Büyük Uyanış mitingi: “Bir küreselci sembolü verir misiniz memur bey?”

11 Eylül 2021’de Maltepe’de gerçekleşen miting alanında “Ortada bir komplo varsa, teorisine ne gerek var?” sözleri yükseliyor. Salgının başından beri yanlışlanan ne kadar iddia varsa, bu meydanda.


22/09/2021 15:00 11 dk okuma

Bu içerik 1 yıldan daha eski tarihlidir.

Teyit, henüz ismi dahi olmayan Covid-19 salgını ile ilgili ilk içeriğini 25 Ocak 2020’de yayınladı. O gün virüsten etkilenen toplam kişi sayısı 830, ölü sayısı da 26 idi. Yanlış anlamadınız, evet, tüm dünyada.   

Ancak komplo teorileri virüs, neden olduğu hastalık ve salgınla ilgili açıklamaları çoktan bulmuştu bile. Aradan geçen 21 ayda, #koronavirüs etiketi altında 500’e yakın içerik yayınladık. Bunların azımsanamayacak bir kısmı, komplo teorileri adını verdiğimiz kategoriye dahil ve aşı karşıtı gruplarca kasten yayılan yanlış bilgiler içinden ulaştıklarımız.

Teyit’te “aşı karşıtı” diye sınıfladığımız gerçek kişi ve hesapları artık neredeyse ezber ettik. Motivasyonları, temel eğilimleri, davranış örüntüleri hakkında hafife alınmayacak bir içgörü ve veriye sahibiz. Ancak, biraz da salgının başından bu yana evde çalıştığımız için olacak, kendileriyle gerçek dünyada, maddi bir zeminde karşılaşmamıştık. 

Miting “tanışmaya” vesile 

11 Eylül 2021 günü İstanbul Maltepe’deki sahile nazır alanda yapılan Büyük Uyanış Mitingi “tanışmamıza” vesile oldu. Sahaya hakim iddia ve inanışların ne kadarıyla karşılaşmış, ne kadarına yanıt üretebilmiştik? Karşımızda gerçekten “grup” olarak adlandırılabilecek, ortak bir çıkar ya da amaç etrafında birleşmiş bir grup var mıydı?

Örneğin, evvelden Teyit’in Teyitpedia kategorisinde yayınladığı kaynaklarda da yer alan, komplocu düşünmeye dair bazı özellikleri sahada sınamak istedik:   

Çeşitlilik ve sorgulama: Komplo teorilerine herkes inanabilir, bunun bir sınıfı, yaşı, bağlamı yok. Saha da bu çeşitlilikte olacak mı tekil bir inanışla mı karşılaşacağız? Yine bu düşünme biçiminin niteliklerinden biri, yanıt aramak ve iletişim için değil, retorik amaçlı sorular sormak.  

Kişinin kendini gözünde büyütmesi: Bir araştırmaya göre sosyal ve kültürel değişimden korkanlar komplo teorilerine inanmaya daha yatkın; kendi bilgi ve becerilerini büyütenler de öyle. Radikal siyasi görüşlere sahip olmak da buna dahil. Yani mütevazı olup başka görüşlere de açık olursak ayaklarımız yere daha sağlam basabilir. 

Tarikat gibi davranma eğilimi: Sahada sınayabileceğimiz bir başka ölçüt de, bu gibi grupların üyelerini, tıpkı tarikatlar gibi özel ve seçilmiş hissettirdikleri. Araştırmalar, bu kişilerin temelde kolektif bağlanma arzusunu tatmin ettiklerini de gösteriyor. 

Yanlış Bilgileri Çürütme El Kitabı’na göre, güçsüz veya savunmasız hissedenler, komplo teorilerine daha çok inanma ve yaygılaştırmaya da daha meyilli olanlar. 

Başlıyoruz.

“Bir küreselci sembolü verir misiniz memur bey?” 

“Maskeleri alın, girişte maske istiyorlar.” Bu cümleyi duyduğunuzda “Başka bir gezegende miyim?” sorusunu aklınızdan geçirmemeniz mümkün değil, zira maskeli hayat en az bir buçuk yıldır yeni normalimiz. 

Miting alanına girişte her mitingde olduğu gibi bayraklar satılıyor, zira bu miting için tek bayrak çağrısı yapıldı. Önümüzden elinde kamerası olan bir genç geçiyor, üzerinde Serdengeçti Birliği yeleği var. 

