Hayatımızı doğrudan etkileyen deprem gibi krizler sonrası yönetenlerden hesap sormak ve şeffaflık talebi, demokratik düzenlerde beklenen bir yurttaşlık refleksi. 30 Ekim 2020 İzmir depreminin ardından, sosyal medya kullanıcılarının en çok sorduğu sorulardan biri de deprem vergilerinin akıbeti oldu. Vergilerle ilgili Twitter’da “#depremvergilerinerede” etiketi altında yönetim hesap vermeye çağrıldı. Aynı günlerde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, son 17 yılda depremle ilgili verilen 58 araştırma önergesinin AK Parti tarafından “reddedildiğini” iddia etti.
Mecliste verilen önergelerle ilgili iddialar, Teyit’in şüpheli bilgi radarına sık sık giriyor. 2018’in Aralık ayında sıkça paylaşılan bir görsel üzerinden, partilerin önergelerde kullandıkları oylarla ilgili bir dosya yazısı da hazırlanmıştı. Fakat AK Parti’nin iktidara geldiği Kasım 2002’den bu yana meclis gündemine alınmış önergeleri incelemek kolay değil. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) internet sitesinde 1908’den beri yapılan tüm görüşmelerin tutanakları yer alıyor. Ancak sitenin arayüzü detaylı arama yapmaya uygun değil ve çalışmak zaman alıyor. Dört yıllık bir yasama döneminin tutanakları dahi 270 bin sayfa ediyor.
Yanlış bilgi sorununun çözümü, bazen göründüğünden karmaşık işlemler gerektiriyor. Nitekim sosyal medyadaki kullanıcıları Teyit’i sık sık yanlış bilginin hızına yetişememekle eleştiriyor. Teyit Factory adlı kuluçka programını, bu soruna farklı disiplinlerde yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler üretmek için geliştirdi. Factory’nin 2020’deki katılımcıları arasında yer alan “Referandom” ekibi, TBMM ve belediye meclislerinde görüşülen önerge ve kanun tekliflerini özetliyor. Ekip, demokrasiyi daha şeffaf ve katılımcı hale getirmek için dijital araçlar üreten bir sosyal girişim. Bu sebeple “son 17 yılda depremle ilgili verilen 58 araştırma önergesinin AK Parti tarafından reddedildiği” iddiasını da Referandom ekibiyle birlikte araştırdık.
Araştırma yöntemi
Son 17 yılda binlerce soru önergesi verilmiş ve hangisinin doğrudan depremle ilişkili olduğunu bulmak epey zor. Önce iddia sahibi Akın’ın ekibini arayıp, bu sayıya nasıl ulaştıklarını sorduk. Ekibin verdiği bilgiye göre, meclisin sitesinde “araştırma önergesi” sekmesinde “deprem” kilit kelimesi ile arama yapılarak bu sonuca ulaşılmış. Biz ise araştırmamızı, başlığında “deprem” geçen “meclis araştırma önergeleri” ile kısıtlayarak işe koyulduk. Başlığında deprem yerine “doğal afet” gibi ibareler bulunanlar ise, hesaba katılmadı.
TBMM’nin internet sitesine girildiğinde karşımıza “denetim” sekmesi altında birden fazla “önerge” başlığı çıkıyor. İddia konusu olanlar “meclis araştırması önergesi” altında. Bu sebeple diğer denetim araçlarını dışarıda bıraktık.
Meclis araştırma önergeleri, TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yollarından biri. Referandom ekibine tüm araştırma boyunca iki önemli kaynak yol gösterdi. Birincisi TBMM’nin çalışma prensibinin anlatıldığı “İçtüzük” diğeri ise “Parlamento Terimleri Sözlüğü”.
17 yıldaki tüm önergelere nasıl ulaşılır?
