Büyüteç: Korkuları körükleyen çocuk kaçıran organ mafyası iddialarının aslı ne?

Sosyal medya ve kapalı platformlarda “çocuk kaçıran organ mafyası” diye yayılan şüpheli bir kadın fotoğrafı, nasıl kolektif bir korkuyu besleyip şiddete yol açtı? Gaziantep’te saldırıya uğrayan mülteci kadının hikayesinin ardında doğrulanmamış bilgiyi sorgusuz yayma sorunu var.


03/06/2022 17:00 10 dk okuma

Sıradan bir gün… Sosyal medyada gezinirken bir fotoğrafla yayılan şöyle bir mesajla karşılaşıyorsunuz:

“Arkadaşlar bu kadın organ mafyası lideri. Kız çocuk, erkek çocuk demeden önüne geleni kaçırıyor. Sizden ricam bunu paylaşın ve çocuklarınıza dikkat edin. Görürseniz de lütfen polise ihbar edin.”

Ne düşünürsünüz? Muhtemelen bu mesaj sizi tedirgin edecek; çocuğunuz varsa endişe etmeye başlayacaksınız. Sadece dikkatli olmak değil, bir şeyler de yapmak isteyeceksiniz. Bunun için de en kolay yol, mesajı yaygınlaştırarak yakınlarınızı uyarmak olacak. Mesaj açık kapalı demeden, her platformda yüzlerce kez paylaşılmaya devam edecek…

Peki fotoğraf iddia edildiği gibi çocuk kaçıran bir organ mafyası mensubunu mu gösteriyor? Kanıtımız ne?

Bunlar ciddi bir iddiaya inanmadan ve onu yaymadan önce belirmesi gereken temel sorulardan sadece biri. Çünkü sosyal medyada karşılaşılaştıklarımız yaşadığımız topluma, dünyaya bakışımızı etkiliyor. Gündelik hayatta çoğu zaman orada karşılaştığımız bilgilerle düşünüyor, hareket ediyoruz. 

Bir kadın fotoğrafı üzerinden yaygınlaştırılan bu iddialar da korku ve endişeyi körükledi. Hatta sokağa sirayet edip şiddet olaylarına neden oldu.

İşin aslı neymiş bakalım.

facebook organ mafyasi iddialaripng

Fotoğrafın çocuk kaçıran organ mafyasını gösterdiğine kanıt yok

Paylaşılan fotoğraf “çocuk kaçıran organ mafyası”nı gösterdiği iddiasıyla birçok ili dolaştı. Fotoğraftaki kişinin aynı anda Diyarbakır, Hatay, Bursa, Şanlıurfa, Samsun, Iğdır, İstanbul, Aydın, Ankara, Gaziantep, Batman, Van, Mardin, Şırnak, Bitlis gibi Türkiye’nin birçok ilinde görüldüğü öne sürüldü. 

Hatta fotoğraftaki kişinin “çarşaflı kadın kılığına girmiş bir erkek” olduğu bile iddia edildi.

organ mafyasi paylasimlari farkli iller

İddialar Facebook, Twitter, TikTok ve YouTube gibi birçok platformda yayıldı. CrowdTangle ve TweetDeck gibi sosyal medya araçlarına baktığımızda en erken paylaşımların Mayıs ayının başlarında yapıldığı görülüyor. Ancak paylaşımlardaki ekran görüntülerinden iddiaların en çok kapalı hesap ve gruplardan yapıldığı anlaşılıyor. İddiaların özellikle WhatsApp’ta yaygınlaştırıldığı belli.

Ancak fotoğraftaki kişinin kim olduğuna yönelik elde yeterli veri yok. Tersine görsel arama gibi doğrulama yöntemleri ile araştırdığımızda bir sonuca ulaşamıyoruz. İddialar dışında herhangi bir bilgiyle karşılaşmıyoruz. Fotoğraf hakkında bilgiye çeşitli yüz tarama araçlarından da ulaşamıyoruz.

Fotoğrafın başka iddialara eşlik ettiği de görülüyor. Aynı fotoğrafın kullanıldığı başka bir paylaşımda kadının gri listede aranan ve Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sınırdan geçmeye çalışırken yakalanan bir DEAŞ’lı olduğu da öne sürülmüş

kadinin daes uyesi oldugu iddiasipng

Bu durum olağan fotoğrafın kolaylıkla “uydurma hikayelere” konu olabileceğinin göstergesi. Fotoğraf hakkında yeterli bilginin internette olmaması da farklı bağlamdaki iddiaların yayılmasına neden olabiliyor.

