Emekli Dosyası III: Yaşlılık

Emekli dosyasının üçüncü bölümünde dünya genelinde yaşlı nüfusunun artışına ilişkin bazı verileri ele almaya çalışıyoruz.


23/12/2019 06:44 10 dk okuma

Bu içerik 3 yıldan daha eski tarihlidir.

2018 Emekli Aylığı Yeterlilik Raporu’na göre Avrupa Birliği ülkelerinin tamamında yaklaşık 17 milyon kişi, yani 65 yaş üzeri her beş kişiden biri açlık ve sosyal dışlanma riski taşıyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada da, emeklilikte de müreffeh bir yaşam sürmek için koşulların iyileştirilmesine, ileri yaş yoksulluğunun önüne geçilmeye çalışılıyor. Bu bölümde emekliliğin farklı bir boyutu olan emeklilik yaşı ve yaşlı bağımlılığı konusunu ele alacağız.

Emeklilik yaşı neden yükseldi?

1990’larda, yani yaklaşık 30 yıl önce 64,2 olan ortalama yaşam beklentisi, Birleşmiş Milletler’in Haziran 2019 raporuna göre şimdilerde 72,6. Başka bir deyişle yaşayan her 11 insandan biri 65 yaş ve üstü. 2050’ye gelindiğindeyse, yaşayan her altı kişiden biri 65 yaş ve üstü olacak. TÜİK’in güncel hesaplamalarına göre, Türkiye’de doğuştan beklenen yaşam süresi ortalama 78,3 yıl. 2000 itibariyle doğanların yaşam beklentisinin ise 100 yaşına uzayabileceği düşünülüyor.  

yaslilik grafik 1024x649

Kaynak: Yaşlı nüfus projeksiyonu, UN

2018 yılında tarihte ilk kez, 65 yaş ve üstü insanlar, beş yaşın altındaki çocukları sayıca geçti. Dahası var; 30 yıl içinde 80 yaş ve üstü kişilerin sayısının, mevcudun üç katına çıkarak 426 milyon olacağı öngörülüyor.

BM Ekonomi ve Sosyal İlişkiler Bölümünün hazırladığı yukarıdaki grafiğe bakıldığında, Türkiye’nin de bu değişimden hızla etkilenecek ülkelerden biri olduğu anlaşılıyor. 1990 yılında 65 ve üzeri nüfus yüzde 5’den azdı, şu anda yüzde 5-10 arasında. 30 yıl içindeyse yüzde 15’e tırmanacak. Bu da ister istemez emeklilik yaşlarına yansıyacak. Tıpkı bir zamanlar İskandinavya ve Batı Avrupa ülkelerinde olduğu gibi.

EYT Grafik 12 1 1024x573

Ülkelerde emeklilik yaşı ne durumda?

Dünya genelinde yaşlılık sınırı, yani kıstası olarak 65 yaş kabul ediliyor. Bu aynı zamanda emeklilik için de dikkate alınan temel eşik. Her ne kadar emekliliğin başlangıcı olan 65 yaşın yaşlılık sınırı olarak kabul edilmesine dair yürüyen bir tartışma olsa da, Türkiye’de de yapılan son değişikliklerle emeklilik yaşı kademeli olarak bu sınıra yükseltildi. 

yas kanunu 1024x520

EYT Grafik 11 1 1024x573

Yukarıdaki hesaplamalara göre, Türkiye’de ortalama bir kadın, emekli olduktan sonra 18, erkek ise 11 sene yaşıyor. Mühim olansa, bu yılların kalitesi. Emeklilik sonrasında müreffeh bir yaşam için gereken sürdürülebilir fırsat ve kaynakların sağlanması, konunun belki de en can alıcı noktası. Çünkü yaşlı nüfusun büyümesi, yalnız emeklilerin hayatını değil, sosyal düzeni de etkiliyor. Sadece maddi olarak değil sosyal olarak da işten ayrıldıktan sonra da kaliteli bir yaşam sürebilmek önemli hale geliyor. Çalışanların, sosyal dışlanmışlık yaşamamak ya da emekli maaşının yeterli olamayacağı gerekçesiyle çalışmaya devam etmesi de oldukça muhtemel. Türkiye'den bir veriyi hatırlatmak gerekirse 65 yaş üstü yurttaşların yüzde 12,2'si çalışma yaşamında yer almaya devam ediyor.

