Ekim 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan İstanbul Havalimanı hakkında birçok iddia ve tartışma mevcut. Mayıs ve Aralık 2019’da kötü hava koşulları gerekçesiyle havalimanına inemeyen ya da gecikmeli olarak inen uçaklar bu tartışmaların odağında. Yeni havalimanında uçakların yerde geçirdiği zaman, yani taksi süreleri de yeni bir tartışma konusu haline geldi. Büyüteç kategorisinde yer alan bu yazıda odağımızı İstanbul Havalimanı’ndaki rüzgar muhalefeti ve taksi sürelerine çevirdik.
30 Aralık rüzgarı
2019’un sona ermesine günler kala İstanbul Havalimanı'nda esen rüzgar uçuşlarda birçok sorun yaşanmasına neden oldu. BirGün gazetesinde yer alan 30 Aralık 2019 tarihli bir haberde, İstanbul Havalimanı’nın ilk kış sınavında “rötar rekoru” kırdığı ve aynı tarih itibariyle dünyanın en çok rötar yapan beşinci havalimanı olduğu ifade edildi. Buna göre İstanbul'da etkili olan yağış ve şiddetli rüzgar hava trafiğini de olumsuz etkiledi ve iniş yapamayan uçaklar Marmara Bölgesi üzerinde turlamak zorunda kaldı.
İstanbul Havalimanı için bahsi geçen rötar bilgilerinin doğru olduğu söylenebilir. 30 Aralık 2019’da havalimanında esen rüzgarın hızının gün içinde 45 knota (yaklaşık 83 km) kadar çıktığını Flightradar yardımıyla görmek mümkün.
İstanbul Havalimanı’nda gerçekleşen rötarlı uçuşlar hakkında Flightaware.com isimli internet sitesinden detaylı bilgilere ulaşılabiliyor. Sitede yer alan istatistiklere göre kalkış noktası İstanbul Havalimanı olan 225 uçuşta rötar yaşanmış. Bu sayı havalimanındaki kalkışların yüzde 40’ına tekabül ediyor.
İlaveten dünyanın farklı noktalarından kalkıp, varış noktası İstanbul Havalimanı olan 339 uçuşta da rötar yaşandığı fark edilebiliyor. Bu 30 Aralık 2019 tarihinde havalimanına yapılan uçuşların yüzde 59’unun rötarlı olduğu anlamına geliyor.
İstanbul Havalimanı’nın işletmesini yapan İGA da konu hakkında Twitter’dan bir açıklama yaptı. İGA’nın açıklamasına göre şiddetli rüzgarların görüldüğü 30 Aralık 2019’da 13 pas geçme olayı yaşandı. (Go around, kule tarafından iniş izni verilmesine rağmen, uçağın inişi gerçekleştirmemesi, piste yakın bir mesafeden tekrar havalanması)
Fligthradar24.com isimli internet sitesinden dünya üzerindeki tüm uçuşlar ve rötarlar anlık olarak izlenebiliyor. Site birçok havaalanı için kalkış ve inişlerde yaşanan rötarlara göre bir puanlama yapıyor. 0 ila 5 arasındaki bareme göre havaalanları anlık olarak listeleniyor. Yeşil renk hava trafiğinin iyi olduğunu, sarı renk orta büyüklükte sorunları, kırmızı renk ise ciddi problem ve rötarları temsil ediyor.
31 Aralık 2019 sabah 10.30’daki liste incelendiğinde, İstanbul Havalimanı’nın dokuzuncu sırada olduğu fark ediliyor. O an itibariyle havalimanınından giden yolcular ortalama 24 dakika rötar yaşamış ve bu 2.0 olarak puanlanmış. Gelen yolcular ise ortalama beş dakika rötarla karşılaşmış ve bu durum 1.6 puan olarak tabloya yansımış. Tüm bu iki kritere göre ise İstanbul Havalimanı 31 Aralık sabah 10.30’a göre en çok rötar yapan havalimanları içinde dokuzuncu sırada yer almış.