Ancak şunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz: Fotoğraftaki kişinin çocuk kaçıran organ mafyası ya da herhangi bir örgüte mensup birini gösterdiğine ilişkin hiçbir kanıt yok.

Buna rağmen organ mafyası olduğuna kanıt olmayan fotoğraftaki kişinin yakalandığına ilişkin başka fotoğraf da yayıldı.

cocuk kaciran kisinin yakalandigi iddiasipng

Ancak fotoğraftaki kişinin iddialarla bir ilgisi yok. Fotoğraf 2019 yılında Gaziantep’te bir kız çocuğuna tacizde bulunduğu iddiasıyla yakalanan kişiyi gösteriyor.

YouTube’da da benzer iddialar yayıldı. “Türkiye’de çocuk kaçırma haberleri” başlıklı videoda başka bir ülkede çocuk kaçırma sorununa farkındalık yaratmak için kurgulanmış olayı gösteren görüntüler paylaşıldı

cocuk kacirma kurgu videopng

Videonun açıklamasına daha sonra “video sadece bilgilendirme amaçlıdır” uyarısı eklendi. 

Diğer taraftan organ mafyası tarifi genelde “erkek kılığındaki çarşaflı kadın” olarak paylaşıldığı için sokakta görülen çarşaflı kadın videolarının sosyal medyada paylaşıldığı da görülüyor. Temelsiz iddialara dayanarak sokaktaki sıradan insanların kaydedildiği bu görüntüler bazı olayları da tetikledi.

“Çarşaflı çocuk hırsızı kadınlar” iddiasıyla yaptığı paylaşım nedeniyle Adana’da bir kadının evi basıldı. Kadına yaptığı paylaşım nedeniyle özür videosu çektirildi.

carsafli kadin goruntuleriÇocuk kaçıran kadınları gösterdiği iddiasıyla paylaşılan görsel

adana carsafli kadin paylasimi ev basmapng

Çocukları kaçırdığı iddiasıyla araç görselleri ve plakaları da sosyal medyada paylaşıldı. İddialarda aracın asıl plakasının 63 AEA 947 olduğu ancak değiştirerek 06 CUA 031 yapıldığı iddia ediliyor.

mardin minibus cocuk kacirma iddia

Ancak aracın Mardin’in Nusaybin’de taşımacılık yapan bir esnafa ait olduğu tespit edildi. Nusaybin Arena adlı yerel haber sitesinde minibüsün sahibinin jandarma ve emniyete giderek ifade verdiği; sosyal medyada aracının fotoğrafını paylaşarak yalan haber yayanlar hakkında şikayetçi olduğu aktarıldı.

Yetkililer iddiaların asılsız olduğunu açıkladı

İddiaların ardı arkası kesilmeyince birçok ilde yetkililer açıklama yayınladı. Iğdır, Samsun, Kütahya, Van, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kırıkkale gibi illerden yetkililer iddiaların asılsız ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu açıkladı.

Yine illerde yapılan ihbarların da asılsız çıktığı yönünde birçok yerel duyuruya rastlamak mümkün. Örneğin Şanlıurfa Dutluca mahallesi muhtarı Facebook grubu üzerinden mahalledeki çocuk kaçırma ihbarlarının jandarma incelemeleri sonucu asılsız çıktığı yönünde duyuru yayınlamış.

Bir fotoğraf üzerinden yaratılan “hayali olaylar” şiddete neden oldu

Fotoğraftaki kişinin kim olduğu bilinmiyor. Öne sürülen iddialarla ilgisine işaret eden bir kanıt da yok. Diğer taraftan paylaşılan videolardakilerin de çocuk kaçırma olaylarıyla bağlantılı olduğuna dair emare bulunmuyor. Ancak bu, iddiaların yayılmasına engel olamıyor. 

Bu asılsız anlatılar yayılmaya devam ettikçe “güvensizlik zemini” daha da pekişti. Bu durum sokağa yansıyarak şiddete de neden oldu. 

İddiaların etkisiyle Gaziantep’te Suriyeli bir kadın “çocuk hırsızına benzetildiği” iddiasıyla saldırıya uğradı.

suriyeli kadina saldiri

Saldırıya uğrayan kadının olaylarla ilgisi yok. Kadına tekme atan da tutuklandı. Ancak bu bile yanlış bilginin önünü kesemedi. Bu sefer saldırıya uğrayan ve suçsuz olduğu bilinen kadının görüntüleri “çocuk kaçıran kadın kılığına giren organ mafyası yakalandıdiye paylaşıldı.