Yaşlı bağımlılığı artıyor

Yaşlı bağımlılığı, kendi artık yaşı gereği çalışamayan ve çalışanların üretimini tüketen kişileri içeren bir kavram. TÜİK tanımlamayı yaparken 65 ve üstü yaştaki kişileri yaşlı nüfusunda sınıflandırırken, 15 ila 64 yaş grubundaki her 100 kişi için 65 ve üstü kişi sayısı olarak belirliyor.

Türkiye'de yaşlı bağımlılığı 2014 yılında yüzde 11,8 iken, 2018 yılında yüzde 12,9'a yükseldi. Projeksiyonlar incelendiğinde ise 2080 yılında bu oranın yüzde 43,9 olacağı öngörülüyor.

EYT Grafik 13 1024x573

Yaşlı bağımlılığı arttıkça, çalışmayanlara sağlanan emeklilik maaşı, sağlık ve sosyal güvenlik gibi konularda çalışanların üzerine yük biniyor. 1960’da dünya üzerinde 8,5 olan yaşlı bağımlılığı, 40 yıl içinde (2000 yılında) yüzde 11’e ulaşırken, 20 seneden daha az bir sürede bu yüzde 14’e çıkmış.

Japonya bu konuda çok şey anlatan bir örnek. Uzmanlar, 2050’ye gelindiğinde Japonya’da her 10 kişiden yedisinin 65 yaş ve üstünde olacağını, yaşlı bağımlılığının da giderek artacağını tahmin ediyor. Çalışanların üzerindeki yükü hafifletmek için devletlerin aldığı en konvansiyonel önlemler ise, emeklilik yaşını yükseltmek ve yüksek ikramiye sunmak. Yaşam beklentisinin artmasının, çalışma düzenini de değiştireceği düşünülüyor. Geçici ve kısa süreli sözleşmelerle oluşturulan yeni çalışma modelinin 2010 yılından itibaren ana akımlaşmaya başladığı ifade ediliyor. Son 10 senede esnek ekonomi ile “gig economy” bağlantılı olarak milyonlarca insan freelance, bağımsız sözleşmeli ve geçici çalışan olarak işe alınmaya başladı

Yani yaşam beklentisinin 100’e çıkarken, emeklilik yaşının 65’te kalması pek olası değil. Yaşlı nüfusun çalışmaya devam etmesi ve yeni neslin de işgücüne dahil olmasıyla, daha esnek iş modellerinin yaygınlık kazanması öngörülüyor (s.16)

gpNaViub70UAHVzXf0185WvkzLBw8vre1 HUtRofboUKuUaReMBFPq6hE8dspsL8LN8pUmQWj9rz6Nj_awpxGwbnPTqR3bBNAwmI4zQZg6c55eGyHYQAskkphQtaZxjV_TQ z3X

Statista, Pension fund investment

Yaşlı nüfusa ilişkin bazı veriler

Emeklilik yaşı, yaşlı bağımlılığı gibi konuların özeti niteliğinde okuyabileceğimiz bir rapordan birkaç veri aktarmakta fayda var. Avrupa Birliği’nin yaptığı Ageing Europe araştırmasında farklı verilerle yaşlıların durumu araştırıldı. 2019’da yayınlanan rapor incelendiğinde 65 yaş üstü kişilerde yoksulluk oranı gençlere oranla dikkat çekici bir grafik çizdi. Estonya, Letonya, Litvanya, Bulgaristan gibi ülkelerde büyük sıkıntılar olduğu aşikar.

khmxkQqGLQtUQM_3sQq3HJZpvSbt0dCMEi1GwbzDTQ4HRWv3vMPgBD29Y9kwK419gLRJM2MKrjSufwFwl5nwSrfmFr10ZlufjuLwwjwVXAbSoXub5O4T3Y5wofj33XJoXQHH7kt

Tek başına yaşayan bir yaşlının evini sıcak tutma oranlarında da Litvanya, Bulgaristan, Yunanistan ve Portekiz’de büyük sıkıntı dikkati çekiyor.

