra artan döviz kuru da akaryakıt fiyatlarındaki artışı doğrudan etkiliyor. 


50 litre akaryakit

Sadece yıl başından bu yana fiyatları incelediğimizde ise 50 litre akaryakıtın fiyatındaki değişim ise şöyle:

akaryakitr fiyatlari gorsel

Krizden çıkmak… 

Küresel enerji krizinden birçok ülkenin etkilendiği ve sıcak çatışma sonrası daha da etkileneceği ortada. Ancak hem kaynakta hem tedarikte dışa bağımlı Türkiye, döviz kurundaki artış ve gerileyen alım gücüyle, bu gidişattan çok daha fazla etkileniyor. Yani kendine has sorunları, Türkiye’yi uluslararası olumsuz etkilere karşı birçok ülkeden daha kırılgan hale getiriyor. Bu da topu tamamen küresel gelişmelere atan argümanları zayıflatıyor.   

Üretimi artıracak yöntemler bulunması, kaynakların çeşitlenmesi, tasarruf bilincinin sağlanabilmesi önemli. Ancak makroekonomik göstergelerin düzelmesi de, erişilebilir fiyatlarla enerji tedariki için bir o kadar gerekli gibi gözüküyor. 

Katkıda bulunanlar
  • Mühdan Sağlam
  • Necdet Pamir,
  • Oğuz Türkyılmaz
  • Olgun Sakarya
  • Sarper Erinç Aktürk