Diğer ülkelerde de benzer iddialar yayıldı

Yanlış bilgilerin önyargıları körükleyen, sansasyonel ve aşırılık içeren özelliklere sahip olması da şiddet olaylarını kışkırtıyor. Şiddet olaylarını teşvik eden bu gibi iddialar da genellikle toplumun daha savunmasız kesimlerini hedef alıyor.

Böyle yanlış bilgilerle ortaya çıkan şiddet olayları Türkiye’ye özgü de değil. Örneğin 2019 yılında Fransa’da da benzer bir yanlış haber nedeniyle Romanlar şiddete maruz kalmıştı. Sosyal medyada beyaz bir minibüs üzerinden çocuk kaçırma iddiaları orada da yayılmıştı. Bu söylentiler çocuk kaçırdıkları iddiasıyla Romanların şiddete uğramasına neden oldu

fransada cocuk kacirma iddialariFransa’da çocuk kaçıranlara ait minibüsü gösterdiği iddia eden sosyal medya gönderisi

Benzer çocuk kaçırma söylentileri Meksika ve Hindistan’da da yayılmıştı. İki ülkede de bu söylentiler şiddet olaylarına yol açtı ve masum insanların ölümüne neden oldu.

Hatta Hindistan’da yapılan başka bir araştırma ülkede artan şiddet olaylarında WhatsApp gibi sosyal medya uygulamalarından yayılan yanlış bilgilerin rolü olduğunu gösteriyor.

2021 yılında seçimlerden sonra Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 Ocak kongre baskınında da kapalı gruplardan yayılan yanlış bilgiler etkiliydi.

Yanlış bilgi ve şiddet olayları arasındaki ilişki sadece günümüze özgü de değil. Bu endişe verici bağlantının emarelerini geçmişte de buluyoruz. 1955 yılında Türkiye’de azınlıkların evlerine işyerlerine saldırılarla sonuçlanan 6-7 Eylül olaylarının çıkışı da yanlış bilgiye dayanıyordu.

Yani yanlış bilgilerin toplumda ortaya çıkardığı kolektif bir “zarar” var. Ve bu zarar geri alınmayacak sonuçlara yol açabiliyor.

Son günlerin organ mafyası iddialarına geri döndüğümüzde bu iddiaların Türkiye için yeni olmadığı da görülüyor. Suçu olmayan insanların hedef gösterildiği bu asılsız iddialarla sosyal medya kullanıcıları daha önce de birçok defa karşılaşmış.

Örneğin 2017 yılında bu sefer bir erkek fotoğrafı dolaşıma sokularak farklı illerde görülen, çocukları kaçıran organ mafyası iddiaları yaygınlaştırılmıştı. Ancak yetkililer bu iddiaların doğru olmadığını açıklamıştı. 2019 yılında da başka bir kadın fotoğrafı dolaşıma sokulmuştu. İddialar yine aynıydı. Ancak fotoğraftaki kadının iddialarla ilgisi olmadığı ortaya çıkmıştı.

2017 organ mafyasi iddialari

Yine meydana gelen saldırılarla bağlantısı olmayan insanların fotoğraflarının yayıldığı da biliniyor. 2017 yılında İstanbul’da gece kulübü Reina’ya yapılan saldırıyı düzenleyen kişiyi gösterdiği iddiasıyla fotoğraf paylaşılmıştı. Ancak fotoğraftaki kişinin saldırıyla ilgisi yoktu. Bir diğer örnek ABD’den. Mayıs ayında Teksas’ta bir okula yapılan silahlı saldırıda olayla alakasız kişilerin fotoğrafları paylaşılarak hedef gösterilmişti.

Bu iddialar “binlerce insanın rüyasında gördüğü adam iddiasını” da hatırlatıyor. Şehir efsanesine dönüşmüş bu iddiaya göre robot resmi çizilmiş adamı dünyanın birçok yerindeki insanların rüyasında gördüğü öne sürülmüştü. Ancak anlatıların bir gerçekliği yoktu; iddia kurmacaydı.