Mitinge yönelik haberler Ağustos itibariyle yazılmaya başladı. Çağrıcı olan ve “Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” sloganıyla Aralık 2019’da kurulan Anadolu Birliği Partisi’nin programında yer alan ifadeler ilginç:Sağlıklı toplum sağlıklı beslenirse oluşur. Bunun için gıdalarımızdaki, ağız temizliğinde kullanılan ürünlerde de insan sağlığına özellikle beyin sağlığına zararlı olan tüm maddelerden arındırılarak sunulması sağlanacaktır.”

Maltepe Kaymakamlığı tarafından izin verilmeyen ama İstanbul Valiliği’nin onayladığı mitingin yasal başvuruları Anadolu Birliği Partisi tarafından yapılmış olsa da, Eylül ayında mitingle ilgili haberlerde aşı karşıtı olduğu bilinen yazar Abdurrahman Dilipak “önder” olarak anılmaya başladı. 

Miting alanında HES kodu ve aşı zorunluluğu olmasa da, maske zorunluluğu var. Polis aldıkları emrin bu olduğunu söyleyip, “İçeri girdikten sonra çıkarıyorlar” diyor ve yine de kapıda maskesi olmayanlara veriyor. Bir kadın arkasındaki gruba da duyuracak şekilde polise şöyle sesleniyor “Bir tane küreselci sembolü verir misiniz memur bey?” Grup alkışlıyor. 

Bu "küreselcilik" söylemi, miting alanında sık sık tekrar ediliyor. Herkesin üzerinde uzlaştığı bir varsayım. Oysa Teyit'in internet sitesinde bu kilit kelimeyle arama yaptığınızda bir sonuca ulaşamıyorsunuz. Çünkü bu olgu kontrolüne sokulabilecek bir kavram değil; daha ziyade bir varsayım. Dünyayı yönetmeye muktedirlerce uygulamaya konan, tekil ve kötücül bir ajandanın varlığına inanmak üzerine kurulu. Yani Teyit'in metodolojisinin dışında kalan bir alan.

“Allahsız dünya görüşü savunuluyor”

Sosyal medyadaki mitinge az kala çıkan yüksek sese karşılık alandaki insan sayısı nispeten az. En azından dışarıdan bakarak, belli bir siyasi ya da sınıfsal aks izlenemiyor. Sarıklı, çarşaflı, CHP’li olduğunu söyleyen, zengin ya da değil, genç, orta yaşlı, yaşlı, hatta birkaç çocuk... 

asi karsiti miting 1 21092021

Yani komplo teorilerine inananların türdeş bir grup olarak görülemeyeceği varsayımının desteklendiğini söyleyebiliriz. Göstericilerle görüşmelerimizde de, ortaya saçılan sorularda da, retorik sorular gözlemlediğimiz bir davranış biçimi oldu. 


Örneğin sırada beklerken mikrofon uzattığımız Emine Doğan (44) mitinge tek başına gelenlerden. Maske takmış olmam nedeniyle yüzündeki ifade müstehzi. “Hem maske hem siperlik takmışsınız?” diyor. “Evet, virüsten endişeliyim. Peki siz neden buradasınız?” Doğan mali müşavir. Kızı üniversiteyi kazanmış ama giderken PCR ve aşı zorunluluğu getirecekler, bu yüzden tepkili. “Ben sadece acil kullanım onayı almış bir sıvıyı neden kendime zerk edeyim?” Ona göre medya taraflı haber yapıyor. 

İlginizi çekebilir: Covid-19 aşılarının faz çalışmalarının bitmediği iddiası

Bir başka kişiye mikrofon uzatıyoruz. İsmini vermek ve görüntü almamızı istemiyor. “Jak Şirak** yazmış bunları. (Jacques Chirac, Eski Fransız siyasetçi. Ancak Chirac’ın bu yönde beyanları yok. Konuşan büyük ihtimalle yazar Jacques Attali ile karıştırıyor) Bu pandemi saçmalığını Türkiye’de yayan üç kişiden biriyim. Tüm yurtdışı yayınlarını takip ederim. O yaşlıları ve dünyadaki nüfusu yok edecek bir virüsten bahsetmiş. Bu, bir zeka virüsü. Salak olanları yok etmeye çalışıyorlar. Bana kalırsa insanın aklını kullanması lazım. Benim eşim beni aldattı ve alkolik, kaldırımlarda uyuyan bir insan. O da bu hastalığa yakalandı, yoğun bakıma alındı, entübe oldu. Şimdi iyileşti. O ilaçları vermeseler hasta olmazdı. Kanıtlarımı neden sana söyleyeyim? Gazetecisin sonuçta. ”