Yukarıdaki tablodan yaklaşık bir saat sonra ise, İstanbul Havalimanı’nın anlık olarak en çok rötar yapan havalimanları listesinde yeralmadığı görülebiliyor. Havalimanlarında yaşanan anlık değişimlerin rötar puanlamasına da yansıdığını söylemek mümkün. Yani İstanbul Havalimanı’nı üst sıralara 30 Aralık 2019’taki olumsuz hava koşulları nedeniyle yaşanan rötarların çıkardığı anlaşılıyor.
Mayıs rüzgarları
İstanbul Havalimanı’nın hizmete açılmasından kısa bir süre sonra uçakların rüzgar sebebiyle havalimanına inmekte zorluk çektiğine dair bazı haberler medyada yer aldı. Airport Haber isimli internet sitesinde yer alan 17 Mayıs 2019 tarihli haberde rüzgar muhalefetine takılan bazı uçakların yakın meydanlara yönlendirildiği ve kalkışların da kontrollü bir şekilde yapıldığı ifade edildi.
Bu gelişmeler üzerine Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) bir açıklama yaptı. Açıklamada bölgede "katil bulut" olarak adlandırılan CB bulutlarının görüldüğü ve bu bulutların oluştuğu tüm hava sahalarında hava trafiğinin bekletilmesi, kalkışların durdurulması ya da gerektiği durumlarda uçuşların başka meydanlara yönlendirilmesinin zorunluluk olduğu ifade edildi. 17 Mayıs 2019’da İstanbul Havalimanı’ndaki 468 seferden sadece sekizinin başka alanlara yönlendirildiği de belirtildi.
İstanbul Havalimanı’ndaki uçuşların rüzgardan fazla etkilediğine dair iddialar önceki yıllarda da mevcuttu. Örneğin, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından 2014 yılında hazırlanan “3. Havalimanı Teknik Raporu” isimli kaynakta havaalanının konumuna dair eleştirilere yer veriliyor. TMMOB raporda, havaalanı için hazırlanan nihai Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu’ndaki meteorolojik değerlendirmelerin bölgeye 20-25 kilometre uzaklıkta bulunan ve iklim olarak daha ılıman bir bölgede yer alan Florya ve Kumköy istasyonlarından alınan verilerle yapıldığını ifade ediyor. Yani TMMOB, ÇED raporu hazırlanırken kullanılan verilerin proje alanındaki değerleri yansıtmadığının önemini vurguluyor. Son olarak “3. Havalimanı Teknik Raporu” isimli belgede, proje için hazırlanan ÇED raporuna da vurgu yapılarak yılın 107 gününün fırtınalı, 65 gününün ise yoğun bulutlu olduğu ifade ediliyor.
İstanbul Havalimanı için 2013 ve 2014 yıllarında hazırlanan üç ÇED raporu bulunuyor. Bu raporlara şu an için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sitesinden erişilemiyor. Ancak Teyit tarafından bulunan iki rapora, yazıdaki linklerden ulaşmak mümkün. Buna göre Nisan 2013’te kabul edilen nihai ÇED raporunda bahsi geçen gözlem istasyonlarına göre hakim rüzgarların yönü incelenebiliyor.