Belirli bir konudaki o yasama yılında yer alan tüm önergelere ulaşmak istersek, yukarıdaki görseldeki “özeti” kısmı yardımcı oluyor. Ancak arama motorunda şöyle bir sorun mevcut: Mesela depremle ilgili önergelere ulaşmak istediğimizde, “özet” kısmını kullanırsak, metninde deprem geçen tüm önergeler karşımıza çıkıyor. Ancak bu kelimeye gelen eklerin var olduğu diğer önergeleri göremiyoruz: “Depremi”, “depremin”, “depremzede”, “depremzedelerin” gibi…
Özet kısmına “deprem” kelimesine gelen bir ekle birlikte kelimeyi arattığımızda, önümüze önerge özetinde “depremin” kelimesi geçen tek önerge geliyor. Yalnız “deprem” kelimesini önerge özetlerinde aradığımızda ise aşağıdaki gibi bir sonuca ulaşıyoruz:
Aynı döneme ait önergelerde “depremin” diye arattığımızda karşımıza çıkan sonuçlar, “deprem” diye aradığımızda karşımıza çıkmıyor. Örneğin 10/874 esas numaralı önergeyi yukarıdaki görselde göremiyoruz.
Sonuç olarak, belli bir konu hakkındaki önergelerin tamamına ulaşmak istiyorsak, elle arama yapmak isabetli sonuçlar vermeyecektir. Çünkü bir kelimenin tüm olası hallerini kestirmek ve aramak hem zor, hem de insan hatasına çok açık. Yasama yılları tutanaklarını teker teker incelemek daha sağlıklı görünüyor.
100 bin sayfadan fazla tutanak elden geçirildi
İki milletvekili genel seçimi arasındaki beş yıllık süreye yasama dönemi deniyor. Şu an 27. yasama dönemindeyiz. İddia ise 22. dönemden başlıyor. İddia edilen yıllar arasındaki 17 yasama yılında 112 bin sayfalık tutanak tutulmuş.
Araştırmayı metodolojik olarak zorlayan unsurlardan biri de, parlamentonun çalışma dinamikleri gereği, verilen önergelerin genelde başkanlığa geliş tarihlerinden çok sonra görüşülüyor olması. Bu da hangi meclis araştırma önergesinin hangi oturumda aranacağını bir muammaya dönüştürüyor.
Örneğin 5 Kasım 2020’ye gelmiş bir önergenin sadece görüşülmesi oylamaya sunulmuş ve reddedilmiş. Eğer bulunduğumuz yasama dönemi boyunca tekrardan oylanıp görüşülmesi kabul edilmezse, hükümsüz kalan önergeler arasında yerini alacak. Bu yasama döneminin sonuna kadar araştırma önergeleri sonuç formunda “gündemde” olarak gözükecek.
Tutanaklardaki bir sorun da ret oylarının kimler tarafından verildiğini, hangi parti vekillerinin önergeyi reddettiğini göremiyor oluşumuz. Bunun tespiti için saatler süren meclis kayıtlarını izlemek ve TBMM koltuklarının dizilimine hakim olmak gerekiyor. Genel eğilim önergeyi veren değil muhatabının reddetmesi olsa da, bir araştırmayı bu varsayım üzerine kurmak olası değil.
Teyit de 2018’de hazırladığı dosya yazısında da o dönemde iddia edilen önergeleri araştırırken meclisteki tüm canlı yayınları izlemiş ve meclis oturma sırasına göre oylamada ellerini kaldıran milletvekillerini saymıştı. Ancak 17 yıldaki tüm önergeleri kapsayan bir iddia için bu yayınların hepsini izlemek mümkün değil. Meclis TV’nin tüm arşivi erişebilir de değil.
Araştırma yönteminde karşılaşılan zorluklara rağmen Teyit ve Referandom ekipleri Kasım 2002 genel seçimlerinden sonra göreve başlayan 22. yasama döneminden (14 Kasım 2002) bu içerik hazırlanırken mecliste yapılan 19 Kasım 2020 tarihindeki son birleşim arasında başlığında deprem ve türevi kelimelerin (deprem, depremler, depremin) geçtiği tüm meclis araştırması önergelerini TBMM sitesindeki tüm tutanakların arşivinden inceledi. Yaklaşık bir hafta süren araştırma sonucu belli verilere ulaşıldı.