İlginizi çekebilir: Fransız ekonomist Jacques Attali’nin 1981’de salgın kaynaklı ötanaziyi desteklediğini açıkladığı iddiası

Alana girişte elinde pankartı, yanında dört yaşındaki çocuğuyla birlikte Uyanmışlar Hareketi pankartı sizi karşılıyor. Hareketin lideri Fahrettin Tellioğlu pankartı oğluyla birlikte taşıyor.  Kamerayı görünce anlatmaya başlıyor, “Evet arkadaşlar, esas gören göz, dünyaya hükmeden, korona tiyatrosunu oynayan tapınakçılar dünyayı rehin aldı. Mesela arkadaşımız bayan hem maske hem siper takıyor, -gülümseyerek- bence yanlış yapıyor.” Gazeteci olduğum için bu oyuna gelmemem gerektiği görüşünde. Yeni dijitalleşme ile birlikte Allahsız bir dünya düzeni önerildiğini savunuyor. Bu nedenle aşı ve maske karşıtı, hiç hastalanmamış. Ona göre kişileri aşıya zorlamak hukuki kaynağı olmayan bir yalan. Ne olduğu belli olmayan sıvıların vurulmasına karşı. 

İlginizi çekebilir: Aşılarda bulunan maddeler o kadar 'korkutucu' mu?

asi karsiti miting 2 21092021

Artık miting başlamış durumda. Basın mensubu olduğum için bana kartını uzatıyor. “Dünya Dilleri Merkezi ve Yeryüzü Halkları Dostluk Vakfı” Başkan Yardımcısı olduğu yazıyor. Kartın arkası da “Küresel zalim, çocuk katili, kuduz köpeklere boykot” için tasarlanmış. 

“Size anlatılmayanı anlatmayı hedefliyoruz”

Polis içeri alınan döviz ve pankartları da kontrol ediyor. “İllegal hiçbir şey yok, Plandemi Büyük Buluşma Platformu, büyük insanlık için el ele”  diye bağırıyor birileri. Twitter’da 19 bin 700 kişilik bir takipçisi olan grup, avukatları tarafından hazırlanan aşı ve PCR karşıtı dilekçelerini kamuya açtı ve kurumlara teslim edilmesi için çağrı yapıyor. 

asi karsiti miting 3 21092021

Platformun başkanı Ali Osman Önder’in takipçi kitlesi platformdan büyük. Takım elbise giymiş ve o gün epey popüler, her yerden kendisine sesleniyorlar. “11 Mart 2020’de, plandemi başladığında kurulduk. Arkadaşlarımızla birlikte sizlere anlatılmayanları anlatmayı hedefliyoruz.”

asi karsiti miting 4 21092021

Önder bir kişiyle selamlaşmaya gittiğinde, yanındakilere mikrofon uzattık. Bir kadına “Siz de üyesiniz değil mi?” diye soruyoruz, “Ayıptır söylemesi” diye yanıtlıyor. “Neden ayıptır söylemesi dediniz?”, “Ego yapmayayım diye. Biz övünç kaynağıyız. Siz neden o kadar kask maske taktınız? İnsan bağışıklığı aksine doğada evrimleşerek güçlenir. Yaradılış bu. Ben başından beri kullanıyorum. Bunları takarak kendinizi ne kadar hasta ettiğinizi anlayacaksınız” 

İlginizi çekebilir

Maskenin işe yaramadığı hatta zararlı olduğu iddiası

Maske kullanımının çocuklar için zararlı olduğu iddiası

Dr. Bilgehan Bilge'nin maske kullanımı hakkındaki iddiaları

Birbirimizin yanından uzaklaşıyoruz. Yaklaşık 15-20 kişilik bir grup, hiçbiri birbirini ilk kez görmüş gibi değil, önceden tanışıyorlar. 

Yani alandaki kitleden konuştuklarımızın, kendi dünya görüşleri ve becerilerini abartma davranışını sergilediklerini rahatlıkla söyleyebiliriz. Peki ya tarikat gibi davranmak? 