Konuya Kuzey Ormanları Savunması tarafından hazırlanan "3. Havalimanı Projesi" raporunda da değiniliyor. Raporda görüşlerine yer verilen İTÜ Uzay ve Uçak Mühendisliği Fakültesi Meteoroloji Bölümünden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, uçakların rüzgara karşı kalkıp, rüzgara karşı inmeleri gerektiğini, oysa yeni havalimanındaki pistlerin hakim rüzgarların yönleri dikkate alınmadan inşa edildiğini ifade ediyor. Ayrıca Kadıoğlu, üçüncü havalimanının kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu pistlerinin, kentin iki ana rüzgarı olan lodos ve poyrazı yandan aldığın; yandan rüzgâr alan uçakların da yağmurlu ve fırtınalı havalarda inerken kanat katlanması ve türbülans ile savrulmalarının muhtemel olduğunu söylüyor.(sf. 45)
Uçuşlar kuzey ve güney yönlü pistlerden gerçekleşiyor
İstanbul Havalimanı’nda halihazırda aktif 16R/34L,17L/35R, 16L/34R, 17R/35L numaralı dört pist bulunuyor. Bu pistler kuzey güney yönündeki iniş ve kalkışlar için kullanılıyor. Hangi pistlerin kullanılacağı ise rüzgarın durumuna göre değişiklik gösterebiliyor. Yine bu pistler için DHMİ tarafından 11 Ekim 2018’de ilan edilen Aeronautical Information Publication (AIP) belgesinde, son yaklaşma güzergahları da bulunuyor. Örneğin havacılık üzerine doktorası bulunan Abdullah Nergis tarafından 2018 yılında yazılan bir yazıda İstanbul Havalimanı’ndaki rüzgar durumunun inişlerin güzergahlarını nasıl değiştirdiği gösteriliyor. Buna göre uçaklar bazen kuzeyden, bazen de güneyden iniş ve kalkış yapıyor.
Prof. Dr. Kadıoğlu, bazı uçakların rüzgar nedeniyle İstanbul Havalimanı’na inmekte zorluk çekmesinin ardından, 21 Mayıs 2019’da Gazete Duvar’a bir röportaj da verdi. Kadıoğlu röportajda havalimanına daha sonra yapılması planlanan doğu batı yönündeki pistin tüm rüzgara açık bir yer olduğunu ve bunun için yetkilileri uyardıklarını belirtti.
İGA ve bakanlığın açıkladığı sayılar örtüşmüyor
CHP İstanbul milletvekil Gamze İlgezdi, Ulaştırma Bakanı Cahit Turan’ın cevaplaması isteğiyle 24 Mayıs 2019 tarihinde “17.05.2019 tarihinde İstanbul Havalimanı'nda (İHL) şiddetli rüzgar etkisiyle iniş yapamayan bazı uçakların başka havalimanlarına yönlendirilmesine ilişkin” yazılı bir soru önergesi verdi.
Ulaştırma Bakanı tarafından verilen cevapta İstanbul Havalimanı’nda Nisan 2019’da 59, Mayıs 2019’da 89 ve Haziran 2019’un ilk on beş gününde 31 uçuşun pisti pas geçtiği bilgisi yer alıyor. Cevapta yer alan bilgilere göre bu uçuşlardan yalnızca 22'si hava şartlarına bağlı etmenler dolayısıyla pisti pas geçmiş. Ancak toplam 179 pas geçme yaşanan uçuştan geriye kalan 157 pas geçmenin hangi nedenlerden dolayı yaşandığına dair bir bilgi cevaba eklenmemiş.
Yanıtta daha önce açıklandığı üzere İstanbul Havalimanı’nda 17 Mayıs 2019’da sekiz uçuşun başka havalimanlarına yönlendirildiği belirtiliyor. Bakan, karşılaştırma yapılabilmesi açısından 24 Mayıs 2019’da bu sayının Sabiha Gökçen Havalimanı’nda 14 olduğunu ifade etmiş.
Tartışmaların ardından İstanbul Havalimanı’nın işletmesini yapan İGA, Twitter hesabından 2019 yılının Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında yaşanan pas geçme vakalarını paylaştı. Ayrıca paylaşımda 2018 yılının aynı aylarında Atatürk Havalimanı’nda yaşanan pas geçme rakamları da yer aldı. İGA’nın yayımladığı rakamlara bakarak, İHL’de yaşanan pas geçme oranının Atatürk Havalimanı’nda yaşananlardan çok daha az olduğu görülüyor.
Ancak Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan’ın soru önergesine verdiği cevapta Mayıs 2019’da İHL’de yaşanan pas geçme sayısı ile İGA’nın yayınladığı sayılar çelişiyor. Yani Turhan Mayıs ayında 89 pas geçme olayının yaşandığını ifade ederken İGA’ya göre bu sayı 78. Bu noktada pas geçme verilerinin havayolu şirketleri ve ülkelere ait hava kuruluşları tarafından tutulduğunu söylemekte yarar var. Yani yukarıda bahsi geçen sayılara açık kaynaklardan ulaşmak ve doğrulamak şu an için mümkün görünmüyor.