14 Kasım 2002 - 19 Kasım 2020 tarihleri arasında mecliste depremle ilgili verilen tüm araştırma önergelerini bir arada görmek için tıklayın.
Son dönemde rekor sayıda önerge verildi
Elde edilen verilere göre, son 17 yılda mecliste sayılan kriterlere uyan 96 meclis araştırması önergesi geldi. Bu önergelerden 17’si kabul edildi. 38’i halen gündemde ve 41’i de hükümsüz durumda.
22. dönemde 8, 23. dönemde 17, 24. dönemde 23, 25. dönemde 1, 26. dönemde 15, 27. dönemde ise bugüne kadar 29 önerge verildi.
24 Haziran 2018 genel seçimleriyle başlayan 27. dönemdeyse, her dönem verilmiş önergelerin sayısından daha fazla araştırma önergesi verildiği görülebiliyor.
96 önergeden 55’ini CHP, 14’ünü MHP vermiş. Geri kalanlardan beşi AK Parti tarafından, biri İYİ Parti tarafından, 11’i HDP, 10’u BDP ve biri DTP tarafından verilmiş.
HDP’nin verdiği 11 önergenin üçü, CHP’nin verdiği 55 önergenin dördü, AK Parti’nin verdiği beş önergenin beşi de kabul edilmiş durumda. İYİ Parti’nin önergesi de kabul edilmiş. MHP’nin verdiği 14 önergenin de dördü kabul edilmiş. Yani toplam 17 önerge kabul edilmiş.
96 önerge, verildiği yasama yılı ve dönemine göre ayrıldı ve renklendirildi. Önergenin adı ve meclis başkanlığına geliş tarihi, meclis araştırması önergesinin başlığı, hangi parti ve milletvekili tarafından verildiği ve herkesin kolayca bizim ulaştığımız bulgulara ulaşabilmesi için ilgili tutanağa ait link (eğer varsa) tabloda gösterildi.
Kabul edilen araştırma önergelerinin etki takibini yapabilmek adına bir önerge kabul edildikten sonra ne olduğuna dair bilgiyi de araştırıp tabloda göstermeye karar verdik. Ancak kabul edilenler üzerinde sonraki dönemlerde tartışmaların ilerlememiş olabileceğini söyleyebiliyoruz.
Aynı başlıkla birden fazla önerge de verilmiş
İddia konusu önergelerdeki en önemli nokta 23. dönem ikinci yasama yılındaki depremle ilgili verilmiş 10 önergenin bir araya getirme usulüyle, 2010’da bir meclis araştırması komisyonuna vesile olmuş olması. Ancak bu komisyondan çıkan sonuçlarla ilgili ayrıntılı bilgiye ulaşılamadı. Geriye kalan ve kabul edilmiş yedi önerge ise farklı dönemlerde kabul edilmiş.
Bir önerge bir milletvekili ya da grubu tarafından verildikten sonra eğer aynı yasama dönemi sonunda hükümsüz kalıyorsa, aynı başlık ve içerikte başka bir ekip tarafından tekrar verilebiliyor. Tablodaki ilginç verilerden biri de aynı başlıkta birden fazla meclis araştırması önergesi verilmiş olması.
98 önergeden sadece beşinin başlığı doğrudan vergilerle ilgili. Ancak önergeler tek tek okunduğunda dolaylı bir biçimde depremlerin getirdiği zararların karşılanmasına karşı yurttaşlardan toplanan vergilerin de söz konusu edildiği anlaşılıyor.
Reddedilen önergeleri incelediğimizde 11’inin gelecek depremlere yönelik “strateji ve planlama” hazırlıklarıyla ilgili olduğunu da fark ediyoruz. Plan teklifleri yakın dönemde hızlanmış. Buradan yola çıkarak son dönemde kamuoyu gündemini meşgul eden depremler sonrası aslında meclisteki milletvekillerinden uzun erimli hazırlıkların yapılması da gündeme getirilmiş, ancak iktidar partisi ve müttefikleri reddetmiş denebilir. 98 önermenin 11’inde “plan” 20’sinde de “olası” kelimeleri geçiyor. Olası depremlerde alınacak önlemlerin görüşülmesi teklifleri de genelde reddedilmiş.