‘Siyasetin olmadığı bir hareket olmak’

İçeri giriyoruz. Bazıları girişte maskeli ancak bu durumdan memnuniyetsiz olanlar da var. Bir erkek arkadaki grubuna sesleniyor. “Dışarda maskesiz dolaşmak yasak, içerde biz maskeyi yasaklıyoruz.” Gülüşmeler yükseliyor yine. 

Konuşmacılar ve mitinge gelenleri polis bariyerleri ayırıyor. Bir tür “sosyal mesafe” önlemi olabilir. Sahnede Abdurrahman Dilipak var. Aşı zorunluluğunun ve Covid’in anayasaya aykırı bir yalan olduğundan da bahsediyor; yoğun bakımda yatan ve hayatını kaybetmiş tanıdıkları olduğundan da. 5G News Platformu isimli Facebook sayfalarından kurumlara şikayetlerinin sonuçlarını ve kampanyalarını da duyuracaklarının haberini veriyor. Dilipak’ın temel motivasyonlarından birinin 5G karşıtlığı olduğunu görmek mümkün, kitlenin onu sahiplendiğini anlamak da. 

Aşı, PCR, maske ve hatta salgının varlığına karşıt katılımcıların örüntülerinden biri de anlaşılan o ki 5G karşıtlığı.

İlginizi çekebilir

5G ile yeni koronavirüsün ortaya çıkışı arasında bağlantı olduğu iddiası

5G WhatsApp mesajı I: 5G protestosunu gösterdiği iddia edilen videolar başka olaylardan

5G WhatsApp mesajı II: 5G kullanan ülkeler yolcu gemileri ve bir YouTuber

5G WhatsApp mesajı III: 5G ve yeni koronavirüs arasında bağ kurmak mümkün mü?

Sosyal medyadan bakınca kalabalık gözüken ancak bir araya gelince çok da kalabalık olmayan bu kitle, basın mensuplarına da öfkeli. Bir ara basına “Şimdi mi aklınız başınıza geldi, bizi neden şimdiye kadar görmediniz” diye sesleniyorlar. Bu, Türkiye’de farklı kesimlerin, mecra buldukça dile getirdikleri bir durum. 

Üyelerin kendini özel hissettiği bir kolektiflik hali açıkça görülüyor. Aslında bir çağrı sonucunda bir araya gelmiş bir kalabalıktan söz ediyoruz. Gruplar birbirlerini çeşitli kurumlara karşı mücadele etmeye çağırıyor. Ama bir tür tarikat gibi davrandıkları, belli amaçlardan ziyade kanıttan uzak inançlar etrafında birleştikleri de muhakkak. Kitledekiler kendilerini “özel”, “aydınlanmış”, “farkında” hissediyor. 

Sivil hareket olması kalabalığın motivasyonlarından

“Sağlık Bakanlığı aşı pazarlama ofisi değildir”, “Aşıya değil faşizme karşıyız” ve “Her Yer Maltepe, Her Yer Direniş” sloganlardan bazıları. Mitingdeki katılımcıların motivasyonlarından biri sivil bir hareket olduklarını birbirlerine ve kameralara tekrar etmeleri. Bildiri okunurken kararlı ve mücadeleci gözüküyorlar. 

asi karsiti miting 6 21092021

Sahneye çıkan isimlerden biri ve son günlerde de “Son Günah” isimli kitabını çıkarmış olan  Hamza Yardımcıoğlu, Moleküler Biyolog Prof. Oktay Sinanoğlu’nun sözü olduğu referansıyla sahnedeki konuşmasında kalabalığa şöyle sesleniyor:Ortada bir komplo varsa, teorisine ne gerek var?!” 

O sırada bir kız çocuğu scooterıyla kalabalıkta geziniyor. 15.00’te başlayan miting alanına 16.31’de de girişler sürüyor. “Maskeleri alın, girişte maske istiyorlar.” 

Alanda konuştuğumuz kişilerce dile getirilen ve atmosfere slogan ya da pankartlar vesilesiyle hakim olan iddiaların neredeyse tamamına Teyit olarak yanıt verdiğimizi görüyoruz, yani alandakiler arasında hiç karşılaşmadığımız iddialar yok. Ancak yine de bu kalabalığın neden ve nasıl bir araya geldiğini anlamaya çalışmayı sürdürmek de önümüzdeki günlerdeki bir diğer işimiz.