I883qdL9qmfTYNeqFnYFChKxh4J63I9AAxCiXSi3ZEsrUkgGCmQWxYihPPXO UmZ9AGt9pJ_aebde9oOJZTxMdyuGlPe409hQsgD9CETp_u95h0j6AlWANHFPtjEDR7MDPuKTiG

Bir diğer veri seti ise yaşlıların sosyal yaşama katılma oranlarıyla ilgili. Litvanya, Danimarka, Letonya gibi ülkelerde yaşlıların daha büyük sosyal sıkıntılar yaşadığını söylemek mümkün.

9f9soI1BPr5n5DcrpwVKeDsA1 oMPCeYq2z5fzsFcLeHgsC0A0eA72nBEWB2xDvjFAkh_PORXHHHU1ylmUsNyjhu027PwqnZXmsl9D1RhqITF6GLF4mYM0xgBGz8reDAk9GajlY

Gelecekte neler değişebilir?

Kriz, daha düşük ücrete çalışma, daha uzun süre veya daha yoğun bir çalışma programı, daha fazla gelir elde etmek için daha fazla risk alma ve bunun fazla kayıpla sonlanıyor olması, kamu borcunun sürekli artması, yaşlı bağımlılık oranındaki artış, 65 yaş üzeri insan sayısının bütün dünyada artması, emeklilik yaşının yükselmesiyle emeklilik avantajlarının azalmaya başlaması, sağlık harcamalarının artması sebebiyle emekli olmak isteyenlerin çalışmayı bırakmaması gibi emeklilik güvencesinin önünde duran sayısız tehdit, yıllar geçtikçe katlanarak artıyor. Peki gelecekte neler değişebilir?

Bu bağlamda gelecek 30 yıl için aktif yaşlanma, toplumsal katılım, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, sağlıklı yaşam ve kuşaklararası dayanışma gibi konularda eylem planının belirlenmesi önemli hale geliyor.

Nüfusun yüzde 8,8’ine karşılık gelen 6 milyon 895 bin 385 kişinin, 65 ve daha büyük yaştaki bireylerden oluştuğu Türkiye’de ileriye yönelik önlemlerin alınması için bazı düzenlemeler yapılıyor.  

Sosyal dışlanma tehdidiyle yüzleşen emekliler, yaşamlarının geri kalanını kaliteli geçirebilmeleri için desteğe ihtiyaç duyuyor. Aktif yaşlanma olarak adlandırılan 65 yaş ve üstü bireylerin “bağımsız yaşamlarının desteklenmesi”nden değişen ve gelişen teknolojileri yakalayabilmelerine her anlamda sağlıklı yaşam sürdürmeleri için çalışıldığı belirtiliyor.

Yaşlılık Şurası ve toplantılarda alınan kararların uygulanması sorunların tespit edilmesinden belki de daha önemli. 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda yaşlı bağımlılığı oranlarının önemi vurgulanırken 2019 sonunda yaşlılara destek programının geliştirilerek yerel yönetimlerin bu konudaki rolünün güçlendirileceği belirtilmiş. Bahsi geçen YADES ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca geliştirilmiş bir servis. 2016’da başlayan proje kapsamında yaşlılara hane hizmeti, sosyal etkinlikler ve hobi kursları sunuluyor. 2018 Cumhurbaşkanlığı ve 2020 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Planı’nda ise evde bakım hizmetlerinin geliştirileceği ifade ediliyor. Ayrıca geriatri hizmetlerinin geliştirilmesi, yaşlılar ile ilgili çevre düzenlemelerinin artırılması gibi hedefler de 2020 programına alınmış.

Şura toplantısında iyileştirilmesi gereken 26 nokta dikkati çekerken, bunların sonuçları ve hangi yönde ilerleyeceği de titizlikle takip edilmeli. Dosyanın önceki bölümlerinde bahsetmiş olduğumuz emeklilik sorunları, ekonomik koşullar ve diğer ülkelerle kıyaslamalara bakınca değişmesi gereken çok şey olduğu söylenebilir. Türkiye’de akut durumda çözülmeyi bekleyen emeklilik sorunları var ama orta ve uzun vade politikaları da yeniden gözden geçirmek gerektiği aşikar.