Hakkında hiçbir bilgi olmayan eski tarihli önergeler
98 önergeden 35’i ülke gündeminde herhangi bir deprem olmadığı zamanlarda verilmiş. Geri kalan önergelerin ise Türkiye’de meydana gelen büyüklük açısından “şiddetli” sayılabilecek ve halkı maddi ve manevi olarak zarara uğratmış depremlerden sonra verildiğini görebiliyor. 63 önergenin 11’i Ekim 2011’deki Van depreminin ardından gündeme geldi. 12 önerge ise 2020’nin ilk günlerinde Elazığ’da meydana gelen depremin ardından verildi. 99 Marmara depreminin yıldönümlerinde de birçok önergenin verildiği yine tablodan görülebiliyor. 2003 Bingöl, 2010 Elazığ ve 2012 Simav depremleri de milletvekillerinin deprem araştırma önergesi vermelerine sebep olmuş.
26. dönemde verilen 10 araştırma önergesine dair ise hiçbir bilgiye ulaşılamıyor. Gündeme alındıklarına dair de bir tutanak belgesi bulabilmiş değiliz ancak meclisin sitesindeki arama bölümünde 10’u da “gündemde” kalmış durumda. Normal şartlar altında dönem bittikten sonra okutulup “hükümsüz” hale gelmeleri gerekirdi. Anlaşılan verildikten sonra üzerinde durulmayan birçok önerge metni var. 27. yani içinde bulunduğumuz yasama döneminde ise haliyle daha gündeme bile gelmeyen birden fazla önerge mevcut.
En çok tekrar edilen önerge “olası bir deprem durumunda” yaşanabilecek zararların önlenmesi istemiyle farklı dönemlerde verilen üç önerge.
Deprem önerge metinleri kelime bulutu uygulamasına atıldığında tekrar edilen kelimelerin sayısı bir görselleştirme yardımıyla görülebiliyor.
Depremle ilgili TBMM’de “ilk imzacı olarak” en çok önergede imzası bulunan veren altı önerge ile CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu ardından da dört önerge ile CHP Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu geliyor. Yedi önerge de meclisteki gruplar adına verilmiş.
Gündeme alınmamış bir önergenin reddedildiğini sayarsak, meclisteki görüşmelere göre yukarıda ayrıntılı olarak ele aldığımız 96 önergenin hiçbiri şeklen “reddedilmiş” değil. Yani ilk bakışta CHP’li Ahmet Akın’ın iddiası doğru değil diyebiliriz. Ancak araştırma esnasında herkesin düşebileceği bir kavram karışıklığına da açıklık getirmemiz gerekiyor. Mecliste bir önergenin görüşülmesi kabul edilmediğinde o önerge hukuken reddedilmiş olmamasına karşın hiç gündeme gelemiyor ve görüşülmesi fiilen reddediliyor. “Hükümsüz” ve “gündemde olma” kavramlarını anlamanın önergeleri araştırırken yapılan araştırmada önemli olduğunu Doğruluk Payı da aynı iddiayı ele aldığı yazısında belirtmişti.
Vekiller yurttaşları temsilen aldıkları kararlarla hayatlarımızı doğrudan etkileseler de, saatlerce süren meclis oturumlarını takip etmek ve ya da iyi tasnif edilmemiş, kullanıcı dostu olmayan bir internet sitesinde araştırma yapmak neredeyse imkansız. TBMM'nin daha şeffaf ve sorgulanabilir bir sistem içerisinde çalışması için birer yurttaş olarak yapabileceklerimizin sınırlarını bilmek de yaşamsal. Dijital okuryazarlığın sunduğu araçlar, bunlardan yalnız biri.