Gerçeklere odaklanmak

Bu iddialarla karşılaşınca “şüphelenmek” ve bir kanıt aramak gerekiyor. Yanlış bilgiler doğrudan duyguları hedef alıyor. İnsanların “korkularına” hitap eden bu iddialar güçlü tepki ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Ancak tam da bu noktada durup düşünmeli ve şu soruyu sormalı: “Gerçekten bu iddiayı paylaşacak kadar doğrulanmış bilgiye sahip miyim?”

İlginizi çekebilir: Araştırma: Yanlış bilgiyi önlemek için dört adım

Diğer taraftan iddiaların asılsız olması böyle olaylar yaşanmadığı anlamına gelmiyor. Ancak bu tür yanlış bilgiler mevcut sorunu yanlış okumaya neden oluyor. Çocukların kaçırılması ve organ kaçakçılığı bir mesele. Bu soruna dikkat çekmek ve insanları uyarmak için de doğru bilgilere ihtiyaç var. Yani sorunlar ancak “gerçeklerle” çerçevelendiği sürece mücadeleye dönüşebilir.

Çocukların kaçırılması ve organ kaçakçılığı sorunu

Çocukların kaçırılması küresel bir sorun. Dünyada her yıl yaklaşık 8 milyon çocuğun kaybolduğu ya da kaçırıldığı tahmin ediliyor

Türkiye’de bugüne kadar kaç çocuğun kaçırıldığına ilişkin net veriler bulunmuyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nda da (TÜİK) bu konuda net veriler olmadığı görülüyor. 2020 yılı güvenlik birimine gelen veya getirilen çocukların sayısı 450 bin 803 olarak açıklanmış. Bunun yüzde 5’inin kayıp (hakkında kayıp müracaatı yapılıp daha sonra bulunan) olması nedeniyle güvenlik birimlerine geldiği veya getirildiği tespit edildiği belirtilmiş.  

Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili Gürsel Tekin, en son 2016 yılında açıklanan TÜİK Adli İstatistik verilerine göre Türkiye’de kaybolan veya kaçırılan çocuk sayısının 104 bin 531 olduğunu belirtmişti. Tekin, her gün ortalama 32 çocuğun kaybolduğunu söylemişti.

Organ kaçakçılığı da önemli sorunlardan. Dünya genelinde 40 milyondan fazla, insan ticareti mağduru bulunuyor. Avrupa’da her yıl kaybolan 250 bin çocuğun organ mafyasının kurbanı olması en büyük endişe.

Türkiye’de de yasa dışı yollarla organ temin edilebiliyor. Süreç genelde organa ihtiyaç duyanların mafyaya ulaşmasıyla başlıyor. Vericiler çoğunlukla sosyal medya üzerinden bulunuyor. Dünyada her yıl kabaca 12 bin yasa dışı organ nakli yapıldığı tahmin ediliyor. Organ kaçakçılığında da en çok yoksullar, göçmenler gibi en savunmasız ve kırılgan gruplar mağdur.

Organ mafyasına yönelik operasyonlar en çok İstanbul’da yapılıyor. 2022 yılının Nisan ayında da İstanbul’da organ ticareti yapılan bir çeteye operasyon düzenlenmişti. Yabancı uyruklu 26 kişinin yasa dışı organ nakledildiği tespit edilmişti. Yine böbrek nakli için alıcı ile vericinin sahte evrakla evliymiş gibi gösterip organ nakline yasal izlenim vermeye çalışıldığı ortaya çıkarılmıştı

Organ Ticareti ve Nakil Turizmi İstanbul Deklarasyonu da bu soruna dikkat çeken temel metinler arasında.

Sonuç olarak bir fotoğraf ve videolar üzerinden yayılan asılsız anlatılar yerine gerçeklere odaklanmak gerekiyor. Aksi durumda yanlış bilgi masum insanların hedef gösterilmesiyle ve şiddete maruz kalmasıyla sonuçlanabiliyor. 

Katkıda bulunanlar
  • Ali Osman Arabacı
  • Can Başaçek
  • Öyküm Hüma Keskin
  • Nilgün Yılmaz

The Declaration of Istanbul, Organ Ticareti ve Nakil Turizmi İstanbul Deklarasyonu
03/06/2022
Human Trafficking Hotline, The Victims
03/06/2022
BuzzFeed News, How WhatsApp Destroyed A Village
03/06/2022
10'lar, Saldırıya uğrayan kadın
31/05/2022
Samsunkenthaber, Yetkili açıklaması
26/05/2022
tümünü göster
banner