İGA, İstanbul Havalimanı'nda iniş yapan uçakların rüzgardan etkilendiği iddialarına ilişkin Teyit'e bir açıklama gönderdi. Açıklamada, 2013 yılında ihalenin kazanılmasının akabinde, ÇED raporlarının dayandığı gözlem istasyonlarına ek olarak, saha içinde değişik bölgelere kurulmak üzere dört meteoroloji istasyonu daha satın alındığı vurgulandı. Açıklamada havalimanının rüzgar konusunda Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı'nın (ICAO) kurallarına uygun olduğu da belirtildi.
İstanbul Havalimanı’ndaki taksi süreleri daha uzun
“Taksi” ifadesi havacılık dünyasında yere inen yahut kalkış yapacak uçakların pozisyonunu tanımlamak için kullanılıyor. Örneğin “taxi-out”, bir uçağın park pozisyonundan uçuşun başlayacağı pist başına gittiği süreyi, “taxi-in” ise inen uçağın pistten park pozisyonuna ulaşmasına kadar geçen süreyi tanımlıyor. Taksi mesafeleri havaalanlarına göre farklılaşıyor; ancak bu sürenin kısalığı zamandan ve masraftan tasarruf anlamına geliyor.
Taksi süreleri hakkında istatistiklerini Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenliği Örgütü (Eurocontrol) yıllık olarak yayımlıyor. Eurocontrol son raporunu 19 Aralık 2019’da yayımladı.
494 havalimanının yer aldığı Eurocontrol’ün “taxi-out” tablosuna göre, 2019 yılında İstanbul Havalimanı’ndan kalkan uçaklar için ortalama taksi süresi 23,9 dakika olarak belirlenmiş. İstanbul Havalimanı bu haliyle en fazla taksi süresine sahip havalimanları sıralamasında 15. sırada. İstanbul Havalimanı’na iniş yapan uçuşlar için taxi-in süresi ise 16,2 dakika olarak ölçülmüş. Bu süre İstanbul Havalimanı’nı listedeki 488 pist arasında üçüncü sıraya yerleştirmiş. Hem iniş hem de kalkış taksi sürelerinde ilk sırayı New York’taki John F. Kennedy Havalimanı almış.
Eurocontrol’ün 2018’de açıkladığı istatistiklerinden İstanbul Havalimanı’nın açılmasıyla faaliyetine son verilen Atatürk Havalimanı’nın da verilerine ulaşmak mümkün. 2018 yılında Atatürk Havalimanı’ndan kalkan uçaklar için taxi-out süresi 19,9 dakika olarak ölçülmüş. Havalimanı’na inen uçaklar içinse taxi-in süresi 9,6 olarak kayıtlara geçmiş. İstanbul Havalimanı’nda ölçülen taksi sürelerinin Atatürk Havalimanı’ndan daha fazla olduğu açık.
havayolu101.com isimli internet sitesinden Abdullah Nergis de Eurocontrol’ün açıkladığı rakamlara dayanarak İstanbul Havalimanı’nın taxi-out süresi kapatılan Atatürk Havalimanı’na göre yüzde 20, taxi-in süresinin ise yüzde 69 arttığını ifade ediyor.
Özetle, Mayıs ve Aralık 2019’da İstanbul Havalimanı’na inmek isteyen bazı uçakların hava şartları sebebiyle rötar yapması ya da başka alanlara yönlendirilmesiyle çıkan tartışmalar henüz sonuçlanmış değil. Uzmanların bu konuda bazı itirazları var. Bakanlık ve işletmeci İGA ise hava şartları sebebiyle yaşanan pas geçmelerin Atatürk Havalimanı’nda yaşananlardan daha az olduğunu ifade ediyor. İstanbul Havalimanı’ndaki taksi sürelerinin Atatürk Havalimanı’ndan daha fazla olduğu ise aşikar.